IBF Kongresindeki İKT Üyesi Ülkelerin Teknoloji Vizyonu Panelinde konuşan Ergün: Gücü teknoloji tayin ediyor
14. IBF Kongresi kapsamında düzenlenen İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Üyesi Ülkelerinin Teknoloji Vizyonu Paneli'nin açılışında konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, gücü tayin eden en önemli parametrenin teknoloji olduğunu kaydetti
14. IBF Kongresi kapsamında düzenlenen İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Üyesi Ülkelerinin Teknoloji Vizyonu Paneli'nin açılışında konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, gücü tayin eden en önemli parametrenin teknoloji olduğunu kaydetti.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, geniş topraklar, petrol ve nüfusun artık zenginlik göstergesi olmadığını söyledi. Gücü tayin eden en önemli parametrenin teknoloji olduğunu vurgulayan Bakan Ergün, "Finlandiya, Japonya, İrlanda ve Hindistan gibi ülkelerin gelişiminin arkasındaki gerçek, teknolojidir. Bilgi teknolojileri yapma kültürümüzü değiştirmeliyiz. Bilgiyi teknoloji haline getirmeliyiz" dedi.
14. IBF Kongresi kapsamında düzenlenen İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Üyesi Ülkelerinin Teknoloji Vizyonu Paneli'nin açılışında konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, fosil yakıtlar devre dışı kalınca birçok İslam ülkesinin de devre dışı kalacağına dikkat çekti. Ergün, şunları kaydetti: "Bu nedenle Ar-Ge'ye ve yenilikçiliğe önem vermeliyiz. Kendini sürekli yenilemeyen, gelişime açık olmayan ülkeler küresel ekonomik yarışta geride kalacaktır. Marka ve yenilikçi faaliyetlere ihtiyaç vardır. Ürünlerimizi yenilikçi konsept içerisinde sunmamız gerekiyor. 2013 yılında Ar-Ge harcamalarında gelişmiş ülkeleri yakalayacağız. Teknoparklara da çok büyük önem veriyoruz. Projelere destek veriyoruz. Başarılı ülkelerden örnekleri alarak kendimize yeni modeller oluşturuyoruz."
Dünya ülkelerinin 'bilime yön veren' ve 'üretenler' diye ikiye ayrıldığını belirten Ergün, "Geçmişte oluşturduğumuz büyük birikimi neden bugüne ulaştıramadığımızı yeniden hatırlamalıyız. İKT ülkelerinin aynı dine, irfana, kültüre sahip olduğunu görüyoruz. Ülkelerimizin hepsi potansiyeli büyük ve gelişmeye açık ülkelerdir. Bu potansiyeli açığa çıkarmak bizim sorumluluğumuzdur. Teknolojide dışa bağımlılığı önlemek için birlikte hareket etmeliyiz" diye konuştu. Bakan Ergün, İKT ülkeleri arasındaki işbirliklerine çok önem verdiklerini dile getirerek, "bilgilerimizi paylaşalım" çağırısında bulundu.
IBF gibi önemli bir kongrede konuşmacı olmaktan da büyük mutluluk duyduğunu belirten Ergün, kongrenin geniş bir katılımla gerçekleşmesinin sevindirici olduğunu söyledi. Sivil toplum kuruluşlarının artık o ülkenin gücü hakkında önemli ipuçları verdiğini vurgulayan Bakan Ergün, "MÜSİAD gibi sivil toplum kuruluşları artık uluslararası ilişkilerde diplomatlar kadar önemli rol oynuyorlar" dedi.
İlter: Teknoloji de Avrasya'nın üretim üssü olacağız
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Niyazi İlter de Türkiye olarak 2023 yılında dünyadaki gelişmiş 10 ülke içerisinde yer almak istediklerini söyledi. İlter, şunları kaydetti: "Ortak ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü haline gelmek istiyoruz. Teknopark sayımız 36'ya çıktı. Bunların 28 tanesi aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor ve buralarda bin 364 firma teknoloji üretiyor. Yine 75 şirkete Ar-Ge merkezi olma kimliği verdik. Tam zamanlı eşdeğer araştırmacı sayısını 80 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Özel sektörün Ar-Ge çalışmalarını destekliyoruz. Patent, araştırmacı sayısı bakımından en hızlı artış gösteren ülkeyiz. Ar-Ge ve yenilikçiliği vizyonumuza koyduk."
İlter, 57 İKT ülkesinin mevcut teknolojik potansiyelini yeterince kullanamadığını da sözlerine ekledi.
Alpay: Nano teknoloji üretmeliyiz
Panelde konuşan Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Müdürü Dr. Savaş Alpay ise nano teknoloji alanında bir an önce harekete geçmek gerektiğini belirterek, "Artık nano teknoloji dönemindeyiz. 2015 yılına kadar nano teknoloji harcamaları 3 trilyon dolara çıkacak. Tekstil, gıda ve otomotiv gibi birçok stratejik sektörde kullanılan nano teknolojilere ihtiyacımız var. Müslüman ülkeler olarak bu alanda olmamız gerekiyor. Özellikle İslam ülkelerindeki tecrübelerin paylaşımı çok önemli rol oynamaktadır. Bilgiye dayalı ürünlerin ihracatını yapmalıyız. Müslüman ülkelerden yapılan teknoloji ihracatının yüzde 80'ini Malezya gerçekleştirmektedir" diye konuştu.
İKT ülkelerinde çok önemli bilimsel çalışmanın yapılmadığını da dile getiren Alpay şunları kaydetti: "2009 yılında İKT ülkelerinin tamamında 63 bin bilimsel makale yayınlamıştır. Oysa sadece Almanya'da bu rakam 73 bindir. Müslüman ülkeler bir an önce Ar-Ge harcamalarını artırmalıdır. Ortak girişimler ve işbirlikleri geliştirilmelidir. Üniversitelerimiz desteklenmeli ve kaliteleri artırılmalıdır. Bilişim altyapımızı geliştirmeliyiz."
Cebeci: Yenilikçi firmaları desteklemeliyiz
Panelde diğer bir konuşmacı olan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Ziya Cebeci de, teknolojinin uluslararası strateji bakımından sürdürülebilir büyüme ve sanayi demek olduğunu söyledi. Çimento ve beton üreten ülkeler arasından çıkmak için teknoloji yatırımlarına önem vermemiz gerektiğini belirten Cebeci, "İKT ülkeleri GSYİH içindeki Ar-Ge harcamalarının payını mutlaka yüzde 2'ye çıkarmalıdır. Yoksa çimento ve beton üretmeye devam ederiz. Bu amaçla yenilikçi firmalara destek vermeliyiz" diye konuştu.
Teknolojik gelişmelerin dünya çapında gelir dengesizliğini artırdığını da vurgulayan Cebeci, "Bu durum devam edecektir. Teknolojiyi geliştiren politikalar hızla hayata geçmelidir" ifadesini kullandı.
Işık: Büyük beyinlere ihtiyaç var
ABD Rowan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. İhsan Işık, yer altıyla zengin olunamayacağını, yer üstündeki beyinlere ihtiyaç olduğunu vurgulayarak şunları önerdi: "Büyük beyinlere ihtiyacımız var. Başarı için eğitim, iyi altyapı ve iyi yönetişim olmalıdır. Fikriyet hakkı korunmalıdır. Bir de ortamın uygun olması gerekiyor. Bütün bunlara sahipsek teknolojide rekabet edebiliriz. Başkalarını suçlamaktan vazgeçerek çok çalışmalıyız. Sanal altyapı ve gerçek anlamda sanal yollara ihtiyacımız var. İKT ülkeleri güçlerini birleştirmelidir."
Mermut: İKT ülkelerine yol gösterici lazım
Kanada Saskatchewan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmad R. Mermut, yenilikçi teknolojilerin gıda sanayinde kendini gösterdiğini belirterek, "Gıda sanayinde her gün yeni bir icat yapılıyor. Yeni tarımsal makineler geliştirmeliyiz. Kalifiye insan gücüne ihtiyacımız var. Elimizde imkanlar var, ama çok çalışmamız gerekiyor. İKT ülkelerinin bir yol göstericiye ihtiyacı var" diye konuştu.
Ortak bir ‘silikon vadisi’ kurulabilir
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 14. Uluslararası İş Forumu Kongresi kapsamında ''Bilgi Toplumuna Geçiş ve Bilgi-İletişim Teknolojilerinin Önemi'' konulu bir panel de düzenlendi.
Moderatörlüğünü E-Business Academy Rektörü Dr. Mouna Hassoun’un yaptığı panele Türk Telekom Genel Müdürü Gökhan Bozkurt, Cidde Vali Yardımcısı Dr. Arwa Yousuf Al-Aama, MÜSİAD Bilim ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Nazım Özdemir, INTEL Orta Doğu Bölge Direktörü Sam Al-Schamma ve T.C. Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar da konuşmacı olarak katıldı.
Panelde konuşan MÜSİAD Bilim ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Nazım Özdemir, İslam ülkeleri arasındaki işbirliği fırsatlarından bahsetti. Toplam 57 İslam ülkesinde 1,5 milyardan fazla insanın yaşadığını belirten Özdemir, “Fakat bunların toplam ekonomik marketleri Almanya kadar değil. Ama gelişmemiş olmaları aynı zamanda fırsatlarla dolu olduklarını gösteriyor” dedi.
Dijital dünyanın bir dönüştürme gücü olduğundan bahseden Özdemir, “Geçmişte buharlı makine bulan Avrupalılar dünyanın kaynaklarını kendileri için kullanarak öne geçtiler. Ama artık dijital olarak gelişmiş ülkelerin rekabet gücü daha yüksek. Örneğin 2008-2009 döneminde Hindistan ekonomisi yüzde 7,5-8 büyürken IT teknolojileri yüzde 12 büyüdü ve Hindistan’da sadece IT sektöründe 2,5 milyon kişiyi istihdam ediyor. İslam ülkelerinin ciddi istihdam problemi var. ICT geri kalmış bölgelerde yatırım maliyetlerinin düşük olması nedeniyle de istihdamı artırmak için kullanılabilir” şeklinde konuştu.
İKT üyesi ülkelerin kendi aralarında yaptığı ticaretin sadece yüzde 16 seviyesinde kaldığını vurgulayan Özdemir, şunları söyledi; “İKT 40 yıllık bir kuruluş ama yenilenmelidir. Günün şartlarına ve ihtiyaçlara göre yeniden şekillendirilmelidir. İKT üyesi ülkeler kendi aralarında bilgi teknolojilerini içine alan ortak bir silikon vadisi kurabilirler.”
Dünyada dijital bir ayrım var
Panelde bir konuşma yapan Türk Telekom Genel Müdürü Gökhan Bozkurt, artık ticaretin sadece forumlarda yüz yüze görüşmelerle değil, IT üzerinden de yapıldığını
Dünyada bilgi teknolojileri kullanımında bölgelere göre ciddi ayrımlar olduğundan bahseden Bozkurt, “Dünyada dijital bir ayrım var. Gelir, ırk ve lokasyon bakımından bilgi teknolojilerine efektif olarak ulaşan ve ulaşamayanlar arasında uçurumlar var. Gelişmiş ülkelerde 3G, ICT ve genişbant çok gelişti ama İslam ülkeleri ICT kullanımında Avrupa ülkeleri ve ABD’ye göre çok geride kaldı. Gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalar gösteriyor ki devletlerin GSMH büyümesi ile bilişim yatırımları arasında güzel bir korelasyon var. Gelişmiş ülkelerde bilişim teknolojileri GSMH'ye önemli katkılar sunuyor. İslam ülkelerinin kazanan tarafta olabilmeleri için acilen ama acilen harekete geçmeleri gerekiyor” dedi.
Dijital İpek Yolu’nu kurduk
Gelişmek için işbirliğinin önemli olduğunu kaydeden Bozkurt, Türk Telekom olarak Dijital İpek Yolu projesini başlattıklarını anımsatarak, şunları söyledi; “Türk Telekom’un çok önemli dijital kabloları Suriye üzerinden de geçiyor. Biz Uzak Doğu’dan Amerika’ya uzanacak dijital İpek Yolu’nun ilk adımını attık. ‘JADI Link’ Jeddah, Amman, Damascus ve Istanbul’un baş haflerinden baş harflerinden oluşuyor. Yani 4 ülkeyi, 4 önemli şehri dijital kablolarla bağladık. Türkiye üzerinden bu kablolar Avrupa’ya geçiyor. Bu modifikasyonlar altyapılarla oluyor. Bu altyapılara sahip ülkeler arasında beraber koordine edilebilir ve birleştirilebilirse bu teknolojilerin sadece bizim ülkemizde değil, bütün İslami ülkelerde olması sağlanacaktır. İşbirlikleri operasyonlara bakıyor, bütçeye bakıyor ve insan kaynağına bakıyor.”
Türkiye’de bilgi teknolojileri sektörünün 2005 yılından bu yana yüzde 15 büyüdüğünü bildiren Bozkurt, sektörün büyüklüğünün 29 milyar dolara ulaştığını, gelinen noktanın çok önemli olduğunu vurguladı.
Videofon’la 2 milyon TL tasarruf sağladık
Bilgi teknolojileri ile pek çok alanda tasarruf da sağlanabilineceğini aktaran Bozkurt, Türk Telekom’un video konferans uygulamasının yarattığı tasarrufun 2 milyon TL’yi bulduğunu anlattı. Bozkurt, “Son 15 ayda 11 bin kişi, 1331 video konferansta 3400 saatli görüme yaptı. Kabaca ulaşım, konaklama ve harcırahlarını hesapladık ve video konferans yapılarak bu insanların en az 2 milyon TL tasarruf ettiğini gördük. Daha kompleks bir hesaplama yapsaydık eminim rakam daha da artardı” diye konuştu.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.