Çelik sektörü 2020'ye iyimser girdi
Sahip olduğu yıllık ortalama 52 milyon ton çelik üretim kapasitesinin 37 milyon tonunu kullanan Türkiye, bugün itibarıyla global çelik üretiminde sekizinci, ihracatında ise altıncı sırada yer alıyor.
Sahip olduğu yıllık ortalama 52 milyon ton çelik üretim kapasitesinin 37 milyon tonunu kullanan Türkiye, bugün itibarıyla global çelik üretiminde sekizinci, ihracatında ise altıncı sırada yer alıyor.
Sahip olduğu yıllık ortalama 52 milyon ton çelik üretim kapasitesinin 37 milyon tonunu kullanan Türkiye, bugün itibarıyla global çelik üretiminde sekizinci, ihracatında ise altıncı sırada yer alıyor.
Dinamik bir demir çelik sektörüne sahip olan Türkiye, son iki yıldır globaldeki gelişmelerin aksine bir performans sergiliyor. 2018 yılında dünyada çelik üretimi artarken, Türkiye’de geriledi ve gerileme bu yıl da devam etti. Ancak başta otomotiv, beyaz eşya ve inşaat gibi çeliğin yoğun şekilde kullanıldığı tüketici sektörlerde tekrardan baş gösteren toparlanmanın 2020'de çeliğe olan talebi artırması bekleniyor.
Çelik üreticisi 65 ülke, 2018 yılında toplam 1.8 milyar ton ham çelik üretimi yaptı. Bunun üçte ikisinden fazlası Asya ülkeleri tarafından üretildi. Çin ise toplam üretimin yarısını gerçekleştiriyor. 52 milyon tona yaklaşan kapasitesinin 37 milyon tonunu kullanan Türkiye, 2018’de çelik üretiminde dünyada sekizinci, Avrupa’da ise ikinci sırada yer alıyor. Aynı şekilde Türkiye, çelik ihracatında ise dünyada altıncı sırada bulunuyor. Demir çelik pazarı sürekli büyüyen bir pazar… Türkiye de bu pazarın dinamik bir oyuncusu. Bununla birlikte Türkiye’nin üretim trendi ile dünya üretim trendi arasında zaman zaman ayrışmalar oluyor. Bunun sonuncusunu içinden geçtiğimiz dönemde yaşadık.
2018’de dünyada çelik üretimi artarken Türkiye’de geriledi. 2019’da da bunun devam ettiğini görüyoruz. Dünya ham çelik üretimi yılın ilk 10 ayında yüzde 3.25 artışla 1.5 milyar ton seviyesinde gerçekleşti. Türkiye ise yüzde 10.6 ile ilk 15 üretici arasında, ham çelik üretimi en fazla düşüş gösteren ülke oldu. Bu düşüş ile Türkiye’de Ocak-Ekim döneminde 28 milyon ton çelik üretimi yapıldı. Öte yandan çelik tüketimi ise yüzde 21.5 azalışla 21.5 milyon ton oldu. Yani üretimde yüzde 10.6, tüketimde yüzde 21.5 azalma var. Gerilemenin nedenlerinden biri otomotiv, beyaz eşya ve inşaat sektörlerindeki daralma. Başka bir nedeni ise AB ve ABD pazarlarındaki kısıtlayıcı tedbirler.
Türkiye, kota artışından ve %30 sınırlamadan olumsuz etkileniyor
Avrupa Birliği ve ABD, sektör ihracatının yaklaşık yarısının yapıldığı ana pazarlar. Bu nedenle bu iki pazardaki daralma ya da giriş engelleri sektörün ihracatını ciddi oranda etkiliyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre otomotiv, hazır giyim ve kimyadan sonra dördüncü büyük sektör olan çelikte ilk 11 ayda ihracatta gerileme 1.3 milyar dolar (yüzde 9.4). Yıl sonunda gerilemenin biraz daha arttığını göreceğiz. İhracatta özellikle son aylarda AB’ye yapılan ihracatta gerileme etkilerini göstermeye başladı.
Bildiğiniz gibi 2018 yazına ABD çelik ve alüminyum ithalatına ek vergi getirmişti. AB ise ABD’nin kendisine çelikte getirdiği kısıtlamaları bertaraf edebilmek için 2019 başında 26 çelik ürününe özel olarak ithalatta miktar sınırlaması başlattı. 20152017 arasındaki çelik ithalatının ortalamasının üç yıl boyunca yüzde 5 artırılması üzerine kurulu korunma tedbiri, bunun yanı sıra hiçbir ülkenin ithalattaki payının yüzde 30’u geçmemesini de öngörüyordu. Türkiye hem yüzde 5’lik kota artışından hem de yüzde 30 sınırlamasından olumsuz etkileniyor.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.