9. Uluslararası Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Lojistik üs haline gelmek demek, doğuda Asya, batıda Avrupa, güneyde Afrika'nın yani 3 kıtanın tedarik zinciri merkezinin Türkiye olması demektir.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Lojistik üs haline gelmek demek, doğuda Asya, batıda Avrupa, güneyde Afrika'nın yani 3 kıtanın tedarik zinciri merkezinin Türkiye olması demektir.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Lojistik üs haline gelmek demek, doğuda Asya, batıda Avrupa, güneyde Afrika'nın yani 3 kıtanın tedarik zinciri merkezinin Türkiye olması demektir.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Lojistik üs haline gelmek demek, doğuda Asya, batıda Avrupa, güneyde Afrika'nın yani 3 kıtanın tedarik zinciri merkezinin Türkiye olması demektir. Bunu Türkiye şüphesiz başarabilir" dedi.
Yaşar Üniversitesi (YÜ) ve Lojistik Derneği (LODER) iş birliği ile YÜ Konferans Salonu'nda başlayan 9. Uluslararası Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi'nin açılış konuşmasını telekonferans sistemiyle Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yaptı.
Van'daki depremde ölenlere rahmet, yaralılara şifa dileyen Yıldırım, TBMM'deki programın yoğunluğu nedeniyle kongreye katılamadığını ancak kongreden çıkacak sonuçları çok önemsediğini bildirdi.
Lojistik sektörünün geleceğin parlayan yıldızı olduğunu ifade eden Yıldırım, 1930'lu yıllarda ABD'de askeri terim olarak kullanılan lojistiğin bugün çok geliştiğini, günümüzün modern dünyasında geleneksel taşımacılık yönteminin rekabet gücünün kalmadığını söyledi.
Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kamyonla üretim merkezinden tüketiciye ulaştırılabilen mal ve hizmetlerin artık ölçek ekonomisine uygun olmadığı ve yaşama şansının kalmadığını hepimiz biliyoruz. Küreselleşen dünyada rekabet çok acımasız olarak devam etmektedir. Ükeler yavaş yavaş geleneksel taşımacılığı terk ediyor. Lojistik esasında tek başına bir taşıma değildir. Lojistik aynı zamanda depolama, gümrükleme ve aynı zamanda montaj hizmetidir. Aynı zamanda bir ürünün dünyanın bir başka yerinde üretilmesi, bir başka yerinde pazarlanması bir başka köşesinde de depolanması olarak adlandırılabilir."
-Lojistik merkezlerin konumu-
Türkiye'de üretilen bir ürünün Amerika'da pazarlanabileceğini ve Kuzey Afrika'nın herhangi bir limanına sevk edilebileceğini kaydeden Bakan Yıldırım,
"Lojistik merkezlerin konumunun çok iyi belirlenmesi lazım. Eğer siz lojistik merkezlerini limanların yanına, havaalanlarının etrafına kurmazsanız o zaman bu lojistik merkezin size beklediğiniz faydayı sağlaması mümkün olmaz. Önemli olan sevkıyatın devamının sağlanması ve taşıma maliyetleri ile girdi maliyetlerinin azami ölçüde azaltılmasıdır" diye konuştu.
Yıldırım, Türkiye'nin ihracatının 2003'ten bu yana 3 kat yükseldiğini, 600-700 milyon ton ithalat ve ihracatın söz konusu oluğunu ifade etti.
Taşımanın yapılması için en önemli gereksinimin altyapı olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin 2003'ten bu yana yol altyapısında fevkalade önemli gelişmeler sağlanmıştır. Doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi 74 vilayetimiz birbirine bölünmüş yollarla bağlanmıştır. 2003'te bu rakam sadece 6'dır. Yaptığımız yatırımları yeterli görmemiz mümkün değil. Türkiye dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girecek, ticareti 1,2 trilyon Dolar, ihracatı 500 milyar doları bulacaktır. Bu Türkiye'nin ulaşım altyapısının 4 kat daha büyümesi demektir, 1,6 milyar tonun üzerinde yıllık taşıma hacmine ulaşmak demektir. Türkiye'nin bir lojistik üs haline gelmesi gerekir. Lojistik üs haline gelmek demek, doğuda Asya, batıda Avrupa, güneyde Afrika'nın yani 3 kıtanın tedarik zinciri merkezinin Türkiye olması demektir. Bunu Türkiye şüphesiz başarabilir."
-Deniz, demir ve karayolu taşımacılığı-
Türkiye'nin taşımacılığının yüzde 85'nin deniz yoluyla yapıldığına dikkati çeken Yıldırım, deniz yolunun demir ve karayolu ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Kombine taşıma sisteminin önemine işaret eden Binali Yıldırım, "Türkiye'nin lojistik planını yaparken 3 taşıma modelinin de bütünleşik olması için çaba sarf ediyoruz" dedi.
Türkiye'nin önümüzdeki 10 yılda 17 noktada çok büyük lojistik merkezlerine kavuşacağını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Lojistik merkezlerinin bir kısmı demiryolları, bir kısmı kara taşımacılığı ve bir kısmı da limanlar kıyılarında oluşturulacak merkezlerdir. Çok hızlı gelişen bir sektörün yasal altyapısı ne yazık ki aynı hızla gelişmiyor. Ülkemiz için oldukça yeni olan bu sektörde yasal altyapı lojistik ve tedarik zincininin geliştirilmesine yönelik yasa tamamlanma noktasına gelmiştir.
Lojistik merkezlerin kurulmasında bakanlığımız birinci derece görev alan bir bakanlık olmakla birlikte diğer bakanlıkların da yer alması söz konusudur. Bütün bunları dikkate aldığımızda İpek Yolu, Kral Yolu, Baharat Yolu gibi yolların geçiş noktası üzerinde bulunan bölgemiz, lojistik kavşak merkezi haline gelmiştir. Amerika ve batıda yaşanan krizler artık ticaretin rotasını da değiştirmiştir. Artık batıdan doğuya ve kuzeyden güneye olacaktır. Uzakdoğu'da yaşanan gelişmeler, Afrika'nın gittikçe artan ihtiyaçları dikkate alındığında Türkiye'nin önemi artmaktadır."
Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı da yaptığı konuşmada, kongrenin sonuçlarının lojistik sektörü açısından önem taşıdığını kaydetti.
Rektör Prof. Dr. Murat Barkan ise lojistik sektörünün temel amacının insanları, malı ve hayatı engellere ve mesafelere rağmen yakınlaştırmak olduğunu ifade etti.
Yabancı katılımcıların da bulunduğu kongrenin 3 gün boyunca Çeşme'deki bir otelde süreceği bildirildi.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.