Çelik üreticilerimiz şu anda katma değeri yüksek ürünler için ciddi yatırımlar yapıyor
İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
Demir-çelik sektörü yılın ilk 11 ayını ihracat ve üretim açısından nasıl geçirdi? Geçen yıla göre değerlendirebilir misiniz?
Hem üretim açısından hem ihracat açısından 2024 yılını önceki yıla göre artışla bitireceğimizi söyleyebiliriz. Üretimde; 10 aylık veriler değerlendirildiğinde önceki yıla göre yüzde 12,4’lük bir artış söz konusu. 30.905 bin ton üretim gerçekleştirildi. İhracat açısından bakıldığında ise Kasım ayı dahil olmak üzere yüzde 23’lük bir artış bulunuyor. Miktar olarak ihracatın 16 milyon tonun üzerinde gerçekleştiğini belirtebiliriz.
Demir-çelikte ihracat pazarlarında en çok artış hangi bölgelerde görüldü? İhracatta hangi ülkeler öne çıkıyor? Katma değerli ürün ihracatında durum nedir? Son beş yıllık ihracat ve ithalat tablolarını paylaşabilir misiniz?
2024 yılında ihracatımızın miktar bazında en çok artış yaşanan bölgelerini değerlendirdiğimizde yüzde 54’lük bir artışla Avrupa Birliği’nin ilk sırada yer almakta olduğunu görmekteyiz. AB’yi yaklaşık yüzde 56’lık bir artışla Diğer Avrupa Ülkeleri, yüzde 26’lık bir artışla Orta ve Güney Amerika, yüzde 32’lik bir artışla Kuzey Amerika takip etti.
Yine ihracatımızda en çok artış yaşanan ülkelerin başında yaklaşık yüzde 50’lik bir artışla Romanya, yüzde 122’lik bir artışla İtalya, yüzde 80’lik artışla İspanya, yüzde 42’lik artışla Ukrayna’nın yer aldığını söyleyebiliriz.
2024 yılı sektör açısından nasıl geçti ve Çin’in etkisinin bundaki payı nedir? 2025 yılında Türkiye’nin ihracat hedefi nedir?
2024 yılı sektörümüzü etkileyen olumsuzlukların devam ettiği bir yıl oldu. Çin yine dünya toplam çelik üretiminin yüzde 60’ını domine eder durumda. Çelik fiyatlarını Çin’in gücü etkilerken bir yandan da global çelik endüstrisinde ciddi daralma yaşanması da ihracatımızı zorladı.
“2024 yılında sekiz adet Sektörel Ticaret Heyeti gerçekleştirdik”
Çelik sektörü olarak uzun yıllara dayanan ihracat tecrübemizin sağladığı esnek pazar kabiliyeti sayesinde daralan ya da fiyat tutturmakta zorlandığı ülkeler yerine daha iyi kâr marjı ile ihracat yapabileceğimiz bölgeleri hedeflemeye devam ettik. Bu kapsamda 2024 yılında sekiz adet Sektörel Ticaret Heyeti gerçekleştirdik. Düzenlenen ticaret heyetlerinin ihracatı artırma açısından büyük bir fırsat yarattığını düşünüyoruz. Firmalarımız önce gelip pazarı görüyor, lokal firmaları tanıyor, onlarla görüşüyor ve iş yapma şekillerine bakıyor.
“2025 yılında daralmanın devam edeceğini ön görüyoruz”
Düzenlediğimiz etkinliklerde devletimizin de arkamızda olduğunu görmeleri büyük güven veriyor. Her gittiğimiz ülkeye, ihracatımızın 5-6 ay sonrasında artmaya başladığını görmek de bize büyük mutluluk veriyor. 2025 yılında da daralmanın devam edeceğini ön görüyoruz. Çelik İhracatçıları Birliği olarak biz de 2025 yılında ihracatımızı artırmaya yardımcı olacak etkinlikler düzenlemeye devam edeceğiz.
İç piyasa ve ihracatta talep ne yönde ilerliyor? Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail-Filistin savaşı ve Komşu ülkelerdeki son gelişmeler sektörü nasıl etkiliyor? Bu savaş ve gelişmelerin 2025’te sektöre etkisi nasıl olacak? Öngörüleriniz nelerdir?
Genel olarak hem iç piyasa da hem de ihracatta bir daralma var diyebiliriz.Hem Rusya-Ukrayna hem de İsrail-Filistin savaşlarınında sektör ihracatını olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz. Şimdi bir de Suriye’nin yeniden yapılanma konusu söz konusu. Ancak şimdiden bunun bölge ekonomisini nasıl etkileyeceğini bilemiyoruz. Bunu ancak yaşayarak göreceğiz. Buna bağlı olarak Türk çelik sektörümüzün gelecek yılda bu yıla benzer bir performans sergileyeceğini öngörüyoruz.
Çelik üretiminde emisyon 3 aşamalı olarak hesaplanıyor
Yeşil mutabakat kapsamında şirketler üretim süreçlerini nasıl şekillendiriyor? Devreye girecek bu uygulamanın ihracatı etkisini değerlendirebilir misiniz?
Son 5 yıldır karbonsuzlaşma çelik sektörümüzdeki firmalarımızın gündeminde yer alıyor. Bu kapsamda dünya çelik sektörü içerisinde en temiz çeliği üreten ülkelerden biri olduğumuzu söyleyebiliriz. Çelik üretiminde emisyon 3 aşamalı olarak hesaplanıyor. Kapsam 1 olarak adlandırılan birinci aşama prosesin yarattığı emisyonu sorguluyor. Bunda başarılı bir seviyede olduğumuzu söyleyebiliriz. Kapsam 2 diye nitelendirilen enerji aşamasında da başarılı bir yol katettiğimizi vurgulayabiliriz. Şu anda Türkiye’de oluşturulan toplam enerjinin yaklaşık yarısı yenilenebilir enerjiden üretiliyor. Her ne kadar bu oran Avrupa ortalamasının üstünde gözükse de tamamen nükleer enerjiye dayalı Fransa ya da çok fazla yenilenebilir enerjiye dayalı İskandinav ülkeleri işin içerisine girdiğinde Avrupa ortalamasını düşürdüklerini ve Türkiye rakamları ile aranın kapandığını görüyoruz. Bu noktada yapmamız gereken olabildiğince yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak toplam içerisindeki payını arttırmak olmalı. Kapsam 3 ise lojistikle ilgili aşama ki; hem hammaddede hem de ihracatta uzak destinasyonlarla ilişki içerisinde olduğumuzdan maalesef ki ülkemizin orada biraz dezavantajlı konumda bulunduğunu belirtebiliriz. Bu şekilde değerlendirdiğimizde her şeyin baştan iyi planlanıp iyi yönetilmesi gerektiği kanısındayız.
Korumacılık önlemleri dünyada bir trend haline gelmeye başladı
Sektörün en önemli sorunu nedir?
Sektörümüzün en büyük sorunu yıllardır süre gelen korumacılık önlemleri ve bunun dünya genelinde bir trend haline gelmeye başlamış olması diyebiliriz. Bunun yanında bazı ülkelerin teknik engeller de çıkarmaya başladığını görüyoruz. Mesela bir ülke ithalatını yüzde 15-20 artırsa, hemen o ülkedeki üreticiler soruşturma açtırmak için hükümetlerine başvuruyor ve hükümetler de soruşturma açıyor. Çelik sektörü herkesin ürettiğini olduğu yerde tüketeceği bir şekle gidiyor. Çünkü her ülke ithal ettiği ürünü belli bir süre sonra yatırım yapıp üretmeye başlıyor.
İhracat artık bölgesel hale dönüşecek!
10 sene evvel Birleşik Arap Emirlikleri’nin havaalanlarının, yollarının, otobanlarının bütün demir ihtiyacı Türkiye’den giderken şu anda Birleşik Arap Emirlikleri net ihracatçı konumuna geldi. Suudi Arabistan, Katar ve Umman gibi ülkeler de üretimlerini ciddi miktarda artırdı. Bu sebeple ihracatın artık bölgesel hale dönüşeceğine inanıyoruz. Bu nedenle ihracatı yükseltmek için biraz daha katma değerli ürünlere yönelmek gerekiyor. Türkiye’deki üreticiler de şu anda katma değeri yüksek ürünler için ciddi yatırımlar yapıyor.
“Sektörde yetişmiş ara eleman ihtiyacı için mesleki eğitimi önceliklendirmeliyiz”
Eklemek istedikleriniz?
Binlerce kişiye istihdam sağlayan bir sektör olarak özellikle ara eleman konusunda maalesef kan kaybediyoruz. Sanayimizin yetişmiş ara eleman ihtiyacını karşılayabilmek için mesleki eğitimi önceliklendirmeliyiz. Ekonominin ihtiyacı olan ara eleman eksiğinin kapatılması için mesleki eğitimi cazip hale getirerek gençlerin istihdama katılmasını sağlamalıyız. Bugün gelişmiş ülkelere baktığımızda bu konuya oldukça önem verildiğini görüyoruz. Gençlerimizi meslek liselerinde eğitim görmeye teşvik etmeliyiz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.