Dünyanın en özel çelik yapılarının tercihi Jotun
Jotun Doğru Avrupa ve Orta Asya, Endüstri Boyaları Satış Direktörü Serdar Puntar ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Jotun Doğru Avrupa ve Orta Asya, Endüstri Boyaları Satış Direktörü Serdar Puntar ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Endüstri, deniz, toz ve dekoratif boyalarında 90 ülkede faaliyet gösteren Jotun Boya, yılların vermiş olduğu deneyim ile faaliyetlerini sürdürüyor. Çevreci yaklaşımıyla dikkat çeken Jotun Boya, hem çalışanlarını hem de doğayı düşünerek hareket ediyor ve global anlamda yeşil ürünler üzerine yatırım yapıyor. Boya sistemlerini geliştiren ve çevre dostu boyaların kullanımını öneren Jotun Boya, bu alanda “Green Steps” Türkçesi yeşil adımlar olan bir aplikasyon geliştirerek sektörde varlığını hissettiriyor.
Sorularımıza geçmeden önce kısaca kendinizden bahseder misiniz? 1965 yılında İstanbul doğdum. İstanbul Teknik Üniversitesi / Elektronik Haberleşme Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde Ekonomi alanında master yaptım. 1994 yılında Jotun Boya’da Endüstri Satış Sorumlusu olarak göreve başladım. 1998 yılında Bölüm Müdürü oldum. 2004 yılında Türkiye dışındaki pazarlarda, Avrupa’da bölge sorumlulukları alarak bölge müdürlükleri yaptım. 2012 yılından itibaren Jotun’un yeniden yapılanmasıyla birlikte Doğu Avrupa ve Orta Asya Endüstri Boyaları Satış Direktörlüğü görevime devam ediyorum. Aynı zamanda Türkiye Satış Direktörü pozisyonunda çalışıyorum. “Türkiye’de boya sektörünün gelişmesi ve daha doğru çözümlerle ilerlemesi için eğitimler veriyoruz” Üretim tesisleriniz, üretim kapasiteniz, üretim teknolojiniz ve Türkiye’deki operasyonlarınız hakkında bizlere bilgi verir misiniz? Jotun, Norveç menşeili bir firma. Türkiye’de toz boya ve yaş boya olmak üzere iki fabrikası bulunuyor. Fabrikalarımızın her ikisi de Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alıyor. Yaş boya fabrikamız yaklaşık 50 milyon litre civarında üretim kapasitesine sahip. Toz boya fabrikamız ise, 20 bin tona kadar üretim yapabiliyor. Yaş boya fabrikamızda otomatik dolum tesislerimiz mevcut. Burada Jotun’un global olarak öngördüğü standartlara uygun imalat yapılıyor. Jotun’un bir özelliği de doğuş noktasının deniz boyaları olmasıdır. Deniz boyalarında, gemiler ticari sebeplerle dünyayı dolaştıkları için uzun yollardaki zor şartlara dayanıklı olması gerekiyor. Dünyanın birçok noktasında hizmet veren Jotun Boya’nın müşterileri, ürünlerimizi nereden alırlarsa alsınlar hep aynı kaliteyi görmek isterler. Kısacası Jotun, tüm dünyada aynı kaliteyle hizmet veriyor. Aynı kültür Jotun’un endüstri boyalarında da mevcuttur. Endüstri boyaları yüzde yüz lokal bir konu değildir. Bunun sebebi Türkiye’deki yatırımlara baktığınızda özellikle de teknolojiyle ilgili yatırımlarda yabancı firmaların ülkemize kendi teknolojileriyle gelmeleri, gelirken de belirli şartnamelerini getirmeleridir. Jotun da büyük oyuncularla çalıştığı için dünyanın her noktasında bu standartlarını korumakla görevlidir. Bu şartları takip eden Jotun’un bu konuda ayrıca bir ekibi de bulunuyor. “Jotun tüm dünyada aynı kalitede hizmet veriyor” 2012 yılında yeni bir yapılanmaya girdiğinizden bahsettiniz. Jotun Türkiye’yi global anlamda nerede konumlandırıyorsunuz? 1980’li yıllarda Boğaziçi Üniversitesi mezunu iki arkadaşın kurduğu Jotun, ilk önce temsilcilikle başlayarak bugünlere kadar gelen bir yapıdır. Jotun 2012 senesinde dünyayı 7’ye böldü diyebiliriz. Bu bölümlerden bir tanesi de Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesi’dir. Bu bölgelerin yönetimi İstanbul ofisimizden yapılıyor. Jotun, Türkiye dışında; Rusya, Beyaz Rusya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Azerbaycan, Gürcistan, Türki Cumhuriyetlerin tamamı, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesi’nin içinde faaliyet gösteriyor. Bu bölgeleri benim gibi bölge sorumluları yönetiyor. Burada bölgesel sorumluluğu olan kişiler var ve ben de Endüstri Bölümü’nden sorumluyum. Ayrıca Jotun olarak ekibimizin tamamı Türklerden oluşmaktadır. Türkiye aslında Jotun açısından bir başarı ülkesidir. Şunu da söyleyebilirim; Türkiye’de yetişen, Jotun’un global network’unda önemli görevler alan arkadaşlarımız bulunuyor. Dünyada bu kadar Türk yöneticiye yer veren ender şirketlerden biriyiz. “Jotun Türkiye, yurt dışına yönetici yetiştiriyor” Jotun’u endüstri ve deniz boyalarında dünyanın neresinde konumlandırıyorsunuz? Jotun’un diğer boya markalarından farkı nedir? Jotun, endüstri ve deniz boyalarında pazar lideri konumundadır. Başarımızda birkaç önemli nokta mevcut. Bunlardan birincisi; kaliteden ödün vermememizdir. İkincisi; ürün geliştirme sürecine verdiğimiz önemdir. Bu sürecin uzun tutulmasının sebebi, üretilen boyanın dünyanın her noktasında, dört mevsim kullanılabilecek şekilde üretilmesidir. Ürünlerde laboratuvar sürecimiz kısa sürse de üretim süreci uzun sürmektedir. Burada esas süreç ürünün değişik ortamlarda test edilme durumudur. Hatta bu durum bazen bir seneyi dahi geçebiliyor. Üçüncüsü ve Jotun’un bu kadar ön planda olmasının sebebi ise, insana değer vermesidir. Jotun’un insan faktörüne önem verdiği için bu kadar kaliteli bir ekip yetiştirdiği kanaatindeyim. Öncelikle sizin doğru sistemi, çözümleriyle birlikte müşterilerinize net bir şekilde aktarmanız gerekiyor. Bu yüzden bir güven oluşturulup bu güvenin suistimal edilmemesi gerekiyor. Çünkü Jotun müşterileriyle her zaman uzun süreli iyi ilişkiler kurmak ister. “Milyonlarca metrekare çelik ve beton yapı Jotun ile korunuyor” Müşterilerinizi projesini yaptığı bölgelerde ne tür boya kullanması gerektiği vb. konularda bilgilendiriyor musunuz? Müşterilerinize bu anlamda ne tür destekler sağlıyorsunuz? Bizim için tenekedeki boya yarı mamuldür. Öncelikle müşterilerimize projesinde kullanabileceği doğru boya ve uygulama prosedürlerini öneriyoruz. Sonrasında muhakkak ortam şartları ve beklentileri dikkate alarak önerilerimizi sunuyoruz. Hatta bu tür konulardaki önemli şartnamelerin çoğunda kendi imzamız vardır. Biz önerimizi sunduktan sonraki aşamayı müşterilerimize bırakıyoruz. Bir diğer kısmı ise uygulama sürecidir. Bu noktada da bir teknik servis ekibi bulunduruyoruz ve ekibimize boya danışmanları diyoruz. Türkiye’deki ekibimiz yaklaşık 12 - 13 kişiden oluşuyor ve bu arkadaşlarımızın her birinin uzmanlık sertifikası mevcut. Bu ekip müşterilerimizin projesinde kullanılacak boyalarla ilgili rapor hazırlıyor, sahada uygulamanın doğu yapıldığında dair teknik denetimleri yapıyorlar. “Milyonlarca metrekare çelik ve beton yapı Jotun ile korunuyor” Endüstri 4.0 kavramı birçok sektörde etkisini hissettiriyor. Jotun, üretim tesislerinde Endüstri 4.0’a yönelik ne tür yatırımlar yaptı? Jotun’un fabrikası 1993 yılında tamamlandı. Yatırımlarımızdan birini 2000’li yılların ortalarında yaptık. Biz her daim boya üretimlerimizde son teknolojiyi dikkate alarak üretimlerimizi gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye de devam ediyoruz. Gerek doğaya gerekse de insan sağlığına zararlı olabilecek hammaddeleri kullanımın dışına çıkaran şirketlerden biriyiz. Türkiye’de zararlı maddelerin kullanımıyla ilgili lokal bir yaptırım olmamasına rağmen biz sorumluluklarımızın bilincinde hareket ediyoruz. Jotun çevreye karşı sorumluluğunu “Green Steps” Türkçesi yeşil adımlar olan bir aplikasyonuyla da ispatlamış durumda. Bu aplikasyonu kullanmaya başladığınızda, siz yürüdükçe sizin adınıza ağaç dikiliyor. Ayrıca günümüzdeki fabrikaların başına gelen en büyük afetlerden biri olan yangın ihtimaline karşı da Jotun çok ciddi yangın güvenlik önlemleri alıyor. “Müşteri taleplerine özel çözümler geliştiriyoruz” Türkiye’deki endüstriyel boya pazarının büyüklüğü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Jotun bu pazardan ne kadar pay alıyor? Endüstriyel boya sektörü çok büyük bir pazar. Türkiye’de ne yazık ki bu pazarın resmi bir ölçüsü yok. Biz de bu pazarın ağır sanayi kategorisinde aktif olarak rol alıyoruz. Bulunduğumuz alanda Jotun olarak pazar lideriyiz. Başka pazarlara da atılım yapmak istiyoruz. Genel olarak bakarsak, endüstriyel boya pazarı son 5 yılda büyümedi aksine ciddi şekilde küçüldü. Pazarın küçülmesinde hem yatırımların azalmasının hem de rekabetle birlikte artan hammadde maliyetlerinin etkisi oldu. Sektörümüz bu aralar zor bir süreçten geçiyor ve bu durum sadece Türkiye için geçerli değil. Geçtiğimiz sene çok ciddi bir hammadde maliyet artışı oldu. Fakat maliyetlerde global bir artış var. Dünya global olarak büyümezken hammaddelerde ciddi bir artış yaşanıyor. Son dönemlerde finansal piyasa şartlarının kötüye gitmesi ve kârlılıktaki baskılar hat safhada. Hammadde maliyet artışları da bu duruma ek oldu. “En iyilerin tercihi Jotun” Ürünleriniz hangi alanlarda kullanılıyor? Hangi bölge ve pazarlarda ilerlemeyi düşünüyorsunuz? Jotun ürün gamı içerisinde; en hafif korozyon olan ortamlardan en zorlu ortamlara kadar olan geniş bir alana hitap eden ürünler bulunmaktadır. Ürünlerimiz uzun süreli korozyon koruması sağlamak üzere geliştirilmiş. Enerji sektöründeki santraller, rüzgâr gülleri, termik santraller, hidroelektrik santralleri, alt yapı yatırımları, köprüler, binalar vb. gibi pek çok yerde kullanılıyor. Jotun olarak petrokimya endüstrisi, rafineler, petrokimya tesislerinde korozyonla mücadele ediyoruz. Ayrıca yangın boyalarıyla alakalı çözümler ve ürünler geliştirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Faaliyet göstermek istediğimiz pazarlar arasında Türkiye’de daha çok hafif endüstri veya OEM’de endüstri boyası olarak adlandırılan araç üstü ekipman pazarı bulunuyor. Bu pazarın dışında; ekipman üreticileri, makine imalatçılarının olduğu pazarlara da açılmak istiyoruz. Jotun, kuruluşundan itibaren sektörde ön plana çıkıp, pazar liderliğini alarak 30 senedir bu konumunu koruyor. Sanayi boyalarında Türk sanayi endüstrisi ne kadar bilinçli? Jotun olarak kullanıcılara bu konuda ne tür destekler sağlıyorsunuz? Kuruluşumuzdan bu yana önemli vazifelerimizden biri hep bu oldu. Sektörde çalışmaya başladığım ilk zamanlarda boyalar kiloyla satılıyordu ve boyaların vasıflarına hiçbir şekilde bakılmıyordu. O dönemlerden itibaren müşterilerimize; Neden litre ile alım yapılır? Boya tipleri nelerdir? Projelere ne tür uygulamalar yapılırsa nasıl olur? gibi birçok soruların cevapları için durmaksızın çalışıyoruz. Müşterilerimizi ziyaret ederek oradaki teknik alt yapılarını kurabilmeleri amacıyla eğitimler veriyoruz. Ayrıca önemli projelerde yer alan firmalar, mimari ofisler ve işverenlerle dirsek temasında olup onları doğru yönlendirmeye çalışıyoruz. Belli standartları refere ederek, uygulama prosedürlerini ilave ederek bir çözüm oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü biz her zaman çözümün peşindeyiz. Böylece genel boya sisteminin Türkiye’de gelişmesi ve daha doğru çözümlerle yürümesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Çevreye duyarlı bir firma olarak Jotun’un yer aldığı sosyal sorumluluk projeleri hakkında neler söyleyebilirsiniz? Jotun, çalışma prensiplerinin global bir kod ile yürüdüğü bir şirkettir. Bu noktada belirli regülasyonları takip etmeniz gerekiyor. Jotun, global anlamda uzunca bir süredir yeşil ürünler üzerine yatırım yapıyor, boya sistemlerini geliştiriyor ve çevre dostu boyaların kullanımını öneriyor. Yüksek kaliteli ürünleriyle çevreye duyarlı çözümler sunan Jotun’un global sürdürülebilirlik politikasından yola çıkarak hem bu misyonunu kanıtlayabilmek, hem de insanları yürümeye teşvik ederek karbon salınımının azaltılmasına dikkat çekmek amacıyla Jotun YeşilAdımlar sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdik. Proje kapsamında, Jotun YeşilAdımlar mobil uygulaması geliştirildi ve 18 binden fazla kullanıcı tarafından indirildi. Kullanıcılar uygulamayı açarak yürüdükçe yollar yeşile boyandı. İlk kez yeşile boyanan her 4 km için bir ağaç dikildi. Daha önce yürünmüş yollardan geçildiğinde ise 6 km için bir ağaç kazanıldı. Hem dünyaya hem de kendimize bir iyilik yapmamızı sağlayan proje kapsamında toplam 68.000 km yol yüründü. Böylece dünyanın çevresi 1,7 kez dönüldü. Bu yıl ikincisini gerçekleştirdik.Geçtiğimiz yıl gerçekleşen proje sonucunda TEMA Vakfı işbirliği ile Balıkesir, Gönen’de 3 orman büyüklüğünde Jotun Hatıra Ormanı oluşturulmuştu. Bu yıl ise Jotun Hatıra Ormanı, Eskişehir, Turgutlu’da sonbahar aylarında oluşturulacak. Boya üretiminde organik ve çevreci ürünler veya bitki özleri kullanılıyor mu? Bu alanda boya sektörünün herhangi bir çalışması var mı? Enteresan bir şekilde en basit boya türü diyebileceğimiz yağlı boyalar dahi aslında bitki özlüdür. Bitkilerin yağı kullanılarak yapılmıştır ancak yüksek korozyon ve pasa karşı direnç gösteren boyaların hepsi petrokimya yan sanayisiyle gelişmiş ürünlerdir. Boya bir süre sonra malzemeyle evrilebilir. Petrolün bitmesiyle boya endüstrisinin ne olacağı gündeme gelebilir. Boya sektörünün genel olarak izlediği rotada daha çevreci nasıl olunacağına yönelik çalışmaklar yapılmaktadır. Bu noktada bilinçli bir üretici olarak biz elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.