Kapasite kullanımında toparlanma bekleniyor
Yargıyla siyaset gerilimi geçen hafta Türkiye'yi en çok kaybeden piyasalar arasına soktu.
Yargıyla siyaset gerilimi geçen hafta Türkiye'yi en çok kaybeden piyasalar arasına soktu.
Yargıyla siyaset gerilimi geçen hafta Türkiye'yi en çok kaybeden piyasalar arasına soktu. Her ne kadar bütçeden olumlu sonuçlar gelse de cuma günü S&P'nin not artırımı kararına kadar piyasalarda yangın sürdü. Bu hafta piyasada siyasi gerilimin sürmesi nedeniyle kaybın devam etmesi beklenirken Türkiye'de açıklanacak en önemli veriler şubat ayı kapasite kullanım oranı ve ocak ayı dış ticaret rakamları olacak. Kapasite kullanım verisinin şubatta küçük bir artışla yüzde 68,7'ye yükselmesi bekleniyor.
Geçen hafta siyasi tansiyonun yükselmesiyle sarsılan piyasalarda bu haftada kötüye gidişin sürmesi bekleniyor. Reel ekonomi için ise iki önemli veri açıklanacak. Reel kesim güven endeksi ocakta ümit vermiş 2008 Nisan ayından beri en yüksek rakamına yükselmişti. Bu yükselişte en önemli rolü ise ihracat ve iç siparişlerde beklenen artış oynamıştı. Pazartesi günü reel kesim güven endeksinde şubat ayı verileri açıklanacak. Beklentiler endeksin yine 100'ün üstünde kalması yönünde.
Reel kesim güven endeksindeki olumlu verilere rağmen yavaş bir toparlanma izleyen kapasite kullanım oranı verilerini de pazartesi günü Merkez Bankası açıklayacak. Beklentiler kapasite kullanım oranının ocak ayına göre 1.1 puan artışla yüzde 68,7 seviyesine yükselmesi yönünde. Geçen yıl şubattaki kapasite kullanım oranı yüzde 60,3'e gerilemişti. Martta ise yüzde 59,2 ile dibi görmüştü.
Dolarda artış yaşanabilir
T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil, Türkiye'de hem Yunanistan kaynaklı Euro Bölgesi'ndeki sorunlar hem de FED'in son faiz kararından etkilenen piyasaların, ayrıca siyasi gerilimin de baskısı altında kaldığını vurguladı. Fertekligil siyasi gerilimin sürmesinin 2010 yılında Türkiye ekonomisine yönelik olumlu beklentilerin kısa zamanda olumsuza dönme ihtimalini güçlendirdiğine de dikkat çekti.
Fertekligil'e göre bu hafta kur ve faizler hem küresel piyasalardaki hareketlilikten hem de yurtiçindeki siyasi gerilimden olumsuz etkilenmesini sürdürecek. Dolar/TL paritesinin, euro/dolar paritesindeki gelişmelere ve iç siyasi gündeme göre dalgalı hareket etmesini beklerken gösterge bileşik faiz oranlarının da yüzde 9 çevresindeki hareketini sürdüreceğini tahmin etmekteyiz. İç siyasi gündemdeki gerilimin artarak sürmesi ise her iki taraftaki yukarı yönlü hareketin devam etmesine neden olacak.
Bu haftanın diğer önemli verisi dış ticaret rakamları olacak. Ocakta Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre ihracat geçen yıla göre yüzde 12,52 artışla 7.9 milyar dolarda kalmıştı. Cuma günü TÜİK'in verilerinde ithalat rakamları da görülecek. Dış ticaret açığında ise artış bekleniyor.
DEMİR ÇELİĞİN ASIL KRİZ YILI 2010 OLDU
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ihracatçı birliklerinden derlediği verilere göre ihracat 1-19 Şubat arası geçen yıla göre yüzde 34,5 artışla 5.8 milyar dolara ulaştı. Tüm sektörlerde ihracat artış gösterirken demir çelik sektöründe aralık ayından bu yana yaşanan kan kaybı devam ediyor. Demir çelik sektöründe ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 azaldı ve 548 milyon dolara geriledi. 1 Ocak-19 Şubat arası demir-çelik sektörü ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,4 düştü. Diğer sektörlerden ise iyi haberler geliyor. Otomotiv sektörü, ayın üçüncü haftasında 1 milyar dolar sınırını aştı. Hazırgiyimde geçen yıla göre yüzde 29,3 artış var. Madencilik güçlü performansını sürdürüyor ve ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre ikiye katlandı. Madencilikten sonra şubatın üç haftasında ihracatını en çok artıran ikinci sektör yüzde 62,9 ile otomotiv ve yüzde 62,1 ile kimyasal ürünler.
SANAYİCİYE KARŞI TÜİK'İN YILMAZ SAVUNUCUSU
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz geçen hafta Adanalı sanayicilerle buluştu. Adanalı sanayicilerin artık Merkez Bankası'nın açıklamaya başladığı kapasite kullanım oranıyla ilgili eleştirileri vardı. Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş Türkiye İstatistik Kurumu'na yönelerek kapasite kullanım oranlarını yanıltıcı olarak değerlendirdi ve "Bizim yaptığımız araştırmalarda kapasite kullanım oranı yüzde 40-45 çıkarken TÜİK yüzde 80-85'lerde açıklıyor. Kapasite kullanım oranıyla ilgili TÜİK'in verileri yanıltıcı" diye konuştu. Yılmaz'ın Özgümüş'e yanıtı oldukça sert oldu. Yılmaz, "Rakamlar bizim ülkemizin namusudur. Bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük bu rakamları manipüle etmektir. Kriz sürecinde olan Yunanistan'ın yaşadıklarını, Arjantin'in son 10 yıldır başına gelenleri anımsayın. Dolayısıyla bu rakamlar ülkenin namusudur, iffetidir diye düşünüyorum. Bunu da spekülasyon konusu yapmayalım diyorum" dedi
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.