Demir-Çelik Sektörü, Alternatif Pazar Arayışında
Türkiye'nin son yıllarda yapılan yatırımlarla kapasitesini önemli oranda artırdığı demir-çelikte, en önemli pazarlar arasında yer alan Dubai'den gelen olumsuz haberler, alternatif pazarların önemini artırdı. Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün özellikle komşu ülkelere ihracatı artırdığını, gelecek yıl için kötümser bir beklenti içinde olmadıklarını ifade etti.
Türkiye'nin son yıllarda yapılan yatırımlarla kapasitesini önemli oranda artırdığı demir-çelikte, en önemli pazarlar arasında yer alan Dubai'den gelen olumsuz haberler, alternatif pazarların önemini artırdı. Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün özellikle komşu ülkelere ihracatı artırdığını, gelecek yıl için kötümser bir beklenti içinde olmadıklarını ifade etti.
İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği'nin Ocak-Ekim dönemi ülke geneli ihracat istatistiklerine göre, en büyük ihracat kalemi olan çubuk demir çelik ürününde geçen yıl 22 bin 600 ton ihracatın yapıldığı Mısır, 2 milyon 280 bin ton ve 1 milyar 29 milyon dolar dolarla ilk sıraya yerleşti.
Önceki yıllarda en fazla ihracatın yapıldığı ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri'ne yüzde 69 düşüşle 1 milyon 541 bin ton ihracat yapılabildi. İhracat pazarlarında üçüncü sırada yer alan Irak'a geçen yıla göre yüzde 188 artışla 672 bin ton satış yapıldı.
Libya da, bu üründe geçen yıla göre rekor artışın yaşandığı pazarlar arasında yer aldı. Yıllık ortalama 40-45 bin ton ürünün gönderildiği bu ülkeye 2009'un 10 ayında 546 bin ton uzun demir çelik gönderildi. Sıralamada Yemen, Singapur, Suudi Arabistan ve Etiyopya da geçen yıla göre ihracatın çok hızlı arttığı ülkeler arasına girdi.
İnşaat sektörünün kullandığı bu ürün grubunda toplam ihracat yüzde 14 gerilemeyle yaklaşık 8 milyon ton, değer bazındaysa yüzde 58 düşüşle 3.6 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Sektörün öngörüleriyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan DÇÜD Genel Sekreteri Yayan, Dubai'den gelen haberlerin soğukkanlılıkla karşılandığını, sektörün karamsar bir bakış açısı içinde olmadığını söyledi.
Bu ülkeye yapılan satışın, krizin başladığı dönemden bu yana kademeli şekilde gerilediğini, mevcut ihracatın da devam eden projelere yönlendirildiğini dile getiren Yayan, şunları kaydetti:
''Dubai'ye yapılan ihracat önceki yıllara göre yaklaşık üçte bir seviyesinde geriledi. Birçok firma bu azalışı Kuzey Afrika ve diğer pazarlara yönlendirdi. Bundan sonra bu açıklamaların tesirinin son derece sınırlı olacağını, ihracatta çok fazla bir düşüş olmayacağını düşünüyoruz. Zaten bizim borsamız üzerinde de sınırlı bir etkisi oldu.
Yeni dengeler çerçevesinde askıya alınmış projelerin de önümüzdeki dönemde hayata geçeceğini düşünüyoruz. Özetle bu durum bizde çok ciddi bir karamsarlığa neden olmadı.''
Sektörün alternatif pazar arayışlarında çok aktif davrandığını, Körfezde sıkıntı yaşandığında Kuzey Afrika'ya, orada olduğunda komşu ülkelere kayabildiğini dile getiren Yayan, ''Son dönemde Irak, Libya, Suriye ve Lübnan pazarlarının kademeli şekilde açıldığını görüyoruz. Komşu ülkeler bizim için çok önemli pazarlar. Sektör Türkiye'nin uyguladığı komşu ülkelere açılım politikasını iyi kullanıyor. Navlun avantajımız nedeniyle diğer ihracatçı ülkelere göre üstünlüğümüz de var. Çin, bizim pazarlarımıza nüfuz etmek istiyor ama navlun ve nakliye süresi nedeniyle çok başarılı olamıyor'' dedi.
Sektörün ortalama kapasite kullanım oranının yüzde 70'ler civarında olduğunu, geçen yıla göre 10 puanlık düşüş yaşandığını dile getiren Yayan, bunda yeni kapasitelerin devreye girmesinin de etkisinin bulunduğunu ifade etti. Yayan, üretimde ise yüzde 5'lik düşüş beklentisinin bulunduğunu ancak 2010'dan itibaren daha kötü bir gidiş beklentisinin bulunmadığını dile getirdi.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.