2025’te Yassı Çelik ve Magnelis® Pazarına Bakış: Türkiye ve Avrupa Perspektifi
2025 yılı, küresel çelik endüstrisinin sadece üretim ve tüketim rakamlarıyla değil, aynı zamanda dönüşüm kabiliyeti ve çeviklik düzeyiyle ölçüldüğü bir dönem haline geldi. Bu yıl, sürdürülebilirlik, teknik performans ve maliyet-verimlilik ekseninde yapılan tercihler; sektör oyuncularının rekabet pozisyonlarını yeniden tanımladı. Özellikle yassı çelik ürün grubu ve çinko-magnezyum alaşımlı kaplamalı saclar (Magnelis®) özelinde, Avrupa ve Türkiye pazarları arasındaki dinamikler belirgin bir değişim gösterdi.
Türkiye’de 2025: Direnç, Uyarlama ve Yeni Açılımlar
Yassı çelik sektörü, kriz yönetiminden çok yönlü dönüşüm stratejisine geçti
2025’e girerken Türkiye yassı çelik sektörü; 2024’ten miras kalan düşük iç talep, yüksek işletme sermayesi maliyetleri ve belirsiz döviz kuru ortamı gibi temel sorunlarla mücadele ediyordu. Buna rağmen sektör, kriz yönetiminden çok yönlü dönüşüm stratejilerine geçiş sinyalleri verdi. Özellikle şu gelişmeler dikkat çekiciydi:
• İhracatta yeniden ivmelenme: İç pazar daralmasına karşın, Türk üreticiler Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu pazarlarında yeniden pozisyonlanarak kapasite kullanım oranlarını yukarı çekmeyi başardı.
• Yeşil dönüşüme yatırım: CBAM (Carbon Border Adjustment Mechanism) ile birlikte karbon salınımı konusunda şeffaf raporlama ve çevreye duyarlı üretim süreçleri, sadece yasal zorunluluk değil; aynı zamanda bir rekabet avantajı haline geldi.
• Enerji verimliliği ve çevresel optimizasyon, artık sadece “ekstra maliyet” değil, kurumsal sürdürülebilirlik için bir kaldıraç olarak görülüyor.
Bu gelişmeler, Türk üreticilerin sadece tonaj değil, değer odaklı ürün portföylerine yönelmesini teşvik etti.
Avrupa Pazarında Dönüşen Talep: Fiyat Değil Değer Konuşuluyor
Avrupa’da ise 2025 yılıyla birlikte pandemi sonrası yeniden şekillenen kamu yatırımları ve özel sektör projeleri; özellikle inşaat, altyapı, enerji ve ulaşım sektörlerinde talebi yukarı taşıdı. Ancak bu talep, artık çok daha seçici ve teknik detaylara duyarlı.
Satın alma kararlarında ön plana çıkan kriterler:
• Kaplama kalitesi ve ürün ömrü: Yüksek dayanım sağlayan çelik ürünlere yönelik talep artarken, galvanizli sacların ötesine geçme eğilimi hızlandı.
• Karbon ayak izi ve üretim şeffaflığı: Tedarik zincirinde sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket eden firmalar, düşük karbonlu üretim yapan tedarikçilere öncelik veriyor.
• Lojistik sürdürülebilirlik: Karayolu yerine denizyolu tercih edilmesi, taşımada karbon emisyonunu düşüren çözümler, ürün tercihinde belirleyici hale geldi.
Bu çerçevede Magnelis® ve benzeri ZM (çinko-magnezyum) kaplamalı saclar, birçok segmentte geleneksel galvanizli ürünlerin yerini almaya başladı.
Çinko-magnezyum alaşımlı saclara güçlü talep artışı oldu
Magnelis® Trendinin Yükselişi:
Teknik Avantajlar, Sektörel Yayılım
2025’in en dikkat çeken ürün bazlı eğilimlerinden biri, çinko-magnezyum alaşımlı saclara olan güçlü talep artışı oldu. Başlıca kullanım alanları arasında:
• Güneş enerjisi altyapıları (solar konstrüksiyon sistemleri)
• Tarım ve hayvancılık yapıları (seralar, ahırlar)
• Kıyı koruma sistemleri, köprü alt yapıları ve drenaj sistemleri
Gibi dış ortam koşullarına maruz kalan alanlar bulunuyor. Bu ürünler artık sadece “alternatif” değil; birçok projede standart çözüm olarak konumlanıyor.
Magnelis®’in öne çıkan avantajları:
• Geleneksel galvanize kıyasla 10 kata kadar daha yüksek korozyon direnci
• Daha ince kaplama ile malzeme tasarrufu ve çevresel avantaj
• Kaynaklanabilirlik, bükülebilirlik ve boyutsal kararlılık gibi üretim sonrası işleme süreçlerinde sağladığı kolaylık
Bu teknik kazanımlar, proje firmaları ve mühendislik temelli satın alma kararlarında doğrudan tercih nedeni haline geliyor.
Türk Üreticiler Ne Durumda?
Güçlü Bir Potansiyel, Bazı Eksikler
2025 itibarıyla Türk üreticiler Magnelis® ve muadili ürünlerin üretiminde ciddi bir know-how ve teknik kabiliyet geliştirmiş durumda. Ancak hâlâ bazı yapısal zorluklar mevcut:
• Sertifikasyon ve test raporu eksikleri, bazı ihracat pazarlarında ürün kabulünü zorlaştırıyor.
• EN normlarına tam uyum, belirli projelerde dışlanmaya neden olabiliyor.
• Pazarlama ve bilgilendirme eksikliği, ürünün iç pazarda tam anlaşılamamasına yol açıyor.
Buna karşın; daha kısa termin süreleri, esnek üretim ve fiyat avantajı, Türk üreticileri Avrupa’daki rakiplerine karşı önemli ölçüde rekabetçi kılıyor.
• Yüksek performanslı kaplamalı saclar, artık proje dosyalarının “olsa iyi olur” değil, “olmazsa olmaz” kalemleri arasında yer alıyor.
• Karbon ayak izi, artık ürün fiyatı kadar etkili bir seçim kriteri.
• Avrupa pazarı, sadece fiyat değil; teknik destek, mühendislik bilgisi ve çözüm kabiliyeti olan Türk firmalarla daha fazla çalışmak istiyor.
• Magnelis® ve muadillerinde iç pazarda da hareketlenme başladı, özellikle yenilenebilir enerji ve altyapı projeleriyle paralel olarak.
Sonuç: Gelecek, Fark Yaratan ve
Hızlı Uyum Sağlayanların
2025 yılı, yassı çelik ve özellikle Magnelis® grubunda, yalnızca üretim kapasitesiyle değil; fark yaratma becerisiyle rekabet edilen bir dönem oldu. Fiyat odaklı ticaretin yerini; değer odaklı, teknik olarak desteklenen ve sürdürülebilir çözümler sunan stratejiler aldı.
Biz de VMT Premium Metals olarak bu dönüşümün bilincindeyiz. Ürün değil, çözüm sunma anlayışıyla; hem Türkiye’de hem Avrupa’da müşterilerimize teknik destek, lojistik çeviklik ve sürdürülebilirlik ekseninde katma değer sağlamaya devam ediyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.