“Demir-çelik sektörü içinde en düşük emisyonlu üretim modeli ile fark yaratıyoruz”
Demir Çelik Store dergisi olarak Çolakoğlu Metalurji Satış ve Pazarlama Direktörü Gökhan Erdem ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Demir Çelik Store dergisi olarak Çolakoğlu Metalurji Satış ve Pazarlama Direktörü Gökhan Erdem ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
Şirketinizin sürdürülebilir gelecek için attığı adımları sırayabilir misiniz? Hedeflediğiniz sürdürülebilir çelik yatırımları neler olacak?
Karbonsuzlaşma, hem Dünya hem de Türk çelik sektörü için önemli bir dönüşüm süreci olarak öne çıkmaktadır. Türkiye, özellikle Elektrik Ark Ocağı (EAF) üretim yöntemine sahip üreticileri sayesinde karbon emisyonlarının azaltılmasında küresel çelik sektörüne kıyasla belirgin bir avantaja sahiptir. Çolakoğlu Metalurji olarak bu avantajı, yenilenebilir enerji kullanımı ve karbon emisyonlarını düşüren teknolojilere yaptığımız yatırımlarla daha da güçlendirmekteyiz.
SKDM sektör için önemli bir dönüşüm fırsatı yaratıyor
Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) gibi politikaları, sektör için önemli bir dönüşüm fırsatı yaratmaktadır. Bu doğrultuda, karbon nötr hedeflerimize ulaşmak adına teknolojik yatırımlara ve gelişmelere odaklanmaktayız. Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğunda, bu yatırımların sektörümüzde sorumlu üretim anlayışını benimseyen kuruluşları öne çıkararak, çevre odaklı ve etkili bir dönüşümü hızlandıracağına inanıyoruz.
Yüksek çelik ürünleriyle dinamik yol haritamızı oluşturduk
Yeşil çelik ve sürdürülebilirlik alanında son dönemde sektörde ne gibi yatırımlar oluyor? Çolakoğlu Metalurji bu alanda daha çok hangi yatırımlara odaklanıyor?
Çolakoğlu Metalurji olarak, ürün yönetimine odaklanan yenilikçi bir bakış açısıyla faaliyetlerimizi yürüterek en ideal özelliklere sahip, katma değeri yüksek çelik ürünleriyle dinamik yol haritamızı oluşturduk. %90’in üzerinde müşteri memnuniyeti sağlarken, odağımızı ürün kalitesi ve güvenilirliğini iyileştirmek, operasyon verimliliğini artırmak ve paydaşlarımızın beklentilerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmek olarak tanımladık.
Bu kapsamda 2023 yılında; sıcak sac hadde hanesi geliştirme ve kapasite artırımı yatırımları, dijitalleşme projeleri, S4HANA Projesi, buhar fanı kapasite artırımı, Rgl sistemi gibi verimlilik artışı yoluyla sürdürülebilir büyümemize katkı sağlayacak projeleri hayata geçirdik ve sektörümüzdeki öncü pozisyonumuzu dahada güçlendirdik.
Demir çelik sektörü içerisinde en düşük emisyonlu üretim modelini uygulamanın verdiği güvenle, çalışmalarımıza hız kazandırmayı hedefliyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda, topluma fayda sağlayan, insanların refah içinde yaşamasına katkıda bulunan bir şirket olmak; çevrenin ve doğal kaynakların korunmasına ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarına sürdürülebilirlik anlayışıyla cevap vermek amacıyla değer katan yatırımlarımızı ve faaliyetlerimizi aralıksız sürdürmeye devam edeceğiz.
“Tedarikçi havuzumuzu daraltan bu kriterleri bertaraf etmek için, global ölçekte mümkün olduğu kadar farklı bölgelerdeki tedarikçilerle doğrudan temas ederek alternatiflerimizi arttırıyoruz”
Metal hurdanın dünyada önemi artarken ve ülkeler satışına sınırlama getirirken, şirket olarak siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Hurda tedariğinde sorunlar yaşıyor musunuz?
Metal hurdanın küresel ticaretinde çeşitli sınırlamalar ve korumacı önlemler ana gündem olmakla birlikte, yasal mevzuatlar ile ulusal ve uluslararası ölçekteki yaptırımlara uyum da en dikkat ettiğimiz konuların başında geliyor. Tedarikçi havuzumuzu daraltan bu kriterleri bertaraf etmek için, global ölçekte mümkün olduğu kadar farklı bölgelerdeki tedarikçilerle doğrudan temas ederek alternatiflerimizi arttırıyoruz.
Hammadde alımlarımızda öncelikli olarak güvenilir, çevreye duyarlı, sürdürülebilir bakış açısına sahip tedarikçilerle uzun vadeli iş birlikleri kurmaya önem veriyoruz.
Dünyanın ve ülkemizin farklı bölgelerinden tüm tedarikçilerimizle direkt iletişim tarzı, her iki tarafın da birbirinin ihtiyaçlarını daha iyi anlamasına ve dolayısı ile uzun soluklu ve sürdürülebilir yeni iş modelleri geliştirilmesine olanak sağlıyor.
Türkiye, Çin ve diğer Uzak Doğu Asya ülkelerinin hedef pazarı oldu
Şirketiniz 2025 ilk yarısını üretim-ihracat açısından nasıl geçirdi? Yılsonu hedefleriniz nelerdir?
2024 yılı, Türk çelik sektörü için küresel piyasalardaki dalgalanmaların etkilerinin yoğun hissedildiği bir dönem olmuştur. Özellikle Çin ve diğer Uzak Doğu Asya ülkelerinin Türkiye’yi hedef Pazar olarak görmesi, yerli üreticiler üzerinde haksız bir baskı yaratmış, bu durum iç piyasada arz-talep dengesizliklerine ve fiyat oynaklıklarına sebep olmuştur.
Ancak sektörümüz, esnek yapısı ve yerli üreticilerin hızlı uyum sağlama yetenekleriyle bu zorluklara karşı dayanıklılığını bir kez daha kanıtlamıştır. Çolakoğlu Metalurji olarak hem iç hem de dış piyasalarda müşteri ihtiyaçlarını önceleyen yenilikçi hizmet anlayışımızla sektördeki güçlü pozisyonumuzu koruduk. 2024 yılı boyunca ulusal ve uluslararası fuarlarda yer alarak ürünlerimizi tanıttık ve Türk çelik sektörünün dünya çapındaki rekabet gücüne katkı sağladık.
“Düşük karbon emisyonlu ürünlerimizle hem iç hem de dış pazarlarda daha güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyoruz”
2025 yılı için stratejik önceliklerimiz arasında, mevcut müşterilerle iş birliklerini derinleştirmek, yeni pazarlara ulaşmak ve yüksek kaliteye sahip ürün portföyümüzü genişletmek yer almaktadır. Özellikle düşük karbon emisyonlu ürünlerimizle hem iç hem de dış pazarlarda daha güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyoruz.
“Bugün itibariyle 150’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz”
Global çelik piyasası hakkında bir değerlendirme yapabilir misiniz? 2025 yılı nasıl geçti? Öne çıkan ülkeler hangileri oldu? Türkiye’nin konumunu da değerlendirebilir misiniz? Türk çelik sektörünün geleceği açısından 2025 yılı bize ne gösteriyor?
Çolakoğlu Metalurji olarak, bugün itibariyle 150’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu geniş ihracat ağı, Çolakoğlu Metalurji’nin uluslararası pazarlarda ne denli güvenilir ve tercih edilen bir oyuncu olduğunu ortaya koyuyor. Son yıllarda özellikle nitelikli ürünler ve son kullanıcıya yönelik çözümler geliştirmeye odaklanırken, bu yaklaşımımız sayesinde ihracat pazarlarında payımızı sürekli artırıyoruz. Yeni ülke ve bölgelere açılmak adına stratejik adımlar atmayı sürdüreceğiz.
Küresel çelik sektöründe sürdürülebilirlik dönüşümünün hız kesmeden devam edeceğini düşünüyoruz. Yeşil çelik üretimi, hidrojen bazlı çelik üretim teknolojileri, elektrikli ark ocaklarının yaygınlaşması ve yenilenebilir enerji kullanımının artışı gibi yenilikçi çözümler sektörün öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi düzenlemeleri, çelik üreticilerini düşük karbonlu üretim modellerine yönlendirirken, büyük sanayi kuruluşları da 2050 Net Zero hedefleri doğrultusunda yatırımlarını sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekillendiriyor. Döngüsel ekonomi uygulamalarının yaygınlaşması, karbon ayak izinin izlenmesi ve dijitalleşme süreçlerinin hızlanması, çelik sektörünün çevresel etkisini en aza indirmeye yönelik küresel çabaların merkezinde yer alıyor. Bu dönüşüm, çelik üreticileri için sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda uzun vadeli rekabet avantajı sağlayan bir fırsat olarak görülüyor.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.