Demir Çelik Sektörünün Grevle İmtihanı
Bana göre Türkiyede demir çelik üretimi yapan sanayicilerimizin hepsi birer kahramandır. Çünkü bu sektör için harcadıkları paraları başkaları gibi çeşitli fonlarda değerlendirip kat be kat fazlasını kolaylıkla kazanabilirler. Görkemli inşaatlar yapıp, yüzde yüzleri bulan kar marjlarıyla pazarlayabilirler fakat yapmıyorlar.
Demir çelik sektörü; ülke ekonomilerinin ve sanayilerinin vazgeçilmezidir, lokomotifidir. Gerek istihdam, gerekse de ekonomik girdi açısından önemli marjlar yaratmaktadır. Bunların yanı sıra birçok sektörün vazgeçilmez hammadde kaynağıdır. Başlıca sıralayacak olursak; Otomotiv, Makina, İnşaat, Beyaz Eşya, Gemi İnşa ve Savunma Sanayi başta olmak üzere birçok sektöre hammadde sağlamaktadır.
İstihdam açısından baktığımızda ise doğrudan onbinlerce kişiye, dolaylı açıdan ise yüzbinleri bulan vatandaşımıza Türk demir çelik sektörü iş alanı yaratmaktadır. Buna karşın sektördeki kar marjları her geçen yıl düşmekte, yerel ve global rekabetin getirdiği zorluklar nedeniyle karlılık azalmaktadır. Hurda, kömür, lojistik maliyetleri artarken, personel giderleri de her geçen yıl belli oranda artış göstermektedir fakat nihai ürün fiyatları yerinde saymaya devam etmektedir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türk demir çelik üreticileri üretime devam ediyorlar ve yatırım yapmayı sürdürüyorlar.
Bana göre Türkiye’de demir çelik üretimi yapan sanayicilerimizin hepsi birer kahramandır. Çünkü bu sektör için harcadıkları paraları başkaları gibi çeşitli fonlarda değerlendirip kat be kat fazlasını kolaylıkla kazanabilirler. Görkemli inşaatlar yapıp, yüzde yüzleri bulan kar marjlarıyla pazarlayabilirler fakat yapmıyorlar. Onlar sanayiciliği, yani zor olanı tercih ediyorlar. Devletten teşvik almıyorlar, dünyanın en pahalı enerjisini kullanarak üretim yapıyorlar. Gelişmekte olan birçok ülkeye kıyasla yüksek ücretle işçi çalıştırıyorlar. Buna rağmen bu ülkenin ekonomisine, sanayisine katkı sağlamaktan geri kalmıyorlar. Daha azıyla yetinerek sanayici olma kimlikleriyle gurur duyuyorlar. Bu nedenle onlar birer kahramanlar…
Peki, bunun kıymetini kim biliyor? Devlet mi? Hayır… Millet mi? Gene hayır… Son bir – iki aydır bu kahramanlar grevlerle mücadele ediyorlar. “Metalurji” kelimesinin nasıl telaffuz edildiğini dahi bilmeyen bazı sendika başkanlarının dayatmalarıyla uğraşıyorlar. Asıl acı olan ise her türlü soysal güvenceye sahip olan, maaşlarını gününde ve zamanında alan, az evvel de bahsettiğim gibi gelişmekte olan ülkelere kıyasla yüksek ücretlerle standartlar çerçevesinde çalışan işçilerin, bahsi geçen sendikacıların uzlaşmaz tavırlarına ortak oluyorlar. Kimse bu anlaşılmaz dayatmalarla koskoca fabrikaların zorda kalacağını, üretemez hale gelip kapanacağını filan sanmasın. Çünkü bu fabrikaları yönetenler meslek aşkıyla, üretim aşkıyla çalışmalarını sürdürüyorlar. Eninde sonunda orta yol bulunacaktır fakat ülke sanayisi ve ekonomisi bu süre zarfında büyük zarar görecektir.
Herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi ve kanaatkar bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. Yaşanan sıkıntıların biran evvel çözülmesini temenni ediyorum. Unutmayalım bu ülke bizim bu sanayi kuruluşları bizim bu çalışanlar bizim aynı gemi içerisindeyiz Gemilerimizi uluslararası sularda sağlıklı şekilde yüzdürmek zorundayız geleceğimiz için....
İyi Bayramlar....
Mustafa Aslan
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.