Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün:''Enerji Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında meydana gelen bu anlaşmayla büyük bir sinerji doğacaktır''
''İş çevreleri 'Artık hızlanalım, çok daha fazla büyüyelim, çok daha fazla üretelim' diyor. Doğru, üretelim. Stoka çalışacaksanız bir diyeceğim yok ama ürettiğinizi müşterilerine satacaksanız, o zaman bunun bir değeri olur''
''Cari açıkta önemli bir azalış trendi içindeyiz''
''Türkiye'nin ayağındaki son pranga bu (terör) kalmıştır''
''Türkiye muhakkak surette bunun da üstesinden gelecek ve bu yükü de üzerinden atarak, yoluna daha hızlı bir şekilde devam edecektir''
''Bu mesele, uluslararasılaşmış bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Karşımızda sadece bir terör örgütü yok. Aynı zamanda bu terör örgütünü destekleyen uluslararası güçler var''
''Eminim en kısa zamanda bu milletvekili arkadaşımızın terör örgütünün elinden kurtarılarak, yeniden parlamentoya, halkın içindeki siyasi faaliyetlerine başlamış olması sağlanacaktır''
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Enerji Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında meydana gelen bu anlaşmayla büyük bir sinerji doğacağını söyledi.
Bakan Ergün, ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında İşbirliği Protokolü İmza Töreni'ne katıldı.
''Ayakta kalmak, güçlü olmak zorundayız''
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Türkiye'nin uzun yıllar boyunca ihtiyaçlarını dışardan karşıladığını, potansiyelini açığa çıkarma konusunda biraz geri kaldığını belirtti.
Bugün itibariyle ise Türkiye'nin büyük bir potansiyeli, imkanları ve kaynağı olduğunu anlatan Ergün, ihtiyaçların da gün geçtikçe büyüdüğünü söyledi.
Ergün, Türkiye'nin 10 yıl önceki üretim ve ihracat rakamlarıyla bugün aynı alanlarda yakalanan rakamlar karşılaştırıldığında, arada önemli bir fark olduğunu vurgulayarak, '飚 milyar dolar üretim yaparken ihtiyacınız olan enerjiyle 800 milyar dolarlık üretim yaparken ihtiyacınız olan enerji aynı mı? Değil... Şimdi hedeflerimiz var. Fert başına 20 bin dolar milli gelir seviyesini aşmak istiyoruz. Bu da 2 trilyon dolar üretim, 500 milyar dolarlık ihracat demek, enerji demek... Bu üretimi, bu ihracatı enerji olmadan gerçekleştiremezsiniz'' diye konuştu.
Enerjiyle ilgili tüm imkanların birlikte değerlendirilmesi ve bunun da Ar-Ge ile yapılması gerektiğini vurgulayan Ergün, şöyle devam etti:
''Önümüzdeki dönemin en önemli konuları su, gıda ve enerji konularıdır. Herkesin bu konularda arz güvenliğini sağlaması, kendi teknolojilerine sahip olması gerekmektedir. Hele bizim gibi ülkelerin daha da bunlara sahip olması gerekmektedir. Dünyada iddiası olmayan, 'azıcık aşım ağrısız başım' diye düşünen kişiler olduğu gibi ülkeler de olabilir ama biz öyle bir ülke değiliz. Bizim ağrısız başımız olmaz. Bizim başımız şu veya bu şekilde bu coğrafyada, büyük bir ülke olarak ağrır. Ağrıyor da zaten. Oradan, buradan, her yerden tacize de uğruyoruz ama aynı şekilde bu coğrafyada ayakta kalmak, güçlü olmak zorundayız.''
Bugün yapılan protokolle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TÜBİTAK'ın, önümüzdeki 10 yıl içinde çok büyük Ar-Ge projeleri gerçekleştireceklerini belirten Ergün, bunun çok önemli bir karar olduğunu söyledi. Bakan Ergün, ''Burada büyük bir Ar-Ge potansiyeli var. Kurumlarımız da bu işbirliği ile büyük bir sinerji meydana getirmiş olacak. Enerji Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında meydana gelen bu anlaşmayla büyük bir sinerji doğacaktır'' dedi.
'ཆ yıl içinde sanayileşmeyle ilgili çok önemli mesafeler katedilecek''…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaptıkları protokoller ve bunun çerçevesinde yapılacak yatırımlarla, Türkiye'nin yalnızca rüzgarla alakalı karar verilmiş ve lisansa bağlanmış yatırımlarında minimum 15 milyar dolarlık bir ithalatı kesmiş olacaklarını bildirdi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında İşbirliği Protokolü İmza Töreni'ne katıldı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda gerçekleştirilen törende konuşan Yıldız, enerjinin, Türkiye'nin büyümesindeki en önemli sektörlerin başında geldiğini söyledi.
Enerji sektöründe yerli ve yenilenebilir kaynakların kullanılmasının önemini vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:
''Diyelim ki rüzgar santrali... Eğer siz tribün ve jeneratör kısmını yapamıyorsanız, burada yine yatırımları ithal kaynaklarla yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu bir paradoks, bunu aşmak zorundayız. İşte bu yaptığımız protokoller ve bunun çerçevesinde yapılacak yatırımlarla, Türkiye'nin yalnızca rüzgarla alakalı karar verilmiş ve lisansa bağlanmış yatırımlarında minimum 15 milyar dolarlık bir ithalatı kesmiş olacağız.''
Bakan Yıldız, bugün yapılan protokolle beraber 10 yıl içinde sanayileşmeyle ilgili çok önemli mesafeler katedileceğine dikkati çekerek, yatırımların mümkün olduğu kadar yerli kaynaklardan yapılması gerektiğini ifade etti.
TÜBİTAK'ın vereceği desteğe çok önem verdiklerini dile getiren Yıldız, ''Ar-Ge faaliyetleriyle alakalı, tüm kurumlarımızla beraber yapılacak 15'e yakın bölümdeki destek için çok teşekkür ediyoruz'' dedi.
10 yıl içinde 10'a yakın projeTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Yücel Altunbaşak ise Türkiye için son derece önemli olan bir protokol imzaladıklarını bildirdi.
Konu enerji olunca, çok fazla söze hacet olmadığını dile getiren Altunbaşak, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda alınan kararlar gereği enerjinin, ülkenin öncelikli alanlarından biri olduğunu söyledi.
İmzalanan protokolle enerjide dışa bağımlılığı azaltmak istediklerini vurgulayan Altunbaşak, protokol kapsamında 10 yıllık bir zaman sürecinde 10'a yakın projeden bahsettiklerini bildirdi.
Altunbaşak, protokolle birlikte en az yüzde 20'lik bir yerlilik artışı beklediklerine işaret ederek, ''Enerji ile ilgili konularda hem ham madde hem teknoloji olarak çok büyük satın almalar yapıyoruz. Stratejik işbirliği çerçevesinde teknoloji transferi yapmak istiyoruz. Bunlara örnek vermek gerekirse termik ve hidroelektrik santrallerinin tasarımlarını da burada yapmak istiyoruz. Türkiye teknolojisinin geldiği seviye bunun için yeterli'' şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Bakanlar Ergün ile Yıldız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında İşbirliği Protokolü'nü imzaladı.
''Cari açıkta önemli bir azalış trendi içindeyiz''
İmza töreninin ardından soruları da yanıtlayan Ergün, Merkez Bankası tarafından bugün açıklanan ödemeler dengesi verilerine ilişkin bir soru üzerine, eskiden Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmeler yapılırken çok başka konuların konuşulduğunu söyledi.
Yüksek kamu borçları, yüksek faiz oranları gibi konular konuşulurken, bugün gelinen noktada makro konularda önemli mesafeler alındığını vurgulayan Ergün, ''Türkiye ekonomisi büyüyecekse, bir takım ara malı ithalatı kaçınılmaz oluyor. Enerji ithalatı yapılıyor ama bir taraftan da ekonomik büyüklüğünüz artıyor. Bir yere kadar bunu böyle götürmek, bir yerden sonra ise cari açık sorununu minimum seviyeye çekecek adımların atılması gerekiyor ki bu adımlar atılmıştır'' diye konuştu.
Yeni Teşvik Sistemi'nin de buna göre kurgulandığını anlatan Ergün, sistemin cari açığı azaltacak donanımlara sahip olduğunu ifade etti.
Ergün, bugün açıklanan rakamların, beklenenin altında olduğunu belirterek, ''İlk 6 ayda altında kaldığı gibi ikinci 6 ayda da altında kalacağını varsayarak, cari açıkta önemli bir azalış trendinin içinde olduğumuzu memnuniyetle görmüş oluyoruz ama dediğim gibi asıl kalıcı sonuçlar, bugün attığımız adımlarla gerçekleşiyor'' dedi.
Bakan Yıldız da Türkiye'deki siyasi istikrar sürdürülebilir hale geldikçe cari açık konusundaki katedilecek mesafenin de daha fazla olacağını vurguladı.
Dünyanın siyasi istikrarının da bunda önemli bir payı olduğunu dile getiren Yıldız, ''Ekonomiler globalleşiyor ama özellikle bölgemizde politikalar ulusallaşıyor. Bunların sosyal sonuçlarının da çok iyi takip edilmesi lazım'' dedi.
''OVP'deki hedeflerden büyük sapmalar meydana gelirse o zaman kaygı duymak lazım''Türkiye ekonomisinin soğutulma çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine de Ergün, yılın yarısına ilişkin açıklanan verilerin, Türkiye'nin Orta Vadeli Program'da (OVP) öngörülen hedefler doğrultusunda ilerlediğinin göstergesi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin OVP'deki hedeflerini tutturmasının, ekonomide iyi hesaplar yapıldığını gösterdiğini dile getiren Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:
''Esas şuna bakmak lazım. OVP'deki hedeflerden büyük sapmalar meydana gelirse o zaman kaygı duymak lazım. Böyle bir sapma söz konusu değilse, hemen hemen OVP hedefleri çerçevesinde gerçekleşecekse rakamlar... Hatta bir sapma olacaksa pozitif bir sapma olur. Hedefler çerçevesindeki ilerlemelerden kaygı duymaya bence gerek yok. İş çevreleri 'Artık hızlanalım, çok daha fazla büyüyelim, çok daha fazla üretelim' diyor. Doğru, üretelim. Stoka çalışacaksanız bir diyeceğim yok ama ürettiğinizi müşterilerine satacaksanız, o zaman bunun bir değeri olur. Yoksa stok kadar büyüyebilirsiniz ama sonra karşınızda sizi çok ciddi sıkıntıya sokacak stoklanmış bir büyüme rakamı çıkar. Piyasaya arz edilememiş bir büyüme rakamı çıkar ki esas tehlikeli sulardan biri de odur.''
CHP milletvekilinin kaçırılması…Törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergün, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün terör örgütü tarafından kaçırılmasıyla ilgili soru üzerine Türkiye'nin siyasi problemlerinin başında terör meselesinin geldiğini söyledi.
Türkiye'nin terörle ciddi bir mücadele yürüttüğüne dikkati çeken Ergün, şunları kaydetti:
''Böyle bir olayın olması, bir milletvekili arkadaşımızın kendi ilinde siyasi çalışmalar yaparken kaçırılmış olması son derece üzüntü verici bir hadisedir. Eminim ki kısa sürede olay aydınlatılacaktır. Güvenlik güçleri, istihbarat teşkilatımız, konuyla ilgili kapsamlı bir çalışma yürütüyor. Türkiye nihayetinde bu konuyu da gündeminden çıkaracaktır. Çünkü Türkiye'nin ayağındaki son pranga bu kalmıştır. Türkiye çok ağır yükleri üzerinden ata ata yoluna devam ediyor. Bu mesele, uluslararasılaşmış bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Karşımızda sadece bir terör örgütü yok. Aynı zamanda bu terör örgütünü destekleyen uluslararası güçler var. Türkiye bir mücadelenin içindeyse sadece bir terör örgütüyle mücadele içinde değil. Buna destek veren bir çok uluslararası güçle de mücadele içindedir. Mücadelenin zorluğu da buradan kaynaklanmaktadır. Ne kadar zor olursa olsun, ne kadar uluslararası bilinen bilinmeyen güçler bu terör faaliyetlerine destek verirse versin, Türkiye muhakkak surette bunun da üstesinden gelecek ve bu yükü de üzerinden atarak, yoluna daha hızlı bir şekilde devam edecektir. Tekrar söylüyorum, eminim en kısa zamanda bu milletvekili arkadaşımızın terör örgütünün elinden kurtarılarak, yeniden parlamentoya, halkın içindeki siyasi faaliyetlerine başlamış olması sağlanacaktır.''
''Türkiye'nin siyasi istikrarına karşı yapılmış bir hareket''
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da bu olayı, Türkiye'nin siyasi istikrarına karşı yapılmış bir adım olarak gördüğünü bildirdi.
Yıldız, ''Nasıl bir terör faaliyeti, nasıl bir ham petrol boru hattının patlatılması... Bu da onun uzantısı bir harekettir ve yine Türkiye'nin siyasi istikrarına karşı yapılmış bir harekettir'' dedi.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.