Prof. Dr. Arif Yavuz, PASİD iftar programında ekonomi üzerine kritik öngörüler paylaştı
PASİD'in düzenlediği iftar programında Prof. Dr. Arif Yavuz, reel sektörün karşılaştığı zorluklardan hükümet politikalarına, döviz kuru beklentilerinden küresel ekonomik gelişmelere kadar geniş bir yelpazede önemli analizlerde bulunarak, firmaların krizlere karşı nasıl strateji geliştirmesi gerektiğini detaylandırdı.
PASİD'in (Paslanmaz Sanayici ve İş İnsanları Derneği) geleneksel iftar programı, sektörün önde gelen isimlerini buluşturdu. Programda, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Arif Yavuz, “Dünya ve Türkiye Ekonomisinin Değerlendirilmesi ile 2025-2026 Ekonomik Öngörüler ve Öneriler” başlıklı kapsamlı ve detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Yaklaşık 35 yıldır reel sektörde aktif danışmanlık yapan ve onlarca şirkete rehberlik eden Prof. Dr. Yavuz’un sunumu büyük ilgi gördü ve katılımcılar tarafından dikkatle dinlendi.
Prof. Dr. Arif Yavuz konuşmasına, Türkiye reel sektörünün mevcut durumunu derinlemesine değerlendirerek başladı. Özellikle son dönemde ihracatçı firmaların yaşadığı zorluklara dikkat çeken Yavuz, dolar bazındaki maliyet artışının son bir yılda yüzde 50’nin altına inmediğini ancak Avrupa pazarındaki satış fiyatlarına bu artışın sadece yüzde 5’i oranında yansıyabildiğini belirtti. Bu durumun ihracat yapan firmalar için ciddi finansal sıkıntılar doğurduğunu ve kâr marjlarını büyük ölçüde düşürdüğünü ifade etti.

Sunumunda hükümetin uyguladığı yüksek faiz ve düşük kur politikalarının detaylarını da aktaran Prof. Dr. Yavuz, enflasyonu kontrol altında tutmak amacıyla benimsenen bu stratejinin iç piyasadaki tüketimi önemli ölçüde azalttığını ve bunun reel sektör üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu anlattı. Faizlerin yüksek tutulmasının yatırımları durdurduğunu ve ekonomik aktiviteyi azalttığını vurgulayan Yavuz, düşük kur politikası sebebiyle de ihracatçıların uluslararası pazarlardaki rekabet gücünün zayıfladığını dile getirdi.
Prof. Dr. Yavuz, mevcut ekonomik politikalar çerçevesinde kamu sektörünün durumunu da ele aldı. Kamu sektörünün, özellikle bütçe açıklarının azalması ve döviz rezervlerinin güçlenmesiyle son dönemde önemli bir finansal güç kazandığını ifade eden Yavuz, "Şu anda kamu, önceki dönemlerde reel sektöre verilen kaynakların tam tersini yaparak reel sektörden kamuya kaynak aktarıyor. Bu durum, reel sektörün finansal zorluklarını daha da artırıyor," şeklinde konuştu.
Türkiye’nin ekonomik durumunu reel efektif döviz kuru ve kredi risk primi (CDS) açısından da değerlendiren Prof. Dr. Yavuz, Türk Lirası’nın hala çok değerli olduğunu ve bu durumun ihracatçıları dezavantajlı hale getirdiğini söyledi. Son dönemde yaşanan siyasi türbülansların CDS oranlarını artırarak yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yönelik ilgisini azalttığını belirten Yavuz, bu tür dalgalanmaların sık tekrarlanmasının Türkiye’yi ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya bırakabileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Yavuz geleceğe dair ekonomik öngörülerini paylaşırken, Türkiye ekonomisinin 2025 yılının Mart-Nisan aylarında dip noktaya ulaşacağını ve ardından kademeli olarak toparlanmaya başlayacağını öngördüğünü aktardı. Ancak bu toparlanmanın gerçekleşmesi için yeni siyasi veya ekonomik türbülansların yaşanmaması gerektiğinin altını özellikle çizdi.
Prof. Dr. Arif Yavuz, reel sektörde faaliyet gösteren firmalara yönelik stratejik önerilerde de bulundu. İhracatçı firmaların döviz açık pozisyonlarını kapatmalarını, sepet yatırım stratejisine geçmelerini ve mali risklerini azaltmalarını önerdi. Ayrıca, firmaların finansal yönetimlerinde daha titiz olmaları gerektiğini belirterek, her ay düzenli olarak gelir-gider tablosu ve nakit akış tablosu hazırlamalarının önemine dikkat çekti.
Döviz kuru ile ilgili tahminlerini de açıklayan Prof. Dr. Yavuz, 2025 yıl sonunda dolar kurunun 46-47 TL civarında olmasını beklediğini ifade ederek, firmaların buna göre mali planlamalarını yapmalarını önerdi. Ayrıca, konut sektörünün durumunu da değerlendirerek, konut alımı için uygun bir dönem olduğunu ancak satışlar için biraz daha beklenmesi gerektiğini söyledi. Yavuz, konut fiyatlarının 2025 yılında TL bazında yükseleceğini, 2026 yılında ise dolar bazında da değer kazanacağını öngördü.

Borsa yatırımcılarına yönelik tavsiyelerde de bulunan Prof. Dr. Yavuz, kısa vadede borsada yükseliş potansiyelinin bulunduğunu ancak yatırımcıların dikkatli ve bilinçli hareket etmeleri gerektiğini ifade etti. Emek yoğun sektörlerin Türkiye’de artık rekabet edemeyeceğini ve asgari ücretin kalıcı olarak yüksek seviyelerde kalacağını belirten Yavuz, firmaların iş gücü maliyetlerini ve stratejilerini buna göre yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi.
Küresel ekonomiye dair değerlendirmelerinde, Rusya-Ukrayna savaşının Nisan-Mayıs 2025 döneminde sona ereceğini belirten Yavuz, bu durumun küresel ekonomik toparlanmaya katkı sağlayacağını ifade etti. Diğer yandan Çin ve Amerika arasındaki gerilimlerin devam edeceğini ve bunun küresel ekonomik istikrara yönelik risk oluşturduğunu belirten Yavuz, firmaların Hindistan ve Polonya gibi ekonomik olarak yükselişte olan ülkelere yönelmelerinin faydalı olacağını aktardı.
Etkinlik sonunda PASİD Başkanı Arslan Küçükemre, yaptığı detaylı analizler ve sektör için kıymetli önerileri nedeniyle Prof. Dr. Arif Yavuz’a teşekkür ederek kendisine bir plaket takdim etti. Prof. Dr. Yavuz, etkinliğe katılan iş insanlarının sorularını da cevaplayarak sunumunu tamamladı.

. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.