Kasım ayında, Çin’in ham çelik üretimindeki artışın yavaşlamaya devam ettiği ve geçen yılın aynı ayına kıyasla, 4.3 oranında artışla, 39.7 milyon ton seviyesinde gerçekleştiği, Ocak-Kasım dönemi itibariyle gerçekleştirilen 447 milyon tonluk üretimin, geçen yılın aynı dönemine kıyasla, 16.7 oranında artmış olduğu belirtiliyor.Ocak-Kasım döneminde, diğer Asya ülkelerinden Hindistan’ın üretiminin 7.3, Güney Kore’nin üretiminin 6.2 ve Japonya’nın üretiminin 3.4 oranında artış gösterdiği, 1.6 oranında artışla, 193 milyon ton üretimin gerçekleştirildiği Avrupa Birliği’nde, Almanya’nın 3.3, Polonya’nın 6.8, İspanya’nın 2.7 ve İngiltere’nin 3.3 oranında üretim artışı yakaladığı, diğer Avrupa bölgesinde ise, Türkiye’nin üretimindeki 11 oranındaki artışın da katkısıyla, bölge üretiminin 9 oranında yükseldiği ifade ediliyor.
Çin’in İhraç Vergilerindeki Değişiklik Beklentilere Paralel
Çin Maliye Bakanlığı’nın, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren geçerli olacak yeni ihraç vergisi oranlarının detaylarını açıkladığı haber veriliyor. Vergi oranlarındaki artışın piyasanın beklentileri çerçevesinde gerçekleştiği, yarı mamullere uygulanan vergi oranlarının 15’den 25’e, filmaşin ve çubuk ihraç vergilerinin 10’dan 15’e yükseltildiği, mevcut durum itibariyle, vergi uygulanmayan dikişli boru ihracatına ise, 15 oranında vergi getirileceği belirtiliyor.
Çin Hükümeti’nin yeni vergi düzenlemesinin HRC, HR levha, HDG ve CRC ürünlerini etkilemediği, yassı ürünlerde yalnızca sıcak haddelenmiş (GTİP numarası 72111900), soğuk haddelenmiş, galvanizli ve boyalı dar şeritlere uygulanan 5 oranındaki verginin, 15 seviyesine yükseltildiği ifade ediliyor. Profillerde ise, yalnızca soğuk şekillendirilmiş ürünlerin vergisinin 10’dan 15 seviyesine yükseltildiği, H profil, I profil ve köşebent ihraç vergi oranlarının ise, 10 seviyesinde kaldığı bildiriliyor.
Paslanmaz çeliklerde, 200 serisi paslanmaz yassı ürünlerin ihraç vergi oranlarının 5’ten 10’a yükseltildiği kaydediliyor. Toplamda, Çin’in vergi değişikliğinin 34 nihai mamul çeşidini etkilediği ifade ediliyor. Hammaddelerde, Çin Hükümeti’nin, kok, pik demir ve DRI ihraç vergilerini 15’ten 25’e yükselttiği, aralarında karbon oranı yüksek ferro krom, ferro nikel ve ferro vanadyumun da bulunduğu bazı ferro alyaj türlerine uygulanan ihraç vergilerinin ise, 10-15 aralığında bulunan mevcut seviyesinden, 20 seviyesine yükseltildiği haber veriliyor.
Demir Cevheri Fiyatlarındaki Artış, Türkiye’yi, Pelet Projesini Yeniden Değerlendirmeye İtiyor
Demir cevherindeki fiyat artışının, Türkiye’de yeni fırsatları ortaya çıkardığı ve fiyat artışları nedeniyle, daha önce fizıbl olmayan cevheri madenlerinin, ekonomik olarak işletilebilir hale geldiği haber veriliyor. Erdemir tarafından işletilen Divriği ve Hasançelebi madenlerinde, 2 milyar ton demir cevheri rezervi olduğu, ancak bu madenlerden çıkartılan demir cevherinin tenör oranının 21-22 gibi oldukça düşük bir seviyede bulunması nedeniyle, Erdemir’in demir cevherinde önemli ithalatçı olarak kalmaya devam ettiği belirtiliyor. “Bölgedeki üniversiteyle, rezervin zenginleştirilmesine yönelik olarak maliyet çalışması yaptık. Çalışmanın sonucunda bize, 110 $/ton gibi çok yüksek bir maliyet çıkardılar” diyen Divriği tesisinin eski genel müdürü Necdet Savaş’ın, 8000 ton miktarında demir cevherinin zenginleştirilmesi ve pelet üretilmesine yönelik bir endüstriyel çalışma yaptıklarını ve pelet üretim prosesinin, üniversitenin çıkardığından daha düşük bir maliyetle, cevherdeki tenör oranını 66.5 oranına yükselttiğini, ancak buna rağmen maliyetin hâlen yüksek olduğunu söylediği belirtiliyor. Mevcut durum itibariyle, yüksek fırın peletinin fiyatının fob Brezilya 77.44 $/ton seviyesinde bulunduğu belirten Savaş’ın, Avrupa’ya yönelik navlun maliyetlerinin de 50 $/ton seviyesinde bulunduğu dikkate alındığında, Türkiye’de zenginleştirilmiş pelet üretiminin açık bir şekilde fizıbl hale geldiğini söylediği haber veriliyor.
Fiyat Artışlarına Rağmen, Yükselen Maliyetler, Kârlılığı Azaltıyor
2008’de dünya çelik fiyatlarının yükseleceğini öngören kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in, dikey birleşme yoluna gitmemiş üreticilerin, hammadde piyasalarındaki düşük arz ve yüksek fiyatlar nedeniyle, kâr marjlarının daralacağını belirttiği haber veriliyor. Demir cevheri, kok kömürü, pik demir, hurda ve navlunda yükselen fiyatların, dikey birleşme yoluna gitmeyen entegre çelik üreticileri için 60-70$/ton ek maliyet getireceğini öngören Fitch’in, global piyasalardaki üretim fazlalığının, çelik üreticilerinin fiyatlarını arttırma çabalarını olumsuz yönde etkileyebileceğini ve zaten sıkışık bir seyir izleyen hammadde piyasaları üzerindeki baskıyı daha da arttırabileceğini ve gelecek yıl, çelik fiyatlarının, ortalama 30-50 $/ton artış göstereceğini tahmin ettiği belirtiliyor.
2008 Yılında Fiyatlar Yükselecek
Uluslararası Çelik Ticaret Derneği’nin (ISTA) toplantısına katılan katılımcıların, Çin’in ihracatındaki yavaşlama eğilimi nedeniyle, 2008 yılında bütün ürünlerde fiyat artışı yaşanmasına kesin gözüyle baktıkları haber veriliyor. Talepteki artış beklentisine paralel olarak, fiyatların yılın ikinci çeyreğinde artmaya devam edeceğini tahmin eden bir üretici firma yetkilisinin, “Talebin güçlü konumunu sürdürdüğü bir ortamda, profil fiyatlarının gerilemesini gerektiren hiçbir neden yok” dediği ifade ediliyor.
Yılın ilk çeyreğinin sakin geçeceğini belirten katılımcıların, ancak yılın ikinci çeyreğinde sıcak haddelenmiş ürün, petrol ve demir cevheri fiyatlarının yükseleceğini, bu nedenle yılın ikinci çeyreğinde genel bir yükseliş yaşanacağını söyledikleri belirtiliyor. Hükümet önlemlerinin de etkisiyle, Çin’in ihracatında keskin bir azalma gözleneceği, Ocak ayında yürürlüğe aktarılacak yeni vergilerle, Çin’in ihracatının artık tehdit olmaktan çıkacağı tahmin ediliyor.
Arap Üreticiler, 2010 İtibariyle 32 Milyon Tonluk Üretim Hedefliyor
Arap Demir Çelik Birliği’nin (AISU), 2000 yılında 8.9 milyon ton seviyesinde ham çelik üreten Arap ülkelerinin, 2010 yılı itibariyle, üretimlerini 16 milyon ton seviyesine ve yıllık üretim kapasitelerini de 32.2 milyon ton seviyesine çıkaracakların tahmin ettiği haber veriliyor.
2000-2005 yılları arasında 3.17 olarak gerçekleşen yıllık ortalama büyüme hızının, 2005-2010 döneminde 9.76 oranına ulaşacağına işaret eden AISU bölge direktörünün, yarısı Körfez Arap ülkelerinde, yarısı da diğer Arap ülkelerinde olmak üzere, sözkonusu büyümenin yıllık 14 milyon ton seviyesinde yeni üretim kapasitesi anlamına geldiğini belirttiği kaydediliyor. Bu arada, 2007 yılında 27.1 milyon ton olan yıllık uzun ürün üretim kapasitesinin, 2010 yılında 35.6 milyon tona; 2005 yılında 5.6 milyon ton olan yıllık yassı ürün üretim kapasitesinin ise, 2010 yılında 12.5 milyon ton seviyesine ulaşmasının öngörüldüğü kaydediliyor. Arap ülkelerinde, bu hızla artış gösteren üretimi karşılayacak yeterli talebin mevcut olup olmayacağı konusunda kesin veriler bulunmadığını söyleyen bölge direktörünün, Arap çelik üreticilerinin, bu üretim artışıyla, İran ve Hindistan gibi diğer bölge aktörleriyle rekabet edip edemeyeceklerinin de halen bir soru işareti olduğunu belirttiği ifade ediliyor.
Çin’in Çelik Dış Ticareti, Dünya Çelik İhracatının Artmasına Neden Oluyor
Çin menşeli çelik ürünleri ihracatının, 2007 yılının Ocak-Eylül döneminde hızlı yükselişini sürdürmesi nedeniyle, diğer bölgelerdeki büyük üretici ülkelerin ihracatlarının durma noktasına geldiği haber veriliyor. 2006 yılının Ocak-Eylül dönemine kıyasla, bu yılın aynı döneminde, dünya çelik ihracatının 10 oranında artışla, 191 milyon tondan, 209 milyon tona yükseldiği, dokuz aylık dönemde, 53 milyon ton seviyesinde gerçekleşen Çin’in ihracatı hariç tutulduğunda, dünya çelik ticaretinin 1 oranında gerilemiş olduğu kaydediliyor. AB27, Ukrayna, Rusya ve Brezilya’nın toplam ihracatlarında gerileme gözlendiği, Rusya’nın ihracatının 10 oranında düşüşle, 21.5 milyon tona, AB27 bölgesinin ihracatının 2 oranında düşüşle, 23.5 milyon tona, Ukrayna’nın ihracatının 3 oranında düşüşle, 22 milyon tona ve Brezilya’nın ihracatının 14 oranında düşüşle, 7.9 milyon tona gerilediği belirtiliyor.
Bu yılın Nisan ayında, 7.6 milyon ton ile zirvesine ulaşan Çin’in ihracatının, sonraki aylarda gözlenen yavaşlama eğilimine rağmen, Ocak-Eylül dönemi itibariyle, 61 oranında artmış olduğu, diğer Asya ülkelerinden Güney Kore’nin ihracatının 5 oranında atışla, 4.6 milyon tona ve Japonya’nın ihracatının 13.6 oranında artışla, 26.6 milyon tona yükseldiği ifade ediliyor. 2002 yılının Ocak-Eylül döneminde, dünya çelik ihracatı içerisinde 3 oranında paya sahip bulunan Çin’in, payını 2006 yılının aynı döneminde 17’ye ve 2007 yılının Ocak-Eylül döneminde, 25’e yükselttiği belirtiliyor.
Türk Nervürlü Demir İhracatçıları, İspanya’da Yeni Sertifika Arayışında
Türkiye’de yerleşik nervürlü demir ihracatçılarının, İspanya standardizasyon kurumu AENOR’un Türk üreticilerini bloke ettiği yönündeki şikayetlerinin ardından, ECA CERT’ten kalite sertifikası almayı planladıkları bildiriliyor. ECA CERT’in, kalite sertifikasyonu konusunda uluslararası bir perspektif izlediğini öne süren bağımsız bir kuruluş olduğu belirtiliyor. IMMIB Genel Sekreteri Mutlu Öktem’in, İspanya piyasasında ECA CERT’in, AENOR kadar iyi bilinmediğini, ancak çelik endüstrisinin doğru bir şekilde bilgilendirilmesi halinde, ECA CERT’in bilinirliğinin arttırılabileceğini söylediği ifade ediliyor.
Daha önce IMMIB’in, İspanya’nın Türkiye’den yapılan nervürlü demir ithalâtını engellemek için sertifika onay sürecini tıkadığı yönündeki iddialarını AENOR’un reddettiği, Türkiye’den yapılan tek başvurunun Yeşilyurt’a ait olduğunu, ancak bu başvurunun da, koşulların tersine İspanyolca dilinde gerçekleştirilmemiş olması nedeniyle, Yeşilyurt’un doğru bir şekilde yeniden başvurması gerektiğini açıkladığı haber veriliyor. Yeşilyurt’un, başvuru sürecinde iddia edilen hataları konusunda AENOR’dan cevabi nitelikte herhangi bir yazı almadığını belirten Öktem’in, “Diğer çelik üreticilerini de AENOR’a başvurmaları konusunda teşvik ediyoruz ve IMMIB olarak bu süreçte onları destekleyeceğiz” dediği kaydediliyor. Ayrıca, Mutlu Öktem’in “ECA CERT nervürlü demirde sertifika verme yetkisine sahip başka bir kuruluştur. Kasım ayındaki İspanya ziyaretimiz sırasında, ECA CERT’ten ile sertifikasyon süreci konusunda bilgi aldık. Mevcut durum itibariyle, ECA CERT, yalnızca Avrupa Birliği üyesi ülkelerden ithal edilen ürünlere sertifika vermektedir. Ancak Türkiye’nin öneminden dolayı, Ocak ayından itibaren doğrudan üreticilerimize sertifika vermeye başlayacaklar” açıklamasında bulunduğu bildiriliyor.
WSM: Eurofer’in Anti-Damping Şikayetleri Çelik Tüketicilerine Zarar Verecek
Almanya ve Avusturyalı sektör gözlemcilerinin, Avrupa’da yerleşik çelik üreticilerinin Çin’den yapılan ithalâta karşı yaptıkları şikayetin, uzun vadede Avrupa’daki çelik kullanıcısı sektörlerin rekabet güçlerine zarar vereceğini söyledikleri haber veriliyor. Avrupa’daki korumacı yaklaşımların, mevcut durum itibariyle dünyanın en yüksek fiyatlarına sahip olan Avrupa’da, ithalâtın fiyatları dengeleme işlevini yok edeceğini belirten Almanya Çelik Tüketicileri Federasyonu’nun, maliyetlerdeki artıştan, başta küçük ve orta ölçekli işletmeler olmak üzere, endüstrinin genelinin zarar göreceğini açıkladığı ifade ediliyor.
Son yıllarda Avrupa çelik endüstrisinin yüksek seviyelerde kâr elde ettiği hususu dikkate alındığında, Avrupalı üreticilerin ithalâttan zarar gördüğü hususu üzerinde soru işaretlerinin yer aldığını, Avrupalı üreticilerin mevcut kârlılıklarını sürdürmek istemelerine rağmen, bunu ticari önlemlerle gerçekleştirme hakkına sahip olmadıklarını belirten federasyonun, Avrupa piyasasında faaliyet gösteren bütün endüstri kollarının eşit şekilde desteklenmesinin ve ticari önlemler alınırken, tüketiciler ile de görüşülmesinin daha olumlu bir yaklaşım olacağını söylediği ve “Kısa vadede Avrupa çelik endüstrisinin desteklenmesi hiçbir anlam ifade etmiyor. Bir taraftan Avrupa çelik endüstrisi desteklenirken, diğer taraftan da tüketiciler daha fazla baskı altında bırakılıyor” dediği ifade ediliyor. Avrupa çelik endüstrisinin şikayetlerinin uygulamaya aktarılması halinde, Çin piyasasında çelik fiyatlarında hızlı bir düşüş yaşanacağını ve Çinli çelik tüketicilerinin de otomotiv parçaları gibi çelikten üretilen ürünlerin ihracatında iyi bir pozisyon elde edeceklerini belirten Avrupalı tüketicilerin, bu durumun Avrupa’da, koruma önlemlerinin kurtardığından çok daha fazla işsizliği beraberinde getireceği uyarısında bulundukları kaydediliyor.
2008 Yılında, Çelik Üretim Maliyetleri 100 $/ton Artabilir
Macquarie Research analistlerinin tahminlerine göre, yalnızca hammadde maliyetlerindeki artışların, 2008 yılında çelik fiyatlarının 80 $/ton (56 Euro/ton) artış göstermesine neden olacağını, navlun giderlerindeki artış da dikkate alındığında, çelik maliyetlerindeki artışın 100 $/ton seviyesine ulaşabileceğini açıkladığı haber veriliyor.
2008 yılı demir cevheri kontrat fiyatlarında 50 oranında artış yaşanacağını, sözkonusu fiyat artışının da Asya bölgesindeki çelik üretim maliyetlerini 42 $/ton, Çin’deki çelik üretim maliyetlerini 46.75 $/ton arttıracağını açıklayan Macquarie Research’in, metalurjik kok fiyatlarında yaşanacak artışın da 50 seviyesinde gerçekleşebileceğini, bu durumun da, Asya’daki üretim maliyetlerini 34 $/ton ve Çin’deki üretim maliyetlerini 36 $/ton arttıracağını, böylece Asya’daki üreticilerin maliyetlerinin, yalnızca demir cevheri ve kömür fiyatlarındaki artış nedeniyle, 76-82.75 $/ton aralığında yükseleceğini belirttiği ifade ediliyor.
2007 yılında, spot piyasada navlun fiyatlarının hızla yükseldiği dikkate alındığında, bir yıllık nakliye kontratlarında fiyatların 50 oranında yükselebileceği, ancak çok fazla taşıma güzergahı ve bağlantı şekli bulunması nedeniyle, genelleme yapılmasının mümkün olmadığını belirten Macquarie Research’in, navlun fiyatlarındaki artışın çelik maliyetlerine ortalama 25 $/ton artış şeklinde yansıyacağı düşünüldüğünde, 2008 yılında toplam ilave maliyetlerin 100 $/ton seviyesine ulaşacağını ve çelik fiyatlarının şimdiden yükseliş eğilimine girdiğini söylediği belirtiliyor.
Yılın Üçüncü Çeyreğinde, Dünya Paslanmaz Çelik Üretimi 16.6 Oranında Geriledi
Geçici verilere göre, dünya paslanmaz çelik üretiminin, 2007 yılının Ocak-Eylül döneminde, 0.4 oranında (90.000 ton) artışla, 20.9 milyon ton seviyesinde gerçekleştiği haber veriliyor. Yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla, paslanmaz ham çelik üretiminin 16.6 oranında düşüşle, 5.9 milyon ton seviyesinde gerçekleştiği, nikel fiyatlarının yükseliş eğilimi içerisinde olması ve global düzeyde yüksek seyreden paslanmaz çelik stoklarının azaltılması ihtiyacı nedeniyle, 2007 yılı içerisinde paslanmaz çelik üretiminin gerileme eğilimi gösterdiği belirtiliyor.
Bu yılın ilk 9 aylık döneminde, Asya’nın paslanmaz çelik üretiminin 12.2 oranında artışla, 12.2 milyon tona yükseldiği, Asya bölgesinin üretimindeki artışta en büyük etkiye, üretimini 45 oranında artışla 6.5 milyon tona yükselten Çin’in sahip olduğu, Hindistan’ın üretimini hafif bir artışla, 1.3 milyon tona yükselttiği, Japonya’nın üretiminin ise, 3 milyon tonda sabit kaldığı belirtiliyor.
Ocak-Eylül döneminde, dünyanın en büyük ikinci paslanmaz çelik üreten bölgesi konumunda bulunan Batı Avrupa ve Afrika bölgesinin, en fazla üretim düşüşü yaşanan bölge olduğu, yılın ilk 9 aylık döneminde, bölgenin paslanmaz ham çelik üretiminin 13 oranında düşüşle, 6.5 milyon tona gerilediği, Amerika bölgesinin paslanmaz ham çelik üretiminin ise, 12 oranında düşüşle, 2 milyon tonda kaldığı belirtiliyor.
Son verilerin, Ocak ayından bugüne kadar geçen süre içerisinde, dünya paslanmaz çelik üretiminin gerileme eğilimi gösterdiğini ortaya koyduğu, ilk çeyrek sonunda, 15 oranında yükselmiş bulunan dünya paslanmaz ham çelik üretiminin, ikinci çeyrekte 3.6 oranında artış gösterdiği ve üçüncü çeyrekte 16.6 oranında gerilediği, yılın üçüncü çeyreğinde, Asya bölgesinin üretiminde dahi gerileme yaşandığı belirtiliyor.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.