TANAP TÜRKİYE'Yİ AVRUPAYLA BİR KEZ DAHA BAĞLAYACAK
Boru hatları ülkelerin enerji güvenliklerini garantiye almakla kalmaz, onların kaderlerini birçok alanda uzun vadeli olarak bir araya getirir.
Boru hatları ülkelerin enerji güvenliklerini garantiye almakla kalmaz, onların kaderlerini birçok alanda uzun vadeli olarak bir araya getirir.
Boru hatları ülkelerin enerji güvenliklerini garantiye almakla kalmaz, onların kaderlerini birçok alanda uzun vadeli olarak bir araya getirir. TANAP da Türkiye’yi hem tarihi dost ve kardeşi olan Azerbaycan’la hem de uzun yıllardır yüzünü çevirdiği Avrupa’yla bir kez daha bağlayacak. Katılımcı ülkeler arasında sadece enerji alanında değil ekonominin her alanında ticaret hacmi daha da artacak.
Özellikle Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hatları sayesinde yakından gördüğümüz gibi bu anlaşmalar tarihi birliktelikler oluşturuyor ve anlaşmayı yapan ülkelerin de ötesinde bütün bölgeyi derinden etkiliyor. Önemine ve farklı etkiler bırakmasına binaen bu gibi mega-projeler ancak devletlerin en üst seviye temsilcilerinin özel ilgisine ve inisiyatifine bağlı olarak ilerleme kaydedebiliyor. Zira uluslararası boru hattı projelerinde üst düzey dayanışmanın yanı sıra, uzun vadeli siyasi ve ekonomik mesuliyetler de söz konusu oluyor. İşte bu yüzden yarınki temel atma törenine hem Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bizzat katılım göstermeleri TANAP’ın ve bölgenin geleceği için umut verici bir gelişme.
TANAP aynı zamanda katılımcı ülkeler ve şirketler açısından da kaybedeni olmayan bir proje. Her ne kadar başlangıçta sadece Azerbaycan ve Türkiye’nin boru hattı projesi olarak algılansa da BP’nin yüzde 12’lik bir pay satın alma kararıyla birlikte proje Avrupa Birliği’ne de mal olmuş oldu. Konsorsiyumun BP’yi de içerisine alarak güçlenmesi TANAP’ı uzun vadede daha da güçlü kılacak ve hem Avrupa Birliği’nin hem de Türkiye’nin enerji arz güvenliğini artırmış olacak. Özellikle Rusya’nın Kırım’ı işgali sonrasında Avrupa Enerji Birliği’ni kurma arzusu ve Avrupa ülkelerinin Rusya’ya olan doğal gaz bağımlılığın azaltılması gündemi meşgul ederken, TANAP/TAP bu doğrultuda atılan sembolik bir adım olacak. Tam kapasiteye ulaştığında birlik ülkelerine 31 bcm gaz sağlayacak olan TANAP/TAP, şu andaki taşıma kapasitesiyle GAZPROM’a alternatif olmayacak. Zira Rus şirketi sadece 2013’te AB ülkelerine 160 bcm gaz satmış durumda. Ancak uzun vadeli projeler aynı güzergah üzerinden ilerleme imkanı bulacak ve bunun yanı sıra birliğin doğal gaz tüketimi de düşmeye devam edecek. Özellikle batı NABUCCO hattı, Türkmen ve Kuzey Irak boru hattı projelerinin hayata geçmesi durumunda AB için ideal durum olan enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi de söz konusu olabilir.
Bunun da ötesinde, özellikle Türkiye’nin eline, bu projeyle birlikte enerji merkezi olabilmek gibi tarihi bir fırsat geçiyor. Her ne kadar yerel doğal gaz piyasası düzenlemeleri ve yapısal reformlar yapılmadıkça enerji merkezi olmak mümkün olmasa da TANAP Türkiye’nin bu uzun vadeli hedefleri için aynı zamanda vaz geçilmez bir fırsat görevi de görüyor. Her ne kadar hat ilk aşamada 16 bcm taşıma kapasitesiyle açılacak olsa da ilk uzun vadeli hedef 31 bcm kapasite olarak öngörülüyor.
TANAP’ın kendi kapasitesinin yanı sıra Kuzey Irak’tan taşınması planlanan doğal gaz ve İsrail-Kıbrıs gazi projeleri de TANAP sayesinde daha mümkün hale gelebilecek. Bu projeler gerçekleştiği taktirde 90’li yıllarda Türkiye’nin en büyük stratejik sorunlarından biri olan enerji kaynaklarından mahrum olma durumu sadece 20 sene içerisinde bir enerji koridoru yaratılarak avantaja çevrilebilecek.
Son olarak TANAP’ı sadece bir doğal gaz boru hattı projesi olarak düşünmek, projenin ülkeler için potansiyelini anlayamamış olmak demektir. Örneğin TANAP’a kıyasla daha ufak çapta projeler olan 2006 yılında açılan BTC petrol ve BTE doğal gaz boru hatlarını dönüm noktaları olarak aldığımızda bu iki projenin katılımcı ülkeler olan Azerbaycan ve Türkiye’nin ekonomik entegrasyonuna etkilerini daha net anlayabiliriz. Bu iki proje öncesinde 800 milyon doların üzerine çıkamayan Türkiye-Azerbaycan dış ticaret hacmi, iki boru hattı projesiyle birlikte 2008 yılında 2.5 milyar doların üzerinde dış ticaret hacmine ulaştı. Yine aynı şekilde, nominal değerlerin de ötesinde, BTC ve BTE sonrasında iki ülke arasındaki ticaretin Türkiye’nin toplam dış ticaretindeki payı kısa sürede ikiye katlandı. Hatta bu projeler bir anlamda TANAP’ın bugün gerçekleşmesinde büyük bir paya sahip oldu. Uzun vadede bu iki projeden çok daha büyük hedefleri olan TANAP da bu iki kardeş ülkenin birlikte daha büyük hedeflere ulaşabilmeleri için bir basamak tahtası olacaktır. İşte bu yüzden TANAP aslında iki taraflı görünen ancak bölgesel etkileri çok daha büyük olacak vizyonlu bir projedir. TANAP gerçekleştirildiğinde bölgedeki diğer ülkeler de kendi kaynaklarını bu hat üzerinden taşımak isteyeceklerdir.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.