Çelikte Kollektif İradenin Zorunluluğu
Türk çelik üreticileri, 2020 yılından bu yana adeta stres testinden geçiyor. Küresel pandeminin belirsizlik ortamı, Türkiye’nin çevresinde giderek sıklaşan jeopolitik gerilimler, son iki buçuk yüzyılın en büyük deprem felaketi, ardından yüksek enflasyon ve faiz sarmalı…
Bu zincirleme şokların beşi de, sektörün dayanıklılığını sınadı. Buna rağmen üreticiler, ihracat kanallarını açık tutmayı, iç piyasada kritik sektörlere tedariki sürdürmeyi ve küresel rekabette varlık göstermeyi başardılar. Bu, şirketlerin müstakil kabiliyetlerinin değil, aynı zamanda sektörün direnç reflekslerinin de göstergesidir.
Ancak asıl soru, buradan sonrasının nasıl şekilleneceğidir. Tarih bize, krizlerin ardından gelen dönüşüm dönemlerinin, daima yeni kurumsal çerçevelerle şekillendiğini hatırlatıyor. 1918’deki İspanyol Gribi ve onu izleyen ekonomik sarsıntılar, 1929 Buhranı ve nihayetinde İkinci Dünya Savaşı, tek tek şirketlerin değil, uluslararası sistemin dönüşümünü zorunlu kıldı.
Bu sürecin sonunda 1944 Bretton Woods Konferansı, kolektif hareketin kurumsal izdüşümü oldu. Bugün de benzer bir eşiğin arifesindeyiz. Gelecek dönemi kesin biçimde öngörmek mümkün değil. Ancak şunu biliyoruz: 2030’a giden süreçte yalnızca bireysel manevralar değil, sektörün bütün aktörlerinin ortak akılla geliştireceği stratejiler belirleyici olacak. Enerji dönüşümünden karbon regülasyonlarına, tedarik zinciri güvenliğinden finansmana erişime kadar genişleyen alanlarda yalnız kalmak, riskleri büyütecektir.
Bu noktada, Türk çelik sektörünün stratejik konumlanması, yalnızca küresel piyasalara odaklanmakla sınırlı olmamalıdır. Yerel rakiplerle ortak platformlarda buluşmak, müşterilerle daha yakın ve uzun vadeli ilişkiler geliştirmek, politika yapıcılarla sürekli temas halinde olmak artık bir tercih değil, zorunluluktur. Çünkü önümüzdeki dönem, tekil başarılardan çok, kolektif kazanımların öne çıktığı bir dönem olacak.
Son beş yıl, Türk çelik üreticilerinin ayakta kalma iradesini kanıtladı. Önümüzdeki on yıl ise, birlikte hareket etme kapasitesini kanıtlamalarını gerektiriyor. Bu farkı görenler, yalnızca krizi atlatan değil, geleceğin oyununun kurucusu olacak.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.