Türkiye 2024 yılı sonrasında çelik üretiminde hak ettiği konuma ulaşacak
16 Mayıs Salı günü Tatçelik ana sponsorluğunda Best Western Premier Karşıyaka’da 450’nin üzerinde yoğun katılımla gerçekleşen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısında Türkiye çelik sektörünün son durumu, dünya piyasalarındaki gelişmeler ve sektörün geleceği ele alındı.
16 Mayıs Salı günü Tatçelik ana sponsorluğunda Best Western Premier Karşıyaka’da 450’nin üzerinde yoğun katılımla gerçekleşen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısında Türkiye çelik sektörünün son durumu, dünya piyasalarındaki gelişmeler ve sektörün geleceği ele alındı. Toplantıya sponsor olan diğer firmalar ise Ağır Haddecilik ve Kılıç Grup oldu.
SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz’ın açılış konuşmasının ardından, Tatçelik Pazarlama, Fiyatlama ve İş Geliştirme Müdürü Gülçin Şimşek, şirketin toplam kapasitesinin 2020 yılında 1,5 milyon mt seviyesine ulaştığını belirtti. Dünya sıralamasında sekizinci Avrupa’da ise Almanya’dan sonra ikinci sırada yer alan Türkiye’nin devam eden ve planlanan yatırımlar da dikkate alındığında önümüzdeki birkaç yıl içerisinde üretim hacmi bakımından Almanya’yı geride bırakarak Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi olması bekleniyor. Şimşek, planlanan yatırımlar ve hızla büyüyen sanayi sayesinde Türkiye’nin 2024 yılı ve sonrasında hak ettiği konuma ulaşacağını kaydetti. Son olarak piyasa beklentilerini paylaşan Tatçelik yetkilisi, arz ve talebin dengelenmesini beklediğini, Çin’deki üretim kesintileri, Temmuz-Ağustos aylarında yeni yatırımlar ile projelerin devreye girmesi ve Eylül ayında yaz dönemindeki durgunluğun sona ermesinin çelik fiyatlarına olumlu yansıyacağını söyledi.
Tatçelik sunumunun ardından gerçekleşen panelde piyasanın geleceğine dair beklentiler ele alındı. Vestel Global Satın Alma Müdürü Hüsna Yaşar, sözlerine Çin’den sonra en büyük ikinci beyaz eşya üreticisinin Türkiye olduğunu hatırlatarak başladı. Ukrayna-Rusya savaşı sonucunda ABD ile AB’nin uyguladığı yaptırımlar ve Rusya’nın misilleme olarak doğal gazı kesmesiyle ortaya çıkan resesyon ve üretim kesintileri sebebiyle 2022’nin çok zorlu geçtiğini vurguladı. Yaşar, önümüzdeki dönemde Tayvan-Çin krizinin artması, Ukrayna-Rusya savaşının kızışması ve Avrupa’nın bir kışı daha elindeki kaynaklarla geçirip geçiremeyeceğinin belirsizliğini koruması gibi gelişmelerin de piyasayı etkilemesinin beklendiğini kaydetti.
Yassı mamul piyasasını değerlendiren Tatçelik Ticari Grup Satış Müdürü Ulaş Demirci, 2022 yılı Kasım ayı itibarıyla fiyatların sabit kaldığını veya düşüş gösterdiğini, aynı seyrin bu yılın Ocak ayında da devam ettiğini aktardı. Bu yılın ilk çeyreğinin de deprem felaketinin yaralarını sarmakla geçtiğini ifade eden Demirci, ihracat piyasalarının nispeten daha düşük seyrettiğini ancak ithalatın daha yoğun olduğu bir dönemden geçildiğini de hatırlattı. Sıcak rulo sacdan üretilen ürün gruplarında önlemler alınması gerektiği, aksi takdirde Türkiye’nin ithalat yapmaya devam edeceği ve rekabet gücünün daha da zayıflayacağı ifade edildi. Ülkede ihracatın politika haline getirilmesinin ve şirketlerin fiyat dalgalanmalarından en az şekilde etkilenmesi için hedge mekanizmasının geliştirilmesinin önemini aktaran Demirci, önümüzdeki dönemde sac fiyatlarının yukarı yönlü hareket ihtimalinin yüksek oluşunun piyasa için büyük bir risk oluşturduğunu söyledi.
Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Orhan Timurhan, Türkiye çelik sektörünün 2020 yılında küçüldüğünü ve bu küçülmenin devam ettiğini söyledi. Timurhan, kısa vadede talepte patlama beklemediğini, muhafazakar bir senaryo çizilmesi gerektiğinin önemli olduğunu ifade etti. Şirketin yatırımlarından birinin de yeni tesis inşası yerine mevcut tesislerin daha katma değerli ürün üretmek için komple yenilenmesi olduğuna dikkat çeken Timurhan, sektörün tonaj ve kapasiteden uzaklaşıp fikri ve nakdi sermayeyi artırmaya yönelmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca şirketin orta vadede enerji tedarik etmek isteyen bir oyuncu olmayı planladığını, bu kapsamda Aydın’da jeotermal ruhsat sahası satın aldığını da açıkladı.
Panelin ardından ekonomist, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Burak Arzova dünya ve Türkiye ekonomisine dair bir sunum yaptı. Arzova sunumunda ABD ekonomisine ilişkin son gelişmeleri, buradaki bankacılık krizini, faiz ve enflasyon beklentilerini, bu gelişmelerin Türkiye ve dünya üzerindeki etkileri beraberinde Türkiye ekonomisine ve uygulanan iktisadi politikalara değindi, katılımcıların sorularını yanıtladı.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.