Türkiye 2. Maden Makinaları Sempozyumu ve Sergisi Zonguldak’ta Düzenlendi
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) ve Maden Mühendisleri Odası tarafından 4–6 Kasım tarihlerinde Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde düzenlenen ..
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) ve Maden Mühendisleri Odası tarafından 4–6 Kasım tarihlerinde Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde düzenlenen ..
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) ve Maden Mühendisleri Odası tarafından 4–6 Kasım tarihlerinde Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde düzenlenen 2. Maden Makinaları Sempozyumu ve Sergisi başarıyla gerçekleştirildi. Sempozyum, 160 yıllık kömür madenciliği geçmişine sahip, çeşitli maden makinaları ve teçhizatının üretimi ve geliştirilmesinde öncülük yapan Zonguldak’ta gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılışında konuşan Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ özetle şunları söyledi:
Makina imalat sanayisi dışa bağımlı yapıda
“Kriz koşulları ile birlikte ele alındığında ülkemiz sanayisi tarihsel bir dönüm noktasının eşiğinde bulunmaktadır. Türkiye’nin ulusötesi şirketler ve uluslararası finans sermayesinin doğrudan denetimi altına sokulmasına dayalı yeni sömürgeleştirme modeli ile ülkemiz, ithalat ve ucuz işgücü deposu haline dönüştürülmüştür. Ülke sanayisi fason üretime yönelik taşeron bir yapıya büründürülmüştür.
Maden makinaları sektörünü de içine alan makina imalat sektörünün gelişimi bu süreçten etkilenmiştir. Öyle ki, yerli üretimde 61 oranında ithal girdi kullanılmaktadır. Yüksek katma değerli ürünler makina ihracatı içinde 11’i aşmamakta, genelde fason çalışma sürdürülmektedir. İç pazar talebinin 52’si ithal makinalar ile karşılanmaktadır. Makina imalat sektörünün toplam üretim hacmi son bir yılda 35,1 düzeyinde azalmış; 2009 yılının ilk 7 ayında sektörün ihracatında 29,7 civarında bir düşüş yaşanmıştır.
Krizin başlamasından altı ay sonra yapılan yasal düzenlemeler ise üretici sanayiciye özel bir yarar sağlamamış yalnızca ithalatçı stoklarının erimesine yardımcı olmuştur. Zira mevzuat, 50 milyon TL yatırım yapılması durumunda büyük ölçekli yatırım desteklerinden yararlanılmasına olanak tanımaktadır. Oysa sektördeki hakim yapı KOBİ ölçeğidir. Bu firmaların yatırım ve işletme sermayesi için ucuz krediye ihtiyaçları vardır. Ar-Ge ve inovasyonun yoğun olması gereken bu sektörde işletmeler güncel sorunlarının altından kalkamamakta, dolayısıyla kendi geleceklerine yatırım yapmaktan yoksun kalmaktadırlar.
Maden makinaları alanı sektörel bir yapı arz etmiyor
Maden makinaları alanındaki durum makina imalat sanayimizin genelinden çok daha geride bir yapı arz etmektedir. Maden makinaları üretimine yönelik Türkiye’de “sektör” diyebileceğimiz bir oluşumdan söz etmek neredeyse olanaksızdır. Tünel ve madenlerde kullanılan özel iş makinaları konusunda biri aynı zamanda ithalatçı olan sadece dört firma üretim yapmaktadır. Diğer yandan madenlerde de kullanılan, yükleyici, kazıcı-yükleyici, vinçler, ağır-tip kamyonlar, kırıcı-delici makinalar gibi inşaat makinaları konusunda da büyük ölçüde dışa bağımlı olduğumuz bilinmektedir.
Özelleştirmeler madenciliğin gelişimini engelliyor
Madencilikle ilgili kamu kurumlarının parçalanması, işlevsizleştirilmesi, özelleştirme politikalarıyla bu alandaki kamu yatırımlarının azaltılması ve gerekli yatırımların öngörülmemesi, başta kömür olmak üzere yerli kaynaklarımızı değerlendirmek yerine ithalata yönelinmesi sektörün gelişememesinin ve teknoloji düzeyini artıramamasının en önemli nedenidir.
Bu alandaki kamu yönlendiriciliğinin eksikliği madenciliğimizin ülkemizin sanayi gereksinimlerine uygun bir şekilde geliştirilmesine de engel oluşturmakta, madencilik sektörünün yerli sanayimize girdi düzeyi oldukça sınırlı düzeyde kalmakta, sektör esasen hammadde bazında ihracata yönlendirilmektedir.
Korumacı politikalar gerekiyor
Sanayi içinde katma değeri yüksek, rekabet yeteneği olan bir makina imalat sektörü pek çok sektöre “girdi” olan ürünleri verdiği ve geniş bir yan sanayi ile çalıştığından gerçekte dışa bağımlılığı azaltıcı özelliği bulunmaktadır. Gelişmiş bir makina imalat sanayi, daha az dışa bağımlılık, daha az döviz harcaması ve daha az açık veren bir dış ticaret dengesi demektir. Bu nedenle bu sektör tüm gelişmiş ülkelerde birinci sırada ele alınmakta ve geliştirilip korunması bir devlet politikası olarak benimsenmektedir
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.