Mehmet Nergiz: Metal sektörüne 5 yılda 50 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyoruz
Tuğ Çelik uzun yıllardır yassı çelik sektöründe faaliyet gösteren bir firma. Bu sektörden ayrışmayı, bu alandaki faaliyetlerimizi durdurmayı hiç düşünmedik. Aksine yassı çelik sektörüne yönelik olarak her geçen gün araştırmalarımız ve yatırımlarımız sürüyor.
Tuğçelik, demir çelik sektöründe uzun yıllara dayalı piyasa ve sanayi tecrübelerinin katkılarıyla 1988 yılında kurulmuş bir firma. Yıllar içinde artan iş hacmiyle ve büyüyen gücüyle demir çelik sektöründe saygın bir konuma gelen Tuğ Çelik; modern teknolojiyi kullanan uzman kadrosu, bölge içine dağılmış modern tesislerinin sağladığı olanaklarla müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı ilke edinmiş durumda. Stoklarında çeşitli kalitelerde yassı metaller (levhalar, ağır levhalar, gemi sacları, soğuk/sıcak paket ve rulolar), karbon çelikleri ve muhtelif çelikleri bulunduruyor. Erdemir mamullerinin yanı sıra Ukrayna, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Avrupa topluluğu menşeli ürünleri, yüksek stok kapasitesi ve çeşidi sayesinde yıl boyunca her an ihtiyaç sahiplerine ulaştırabiliyor. Firma aynı zamanda gemi inşaatı, ağır makine ve talaşlı imalat sektörlerine; stoklarının dışında proje bazında belirlenen zaman ve kalitedeki malzemeleri, anlaşmalar çerçevesinde sağlıyor.
Tuğ Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nergiz firmalarına ve sektöre ilişkin değerlendirmelerini bizimle paylaştı.
Tuğ Çelik ve faaliyet alanları
Tuğ Çelik uzun yıllardır yassı çelik sektöründe faaliyet gösteren bir firma. Bu sektörden ayrışmayı, bu alandaki faaliyetlerimizi durdurmayı hiç düşünmedik. Aksine yassı çelik sektörüne yönelik olarak her geçen gün araştırmalarımız ve yatırımlarımız sürüyor. Tuğ Çelik olarak metal sektöründe birçok farklı yatırımımız var. Alüminyum sektöründeki yatırımımız da bunlardan birisi. Birinci etabı bitmiş vaziyette olan alüminyum yatırımımızın ikinci etabı da ilerleyen dönemlerde bitirilecek. Bu alandaki üretimimizi ağırlıklı olarak beyaz eşya sektöründeki Arçelik ve yurt dışında bulunan önemli otomotiv firmalarına yönelik yapmaktayız. Bunun dışında 2007 yılında girmiş olduğumuz denizcilik sektöründe, filomuzu büyüterek oldukça etkin bir konuma gelmeyi planlıyoruz.
Sektördeki fiyat dalgalanmaları
2008 yılı demir çelik sektöründe olağanüstü fiyat dalgalanmalarına tanıklık etti. Artı yönde dalgalanmaların birkaç sebebi var. Bunlardan en önemlisi; demir çelik üretimi yapan global firmaların şirket evliliği yoluyla pazarda tekelleşmeye gitmeleridir. Demir çelik üretimi yapan kuruluş sayısı eskiden oldukça fazlaydı ve birçoğu devlet malı niteliği taşıyordu. Globalleşmenin tetiklediği özelleştirme furyasıyla birlikte birçok fabrika belli grupların eline geçti ve şartlar tekelleşmeyi getirdi. Bu sayede fiyat hareketlerini kontrol ederek belirleyici rol oynamaya başladılar. İkinci etken ise Çin’in ve ABD’nin önemli miktarlarda mal alımı yapmalarıdır. Bu büyük alımlar arz – talep dengesini değiştirdi. Hammadde ve petrol fiyatlarındaki artışla birlikte demir çelik fiyatları abartılı şekilde yukarıya çekilmiş oldu. Bu fiyat artışlarında büyük üreticiler ve global pazarda rol oynayan büyük tedarikçiler çok etkili oldu. ABD’de yaşanan beklenmedik finans krizi dünya ülkelerini bir resesyona sürükledi. Bu durgunluk yüksek fiyatları aşağı çekmeye başladı. Yassı mamullerden ziyade uzun mamulde bu düşüşler daha sert oldu. Uzun mamuldeki düşüşler yassı mamullere de yansıdı fakat etkisi daha az oldu.
Yassı çelik açığı ve alınan yatırım kararları
Ülkemizde uzun yıllardır yassı çelik açığı bulunuyor. İç piyasada yapılan üretimler iç talebi karşılayamıyor. Bu nedenle ithalat yapılarak bu eksiklik gideriliyor. Yassı çelik denildiğinde akla sadece tek bir ürün gelmemeli. Yassı çelik ürünleri otomotiv sektöründe kullanılan ince mamulden tutun, gemi inşa sektöründe ve kalıp sektöründe kullanılan mamullere kadar çeşitli kalınlık ve özellikler göstermektedir. Son dönemlerde ülkemizde yassı çelik sektörüne yönelik bazı yatırım kararlarının alındığını hepimiz biliyoruz. Bu yatırımların hayata geçmesiyle birlikte yassı çelik açığının kapatılacağı öngörülüyor. Bu noktadan hareketle; piyasadaki yassı çelik ithalatçıların zor durumda kalacağı söylentileri ortalıkta dolaşıyor. Fakat bu yeni yatırımlar ağırlıklı olarak slabdan çekmeye yönelik yapılıyor. Bu nedenle yassı çelik mamullerinin tamamının ülkemizde imal edilmesi mümkün görünmüyor. Bu yeni yatırımların ihracata da yönelecek olmaları bu tezimizi doğruluyor. Dolayısıyla yassı çelik ithalatçıları yine faaliyetlerini sürdürmeye devam edecekler. Dünyanın her yerinde olduğu gibi kendi pazarlarında eksik olan mamulleri tamamlama görevini üstlenecekler. Bu durumun rekabeti arttıracağına ise kesin gözüyle bakılıyor. Ayrıca büyük kuruluşlar bu yatırım kararlarını alırken orta ölçekli firmalar da araştırmalarını sürdürüyorlar ve çeşitli projeleri hayata geçiriyorlar. Demir çelik firmaları; katma değer yaratarak, yan sanayinin üretim ve işçiliklerini üstleniyor veya üstlenmek için hazırlıklar yapıyor.
Tuğ Çelik yatırımlarını sürdürüyor
Tuğ Çelik olarak demir çelik sektöründe ve diğer bazı sektörlerde yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Demir çelik alanındaki en büyük yatırımımız için arazi alım işini tamamladık. İmes OSB’de 40 bin metrekarelik bir araziyi firmamıza kazandırdık. Şu anda fizibilite çalışmalarının yapıldığı yatırımımız önümüzdeki dönemlerde hayata geçecek. Bu yatırım kapsamında demir çelik mamulleri satışı, demir çelik ürünlerinin depolanması (Antrepo hizmetleri), Çelik Servis Merkezi hizmetleri, yan sanayinin planlı ihtiyaçlarının depolanması, stoklanması ve istenilen zamanlarda firmalara ulaştırılması planlanıyor. 20 bin metrekaresi kapalı, 20 bin metrekaresi açık alan olacak bu yatırımı Türk sanayisinin hizmetine kazandırmayı amaçlıyoruz. Önümüzdeki beş yıl içerisinde; başlatmış olduğumuz yatırımları bitirmeyi planlıyoruz. 5 yılın sonunda ağırlıklı olarak demir çelik, alüminyum ve denizcilik sektörlerinde 50 milyon doların üzerinde yatırım yapmış olacağız.
Ekonomide yaşanan belirsizlik
Türkiye, globalleşen dünyaya büyük oranda entegre oldu diyebiliriz. Dolayısıyla dünya piyasalarında yaşanan ekonomik gelişmeler bizim ülkemizi de etkisi altına alıyor. Amerika’da başlayan ve devamında AB ülkelerine sıçrayan finans krizi ülkemizdeki ekonomik durumu da etkilemiş durumda. Ne var ki ülkemizdeki bankacılık ve finans sektörü eskiye nazaran daha güçlü olduğu için geçmiş yıllarda yaşanan krizleri yaşamıyoruz. Dünya ağır bir resesyona girdiği için bir durgunluk var. Bu durgunluk bir süre daha devam eder diye düşünüyorum. Hükümetin bu duruma karşı çeşitli önlemler alması gerekiyor. Aksi taktirde sermaye yapısı zayıf olan şirketler ayakta kalamazlar. Süre uzarsa güçlü sermaye yapısına sahip şirketler dahi zorlanırlar. Onun için temkinli hareket etmekte fayda var diye düşünüyorum.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.