Değerli TL, İhracatcıyı Zorluyor Çinli, Hindistanlı İşçiye İstihdam Sağlıyor
Türk Lirasının aşırı değerli olması için Türkiyede dış ticaret fazlası verme, düşük enflasyon oranı ve düşük işsizlik oranı gibi koşulların olmadığına dikkat çeken Türkmenoğlu, Türkiyede bu şartların hiçbirisi henüz sağlanabilmiş değildir. Türk Lirasının aşırı değerli olması ihracatı değil, ithalatı desteklemektedir. Dolayısıyla Türkiyedeki istihdama değil, Çindeki, Hindistandaki, Koredeki, Mısırdaki işçinin istihdamına katkı yapmaktadır
Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkan ve Yardımcıları ile birlikte yaklaşık bir aydır genel kurul maratonu süren Ege İhracatçı Birlikleri’nde 12’inci birliğin de genel kurulunun yapılmasının ardından bir basın toplantısı düzenledi. Hem Türkiye’nin, hem de Ege Bölgesi’nin ihracat kayıt rakamlarının sürekli arttığını dile getiren Türkmenoğlu, dünya piyasalarında da talebin artma eğiliminde olduğunu söyledi. Türkmenoğlu, Türk ihracatçısının dünya piyasalarında rekabetçi olabilmesi için kendi başına yapacağı görevlerden daha fazlasının kamu yönetimine düştüğüne dikkat çekti. Hükümetin krizde aldığı tedbirlerin ihracatçıyı bir nebze rahatlattığını aktaran Türkmenoğlu, “Ancak değerli Türk Lirası politikası devam ettiği için bu tedbirlerin etkisi sınırlı kalmıştır. 2009 yılı Mart ayında 1.76 TL seviyesinde olan 1 ABD doları kısa süre sonra 1.45 seviyelerine gerilemiştir. 2002 yılında 1.38 TL olan 1 ABD Doları 8 yıl sonra 1.5 TL seviyelerinde tutunmaya çalışmaktadır. Bu sürede maliyetlerimizdeki artış hepinizin malumudur. Bu şartlar altında, Türk ihracatçısının geçtiğimiz yıl 102.1 milyar dolarlık ihracat yapılabilmiş olması büyük bir başarıdır” dedi.
İhracat Değil İthalat Destekleniyor
Türk Lirası’nın aşırı değerli olması için Türkiye’de dış ticaret fazlası verme, düşük enflasyon oranı ve düşük işsizlik oranı gibi koşulların olmadığına dikkat çeken Türkmenoğlu, “Türkiye’de bu şartların hiçbirisi henüz sağlanabilmiş değildir. Türk Lirası’nın aşırı değerli olması ihracatı değil, ithalatı desteklemektedir. Dolayısıyla Türkiye’deki istihdama değil, Çin’deki, Hindistan’daki, Kore’deki, Mısır’daki işçinin istihdamına katkı yapmaktadır” dedi. Gerçekçi bir kur politikasının hayata geçirilmesini isteyen Türkmenoğlu, “Artık üç maddelik tek gündem maddemiz var: Üretmek, ihraç etmek ve istihdamı artırmak” diye konuştu.
İstihdam Olumsuz Etkileniyor
Özellikle yerli girdi ile üretim yapan ve en çok istihdam yaratan ana sektörlerin aşırı değerli Türk Lirası’ndan olumsuz etkilendiğinin altını çizen Türkmenoğlu, bu sektörlerin tedarikçileri konumundaki işletmelerde de istihdamın olumsuz etkilendiğini söyledi. Türkmenoğlu, “Başbakanımızın istihdam üzerine en fazla vurguyu yaptığı bugünlerde sesimize kulak vereceğine inanıyoruz. Başbakanımızın ifade ettiği gibi, küresel mali kriz Türkiye’yi teğet geçtiyse bu büyük ölçüde Türk ihracatçısı sayesinde olmuştur. Merkez Bankası’nın Türk bankacılık sektörünün reel sektöre kredi musluklarını kapatmasına veya kısmasına yol açacak uygulamalardan uzak durmasını bekliyoruz” dedi.
Zorunlu Karşılık Oranını Yüzde 9.5’a Çıkarma Zamanı Değil
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yüzde 9’a düşürdüğü zorunlu karşılık oranını 17 ay sonra yüzde 9.5’a yükseltmesini eleştiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, şöyle konuştu; “Bu uygulama kamuoyuna krizden çıkış stratejisi olarak takdim edilmiştir. Merkez Bankası’nın yabancı para yükümlülüklerinde zorunlu karşılık oranını yüzde 9.5’e çıkarması demek Bankacılık sektörüne yaklaşık 700 milyon dolar ek maliyet demektir. Dolayısıyla bankacılık sektörü tarafından, Türk sanayicisine, ihracatçısına kullandırılacak kaynakların 700 milyon dolar azalması anlamına gelmektedir. Türkiye, henüz bu uygulamaya hazır değildir. Zorunlu karşılık oranı düşürüldüğünde, zorunlu karşılıkların bir kısmı kullanılabilir hale geldiği için, piyasada likidite oluşuyor. Bu da bankaların kredi tabanının ve para arzının artmasına neden oluyor. Bu kaynaklarda kriz ortamında Türk ihracatçısının ve sanayicisinin rekabetçiliğine katkı sağlamaktadır.”
Dolar/euro paritesinin son haftalarda 1.45’lerden 1.33’lere gerilemesinin, dolarla yapılan hammadde ve ara mal ithalatının yanı sıra, ile Euro bölgesine yönelik ihracatı da olumsuz etkilediğini anlatan Türkmenoğlu, “Euro bölgesine yapılan ve ihracatımızın önemli bir kısmını oluşturan satışlar, ülkemiz ihracat verileri ABD Doları cinsinden açıklandığı için paritenin mevcut gerileme eğilimi devam ettiği sürece dış satım verilerimizde gerilemeye neden olabilecektir. TCMB’nin 2010 yılı için dolar kurunu 1.55/1.60 TL bandında öngördüğünü ve bandın dışındaki hareketlerde müdahale edeceğini beyan ederek alım ve satımlarda bu yönde hareket etmesi ihracat sektörümüzü ve piyasayı rahatlatacak ve öngörülebilirlik sağlayacaktır” diyerek sözlerine son verdi.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.