Lojistik Pazarı Hızlı Bir Gelişme İçinde
Mersin Genç İşadamları Derneği (MEGİAD) Başkanı Alper Gürsoy, önümüzdeki dönemde lojistik pazarının çok hızlı gelişeceğini, Mersin'in de Türkiye'de lojistiğin başkenti olduğunu söyledi.
Mersin Genç İşadamları Derneği (MEGİAD) Başkanı Alper Gürsoy, önümüzdeki dönemde lojistik pazarının çok hızlı gelişeceğini, Mersin'in de Türkiye'de lojistiğin başkenti olduğunu söyledi.
Mersin Genç İşadamları Derneği (MEGİAD) Başkanı Alper Gürsoy, önümüzdeki dönemde lojistik pazarının çok hızlı gelişeceğini, Mersin'in de Türkiye'de lojistiğin başkenti olduğunu söyledi.
Mersin 4. Lojistik ve Transport Fuarı'na katılan MEGİAD Başkanı Alper Gürsoy, lojistiğin geleceği, yerli otomobil üretimi ve doların seyri konusunda İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Sözlerine Mersin'in, Türkiye'de lojistiğin başkenti olduğunu söyleyerek başlayan Gürsoy, özellikle 2006'dan sonra Irak'taki gelişmelerden ve Ortadoğu pazarındaki hızlı yükselişten sonra Türkiye'de ve Mersin'de lojistik pazarının inanılmaz arttığını, fakat son 2 yıldır lojistik sektöründe iniş olmasa da yatay bir durumun söz konusu olduğunu bildirdi. Bu durumun, bu pazarlardaki gevşemeden kaynaklandığına işaret eden Gürsoy, “Çünkü piyasadaki lojistik firmaların elindeki ürünler ve bunların kapasiteleri şu anda tam anlamıyla kullanılmıyor. Pazarlardaki şu andaki karışıklık da zaten hepimizin bildiği gibi, biz uzaktan seyrediyoruz. Ben önümüzdeki dönemde lojistik platformunun ve pazarının çok hızlı gelişeceğini ve mevcut kapasitelerinin üzerine çıkacağını düşünüyorum. Bu da o pazarlardaki güvenilirliğin biraz yukarıya çıkmasıyla olacaktır. Yakında RO-RO seferleri başlıyor; bu seferlerle birlikte mutlaka daha güvenilir TIR yolculukları olacaktır ve TIR'larımız özellikle Kuzey Afrika ve Ortadoğu'ya daha uygun fiyatlarla gidecektir. Dolayısı ile Mersin, lojistiğin başşehri olmaya devam edecek” dedi.
“VAR OLAN MARKAYI SATIN ALMAK EN KISA YOL”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yerli otomobil üretimi konusundaki çağrılarını da değerlendiren Alper Gürsoy, markalaşma konusunda ilginç bir öneri sundu. Dünyadaki otomotiv pazarından örnekler veren Gürsoy, “Toyota'nın dünyada satışı 12,5 milyon adet, Volkswagen grubun dünya satışı 10,5 milyon adet, Fiat grup 8,5-9 milyon adet, Reno grup 7,5-8 milyon adet. Şu anda zaten dünya pazarının yüzde 80'i dört tane çatı firmanın elinde. Bu anlamda, bu pazarın içerisinde ciddi bir yer almak ve bu konuyla ilgili bir babayiğit aramak, gerçekten büyük bir babayiğit ve cesaret lazım” diye konuştu.
Türkiye'nin içinde bulunduğu pazarın toplam satışının 800 bin adet olduğunu belirten Gürsoy, “Toplam pazarda yüzde 10 alsa 80 bin adet demek. 80 bin, 100 bin, 200 bin adetlerle bir otomobil firmasının uzun dönemde ayakta kalmasının imkanı yok. Bir otomobil markası yaratmak istiyorsanız mutlaka toplam satışının 1 milyon adede yaklaşması lazım. Ayrıca, daha ortada ürün yokken fiyat tespiti nasıl oluyor ben onu bilmiyorum. Yani 20 bin liraya mı ürün yapılacak?” ifadelerini kullandı.
Yerli otomobil üretiminde bazı görüşleri desteklediğini kaydederek, öneriler sunan Gürsoy, otomotiv sektörünün önemli isimlerinden Jan Nahum'un fikirlerini önemsediğini aktardı. Buna göre, ilk önce B-C segmentlerinde ve giriş segmentinde 3-4 tane niş otomobil yapılıp fuarlarda tanıtılması sonra bu konseptten giderek bunlarla ilgili bir araştırma yapılarak hangisinin daha çok Avrupa ve Amerikan pazarında tutabileceği öngörüsü ile otomobili üretmenin akıllıca olacağının altını çizen Gürsoy, şöyle devam etti: “Otomobil üretilir mi, üretilir. Türkiye pazarında eğer 20-30 binlik adetlere razıysanız bu otomobil çok kolay yapılır ve satılır. Fakat önemli olan bir Türk markası olacaksak bizim büyük düşünüp 500 bin, 750 bin, 1 milyon adetlik dünyada volüm yapacak bir marka yaratmamız lazım. Bunun da en kısa yolu marka satın almak. Markalar öyle çok büyük paralara gitmiyor çünkü hepsi Avrupa'da zaten çok borçlu. Ben bugün Türkiye'de çıkacak babayiğidin yerinde olsam ve devlet de bana finansman anlamında destek veriyorsa, Avrupa'da bugün çok kötü durumda olan markayı satın alır onu yerlileştiririm. Bu çok daha kısa bir yol olur diye düşünüyorum.”
Doların yükselişine devam etmesi üzerine dün Merkez Bankası'nın müdahale etmesi konusunda da Gürsoy, sadece dolarda bir yükseliş olduğuna, bunun da 'fonlar Türkiye'de dolarını alıp çıkmak istiyor veya Türkiye'de garajda beklemek istiyor' anlamını taşıdığına işaret etti. Bunun önüne geçilmeyeceğine dikkat çeken MEGİAD Başkanı Gürsoy, doların 2 lirayı aşacağını düşünmediğini de vurguladı. Merkez Bankası'nın dünkü yaptığı hareketle doların bir parça aşağıya doğru iniş yaptığını, belki kısa vadede biraz yukarıya çıkabileceğini anlatan Gürsoy, dolar konusunda panik yaratacak herhangi bir şey olmadığını dile getirdi. Gürsoy, doların Aralık ayına kadar 1,75-1,85 bandında gideceğini düşündüğünü de kaydetti.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.