Küreresel Güç Olmak için İmalat Sanayinde Güç Olmalıyız?
Mustafa DİRİN;Daha çok çalışmalıyız, verimliliğimiz yüksek olmalı. Ar-ge çalışmalarına önem vermeliyiz, teknoloji üretmeliyiz. İnovasyona ve nano teknolojiye önem vermeliyiz. Katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz."
Makine İmalatçıları Birliği Derneği (MİB) Başkanı Mustafa Dirin, dünyada küresel güç olmanın yolunun makine imalat sanayinde güçlü ve etkin olmaktan geçtiğini söyleyerek, küresel güç olarak anılan ülkelerin makine üretimi ve ihracatının yüksekliğine dikkat çekti. Türk Lirası'nın aşırı değerlenmesine fırsat verilmemesi gerektiğini vurgulayan Dirin, "Ekonomideki en önemli ölçü o ülkenin parasının yabancı paralar cinsinden değeridir. O bizim metremiz. O metre yanlış olursa ölçtüğümüz her şeyi yanlış ölçeriz" dedi.
Makine İmalatçıları Birliği Derneği'nin (MİB) 2010 yılı Genel Kurulu Ankara'da yapıldı. MİB'in seçimli Genel Kurulu'nda açılış konuşmasını yapan Mustafa Dirin, yeniden aday olmadığını açıkladı. Yeni seçilecek ekibe başarılar dileyen ve bir ağabeyleri olarak her zaman destek vereceğini, gerekli olduğunda kulaklarını çekeceklerini ifade etti. Türk Lirası'nın aşırı değerlenmesine fırsat verilmemesi gerektiğini belirten Dirin, "Hiç unutulmaması gereken bir şey var ki; bir ekonomideki en önemli ölçü o ülkenin parasının yabancı paralar cinsinden değeridir. O bizim metremiz. O metre yanlış olursa ölçtüğümüz her şeyi yanlış ölçeriz. Piyasa kendini dengeler, paranın fiyatı ve dövizin fiyatı piyasada oluşur. Paramızın değeri konusunu halletmeliyiz. Merkez bankasının müdahalesiyle paranın fiyatı serbest piyasada oluşmuyor. Merkez bankası paranın piyasasını “tekel” gibi kontrol etmemelidir" diye konuştu.
Çin, 2008 yılında 269 milyar dolarlık makine ihracatı yaptı Dünyada küresel güç olmanın yolu makine imalat sanayinde güçlü ve etkin olmaktan geçtiğini dile getiren Dirin, küresel güç denilen ülkeler incelediğinde makine üretimi ve ihracatının yüksekliğinin dikkat çektiğini vurguladı. Dirin, "Bulunduğum sektörü ilgilendirdiği için takip ediyorum; Çin,1992 yılında 3 milyar dolar makine ihraç ederken, 2008 yılında 269 milyar dolar makine ihraç eder duruma gelmiş ve makine sektöründe ihracat lideri olmuştur. Çin makine imalatçıları bunu kendilerine verilen devlet desteği ile sağlamışlardır" dedi.
Üretim Varsa İstihdam Vardır
Dirin, refahın anahtarının üretim olduğunu vurguladı. "Üretim varsa istihdam vardır, üretim varsa ticaret vardır, ticaretin olduğu yerde zenginlik vardır, o da huzur ve refahı getirir" diyen Dirin, Türkiye'de birçok şeyin konuşulduğunu ama üretimin çok az konuşulduğunu ifade etti. Zenginleşirken, sermaye çok küçük bir zümrenin elinde kalsın, alt tarafta insanlar perişan olsun denilemeyeceğini vurgulayan Dirin, "Çünkü perişan yaşayan, refahtan yeteri kadar pay alamayıp mutsuz yaşayan insanların çoğunlukta olduğu bir toplum olmak değil, mutlu yaşayan insanların ülkesi olmak istiyoruz. Üretim, olmazsa bu isteklerimizin olması mümkün görülmemektedir" dedi.
Türk Sanayicisinin Türkiye'ye Verdiği Gücü Kimse Anlamaya Çalışmıyor
Türk sanayicisinin Türkiye'ye kazandırdığı dinamizmi, verdiği gücü kimsenin anlamaya çalışmadığını ileri süren Dirin, 30-35 yıldır yüksek enflasyonla yaşayan Türkiye'nin, bugün çok iyi noktalara geldiğini, Dünyanın 17'incisi olduğunu kaydetti. Türkiye'nin Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi olmasının altında zamanında alınan makro seviyede ekonomik kararların yanı sıra, Türk özel sektörünün var olduğunu ifade eden Dirin, Türk sanayicisine minnet duyulması gerektiğini söyledi.
Ekonomideki Daralma Önce İstihdamı Vurdu
Kriz nedeniyle ekonomide yaşanan daralmanın önce istihdamı vurduğunu söyleyen Dirin, "Bütün sektörlerimiz eleman çıkışı yaptı. Sanayi üretiminde yüzde 20'lerin üzerinde daralma oldu. Eskiden genel olarak baktığımızda bir kriz var mı, yok mu diye konuştuğumuzda, birbirimize sorduğumuzda üç önemli kriter vardı. Bunlar; borsa, faiz ve dövizdi. Ancak bugün bir ülkede kriz olup olmadığını iki tane önemli kriter belirliyor. Bunlardan bir tanesi, gayri safi milli hasıla rakamları, diğeri işsizlik oranları. Bu iki rakam, bugün krizin içinde olup olmadığımızın son derece önemli göstergelerinin başında geliyor. İşsizliğimizin görünen kısmı yüzde 14 sanayi kesiminde geçen sene 2009 yılı itibariyle 303 bin kişi, yani yüzde 5.3 lük istihdamda azalma olmuştur. Üreten kesimdeki istihdam sayısının aşağıya gitmesi her yıl 700 bin üniversite öğrencimizin mezun olduğu ortamda son derece ciddi soru işaretleridir" diye konuştu..
Gündemimiz Geçmiş Değil, Gelecek Olmalı
Dirin, Türkiye'nin gündeminin geçmiş değil gelecek olması gerektiğini söyledi. Krizin her zaman sinyallerini önceden verdiğini dile getiren Dirin, "Bir problem, ne kadar küçükse bile devasa bir krize neden olabilir. Türkiye'nin bu işsizlik sorunu halledilebilmesi için yeni istihdam alanları açabilmesi lazım. Bizim en büyük sermayemiz bu genç nüfus. Yeter ki onlara iyi bir eğitim verip meslek sahibi yapmayı sağlayabilelim. Gelişen ekonomimizde işsizlikten çok aslında mesleksizlik var.
Hedefiniz Yoksa, Uygun Rüzgarlar Size Yarar Sağlamaz
"Hedefiniz yoksa, eğer bir yelkenlideyseniz çok uygun rüzgarlar bile size bir yarar sağlamaz" uyarısında bulunan Dirin önemli olanın sürdürülebilir büyümenin sağlanması olduğunu vurguladı. Yüzde 4 lük büyüme hedefinin yüksek nüfus artışıyla yüzde 14-15 işsizliği azaltma imkanı vermeyeceğine dikkat çeken Dirin, "Ancak yüzde 7-8 üzerinde her yıl sürdürebilir bir büyümeyi geçekleştirebilmeliyiz ki, bu işsizlik rakamı aşağı ineceği gibi her yıl iş hayatına atılan 700 bin civarında yeni çalışma hayatına atılan genç nüfusumuza iş alanı yaratabilelim" dedi.
Sanayi İşletmesi Kendini Yenileyebilirse Dünya İle Rekabet Edebilir
Türkiye'de sanayinin en büyük sıkıntısının sermaye birikimi eksikliği dolayısı ile rekabet gücü zayıflığı olduğunu söyleyen Dirin, kayıt dışı ekonominin kayıt içerisine alınması gerektiğini vurguladı. En çok kullanılan girdinin elektrik olduğuna dikkat çeken Dirin, "Elektrikte ciddi kayıp engellenmelidir. Bu kayıpların fiyatları sanayicimizin üzerinde önemli bir yüktür. Bir sanayi İşletmesi asgari 5 yılda kendini yenilemek zorundadır. Kendini yenileyebilirse yatırım yapabilirse, düşük ve orta teknoloji üretimlerden, orta ve ileri teknolojik üretimlere geçerse dünya ile rekabetini yakalayabilir" diye konuştu.
Katma Değer Üretimi İçin Verimlilik Artmalı
Dirin, istihdam üzerindeki vergilerin düşürülmesi gerektiğini vurgulayarak, Sosyal Güvenlik Reformu'nun gözden geçirilmesi önerisinde bulundu. Türkiye'nin katma değer üretmesi için verimliliğinin artması gerektiğine değinen Dirin, "Verimliliği artırabilmenin şartlarından bir tanesi; İnsan faktörü. İşçi ücretlerini çok dikkatli saptamak zorundayız verdiğimiz ücretlerle İşçimizin nasıl geçindiğini, o sihirbazlığı nasıl yaptığını merak ediyoruz. Ülkemizde ortalama 600-700 liralık ücretlere baktığımızda o insanların ay sonunu nasıl getirdiği ile ilgili bir sürü endişelerimiz var. İstihdam vergilerine baktığımızda o vergileri nasıl olsa biz ödüyoruz. 0 paranın çalışana transfer edilmesini sağlamak zorundayız
Her Şeyi Siyasi Otoriteden Beklememek Gerekiyor
Her şeyi siyasi otoriteden beklemenin doğru olmadığını söyleyen Dirin, firmalar olarak bir vatandaş olarak yapılması gerekenler olduğunu ifade etti. Dirin bunları şöyle sıraladı: Daha çok çalışmalıyız, verimliliğimiz yüksek olmalı. Ar-ge çalışmalarına önem vermeliyiz, teknoloji üretmeliyiz. İnovasyona ve nano teknolojiye önem vermeliyiz. Katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz."
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.