Makine sektörü zirvede buluştu
Makine sektörünü biraraya getiren toplantıda konuşan Adnan Dalgakıran, özel sektörün dayanışma içinde olması gerektiğini söyledi.
Makine sektörünü biraraya getiren toplantıda konuşan Adnan Dalgakıran, özel sektörün dayanışma içinde olması gerektiğini söyledi.
Makine sektörünü biraraya getiren toplantıda konuşan Adnan Dalgakıran, özel sektörün dayanışma içinde olması gerektiğini söyledi.
Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (OAİB), Almira otel’de makine ihracatçıları ile buluştu. OAİB’in Türk Eximbank ve Halkbankası ile uygulamaya koyduğu kredi programının makine sektörüne tanıtıldığı toplantıya OAİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ve yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra çok sayıda sektör temsilcisi de katılım gösterdi.
Bursa ve çevresindeki makine şirketlerinin katıldığı ‘Sektör Buluşması’na; Halkbankası Ticari Pazarlama Daire Başkanı Hüseyin Kuru, Halkbankası Ticari Pazarlama Bölüm Müdürü Elif Bayat ve Türk Eximbank A.Ş. Şube Müdürü Cem Karakurt da iştirak ederek, ‘Makine İmalat Sanayi Destek Paketi’ne yönelik kredi programlarına ilişkin ayrıntıları anlattılar. Toplantıda, TURQUM (Turkish Quality of Machinery) markasının tanıtımı da yapıldı.
Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Durmazlar Makine Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz toplantıyla ilgili şunları söyledi: “Bu projeyi sektörümüz için hayata geçiren herkese teşekkür ediyoruz öncelikle. Yurtdışından makine almak istediğimiz zaman iki sene vade için el öperdik. Bugün Eximbank bizim ihracatçımıza 500 milyon dolar kaynak ayırdı. “Yurtdışındaki David, Hans gelsin, Türkiye’nin makinelerinden alsın, biz de bunu finans edelim” diyorlar. Hem Eximbank yöneticilerine hem de çok ağır şartlarda çalışan İhracatçılar Birlikleri’ni tebrik ediyorum. Düne kadar makine satacak arkadaşımız kendi vadelendirmek zorunda kalıyordu. Şimdi Halkbankası, makine alacaklara 10 yıllık vadelendirme sistemi sunuyor, hem de kur riskine girmeden. Bu ortak çalışma fırsatının kıymetini bilerek omuz omuza yatırımlarımızı şekillendirerek sektörümüzü büyütmeliyiz.”
Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran: Makine sektörü Türkiye’nin en hızlı büyüyen sektörlerinden biri. Türk sanayisi bir dönüşümü gerçekleştirmek zorunda. Emek yoğun sektörlerden daha katma değerli ürünlere hep beraber dönüşmek zorundayız. Bu hem makine sektörü hem de diğer sektörlerimiz için geçerli. Baktığınız zaman makine üretimi ve ihracatıyla ülkelerin gelişmişlikleri doğru orantılıdır. Çin’in 1992 yılındaki makine ihracatı sadece 3 milyar dolardır. Sene 2008, Çin’in makine ihracatı 170 milyar dolar. 16 senede dünyanın tepesine çıktı. Bunu devlet stratejik olarak belirledi. Çünkü gelişme stratejilerini belirleyen unsur, üretim araçlarını üretme üzerine kuruludur. Japonya da üretim araçlarını üreterek büyüdü, Çin de öyle büyüyor. Kore de programını bunun üzerine kurguladı. Bu işin yolu budur. Türkiye’nin de hedefi 2023 yılında 100 milyar dolar makine ihraç eden bir sektör haline gelmek. Çalışmalar bu yönde.
Yıllardır konuştuğumuz sanayi stratejisi hazırlanması unsuru söz konusuydu. Türkiye’de ilk defa İhracatçı Birlikleri ve Sanayi Bakanlığı bir araya gelerek makine sanayi stratejisini oluşturduk. Bunu daha da geliştireceğiz. Bunun eylem planını da hazırlıyoruz. Tabi sadece strateji hazırlamak yetmez. Bunun uygulama alanına da sokulması ve bunun şeffaf bir şekilde yapılması ve eylem planı ile kamuoyuna duyurulması çok önemli. Bu stratejiye uygun hareket edersek Türkiye önümüzdeki 10 yıl dünya ekonomileri içerisinde sadece finansal açıdan değil, sanayide de çok güçlü bir hale gelecektir.
İTHALATIN DÜŞMESİ ÖZEL SEKTÖRLE DAYANIŞMAYA BAĞLI
Makine sektöründeki ithalat rakamları ihracat rakamlarından daha yüksek şu anda. 10 milyar dolar ihracatımız varken 22 milyar dolar ithalatımız var. Bu ithalatın yüzde 70’ini Türkiye’de ürettiğimiz halde ithal ediyoruz. Bu konuyla ilgili olarak öncelikle kamunun alımlarında yerli ürün alımlarına dikkat etmesi gerekiyor. İkinci olarak da özel sektörün, makine sektörü ile dayanışma içerisinde olması lazım. Bu sektörün gelişip büyümesinin özel sektöre olan etkilerinin de çok iyi bilinmesi gerekiyor. En azından bir Alman, Fransız, Japon veya Amerikalı kadar bilinç sahibi olması gerekiyor insanımızın. Çünkü o insanlar kendi ürünlerini kullanarak, bu bilinçle bu günlere geldiler. Türk makine sektörüne güvenirse insanımız Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmış olur. Bu bilince sahip olmamız gerekiyor. Aşağılık kompleksini üzerimizden atmalı.
Mesut Akyapak Bendmak Makine Genel Müdürü: 2010 yılı krizden çıkmaya yönelik sinyallerin olduğu olumlu bir yıl oldu. Ben 2011 yılının daha da iyi bir yıl olacağına inanıyorum. 2009’a göre rakamlarımızı çok daha fazla arttı. Artışımız yaklaşık yüzde 50 seviyelerinde gerçekleşti. Devletin makine imalatçılarını bu toplantılarla göz önüne aldığını göstermesi çok güzel bir gelişmedir bizler için. Konuşmacıların da belirttiği gibi, geçmişte devlet makine imalatçılarını tanımıyordu, bu konuda herhangi bir desteği de olmuyordu. Makine sektörü 1990’dan sonra kendini kurdu. 2000’li yıllardan sonra da patlama yaptı resmen sektör. Ondan sonra da biz kendimizi devlete fark ettirmeyi başardık. Çünkü biz bu konuda özellikle metal makine işleme imalatçıları olarak devletin, ülkedeki üniversitelerin önünde gidiyoruz. Çünkü biz devletin bilmediği ülkelerde bile fuarlara katıldık, ihracatlar yaptık. En küçük makine imalatçımız bile yaklaşık 40-50 ülkeye ihracat yapar konuma geldi. Bizim bu hızlı çalışmamız 2011 yılında da devam edecek. Umarım devlet de bize desteğini sürdürür. Eğer devlet bize bir sürpriz yapmaz ve olağanüstü bir durum olmaz ise 2023 hedeflerimize de ulaşacağımıza inanıyorum.
EXIMBANK UYGULAMASI BANA ÜMİT VERMİYOR
Bu uygulama bana açıkçası çok da ümit vermedi. Çünkü Eximbank kredisi sadece ihracat sigortası kapsamı ile bile verilebiliyor yabancı ülkelerde. Ama ülkemizdeki durumda alıcıdan teminet mektubu ve akreditif isteniyor. Zaten bu olanağı olan insan neden bu yönteme başvursun.
2010 yılı tahminlerimizden iyi geçti. Ama karakteristik olarak bakıldığı zaman 2009’dan sonra gelen bir yıl olduğu için zaten iyi olacağının beklentisi içerisindeydik. Biz toparlanma sürecinin en azından bizim sektörümüzde bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştik. Biz makine imalatçısı olduğumuz için yatırım malı ürettiğimiz için ve yatırıma en son sıra geldiği için bizim sektörün bu kadar hızlı ayağa kalkacağını düşünmedik. Makineye sıranın daha sonra geleceğini düşündük. Tahminlerimiz bizi iyiki de yanılttı. İnsanlar daha çabuk yatırıma kalkıştılar. Daha çabuk hareketlendiler. Böylece süreç daha hızlı normale döndü. Türkiye’de daha erken olması, iç satışların artmasıyla 2010’u iç piyasa ağırlıklı olarak kapattık. 2011’de dünyadaki aynı pozitif ortam içinde ihracat ağırlıklı olarak iyileşmenin devam edeceğini düşünüyorum.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.