ÇELİK SEKTÖRÜ 32,2 MİLYON TON HURDAYI EKONOMİYE KAZANDIRIYOR
Türk çelik sektörünün en önemli üretim girdisi Hurda Yerli kaynakların yetersizliği hurdada yurt dışına bağımlılığı beraberinde getiriyor.
Türk çelik sektörünün en önemli üretim girdisi Hurda Yerli kaynakların yetersizliği hurdada yurt dışına bağımlılığı beraberinde getiriyor.
Türk çelik sektörünün en önemli üretim girdisi “Hurda”… Yerli kaynakların yetersizliği hurdada yurt dışına bağımlılığı beraberinde getiriyor. Sonuç olarak 2012 yılı verilerine göre toplam 34,3 milyon tonluk nihai çelik üretimi için 32,2 milyon ton hurda kullanıldı. Söz konusu hurdanın 9,6 milyon tonu yurtiçinden sağlanırken ithal edilen hurda miktarı 22,4 milyon ton. İthalatın artmasındaki en önemli sebep ise Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke olması ve geri dönüşüm çalışmalarının gelişmiş ülkelere göre daha geç başlaması dolayısıyla ülkemizin yeterli hurda kaynağına sahip olmaması. Bu doğrultuda Çelik İhracatçıları Birliği’nin uluslararası yönetim ve danışmanlık şirketi A.T. Kearney’e hazırlattığı “Global Hurda Pazarı Değerlendirme Raporu” sektörün geleceği açısından önemli bir rehber oluşturacak.
Türk çelik sektörünün önümüzdeki dönemlerdeki gelişimine yol gösterecek “Global Hurda Pazarı Değerlendirme Raporu”; sektörün en önemli hammaddesi hurdanın önemini tekrar vurguluyor. Ülke ekonomisine sağladığı önemli değer ile çelik sektörünün hammadde ithalatının, cari açıktan ziyade yarattığı katma değeri tüm boyutları ile gözler önüne seriyor. Ancak ithalatın yanı sıra hurdanın yerli kaynaklardan sağlanabilmesi için geri dönüşümün önemine de dikkat çekiliyor.
Global Hurda Pazarı Değerlendirme Raporu’nun hazırlanması sırasında global hurda pazarının yanı sıra, enerji, kömür, cevher, yarı mamuller gibi pek çok dinamiğin verilerine ihtiyaç duyuldu. Söz konusu tüm verilere ulaşabilen 2012 yılı rakamlarına göre hazırlanan raporda öne çıkanlar;
2012 yılında Türkiye toplam 34,3 milyon tonluk nihai çelik üretimi için 32,2 milyon ton hurda kullanıldı. Bu hurda miktarının 22,4 milyon tonu 9,4 milyar dolar karşılığı yurt dışından ithal edilirken, 9,7 milyon tonu ise yurtiçinden sağlandı.
Hurda ithalatı ile üretimini her yıl artıran ve önemli bir çelik ihracatçısı kimliğine kavuşan Türk çelik sektörü, aynı zamanda otomotiv, gemi, demiryolu, beyaz eşya ve makine imalatı gibi sektörlere hammadde tedariki ile bu sektörlerin ithalatını engelleyerek, ihracatlarına da dolaylı olarak önemli oranda katkı sağlamakta.
Çelik sektörünün istihdama katkısı ise azımsanamayacak boyutta. Yine 2012 yılı verilerine göre Türk çelik üreticileri 35 bin kişiye direkt istihdam yaratırken, dolaylı istihdamın ise 200 bin kişiyi aştığı tahmin ediliyor.
Türk çelik sektörünün hurda yerine yarı mamul ithal etmesi halinde dış ticaret açığı 5,3 milyar dolar artacaktı. Sektörün hurda ithal etmeden sadece yerli hurda ile üretim yapmasının sonuçları ise dikkat çekici. Bu senaryoda 34,3 milyon tonluk nihai çelik üretimi 9,4 milyon tona kadar gerileyecekti. Düşen üretim, ihracatı da olumsuz etkileyecek ve 7,6 milyar dolardan fazla ihracat kaybı yaşanacaktı. Hurda ithalatı yapılmadığı takdirde küçülen sektörün 35 bin kişilik istihdamı da 14 bin kişiye kadar düşecekti.
Çelik sektörünün 2012 yılında ithal ettiği 9,4 milyar dolarlık hurdanın 3,2 milyar dolarlık bölümü, ihraç edilecek çelik ürünlerinin üretiminde kullanılarak Türkiye’nin toplam ihracatına 6,5 milyar dolarlık direkt katkı sağlandı. Sektörün; metal ürünleri, makine ve ulaşım sektörleri ile otomotiv ve beyaz eşya gibi diğer sektörler aracılığı ile yarattığı değer de bu veriye ilave edildiğinde çıkan sonuç daha da çarpıcı. Toplam hurda ithalatının 4,7 milyar dolarlık bölümü ile yapılan üretim neticesinde 8,6 milyar dolarlık ihracata imza atıldı.
Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci toplantıda yaptığı konuşmada “Türk çelik sektörü olarak son yıllarda sürekli büyüme odaklı çalışıyoruz. Türkiye’yi toplam çelik üretimimizle dünya sekizinciliğine, toplam çelik ihracatımızla yedinciliğe ve inşaat demiri ihracatı ile birinciliğe taşıdık. Ancak en önemli girdilerimiz arasında yer alan ve hammadde olarak ark ocaklı tesislerimizde kullandığımız hurda konusu ile sürekli gündeme geliyoruz. Bu doğrultuda 2013 yılında uluslararası yönetim ve danışmalık şirketi A.T. Kearney ile ‘Global Hurda Pazarı Değerlendirmesi’ ile ilgili bir rapor çalışması yapmaya karar verdik ve bugün sizlerle bu raporu paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Raporun sektörün hurda ithalatı ile ilgili çarpıcı veriler içerdiğine dikkat çeken Namık Ekinci, “Hurda ithalatı ile cari açığa sebebiyet verdiğinden dem vurulan bir sektörüz ama rakamlar bunun tam tersini söylüyor” diyerek sözlerini bitirdi.
Değerli Çelik Sektörü Temsilcileri ve Değerli Basın Mensubu Dostlarım,
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı olarak, “Global Hurda Pazarı Değerlendirme” lansmanımıza katılmanızla, değerli katkılarınızı esirgemediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, sizleri Birliğim adına saygıyla selamlıyorum. Hepiniz hoşgeldiniz.
Bildiğiniz üzere çelik sektörünün en önemli üretim girdilerinden biri hurdadır. Bugün bu toplantıda A.T. Kearney firmasıyla işbirliği içinde hazırladığımız “Global Hurda Pazarı Değerlendirmesi”ni sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Ben konuşmamda, özellikle basın mensuplarının dikkatini çekecek olan ithal hurdanın Türk ekonomisi üzerindeki etkilerinden bahsetmek istiyorum. Raporun çıktılarını ise A.T. Kearney firma temsilcisi sizlerle paylaşacaktır.
Öncelikle belirtmek isterim ki, “Global Hurda Pazarı Değerlendirme” raporu 2012 yılı verilerine göre hazırlanmıştır. Bunun nedeni ise, yapılan çalışma kapsamında sadece global hurda pazarı değil, enerji, kömür, cevher, yarı mamuller gibi pek çok dinamiğin verilerine ihtiyaç duyulması ve bu verilerin tümüne ancak 2012 yılında ulaşılabilmesindendir.
Türk Çelik Sektörü son yıllarda yakaladığı önlenemez büyümeyi, çoğunlukla sektöre yön veren girişimci ruhlu firmaların çoğalması ve kapasite arttırmalarıyla başarmıştır. Bu firmalar daha çok elektrik ark ocaklarıyla çelik üretmekte ve bu nedenle hurdayı hammadde olarak kullanmaktadırlar.
Üretimin ham maddesi hurdanın tedariki konusunda ise; ülkemizin gelişmekte olan bir ülke olması ve geri dönüşüm çalışmalarının gelişmiş ülkelere göre daha geç başlamış olması nedeni ile Çelik sektörü ihtiyaç duyduğu hurdayı hem kendi iç pazarından hem de dış pazardan sağlamak durumunda kalmıştır.
2012 verilerine dayalı çalışmamıza göre, Türkiye toplam 34.3 Milyon tonluk nihai çelik üretimi için 32.2 Milyon tonluk hurda kullanmıştır. Bu hurda miktarının 9.7 Milyon Tonu ise yurtiçinden sağlarken; 22.4 Milyon tonluk kısmını da yurtdışından sağlamak mecburiyetinde kalmıştır. Maalesef Türkiye’de ki yetersizliği 9.4 Milyar Dolarlık hurda ithalatına mecbur kılmıştır. Gönül her türlü ham madde ihtiyacının ülkemiz kaynaklarından karşılanmasını ister.
Buna karşın; Türk çelik sektörü 2012 yılında 19,8 milyon ton ihracat gerçekleştirerek dünya ihracat sıralamasında 7’inci sırada yer alırken inşaat çeliği ihracatında 1’inci sırada yer almıştır. Ancak bu başarıya rağmen Türk Çelik Sektörü üzerinde, yurtdışından yapılan hurda alımından dolayı, cari açığa neden olduğunu yönünde yanlış bir algı yaratılmıştır.
Çalışmamız kapsamında hurda ithalatının Türk ekonomisine etkilerini analiz ettik. Ortaya çıkan sonuçlar bize, sektör üzerindeki bu negatif algının aksine ithal üretim girdilerine rağmen ülke ekonomisine önemli katkıları da olduğunu göstermiştir.
· Her yıl üretimini arttıran Türk Çelik sektörü, dış pazarlarda önemli bir çelik ihracatçısı olmuştur.
· Türk Çelik sektörü, otomotiv, gemi, demir yolu, beyaz eşya ve makine imalatı gibi sektörlerin ham madde tedarikçisi konumunda olduğu için, bu sektörlerin yapacağı ithalata engel ve ihracatlarına da dolaylı olarak önemli katkı sağlamaktadır.
· Gelişen Türk Çelik sektörü ülkemizde ciddi anlamda istihdam sağlamaktadır. 2012 yılı verilerine göre Türk çelik üreticilerinin direkt olarak gerçekleştirdiği istihdam yaklaşık olarak 35 bin kişi iken; yarattığı dolaylı istihdamın ise en az 200 bin kişiyi bulduğu tahmin edilmektedir.
Bu bulguların yanı sıra, sektörün hurda ithalatı gerçekleştirmemesi durumundaki senaryoları da inceledik. Çelik sektörünün hurda ithalatını durdurması durumunda bunun ekonomiye yansımasının olumsuz olacağını tespit ettik.
Bu tespite göre;
1.>Eğer Türkiye çelik üretmek için hurda yerine yarı mamul ithal etmiş olsaydı, 2012 yılı ticaret açığı 5.3 Milyar Dolar daha fazla olacaktı.
2.Türkiye hurda ithalatını durdurup sadece yerli hurda ile çelik üretimi yapacak olsaydı, minimum 9.4 Milyon ton, maksimum 15.3 Milyon ton çelik üretebilecekti. Bu da 2012 nihai çelik üretimi rakamı olan 34.3 Milyon ton’a göre Türkiye’yi global arenada çok güçsüz bir konumda olmasına neden olacaktı.
3.Sadece yerli hurda ile yapılan üretim teknik olarak mevcut hurda verimliliğini düşürecek ve 2012 rakamlarıyla ton başına yaklaşık 40 dolar/ton’luk ekstra bir üretim maliyeti ekleyecekti.
4.Sadece yerli hurda ile yapılan üretim Türkiye’nin nihai çelik ihracatına çok ciddi bir darbe vuracağı için, toplam ticaret açığının 7.6 Milyar Dolar daha fazla olmasına neden olacaktı.
5.Bunlara ek olarak, hurdanın ithal edilmemesi gibi bir senaryo sektörün istihdamını da direkt etkileyecektir. Yaptığımız çalışma sonuçlarına göre 2012 yılında yaklaşık 35 bin kişiye direkt istihdam sağlayan Türk Çelik sektörü, hurda ithalatı olmadan min. 14 bin, maks. 23 bin kişiye istihdam sağlayabilecekti.
Bunlara ek olarak, 2012 yılı koşulları ve üretim miktarları ele alınarak yapılan çalışmaya göre çelik üretiminde kullanılan hurdanın direk etkisine baktığımızda; Yapılan 9.4 milyar dolarlık toplam hurda ithalatının 3.2 Milyar dolarlık kısmı, ihraç edilecek olan çelik ürünlerinin üretiminde kullanılarak Türkiye’nin 6.5 Milyar dolarlık çelik ihracatına direk katkı sağladığı görülmektedir.
· Hurda ithalatının, 0.8 Milyar dolarlık kısmının, Türkiye’nin metal ürünleri, makine ve diğer ulaşım sektörlerinde yaptığı toplam ihracata 1.2 Milyar dolarlık katkı,
· 0.5 Milyar dolarlık kısmının ise, Otomotivin 15 Milyar dolarlık toplam ihracatına, 0.7 Milyar dolarlık katkı,
· 0.2 Milyar dolarlık kısmının ise; Türkiye’nin 4.2 milyar dolarlık beyaz eşya ihracatına 0.3 Milyar dolarlık katkı sağladığı görülmektedir.
Tüm rakamlar toplandığında yaklaşık olarak toplam hurda ithalatının 4.7 Milyar dolarlık kısmı ile 8.6 Milyar dolarlık ihracat sağlandığı görülmektedir.
Buna ek olarak, yurt içindeki çelik tüketimi için kullanılan ithal hurda, Türkiye’nin daha az maliyetle büyümesine katkıda bulunmakta ve birçok nihai üreticilerinin ülkemizde gelişmesine destek vermektedir.
Bu rakamlar göz önüne alındığında, hurda ithalatı, aslında söylendiği gibi Türkiye’nin cari açığını tetikleyen bir pozisyonda değil; tam aksine, ülkemizin daha az maliyetle büyümesine, birçok sektörün ihracatının artmasına, çelik sektörünün ihracat anlamında rekabetçi pozisyona ulaşmasına ve ülkemizdeki istihdamın artmasına yardımcı konumunda bulunmaktadır.
2013 yılı Aralık ayında çalışmaları başlayan ve 2014 Mayıs ayında tamamlanan, “Global Hurda Pazarı Değerlendirme” raporu sektörün geleceği için önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Sözün başında belirttiğim gibi söz konusu çalışma Birliğim ve A.T. Kearney firmasının işbirliği ile gerçekleştirilmiştir.
Ben, konuşmamda yapılan çalışmanın ana hatlarını dile getirmeye çalıştım. Raporun tüm detaylarını sizlerle paylaşmak üzere sözü A.T. Kearney firmasından Tuğçe Ersöz hanıma bırakmak istiyorum.
Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.