Türkiye, 1 Trilyon dolarlık pazardan pay almalı
Türkiyenin mevcut kaynaklarıyla ciddi bir lojistik üs olma avantajına sahip olduğunu belirten Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Dinçşahin, Asya kaynaklı refahın Avrupa ve Batıya ulaştırılması konusunda Türkiyenin stratejik konumunun herkesçe bilindiğine dikkat çekti.
Türkiye’nin mevcut kaynaklarıyla ciddi bir “lojistik üs” olma avantajına sahip olduğunu belirten Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Dinçşahin, Asya kaynaklı refahın Avrupa ve Batı’ya ulaştırılması konusunda Türkiye’nin stratejik konumunun herkesçe bilindiğine dikkat çekti.
Türkiye olarak bu sektöre yapılacak yatırımlarla 2023 için “Lojistik Üs” olma hedefimizi gerçekleştiririz diyen Dinçşahin, “Ülkemiz, Doğu-Batı arasındaki 1 trilyon dolarlık mal hareketinin geçiş noktasında bulunuyor. Stratejik konumu ve olanakları sayesinde bu coğrafyanın en önemli lojistik üssüyüz. Asya’dan Avrupa’ya ve ötesine akan ticarette ve taşımalarda ciddi pay sahibi olabiliriz, “ dedi. Dinçşahin, Mersin Lojistik Platformu’nun başarıyla hayata geçirdiği gibi, lojistik merkezleri ya da köylerinin başta İstanbul olmak üzere, ticarette lider diğer illerimizde bir an önce hayata geçirilmesiyle sektörde ciddi iyileşmeler olacağını söyledi.
1 TRİLYON DOLARLIK LOJİSTİK PAZARI
Sektörün büyümesi için bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirten Dinçşahin, gerekli düzenlemeler yapılırsa bunları şöyle sıraladı:
“Mevzuatta “transit yüklerin ülkeden geçişini kolaylaştıracak bazı yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Başta Avrupa’ya olmak üzere ülkemizin hedef pazarlarına ulaşımımızı kolaylaştıracak yeni ro-ro hatları, ro-la hatları gibi intermodal koridorları vakit kaybetmeden kullanıma sokulmalıdır. Ayrıca lojistik sektöründe ar-ge çalışmalarına daha fazla destek sağlamalı. “ Tüm bu altyapılar ve eksiklikler tamamlandığı takdirde 1 trilyon dolarlık AB lojistik pazarından Türkiye’de payını alacaktır diyen Dinçşahin, UND’nin tüm bu amaçların gerçeğe dönüşebilmesi için, üyelerinin de desteğiyle, lojistik köy projelerinin hayata geçirilmesi, Avrupa’ya yeni intermodal koridorların oluşturulmasına gayret ettiğini sözlerine ekledi
SEKTÖR BİRLEŞMELİ
Sektörün kendi içinde birleşmeyi gerçekleştirebilmesi, kriz koşullarında bir zaruret haline geldiğinin altını çizen Dinçşahin rekabet öncesi işbirliğinin şart olduğunu ifade etti. Dinçşahin açıklamasında, birbiri ile işbirliği yapmaya ve eşit koşullarda birbirine destek olmaya gayret eden kurumlara ihtiyaç olduğunu hatırlattı. UND’nin gelecekle ilgili görüşlerinden de bahseden Dinçşahin, sınırlar arasında tarife dışı engellerle karşılaşmadan, eşit şartlarda faaliyet gösteren bir lojistik sektörü arzuladıklarını dile getirdi.
Dinçşahin, teknoloji alanında, özellikle Avrupa ülkelerine yönelik taşımalarında sınır işlemlerinde önemli kolaylıklar sağlayacak “E-belge” sistemini geliştirmek için yoğun çalışmalar yürüttüklerini de hatırlatarak şöyle konuştu: “Nakliyecilerin taşıdıkları yükler ile ilgili bazı işlemleri kendi ofislerinden elektronik ortamda gerçekleştirmelerine olanak sağlayan sistem sayesinde AB’nin, sınırından geçiş yapan nakliyecilerimize zorunlu kıldığı ön beyanname vb. uygulamalarında nakliyecilerimizin vakit kaybı azami oranda azaltılmaya çalışılmaktadır."
SEKTÖRÜN “OLMAZSA OLMAZI LOJİSTİK KÖYLER
İstanbul’da yaşanan sel felaketi, UND tarafından yıllardır sektör adına dile getirilen ancak yeterli desteği bulamayan “Lojistik Köy” projelerinin gerekliliğini ortaya koyduğunu vurgulayan Dinçşahin, Lojistik Köyler’in bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği artık tüm sektörün ortak kanısı ve talebi olduğunu dile getirdi. Dinçşahin, Mersin Lojistik Platformu tarafından önümüzdeki 1–2 yıl içinde hayata geçirilmesi planlanan, “İhtisas Lojistik Organize Sanayi Bölgesi” örneği temel alınarak, İstanbul’un her iki yakasına en az birer Lojistik Köy inşa edilmesi için girişimlerinin de sürdüğünü ifade etti.
KOTA SORUNU ARTIK HALLEDİLMELİ
Özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa’da giderek daralan talep, üretimi ve ticareti durma noktasına getirirken, taşıyacak ürün bulmakta sıkıntı çeken yabancı ülke nakliyecileri gözlerini Türkiye pazarına çevirdiğine dikkat çeken Dinçşahin, 2009’un ilk aylarında Rusya’nın, 2001’de kurulmuş olan “Bonus” sistemini tek taraflı olarak kaldırmasıyla patlak veren belge krizi yüzünden zarar gördüklerini kaydetti. Dinçşahin aynı şekilde, Yunan nakliyeciler adına harekete geçen Yunan Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye’nin ek geçiş belgesi taleplerini geri çevirerek yılın 2. geçiş belgesi krizine damgasını vurduğunu da sözlerine ekledi. Avrupa ülkelerinde yaşadığımız kota sorunları nedeniyle geçen yıl başlattığımız ‘Kotasız Avrupa” kampanyasına bu yıl da devam ediyoruz, diyen Dinçşahin, Gümrük Birliği üyesi olan Türk mallarının Avrupa’da serbest dolaşım hakkı sahip olmasına karşın, TIR’lara uygulanan kotalar nedeniyle serbest dolaşım hakkının engellendiğini, bunun da gümrük birliğinin ruhuna aykırı olduğunu hatırlattı.
5 Milyar Euro yatırım
5 milyar Euro yatırımı olan ve yan sektörleri ile birlikte yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağlayan taşımacılık sektörünün en önemli örgütü olan UND’nin yaklaşık bin üyesi bulunuyor. Sektör, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 43’ünü taşıyor. Yaklaşık 46.000 araçla Avrupa’nın en büyük filosuna sahip olan sektörde, 1.630 firma faaliyet göstermektedir. Sektör, Türkiye ihracatının değer olarak yüzde 43’ünü taşımaktadır.
Rakamlarla taşımacılık sektörü:
Araç sayısı: 46.000
Yatırım tutarı: 5 milyar Euro
İstihdam: 400.000 kişi
Şirket sayısı : 1.630
İhracatın 43’ü karayolu ile taşınıyor
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.