2024’te yurt içi çelik tüketimi yerli üretimle karşılanmalı
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz
Demir-çelik sektörü yılın 10 ayını üretim ve ihracat açısından nasıl geçirdi? Geçen yılın aynı dönemine göre miktar ve değer olarak değerlendirebilir misiniz?
Ham çelik üretimimiz 2023 yılının ikinci yarısında 2022 yılının aynı döneminde düşük üretim miktarlarının sebep olduğu baz etkisi ile %4,2 büyüyerek 11,1 milyon tondan 11,5 milyon tona yükselmiş, Ocak-Ekim döneminde ise yıllık bazda %8,8 azalışla, 30,1 milyon tondan 27,4 milyon tona gerilemiştir.2023 yılının ikinci yarısında üretimde gözlenen kademeli toparlanmada, deprem faciasından sonra tesislerimizin tekrar üretim faaliyetlerine başlaması, enerji girdi maliyetlerinin makul seviyelere gerilemesi ve yılın ikinci yarısında 6 milyon ton civarındaki kapasite artırımı etkili olmuştur.
İhracatta kayıp yüzde 44
Ocak-Ekim döneminde, toplam çelik ürünleri ihracatımız yıllık bazda %36,4 azalışla 13,4 milyon tondan 8,5 milyon tona düşmüştür. Değer yönünden ihracata bakıldığında, 10 aylık dönemde ihracatımız yıllık bazda %44,5 azalışla 12,4 milyar dolardan 6,9 milyar dolara gerilemiştir. İhracatın azalması ve ithalatın artması sebebiyle, tüketimde %17 oranındaki artışa rağmen, yılın ikinci yarısında üretimdeki artış sınırlı seviyede kalmıştır. 2024 yılında enerji girdi maliyetlerinin makul seviyeleri koruması, damping ve devlet destekli ürün ithalatına yönelik koruma tedbirlerinin uygulamaya aktarılması ve Dahilde İşleme Rejimi uygulamasının yurtiçi tedariğe öncelik verecek çerçeveye oturtulması ile birlikte, kapasite kullanım oranlarının artması beklenmektedir. Uluslararası piyasalarda yeni dengelerin oluşması ile birlikte, talebin canlanması ve yurt içi tüketimin yurt içi üretim yoluyla karşılanmasını mümkün kılacak tedbirlerin uygulanması öngörülmektedir. Bu sayede, sektörün 2021 yılı üretim seviyelerini geride bırakarak, Türkiye’nin cari işlemler dengesine net katkı sağlayacak konuma ulaşacağı değerlendirilmektedir.
Sektörde 2024 yılı seyri nasıl olacak? Globalde yaşanan ekonomik durgunluk sektöre etkileri nasıl olacak? Üretim-ihracat açısından 2024 yılı öngörüleriniz nelerdir?
2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan ve devamında enerji fiyatlarının sert bir şekilde yükselmesiyle Dünya çelik sektöründe gözlenen durgunluğa ek olarak, 2023 yılının Şubat ayında meydana gelen deprem felaketi çelik sektörümüzü olumsuz yönde etkilemiştir.
Diğer taraftan, 2024 yılında enerji maliyetlerinin makul seviyelere gerilemesinin, reel döviz kurlarının istikrar kazanmasının ve cari açığı kapatmaya yönelik politika adımlarının, ihracatımızı arttıracağı değerlendirilmektedir. Yurtiçinde dolar bazında düşen enerji maliyetlerinin rekabetçi fiyat oluşumunun kolaylaşmasına ve Türkiye’nin Dünya çelik sektöründe son birkaç dönemde kaybettiği pazarları geri kazanmasına imkan sağlaması beklenmektedir.
2023 yılının 2. yarısında devreye giren yeni kapasiteler sayesinde, 2024 yılında sektörde önemli artış öngörülmektedir. Sektörümüzdeki yatırım artışlarını ağırlıklı bir şekilde yurt içi tüketimdeki artışlar desteklemektedir. Kapasite kullanım oranlarının 2021 yılındaki %75 seviyesine ulaşabilmesi için ilk aşamada, 2023 yılının ikinci yarısında devreye giren yatırımların yurt içi tüketimle desteklenmesi önem taşımaktadır. Bu durumun yeni yatırımların devam etmesi açısından da makul bir zemin oluşturacağı değerlendirilmektedir.
Kapasite artırımlarına ek olarak, yeşil dönüşüme yönelik enerji yatırımları ve girdi çeşitliliği kapsamında yeşil DRI HBI ürünlerine yönelik yatırım çalışmalarının artması beklenmektedir.
2022 yılında uygulanmaya başlayan sıkılaştırıcı para politikalarının olumlu etkisi ile, 2024 yılında çelik talebindeki toparlanmanın daha reel bir çerçeveye oturacağı ve arz talepteki dalgalanmaların makul seviyelere ineceği değerlendirilmektedir. Çin’deki emlak piyasasında yaşanan daralmanın, Ukrayna ve Gazze’deki çatışmaların kademeli bir şekilde sönümleneceği ve yüksek faiz oranları nedeniyle inşaat faaliyetlerinde gözlenen zayıflamanın yıl içinde pozitif yönde evrileceği değerlendirilmektedir. Yeşil dönüşüm kapsamında yoğunlaşan altyapı yatırımlarının ve gelişmekte olan ülkelerin çelik talebinde beklenen hızlı artışların, 2024 yılında çelik talebini %1,9 oranında artması beklenmektedir.
Küresel çelik talebinde beklenen ılımlı toparlanma ile beraber, çelik sektörümüz son dönemde yaşanan ihracattaki kayıplarını alternatif pazarlara odaklanarak telafi etmeye çalışacaktır.
Artan enerji fiyatlarının sektör üzerindeki etkilerini değerlendirebilir misiniz? Hammadde fiyatlarında seyir ne yönde ilerliyor? 2024 yılı görünümü nasıl olacak?
Hurda ve demir cevheri fiyatlarında artış sınırlı olacak
2023 yılının ilk yarısında hurda fiyatları talepteki daralma sebebiyle 400 $ seviyelerinden 350 $ seviyelerine kadar gerilemiş, Ekim ayından itibaren artış eğilimi göstermiştir. Bilahare Aralık ayından itibaren tekrar 400 $ seviyesini geride bırakmıştır. Benzer eğilim demir cevheri fiyatlarında da gözlenmiştir. 2024 yılında enerji girdi maliyetlerinin makul seviyelerde seyretmesi ile birlikte, hurda ve demir cevheri fiyatlarındaki artışın sınırlı olacağı beklenmektedir.
Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sınırda uygulamaya koyulacak karbon vergisine karşı sektörün aldığı önlemler nelerdir? Özellikle üretim tarafında devreye alınan yöntemler nelerdir?
“Yeşil dönüşüm sürecinde AB’ye nispeten daha iyi konumdayız”
Sektörümüz, Türkiye’nin en büyük ticari ortağı olan AB’nin yürürlüğe koyduğu bu mekanizmanın dışında kalmamak için adaptasyonu kolaylaştıracak çalışmalarda bulunarak, karbonsuzlaşma sürecini ve eğilimini yakından takip etmektedir.Türkiye’de, ağırlıklı olarak hurdadan üretim yapan elektrik ark ocaklı tesislerinin toplam üretimdeki payı %70 iken AB’nin payının %30 olması dolayısıyla, Yeşil dönüşüm sürecinde AB’ye nispeten daha iyi konumda olduğumuzu söylemek mümkündür. Ark ocaklı tesislerimizde kullandıkları enerjinin karbonsuzlaştırılması amacıyla elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artmasıyla ilgili girişimler de halihazırda sürdürülmektedir.
Diğer yandan, ülkemizde ulusal bir emisyon ticaret sisteminin kurulması büyük önem arz etmektedir. Sektör kuruluşlarımızın daha net pozisyon alabilmesi için İklim Değişikliği Kanunu ve AB ile uyumlu ulusal emisyon ticaret sisteminin bir an önce yürürlüğe konulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle, yeşil teknoloji (doğrudan indirgenmiş demir (DRI) ve sıcak briketlenmiş demir (HBI) ve yenilenebilir enerji yatırımlarının önünün açılıp, ulusal emisyon ticaret sistemi vasıtasıyla elde edilecek bütçenin, sektörün karbonsuzlaştırılmasına yönlendirilmesi önem taşımaktadır.
Sektörün önde gelen en önemli sorunu nedir?
Dünyadaki korumacı önlemlerin aksine yurtiçi talepteki artışın yurtdışına transfer edilmesi milyarlarca dolarlık kaynağın yurtdışına aktarılmasına yol açmaktadır. Bu kırılgan yapı yalnızca çelik sektörümüzün değil Türkiye’nin dış ticaret açığının büyümesine de yol açmaktadır. Bu bağlamda yurt içi talebin yurt içi üretim yolu ile karşılanmasını mümkün kılacak tedbirlerin alınması, sektörün sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşımaktadır.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.