IPM’den Türkiye’de Çelik Sektörünün Karbonsuzlaşmasını Hızlandıracak 10 Politika Önerisi
İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Türkiye Çelik Sektörünün Karbonsuzlaşması projesi kapsamında Politika ve Aktör Analizi raporunu yayımladı. Çelik üreticileri, kamu kurumları ve üretim zincirinde yer alan diğer aktörlerle yapılan görüşmelere dayanan rapor; katma değeri yüksek, düşük karbonlu, çevresel ve toplumsal etkileri gözeten bir üretim modeline geçişte sektörün temel sorunlarını irdelerken somut çözüm önerileri sunuyor. Rapora göre, dönüşüm sürecini hızlandıracak üç temel unsur: i) sektörel yeniden yapılanma ve modernizasyon planı, ii) bağlayıcı azaltım hedefleri ve çok aktörlü bir sorumluluk çerçevesi, iii) kamu desteklerinin sera gazı azaltım hedefleriyle ilişkilendirilmesi.
Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının yaklaşık %10’undan sorumlu olan çelik sektörünün dönüşümü, 2053 yılı net sıfır hedefine erişimde kritik öneme sahip. 2022’den bu yana Türkiye’de çelik sektörünün dönüşümünü destekleyen çalışmalar yürüten İPM, son raporu Türkiye Çelik Sektörünün Karbonsuzlaşması: Politika ve Aktör Analizi ile dönüşüm sürecini hızlandıracak politika ve kurumsal müdahale önerilerini tartışmaya açıyor. Çalışma, seçilmiş alanlarda ham çelik üreticileri ve kamu idaresinin ilerleme performansına dair bir değerlendirme de içeriyor.
Dönüşüme yönelik güçlü motivasyon değerlendirilmeli
Çalışmaya göre, Türkiye’de sanayinin karbonsuzlaşma süreci kurumsallaşma aşamasında. Bu süreci belirleyen gelişmeler ise ulusal bir iklim ve sanayi politikasından ziyade, Avrupa Birliği düzenlemeleri ve dış ticarette rekabetçiliği koruma gibi dışsal faktörler. Buna rağmen sektörde çalışanlar ve temsilciler ile yapılan görüşmeler kabronsuzlaşmanın, uyum zorunluluğunun ötesinde, çevresel ve teknolojik gelişim fırsatı olabileceği şeklinde değerlendiriliyor. Bu potansiyelin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Proje Koordinatörü Dursun Baş, “Çelik sektöründe karbonsuzlaşma yönünde güçlü bir motivasyon var. Ancak, bugün en basit çevresel yatırımlardan dahi kaçınıldığını görüyoruz. Bu durum, denetim ve düzenleme eksiklikleriyle birleşince, sektörün ‘yeşil çelik’ ya da ‘net sıfır’ hedeflerinin söylemde kalma riskini artırıyor. Gerçek bir dönüşüm için bağlayıcı düzenleyici çerçeveler, etkin denetim mekanizmaları ve güçlü bir kamusal irade şart. Türkiye’nin 40’tan fazla ham çelik tesisini kapsayan ulusal bir yeniden yapılandırma ve modernizasyon planını hayata geçirmesi daha fazla ertelenmemeli”, dedi.
Dönüşümün sadece üreticilerin sorumluluğunda olamayacağını belirten Baş, yapısal sorunlara yönelik kapsayıcı ve tutarlı bir yol haritasına ihtiyacı vurguluyor. Baş; sektöre yönelik çerçeve iklim politikası ve azaltım hedefinin eksikliği, entegre çevre izin ve bilgi sisteminin yokluğu, kamu-özel sektör işbirliği mekanizmaları ve finansman araçlarının yetersizliği, fosil yakıt bağımlılığı, düşük karbonlu çelik tanımının olmaması, çevre yatırımlarının yetersizliği ve toplumsal ilişkilerin zayıflığı öncelikli ele alınması gereken konular olduğunu belirtiyor.
Türkiye Çelik Sektörünün Karbonsuzlaşması: Politika ve Aktör Analizi’ne göre çelik sektöründeki dönüşümü hızlandıracak 10 politika önerisi şöyle:
1. Çelik sektöründe ulusal yeniden yapılandırma ve modernizasyon planı hazırlanmalıdır: Türkiye genelinde sayısı 40’ı aşan ham çelik üretim tesislerinin kaynak yoğun ve düşük katma değerli üretim yapısı ve bu yapının oluşturduğu çevresel ve toplumsal maliyetlerin büyüklüğü dikkate alınmalı ve kapsamlı ve önceliklendirilmiş bir ulusal yeniden yapılandırma ve modernizasyon planı ivedilikle hayata geçirilmelidir.
2. Çelik sektöründe dönüşüm için çok aktörlü ve tedarik zinciri odaklı bir sorumluluk yapısı geliştirilmelidir: Sektörel üretimi mümkün kılan girdiler kaynaklı sera gazı emisyonu azaltımında somut hedefler oluşturulmalıdır. Çelik sektöründe mevcut teknolojileri kullanarak düşük karbonlu üretime geçişin önünde başlıca iki yapısal engel, elektrik üretiminin fosil yakıt bağımlılığı ve kaliteli çelik hurdası tedarikinde yaşanan arz sorunlarıdır. Bu sorunların çözümünde azaltım odaklı sanayi-enerji-çevre ve girdi politikaları geliştirilmelidir.
3. Kamu kesiminde iklim politikası mimarisi ve kurumsal görev tanımları gözden geçirilmelidir: Çelik sektörünün karbonsuzlaşmasını destekleyecek bağlayıcı ve sektörel ihtiyaçlara göre yapılandırılmış bir iklim politikası mimarisi oluşturulmalıdır. Çevre, sanayi ve enerji politikalarının eşgüdüm içinde çalışacağı bir yönetişim sistemi kurulmalıdır.
4. Sanayi Karbonsuzlaşma Politikası ve Yol Haritası oluşturulmalı ve sanayi sektörünün karbon bütçesi tanımlanmalıdır: Çelik sektörünün yıllık karbon bütçesi ve 2030-2050 hedefleri net şekilde belirlenmeli; sanayi ve enerji sektörlerindeki kalkınma planlamaları bu hedeflerle uyumlu hale getirilmelidir. TÜBİTAK Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası – Demir Çelik Sektörü belgesi sektörün ihtiyaçlarına gözetilerek revize edilmelidir.
5. Kirletici endüstriyel emisyonlarının yönetimi için entegre çevre izin ve bilgi sistemi kurulmalı; mevcut en iyi tekniklerin acilen uygulanması yasal güvenceye kavuşturulmalıdır: AB Endüstriyel Emisyonlar Direktifi standartlarını dikkate alan entegre izin süreci ile ürünler için eko-tasarım uygulamalarını hayata geçirecek kurumsal yapılanma ve düzenlemeler oluşturulmalıdır.
6. Sanayide karbonsuzlaşmayı yönlendirecek çok paydaşlı bir platform kurulmalı; kamu destekleri azaltım taahhütleriyle ilişkilendirilmelidir: Çelik sektöründe yüksek maliyetli teknolojik dönüşüm yatırımlarını desteklemek, sektörler arası koordinasyonu güçlendirmek ve sanayide karbonsuzlaşmayı planlı bir şekilde yönlendirmek amacıyla çok aktörlü bir Sanayide Karbonsuzlaşma Platformu oluşturulmalıdır.
7. Düşük karbonlu çeliğe yönelik ulusal tanım, ölçütler ve standardizasyon sistemi oluşturulmalıdır: Çelik sektöründe düşük karbonlu üretimi teşvik etmek ve pazarda bu ürünlere yönelik güvenilirlik sağlamak amacıyla, düşük karbonlu çelik kavramı yasal ve teknik açıdan net biçimde tanımlanmalıdır. Bu çerçeve, yeşil kamu alımları, sektör bazlı tedarik zinciri politikaları ve etiketleme uygulamaları gibi talep yönlü araçlarla düşük karbonlu çelik talebi artırılmalıdır.
8. Elektrik üretimi sera gazı emisyon faktörü değeri (kgCO2e/kWh) için azaltım hedefi tanımlanmalı ve enerji dönüşümü ile sanayi sektörü iklim hedefleri uyumlu hale getirilmelidir: Çelik sektörünün karbonsuzlaşmasında Kapsam 2 sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla, elektrik üretiminin karbon yoğunluğunu düşürmeye yönelik sera gazı emisyonu faktörü hedefleri tanımlanmalıdır. Bu hedefler, kömürden çıkış, elektrifikasyon programı ve enerji arz güvenliği ile uyumlu bütüncül bir enerji dönüşüm yol haritasına entegre edilmelidir.
9. Hurda yönetiminde çalışan sağlığı, çevre yönetimi, kalite, izlenebilirlik ve arz güvenliğini güçlendirmek üzere kapsamlı bir dönüşüm programı geliştirilmelidir: Hurda piyasasında çalışan sağlığı ve çevre yönetimini güçlendirecek bir modernizasyon programı oluşturulmalı; aynı zamanda hurda arz güvenliğini artırmak için ulusal hurda envanteri, kalite sınıflandırma standardı ve izlenebilirlik sistemi kurulmalıdır.
10. Ham çelik üreticileri için sera gazı emisyonu azaltım hedefi zorunluluğu getirilmeli, ortak hesaplama metodolojisi tanımlanmalı ve kamunun erişimine açık sera gazı emisyonu bilgi sistemi kurulmalıdır: Türkiye’de ham çelik sektörünün karbonsuzlaşma sürecini şeffaf, ölçülebilir ve karşılaştırılabilir hale getirmek için üreticilerin uluslararası standartlara uygun bilim temelli sera gazı azaltım hedefleri belirlenmelidir. Bu hedeflerin, ortak bir metodoloji ile raporlaması ve kamuoyuna açık şekilde sera gazı emisyon verilerinin paylaşılması zorunlu hale getirilmelidir.
Türkiye Çelik Sektörünün Karbonsuzlaşması: Politika ve Aktör Analizi’ne göre çelik sektöründe temel bulgular şöyle sıralanıyor:
10 Temel Bulgu
1. Sektör çalışanlarında kayda değer bir dönüşüm motivasyonu vardır.
2. Çelik sektörünün karbonsuzlaşması, yalnızca ham çelik üreticilerinin gerçekleştirebileceği bir süreç değildir.
3. Çelik sektörünün karbonsuzlaşmasını destekleyecek bütüncül bir ulusal iklim politikası mimarisi bulunmamaktadır.
4. Çelik sektörünün karbonsuzlaşmasını yönlendirecek somut, ölçülebilir ve bağlayıcı çevre, enerji ve iklim politikası düzenlemeleri geliştirilememiştir.
5. Çelik üretim tesislerinden kaynaklanan kirletici emisyonların yönetimi için entegre çevre izin ve bilgi sistemi kurulamamıştır.
6. Çelik sektöründe teknoloji dönüşümü; kurumsal altyapı, somut adımlar ve yerel koşullara uygun planlama eksiklikleri nedeniyle yavaş ve zayıf ilerlemektedir.
7. Düşük karbonlu çelik talebi, Türkiye’deki çelik tüketen sektörlerde henüz güçlü bir gündem haline gelmemiştir.
8. Fosil yakıtlara dayalı elektrik üretimi, çelik sektörünün dolaylı sera gazı emisyonlarını artırmakta ve karbonsuzlaşma hedeflerine erişimi zorlaştırmaktadır.
9. Türkiye’deki çelik üretimin temel girdisi olan çelik hurdasının arzı yüksek düzeyde dışa bağımlıdır; iç piyasada kayıt dışılık yaygındır ve hurda atıklarının yönetimi yetersizdir.
10. Üreticilerin yerel düzeydeki toplumsal meşruiyeti ve genel olarak sanayi-toplum ilişkileri zayıf durumdadır.

. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.