Toplam işlem hacminde Türkiyenin en büyük ÇSM şirketiyiz
Kerim Çelik Bursa Şube Müdürü Hamdi Erçelik ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Kerim Çelik Bursa Şube Müdürü Hamdi Erçelik ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Sizce bir ÇSM her şeyden önce hangi niteliklere, standartlara sahip olmalı?
ÇSM standart bir ekipman parkı olarak değil; daha çok müşteri beklentilerine yönelik üretim yapan, stoklama ve servis imkanları sağlayan bir merkez olarak görülmelidir. Otomotiv ana sanayiye çalışmayı hedefliyorsanız işleyeceğiniz malzeme, bu malzemenin işleneceği tezgahlar ve otomotivin beklediği teslimat süresine göre stok ve sevkiyat şartları ayrı nitelikler gerektirirken, genel endüstriye yönelik spot çalışacak bir ÇSM’de ekipman ve nitelikler daha farklı olacaktır. ÇSM’lerde önemli olan önce makine, tesis yatırımı yapıp sonrasında müşteri bulmak yerine, potansiyel müşteriye uygun makine, ekipman yatırımı yapmaktır diye düşünüyoruz. “
Her önüne gelen ÇSM kuruyor” sözüne katılıyor musunuz?
Sizce ÇSM kurulurken yeterli araştırmalar yapılıyor mu? ÇSM kurulumu demir-çelik yatırımları içerisinde görece en düşük yatırım bedeli ile yapılabiliyor; işlem hacmi yaratımında ise yaratılan katma değer düşük olmakla birlikte yüksek değerlere ulaşılabiliyor. Burada ciro yüksekliği sektöre girişte bir cazibe oluşturup yatırımcının ilgisini çekiyor. Karlılık düşüklüğü ve karın ancak yüksek verimlilik sağlanması halinde oluşturulabildiği göz ardı edilerek atıl ÇSM yatırımları yapılıyor. Yeterince araştırma yapan bir yatırımcının kolayca ÇSM yatırımına karar verebileceğini düşünmüyorum.
Türkiye’deki ÇSM’lerin yüzde kaçı bahsettiğiniz niteliklere sahip? Bahsettiğiniz yeterliliğe sahip olmayan ÇSM’lerin geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Teknolojik yeterlilik bundan 10 sene öncesinin konusu iken artık bence konu teknolojiden öte iş modeli yeterliliğidir. Yani değer zincirinde doğru ve karlı bir yer tutabilmek ÇSM’ler için ana problemi oluşturmaktadır. Dolayısıyla ekipmana,tesise yatırım yapıp buradan kendiliğinden bir fayda bekleme dönemi çoktan geçmiştir. Uygun maliyetle tedarik imkânı ve bunu fark yaratan bir servisle birleştirip müşterisine sunma becerisi olmayan ÇSM’ler ya hızla oyun alanından çıkmakta ya da “fason imalatçı” konumuna geçerek çok düşük bir değer yaratımı ile hayatta kalma mücadelesi vermektedirler.
Ülkemizde yeterli sayıda ÇSM olduğunu düşünüyor musunuz? Sektörün önümüzdeki 5 yılda geleceği nokta hakkındaki fikirleriniz neler?
Makine parkı olarak oldukça fazla kapasiteye sahip olduğumuzu kolaylıkla söyleyebilirim. Bu fazlalık işin maliyetini müşteriye yansıtma konusunda ÇSM’leri zorlamaktadır. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde özellikle bağımsız ÇSM’ler için hayatın gittikçe zor olacağını düşünüyorum. Üretici destekli ÇSM’ler için de pazar büyümesi kısıtlı öngörüldüğünden kolay olmayan, zorlayıcı bir 5 yıl olacaktır.
ÇSM’lerin önemi, sanayimize ve kullanıcılara olan katkıları - avantajları hakkında neler düşünüyorsunuz?
ÇSM’ler çelik üreticileri ile nihai kullanıcılar arasında alımdaki lot büyüklüklerinden, stok yönetimine, proses ihtiyaçlarının en düşük maliyetle karşılanmasından, fire/ hurda oranlarının optimize edilmesine kadar bir çok alanda fayda yaratmaktadır. Mühim olan bu faydaların doğru maliyetle elde edilmesi ve pazarda karşılığını bulmasıdır. Türkiye’de yaratılan faydanın doğru fiyatlanamadığını dolayısıyla ÇSM’lere gereken yaşam alanının tam olarak sunulmadığını düşünüyorum. Üreticilerin ÇSM gibi davranması, müşterilerin bu hizmete bedelsiz ulaşma isteğine, bu da kendiliğinden yaşayan ÇSM’ler yerine spekülatif işlemler yapmak durumunda kalan dolayısıyla büyük riskler üstlenen ÇSM’lere sebebiyet veriyor.
Çeşitli platformlarda ÇSM’lerin ömrünün kısa olduğu, ana imalatçıların kendi bünyesinde ÇSM kuracağı konuşuluyor. Bu konuyu bizim için yorumlar mısınız?
Üreticilerin ÇSM kurması veya ÇSM gibi davranmasının, pazarda kendini ÇSM olarak konumlamış firmalar için tehdit olduğu açıktır. Ancak bu eğilim arzın ve talebin yüksek olduğu dönemlere uygundur; tersi durumda piyasayı dengeleyecek ÇSM’lere ihtiyaç duyulacaktır. Şehirde fare kalmadığı için kedileri sürerseniz, şehri fare bastığında bunları tutacak kedi kalmayacağı aşikardır. Bence bu benzetmeyle özetlediğim durumun dengesini pazar kendisi oluşturacaktır.
Ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?
Kerim Çelik olarak toplam kapasite ve işlem hacminde Türkiye’nin en büyük ÇSM şirketiyiz. ISO 500 listesinde 137.sıradayız. 4 farklı şehirde kurulu ÇSM’lerimiz var. Bursa’da otomotiv, Manisa’da beyaz eşya sektörleri ağırlıklı çalışırken merkezimiz olan Tuzla’da çok dağınık bir sektör yapısına hizmet veriyoruz. Adana’da ise ticari pazarda yeni gelişen bir oyuncuyuz. Müşterilerimiz ağırlıklı olarak ISO 500 ve ISO ikinci 500’de yer alıp sac tüketen firmalardır. Üretici yakınlığı, müşteri yakınlığı ve etkin tedarik zinciri yönetimimiz rekabette bizi bir adım öne çıkaran unsurlardır.
Sac tüccarlığının bugünkü durumu ve geleceği hakkında ne gibi öngörüleriniz var?
Üreticilere direk ulaşımın kolaylaşması, ÇSM’lerin varlığı sadece ticaret yaparak pazarda yer almayı giderek zorlaştırmaktadır. Düşüncem toplam sac tüketiminde tüccar üzerinden dağıtılan kısmın giderek azalacağıdır. Diğer bir öngörüm ise bugünün trendi ile paralel olarak tüccarın ya çok büyük tonajlarda ya da çok küçük tonajlarda kalacağı, işin büyük kısmını tutan orta alanda giderek zemin kaybına uğrayacağıdır.
Çelik fiyatlarının 2014 yılındaki seyri hakkındaki beklentileriniz için neler söyleyebilirsiniz?
Umuyorum ki sürekli artış trendinde olur; bu ise üreticiden tüketiciye tüm sistemi olumlu etkiler. Gerçekçi olarak baktığımızda, nokta atış tahmini zor olsa da 30-50 $/ton’luk bir aralık içerisinde artış ve azalışların olacağını öngörüyorum.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.