İthal mallar merkezi kurulmalı
Konyada İthal Mallar Üretim Merkezi kurulması gerektiğine dikkat çeken MÜSİAD Konya Şube Başkanı Aslan Korkmaz, Teknoloji noktasında üretebileceğimiz ne kadar mal varsa bunları kendimiz üretmeliyiz
Konyada İthal Mallar Üretim Merkezi kurulması gerektiğine dikkat çeken MÜSİAD Konya Şube Başkanı Aslan Korkmaz, Teknoloji noktasında üretebileceğimiz ne kadar mal varsa bunları kendimiz üretmeliyiz
Konya’da İthal Mallar Üretim Merkezi kurulması gerektiğine dikkat çeken MÜSİAD Konya Şube Başkanı Aslan Korkmaz, “Teknoloji noktasında üretebileceğimiz ne kadar mal varsa bunları kendimiz üretmeliyiz. Bunun için Konya’nın alt yapısı vardır” dedi.
Sunuş:
Geçmişinden aldığı güçle hızlı bir şekilde büyüyen Konya sanayisi Türkiye’de önemli bir güç haline geldi. 80 ayrı sektörde üretim yapan, 30 bine yakın KOBİ’si bulunan ve binlerce kişiye istihdam sağlayan Konya sanayisi, adından söz ettirir bir yapı durumunda. Bu noktada Konya sanayisinin geldiği durumu, 2023 hedeflerini ve seçimin ardından beklentilerini MÜSİAD Konya Şube Başkanı Aslan Korkmaz ile görüştük. Konya sanayisinin 2023 hedeflerine ulaşması için Konya’nın hem nüfus yapısını hem de sanayi kültürü bilincinin harekete geçirilmesi gerektiğini aktaran Aslan Korkmaz, artık laf değil icraat üretmenin vaktinin geldiğini söyledi. Korkmaz, “30 binin üzerinde KOBİ’miz var diye öğünüyoruz ama bunların daha büyük işletme haline gelmesi için çalışmamız gerekiyor. Kendi firmaları kendi içimizden çıkarmamız gerekiyor. Markalarımızı oluşturmamız gerekiyor” dedi. Türkiye’de bir Çin tehlikesini de görmediğini anlatan Korkmaz, iş adamlarının Afrika’ya dahi gitmesinin gelecek açısından umut verici olarak değerlendirdi.
ARA SÖZ:
“Kendi markamızı kendimiz çıkartmamız gerekiyor. Biraz kendimize bakmamız gerekiyor. Biz yapamazsak Çin yapar, Amerika yapar. Ondan sonra oturup bizi sömürüyorlar diye ağlamanın gereği yok”
Aslan Korkmaz Kimdir?
1968 yılında Konya’nın Kulu ilçesine bağlı Kozanlı kasabasında dünyaya geldi. İlkokul ve ortaokulu Kozanlı'da tamamladı. 1984 yılında Konya Gazi Lisesi’ni bitirdi. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümünü kazandı ve 1990 yılında bu bölümden mezun oldu. İki yıl mühendis olarak çalıştı. 2001 yılında MÜSİAD’da Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Konya Ticaret Odası’nda Yönetim Kurulu üyeliğinde de bulunan Korkmaz, 7 Şubat 2009 tarihinde yapılan Genel Kurulda 5. dönem MÜSİAD Konya Şube Başkanlığı’na seçildi. Şu an aile şirketleri olan ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren Korkmaz Beton ve Konal İnşaat firmalarının ortaklarındandır ve iş hayatına kendi şirketlerinde devam etmektedir. Evli ve 4 çocuk babasıdır.
MÜSİAD olarak devamlı Konya sanayisinin gelişmesi noktasında gayretleriniz var? 2010’la birlikte 2011’in ilk altı ayını Konya ekonomisi açısından yeterli buluyor musunuz?
– Sanayiciler olarak küreselleşmiş bilgi ve teknoloji çağının biraz gerisinde kaldığımızı ifade edebiliriz. Rakamlar da böyle söylüyor. 2010 yılı verilerine baktığımızda özellikle ihracatta geçmiş yıllarda göre artış var. 2011 ihracat rakamları Türkiye ortalamasının altında ama 2010 yılı rakamlarına baktığımızda geçmiş yıllara göre artış var. 2008 yılında Türkiye’nin ihracatı 135 milyar dolar. Bunu 70 milyona bölersek kişi başı 2 bin dolarlık bir ihracatımız var. Bunu Konya’nın 2 milyon nüfusuyla çarptığımızda 4 milyar dolar ihracat yapması gerekiyor. Ancak şu an da 950 milyon dolar civarında. Merkezi Konya dışında olan firmaları eklediğimizde 1,5 milyar dolarlık bir ihracatımız var. Önce bu açığı kapatmamız lazım, arkasından Konya’nın hem nüfus yapısını hem de sanayi kültürü bilincini harekete geçirmemiz gerekiyor. Türkiye 2023’de 500 milyar dolar ihracatı hedefliyor, Konya’da 10 milyar dolarlık bir ihracat hedefi koydu. Kriz şartlarının ortadan kalkması insanların sanayicilerin, tüccarının moralini yükseltti bu da 2011 verilerini daha iyi bir konuma getirecektir.
Konya sanayisi şu an ki durumuyla 2023’te 10 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilir mi?
–Geçmişin de tecrübeleriyle bugünün değerlendirmesini yapmamız gerekiyor. Hatalı yaptıysak nerede hatalı olmuşsuz bunları net olarak belirleyip Valilikle, sivil toplum kuruluşlarıyla, yerel yöneticilerle, odalarla birlikte ortak akıl etrafında gerekli şartları belirlemeliyiz. Bugüne kadar KOBİ başkentiyiz diye öğüne geldik. 30 binin üzerinde KOBİ’miz var diye öğünüyoruz ama bunların daha büyük işletme haline gelmesi için çalışmamız gerekiyor. Kendi firmaları kendi içimizden çıkarmamız gerekiyor. Laf değil icraat üretmeliyiz. 80 değişik sektörde üretimimiz var. Bu durum kimi zaman kriz zamanlarlarında krizden daha az etkilenmesine sebep oluyor. 80 sektörde üretim yapmak güzel ama bazı sektörler öne çıkıp Konya’yı bir marka şehri yapmalı. Tarım, gıda deyince sadece Türkiye’de değil dünyanın her tarafında Konya ön plana çıkmalı. Otomobil yan sanayi, makina imalatı diyorsak Konya bu alanlarda marka oluşturmalı. Konya’ya özdeşleşmeleri gerekiyor. 10 milyar dolar ihracat seviyesine ulaşmak için önümüzde engel yok. Şu ana kadarki başarılar da bunun bir göstergesi.
KONYA’DA İTHAL MALLAR ÜRETİM MERKEZİ KURULMALI
Bu noktada bu hedefe ulaşılması için hükümette ek ilave tedbirler almalı mı?
– Konya sanayisi kendi alın teriyle öz sermayesiyle büyümüş o büyüklüğüyle bugüne gelmiş. Konya olarak şimdiye kadar bir mağduriyetimiz söz konusu. Bunu giderecek de yeni yatırımların yapılmasıdır. Gerek devlet eliyle ya da devletin sağlayacağı ilave sektörlerle Konya’da yeni tedbirler alınması gerekiyor. Seçim öncesi çılgın projeler konuşuldu. Devletin çeşitli şehirlere yapacağı yatırımlar konuşuluyor. Biz Konya olarak çılgın proje istemiyoruz. En önemli problemiz başında cari açık meselesi geliyor. Her yıl da cari açık artıyor Bu cari açık kapatılmalıdır. Diğer yandan Türkiye ne ihracat ediyor ne ithal ediyor bunun envanterini çıkarmalıdır. İthalat edilen ürünlerden ileri teknoloji gerekiyorsa ve biz yapamıyorsak bu ayrı fakat teknoloji noktasında üretebileceğimiz ne kadar mal varsa bunları kendimiz üretmeliyiz. Bunun için hükümetten Konya’ya bir İthal Mallar Üretim Merkezi kurmasını istiyoruz. Devlet özel teşebbüslere teşvik verir, arsa temini sağlarsa bu yapılır ve istihdama da büyük oranda katkı sağlar. Diğer yandan lojistik köy biran önce hayata geçmelidir. Lojistikle birlikte Konya demiryollarıyla Ege ve Akdeniz’e bağlanmalıdır. Türkiye sanayisinin yüzde 60’nın Marmara bölgesinde toplanması da aslında bir tehlikedir. Bunun sosyal yanlışlıklar yanında bilim adamlarının İstanbul’da şiddetli bir deprem olacağı noktasında ortak bir kanaati var. Bir depremde Türkiye’nin yetişmiş insan potansiyelinin sanayi yatırımlarının, teknolojisinin yok olması büyük bir tehlikedir. Devletler tek elden ekonomiyi yönetmemeli. Onun için sanayi tesisleri Türkiye’ye orantılı şekilde dağıtılmalıdır.
Sayın Başbakan’ın Konya mitinginde Konya’yla ilgili projeleriyle birlikte lojistik köy ve sivil havaalanı noktasında ki sözlerini nasıl karşılıyorsunuz?
–Bugün başbakan lojistik köy yapılacak müjdesini vermesi Konya’mız için oldukça sevindirici ama lojistik köy meselesinde işin daha başındayız. Başbakan’ın yapacağız demesi ciddi bir süreyi gerektirir. Konyalılar olarak bunu hızlandırmalıyız. Son 3–4 aylık çalışmalarla lojistik köy konusunda toplantılar yapıyoruz. Çalışmalar neticesinde 300 metrekare alan 1 milyon metrekareye çıkarıldı. Ama sadece işin başlangıcındayız, buraya devlet demiryollarının yatırım yapması noktasında hemen çalışmalar yapılmalı. Limana çok kısa zamanda ve çok ucuza ürünlere ulaştırmamız gerekiyor. Havaalanın bir sivil havaalanına döndürülmesi şart. Burayı hava kargo taşımacılığına açmamız gerekiyor. Karayolu lojistiği noktasında ciddi bir avantajı var ama bunun havayoluyla desteklenmesi önemli bir konudur. Mevcut terminalin genişletilmesi önemli değil. Aynı anda iki uçağı indiremiyoruz. İki uçağı park edemiyoruz. Siensi tezgâhı çalıştıran firmaların uçuşlardan dolayı bir sıkıntısı var. Bomba yüklü uçakların semalarda dolaşması bizi endişe ettiriyor. Hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimizin koyunları kuzuları atma dedikleri olaylar meydana geliyor. Buranın kesinlikle bir sivil havaalanı ve bölge havaalanı konumuna gelmesi noktasında çalışmalar yürütülmeli.
SANAYİCİNİN UFKU GİDEREK GENİŞLİYOR
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan siyasi olaylar, bu ülkelere yapılan ihracatı etkiledi mi?
– Üretimi durduracak etki yapmadı. Mısır’da çıkan olaylar ihracatımızı durdurdu ama Mısır’ın bir ay gibi kısa sürede tekrar bir istikrara kavuşmuş olmasıyla yüzde 80 oranında eski ihracat rakamlarımızı yakaladık. Suriye, yüzde 5’ler seviyesinde bir düşme var. Libya’da olan olaylar endişelerimizi arttırıyor. Ticari olarak bir endişeye sevk ettiriyor. Fakat biz ticari ilişkilere devam etmeye çalışıyoruz. Eğer bu teminler gerçekleşirse yarın bugünden daha kötü olmayacağı kanaatindeyiz. Hem komşu olmamız, hem de dini, kültürel bağımız olan ülkelerle ilişkilerimizin de artması gelecek açısından bize güven veriyor.
Türkiye sanayisinin Afrika’ya açılmasını nasıl görüyorsunuz?
– Son yıllarda insanların ufku değişti. Artık sadece Ortadoğu’yu değil bütün dünyayı görebiliyoruz. Afrika’da bunlardan birisi. Artık oralara giden uçakta bir tane Türk işadamı var. Bir pazar var ve o pazarın insanları başkaları tarafından sömürüle sömürüle bıkmış, Türk işadamlarını görünce kucak açıyorlar. Oralara gitmeye, yatırım yapmaya, ticaret yapmaya başladı. Büyükelçilere ve ticaret ataşelerine baktığımızda da bir yapı değişiyor. Ataşeleri gördüğümüzde ‘lütfen bize hoş geldiniz’ derlerdi. Biraz önce gitseler de kurtulsak gibi bir düşüncüye sahiptiler. Şimdi ise bizi havalanın da karşılıyorlar, firmalarla görüştürüyorlar, firmalar hakkında bize bilgi veriyorlar. Bizden fazla onlar uğraşmaya başladı. Bütün bunlar Afrika’da ve Uzakdoğu’da ticaretimizin artmasına sebep oluyor.
BİR ÇİN TEHLİKESİNİ GÖRMÜYORUM
Türk sanayisinin devamlı dile getirdiği bir Çin tehlikesini görüyor musunuz?
– Çin tehlikesini görmüyorum. Tehlike olarak görmeyi de kabul etmiyorum. Ürettiğiniz hem ucuz olacak ham kalite olacak. Ucuz olup kaliteyi kaybederseniz başarı şansınız yok. Şu an da Çin’in ürettiği malların önemli bir kısmı markalı ve kaliteli. Çin’de yüz çeşit ürün yapılıyorsa bunun 35 kaliteli ve markalı üstelik ucuz. Çin’den neyi talep ediyorsanız onu üretiyor. Onun için kendi markamızı kendimiz çıkartmamız gerekiyor. İkinci en çok üretim yapan şehir olursunuz ama aklınıza gelen bir tane firma olmaz. Biraz kendimize bakmamız gerekiyor. Biz yapamazsak Çinli yapar, Amerikalı yapar. Ondan sonra oturup bizi sömürüyorlar diye ağlamanın gereği yok. Yetişmiş eleman, kalifiye eleman arayan sanayici var. Bir tarafta işsiz bir tarafta iş arayan bir kesim var. Sistemin getirdiği yanlışlıkla imam hatipleri kapatacağız diye bütün meslek okulları kapattık ve bugün ara eleman bulmakta zorlanıyoruz. İnsanımızı tekrar yetiştirmemiz gerekiyor. 100 yıllar boyunca yaşayacak bir devlet istiyorsak biraz yanlışlıklarımıza bakmamız gerekiyor. Onun için Çin’i tehlike olarak görmüyorum, Çin’i tehlike olarak görürsek hantallaşırız kendimizi yenileme şansını yakalayamayız.
Konya otomobil yan sanayi de önemli bir konumda. Bu kapsamda yerli otomobil fabrikasının Konya’ya yapılması noktasında çalışmalarınız var mı?
–Otomobil fabrikasının Konya’ya gelip yatırım yapması noktasında başarılı olamadık. Yakın gelecekte Konya’da otomobil fabrikasının kurulması gözükmüyor. Ama otomobil yan sanayi güçlü sektörlerimizin başında geliyor. Sanayi odamızın öncülüğünde bir kümeleşme çalışması da yapılmaya başlandı. TÜMOSAN’ın yıllar önce Konya’da kurulmasıyla birlikte Konya’da bir otomobil fabrikası için alt kültür oluşmuş durumda. Konya olarak önümüze 2023 değil 2073 hedeflerini ortaya koymamız gerekiyor. Hiç kısır çekişmelere girmeden Türkiye’de küçük problemleri büyütmeden artık laftan çok icraat noktasına gelerek çalışmalıyız.
KONYA TARIM EYLEM PLANINI OLUŞTURMALI
Konya’nın tarım ve gıdaya dayalı sanayisinin durumunu nasıl görüyorsunuz? İstenilen seviyeye geldi mi?
– Gıda sektörü önemli bir konumda ancak buna dayalı olarak da tarımsal sanayi de büyümeli. Belki coğrafyanın getirdiği sorunlarımız da var. Bunların başında su geliyor. Şu an da Mavi Tünel yapılıyor olsa da yetersiz. Su probleminin çözülüp ilave su kaynaklarının Konya’ya kazandırılması önemli bir konudur. Başbakan’ın KOP İdaresi’nin kurulacağı müjdesinin vermesi öğünmekten öte gurur vericidir. Bundan sonra çiftçileri yeni ürünlere yönlendirmemiz gerekiyor. Konya’ya özgü ‘Tarım Eylem Planı’ oluşturmamız şart. Türkiye’de 10 milyar doların üzerinde tarım ve tarıma dayalı sanayi ihracatı yapılıyor, 15 milyar dolarda ithalat yapılıyor. Tarlamız, suyumuz, güneşimiz, alanımız var ama nedense bunları organize edemiyoruz. Hollanda, Konya kadar büyüklüğe sahip değil ama 50 milyar dolarlık tarım ihracatı var. Biz ise daha çok tarıma dayalı ithalat yapıyoruz. Domatesin tohumunda İsrail’e bağımlıyız. Mısırı yurtdışından ithal ediyoruz, et ithalatı, hayvan ithalatı yapma noktasında sıkıntılarımız var. Toplulaştırma yapıyorsunuz bu yeterli düzeyde yapılmayınca tarlalar tekrar bölünüyor. Çiftçilik meslek haline gelmesi gerekiyor. Her köyde doğan insanın mecburen yapması gereken bir iş olarak görülmemeli. 3 tane traktörün yapabileceği işi köyde 20 tane traktöre yaptırmaya kalkarsanız cari açık artar hem de gereken yapılmaz. Onun için acilen Tarım Eylem Planı hareket geçmeli.
Açıklamalarınız için teşekkür ediyorum. Son olarak neler söylemek istersiniz?
–Türkiye için bugün ne yaptık? Sorusunu MÜSİAD olarak üyelerimize devamlı soruyoruz. Eğitim çalışmalarımız, komisyonlarımız, sektörel komisyonlarımız, yurtdışı seyahatlerimiz, üyeler arası diyaloglarımız, devam ediyor. İnşallah bundan sonra daha ilerleyeceğiz. İşadamları derneğiyiz ama sosyal, kültürel, dini konularda söyleyeceklerimiz var çünkü biz binlerce üyemiz adına konuşuyoruz. Turizm konusunu da gündeme almayı düşünüyoruz. Hızlı trenin yakın zamanda çalışacak olması Konya için yeni bir başlangıçtır. Turizm potansiyeline alt yapı olarak biraz geç yakalandık ama şu anda Konya dışından gelen yatırımlarla otel inşaatları çoğaldı. Diğer yandan Mevlana gibi bir değerimizin potansiyelinden ciddi biçimde yararlanamıyoruz. Orayı satıcılardan temizleyemiyoruz, çevresine ziyaretçilerin dinleneceği geniş park ve bahçeler yapamıyoruz. Daha Çatalhöyük’ün yollarını yapmış değiliz, Karahüyüğü turizme açtırabilmiş değiliz. Turizm noktasında da önemli bir mesafe almamız gerekiyor.
Kaynak: Merhaba Haber
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.