Nurettin Özdemir: “2015 yılında gelirimizin 75’ini ihracattan sağlamayı hedefliyoruz’’
1998 yılının ikinci yarısında, hava kanalı bağlantı elemanları olan, kanal flanşı ve aksamlarını imal ederek, üretime başlayan ve büyük bir değişim projesinin ve sürecinin mutfağında olan Makro Teknik Kurucu Ortağı Nurettin Özdemir sektöre ilişkin sorularımızı yanıtladı.
1998 yılının ikinci yarısında, hava kanalı bağlantı elemanları olan, kanal flanşı ve aksamlarını imal ederek, üretime başlayan ve büyük bir değişim projesinin ve sürecinin mutfağında olan Makro Teknik Kurucu Ortağı Nurettin Özdemir sektöre ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Sorularımıza geçmeden önce kendinizden kısaca bahseder misiniz?
1980’li yıllarda bu sektörde işe başladım. İlk disiplinli iş hayatım havalandırma tesisatı uygulamacılığıdır.O dönemlerde çok bilinen bir iş değildi. Günlük hayatımızda pek karşılığı olmayan, çoğunlukla toplumun bilmediği bir iş koluydu. Ne iş yapıyorsun sorusuna havalandırma yanıtı verildiğinde eş dostlarımız, biraz bekler ve ikinci soruyu sorardı: ‘Camları mı açıyorsunuz?’ O zamanlarda havalandırma klima, tüketim ihtiyaçları arasında çok bilinen bir ihtiyaç değildi. Ne zaman ki kentlilik, kırsalın tercihlerinin arasından filizlenince bizim işimiz de, daha bilinen, gereksinim duyulan bir hale geldi. Ben, bütün bu gelişimlere tanıklık eden, gelişimin damarlarında enerji olan, bu sektörde kimliğini bulmuş, yaşama ilişkin edindiklerini, tüm bu değişim ve gelişimin dinamiklerinden almış biriyim. Kentlilik ve modern hayatın sunduklarının evrimi devam ettikçe de, değişimin savunucusu ve takipçisi olmayı ilke edinen sektör neferi olma heyecanını hiç kayıp etmeyecek bir alaylıyım.”
Firmanızın bünyesinde hangi faaliyetler gösteriliyor, müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz?
Uzun yıllar havalandırma tesisatı uygulamacılığı yaptıktan sonra, 1998 yılında tamamen uygulamayı bırakıp üretime geçtik ve Türkiye’ye ithal giren hava kanalı bağlantı profilini üretmeğe başladık. Bu ürün Türkiye’de yeni yeni tüketilmeye başlıyordu. Çok çalıştık, pazar büyüdü. Biz kendimizi bu değişimin içerisinde, gelişime ve değişime açık tuttuk. Kanal flanşı ile başlayan üretim serüvenimiz, ürün yelpazesine eklediğimiz diğer ürünlerle (Bağlantı ve tespitlime profilleri, kelepçeler, klima konsolları) sürekli olarak genişlettik. Sonraki yıllarda satış kanalımızı da genişleterek, sektöre dönük arz ve hizmet kabiliyetimizi artırmaya çalıştık.
1990’lı yıllarda Türkiye’nin ithal ettiği bu ürünlerin tamamından daha fazlasını ihraç eder hale geldik. Şu anda hem biz, hem de rakiplerimiz bu ürünleri Doğu Avrupa’dan, Çin Seddi’ne kadar birçok ülkeye satıyoruz. Sadece bizim satışımız bile Türkiye’nin o dönemlerdeki ihracatından onlarca kat daha fazladır.
Yeni satış kanallarımızın oluşması ile ihracat kabiliyetimiz daha da güçlenecek, sektörde bölgesel (Doğu Avrupa, Asya, Kuzey Afrika) bir tedarik kanalı haline gelecektir. Bu satış kanalında, sadece bizim ürettiğimiz değil, aynı sektörde talep edilen, ürünleri de satabilme olanakları yaratıyoruz. Havalandırma kanalları bağlantı elemanlarından tutun, yalıtım ve izolasyon malzemelerine, yapıştırıcıdan, hırdavata kadar binlerce kalem mal satmaktayız. İşin keyifli tarafı bütün bunları “Makro Teknik Express” hizmet markamızla yapıyor oluşumuzdur.
Bütün bu süreçlerde gördük ki, Makro Teknik markası, hem partnerlerimizin marka değerlerine değer katmış, hem de onların bu satış kanalına eklenmeleri, bizim marka değerimizi artırmıştır.
Makro Teknik Express sistemi nedir?
Makro Teknik Express sisteminin en büyük yeniliği, satış kanalı sistemine sürdürülebilirlik katmasıdır. İddialı bir söz söylediğimin farkındayım. Bu iddialı söylemimdeki gücü, geride bıraktığımız iki yıllık süreci ve geri dönüşleri analizinden alıyorum. Sistem tamamen bölgesel ortaklığa ve kazan kazana dayalıdır. Kar herkesindir. Birinin diğerinden daha güçlü olduğu bir sistemden ziyade eşitlerin denkliğine ve bütünlüğe dayalıdır. Bölgesel partnerimiz de, üretici ve ana tedarikçi olarak biz de, hiçbir zaman ne bardağın dolu tarafını, ne de boş tarafını görürüz. Ortak tespitimiz, ortada görünen, yarım bardak su olduğu gerçeğidir. Birbirini iten iki ayrı kutup gibi değildir, bölgesel partnerlerimizle aramızdaki hukuk, tamamen bütünlük üzerine kuruludur. Bilirsiniz kadimden gelen bir sözdür, dirlik birliktedir. İkilikte dirlik olmaz. Biz, yani Makro Teknik Expressler, birliktir. Bu hali ile de diğer satış kanalı sistemlerinden ayrılırlar.
2010 yılı yurt içinde (İstanbul, Ankara, Denizli, Bodrum, Batman, Adana, Antalya, Diyarbakır, Bursa) Makro Express sistemi yerleştirilmiştir. İçinde bulunduğumuz 2011 yılında planlandığı gibi yurt dışında faaliyete başlamıştır. Irak, Gürcistan ile başlayan Makro Express yurt dışı atağı Irak’ta yeni Makro Express’ler, Romanya, Azerbaycan gibi ülkelerde de hazırlıklarla devam ediyor.
Havalandırma ve Yalıtım Malzemeleri kategorisi altında sunulan ürün başlıklarından bazıları:
Flanş Profilleri ve Aksesuarları
|
Perfore Profiller ve Aksamlar
|
Havalandırma Askı Elemanları
|
Yalıtım Malzemeleri
|
Yalıtım Yardımcı Malzemeleri
|
Flexible Hava Kanalları
|
Fanlar
|
Kelepçeler
|
radyatörler
|
Ürünleriniz ağırlıklı olarak hangi sektörlerde kullanılıyor?
Ürünlerimiz, aslında inşaatın olduğu her alanda vardır. Endüstriyel tesislerden,
toplu yaşam alanlarına, konutlardan, hastanelere, havalimanlarından, stadyumlara ve alışveriş merkezlerine kadar hayatın olduğu her alanda kullanılıyor. Bunun dışında, enerji tesislerinde, madenlerde, gemilerde, savunma sanayinde yani havanın iklim koşullarının dışında şartlanmak gereğinin olduğu her yerde ve ısı yalıtımının gerektiği her yerde bizim ürünlerimiz kullanılır.”
Sektörünüzdeki rekabet ortamı hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Bütün sektörlerde olduğu gibi, rekabet bizim sektörümüzde de vardır ve olmalıdır da. Bu konuda ki beklentimiz, rekabetin hem sektörümüze hem de firmamıza değer katması ölçüsünde olmasıdır. Biz Makro Teknik olarak inanıyoruz ki rekabet hem sektörü, hem rakipleri geliştiren ve hepsine değer katan bir nitelikte olmalıdır. Biz elimizden geldiğince, aklımızın erdiğince, rekabeti bu şekilde algılamaya ve yapmaya çalışıyoruz. Bu sebeple, yeni satış kanalları dizaynı, yeni ürünler arayışımız ve yeni yaklaşımlarımızla bu değeri, hem rakiplerimize hem sektörümüze eklemeye çalışıyoruz.”
2011 yılını geride bırakmak üzereyiz. Bu sene firmanız açısından nasıl geçti, 2012 yılından neler bekliyorsunuz?
Bu sene, planlarımızın dışında bir sürpriz yaşamadık. Gelecek senenin bütçe çalışmalarını bitirmek üzereyiz. Biz hep sansın geleceğe hazırlıklı olanlara güldüğünü düşünüyoruz. O yüzden de her zaman şanslıyız. İşi son zamana bırakmadan başından planlıyor, güncelin sürprizlerini mümkün olduğunca önceden hazırlanarak azaltmaya çalışıyoruz. Genellikle planlarımız büyük sapmalar göstermiyor. Çalışmalarımızı rasyonel değerler üzeriden yapıyoruz. Beklentilerimizden çok, gerçekleşmiş rakamlar ve sonuçları, gelecek beklentileri, ekonomik ve sosyal etkenlerin de eklendiği bir gelecek yıl öngörüsü hazırlıyoruz. Evet bu bir öngörü olduğundan da, cari yılda her gün, her zaman bu öngörümüzü güncelleyerek, oluşacak aksaklıkları ve sapmaları da revize ederek, hedeflerimizden sapmıyoruz. Sürekli olarak arz kabiliyetimizi, sektörel taleple değerliyor, senkronize ediyoruz.
Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeleri bizimle paylaşır mısınız?
Bu konudaki genel yaklaşımımızı paylaşmak istiyorum. Var olan ihracat kabiliyetimizi kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerimizle, 75’e çıkaracak planı uygulamaya başladık. Büyük bir değişim projesinin ve sürecinin mutfağındayız. Hedefimiz 2015 yılında gelirinin 75’ini ihracattan sağlayan bir Makro Teknik yaratmaktır.
Son olarak ABD ve AB ülkelerindeki krizi, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu ve ülke sanayisinin geleceği hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
“Ben artık kriz lafından hoşlanmıyorum. Bu kelime bizi çok olumsuz etkiliyor.
Bu bir hipnoz, bundan kurtulmamız lazım. Çünkü her zaman kriz var ve stabil gitmiyor, bilakis arada şiddeti artıyor. Bu duruma daha pratik bir örnek vermek gerekirse, bir atlet koşuyor, engelsiz bir yolda koşarken ilk karşılaştığınız 50 cm lik bir engel krizdir. İkinci elli santim, kriz değildir, çünkü elli santimlik bir engel normalleşmiştir. Ama bu engel sonraki zamanda 40 cm olmaz. Lakin artar, bu 50 cm daha da yükselir. Biz her yükselişi kriz olarak algılarız. Oysa geriye doğru bakarsak, bu dönemsel ekonomik kasılmalar hep vardır ve de giderek sıklaşmaktadır. Yani kasılma anı, normalleşmektedir. Biz gelecek programlarımızı bu veriler doğrultusunda yaparsak başka sonuç alırız, korkup hazırlıksız beklersek başka sonuç alırız.
Ülke sanayisinin geleceği noktayı ben Nurettin Özdemir şahsım olarak bilemem, ancak biliyorum ki sanayi ne kadar çok gelişirse, toplumsal bakış açımız, sosyal kabiliyetlerimiz de bir o kadar gelişecektir. Toplum olarak ileriye güçlü ve sağlam gitmek istiyorsak, üretime ve sanayiye dönük güçlü projelere destek vermeliyiz. Tercihlerimiz her zaman üretimden ve sanayileşmekten yana olmalıdır. Biz “yapamayız bilemeyiz, bizim ülkemiz beceremez, geri kalmışız” gibi şikayetleri bırakıp, değişim için ilk adımı atmalı. Ve bilmeli ki değişim her şeyden önce kendinden başlar.”
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.