Türkiye çelik sektöründe ihracat baskısı sürüyor, bölgeselleşme daralacak mı?
28 Kasım Salı günü Çolakoğlu Metalurji ana sponsorluğunda İstanbul Marriott Hotel Asia’da 600’e yakın katılımcıyla gerçekleşen 18. SteelOrbis Çelik Konferansı “Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar” toplantısında küresel çelik sektörünün durumu hakkında konuşuldu ve beklentiler paylaşıldı.
Toplantıya sponsor olan diğer firmalar ise Atakaş Çelik, Kocaer Çelik, MMK Metalurji, Tatçelik, Ağır Haddecilik, Assan Lojistik, Praticut, Artımet Uluslararası Gözetim Şirketi, Esna Lojistik, Gökmetal, Kılıç Grup, Nea Metal, Öz Ayaz Boru, Parladı Metal, Soybaş Demir Çelik, Terratek Metal, TPI Uluslararası Gözetim Hizmetleri ve Vimsa Boru oldu.
İlk oturumda konuşan Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan Türkiye’nin çelik tüketiminin neredeyse yarısının ithalat yoluyla karşılandığını belirtti. Vergi soruşturmaları sonucunda ithalatın azalma ihtimali konusunda ise Yayan yılın tamamında tüketimde kaydedilebilecek artış üretime yansırsa kapasite kullanım oranının %75’e çıkabileceğini ifade etti.
Çolakoğlu Metalurji adına açılış konuşmasını yapan İş Geliştirme ve Yurtdışı İştirak Direktörü Metin Tayfun İşeri, ABD’nin 232. Madde vergileri ile AB’nin koruma önlemleriyle sektörün küreselleşmeden bölgeselleşmeye doğru hareket ettiğini ve piyasada bölgeselleşmenin daha fazla daralıp daralmayacağına yönelik endişeler olduğunu dile getirdi. Öte yandan süregelen savaşlar ve Türkiye’de meydana gelen depremin talebin yön değiştirmesine neden olduğunu belirten Çolakoğlu yetkilisi benzeri görülmemiş enflasyon ve faiz oranlarının çelik sektörünün karşılaştığı en büyük sıkıntılar olmaya devam ettiğini hatırlattı. İlk oturumun son konuşmacısı olan Dünya Çelik Birliği Sektör Analizi Direktörü Dr. Barış Çiftçi, 2023 yılının ortasından sonrası için piyasada beklenen ölçüde bir toparlanma olmadığını ancak piyasaların yeni düzene geçişi açısından en kötüsünün geride kaldığını ve artık daha ciddi bir toparlanma beklenebileceğini ifade etti. Dünya Çelik Birliği verilerine göre, dünya çelik talebinin bu yıl %1,8 artışla 1,81 milyar mt ve önümüzdeki yıl da %1,9 artışla 1,85 milyar mt seviyelerinde yer alması öngörülüyor.
İkinci oturumda konuşan Japonya merkezli JFE Steel Corporation’ın Küresel İş Geliştirme Müdürü Kazuo Mike Fujisawa, Asya’daki çelik talebinin 2023 yılını inşaat faaliyetleri zayıflayan Japonya hariç artışla kapatacağını ifade etti. Toplantıya online olarak katılan EUROFER Ekonomik Araştırma ve Piyasa Analizi Direktörü Alessandro Sciamarelli AB ekonomisinin savaş, enflasyon ve yüksek faiz oranları gibi jeopolitik gelişmeler ve aşağı yönlü risklerden etkilenmeye devam ettiğini belirtti. Son açıklanan ekonomik göstergelerin genel beklentilerin kötüleştiğine işaret ettiğini ifade eden Sciamarelli, ayrıca AB’nin net nihai çelik ithalatçısı haline geldiğini belirtti.
Sciamarelli’nin ardından yaptığı sunumda SteelOrbis Türkiye, MENA ve Avrupa Piyasa Analizi Bölümü Yöneticisi Anna Voloshenko, Türkiye’de yassı mamul üretiminin geçtiğimiz aylarda nispeten yatay seyrederken tüketimin Ekim ayında Eylül ayına kıyasla düşüş yaşadığını ifade etti ve Türkiye ithal yassı mamul piyasasında en uygun kaynak olduğu için Çin’in en büyük etkiye sahip olduğunu ifade etti. Sonrasında söz alan Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çendik, navlun fiyatlarında 2020-2023 yılları arasında kaydedilen sert yükselişin pandeminin ardından bozulan arz-talep dengesi, taşımacılığın tek yönlü olarak gerçekleşmesi ve armatörlerin sefer sayıları ile liman uğraklarını azaltması gibi birkaç faktörden kaynaklandığını ifade etti. Çendik kısa dönemde navlunda sert bir düşüş beklemediğini ifade ederek sözlerini bitirdi.
Konferansın üçüncü oturumunda Mesut Özdöl’ün moderatörlüğünde gerçekleşen panelde konuşan Çolakoğlu Metalurji Boru Profil ve İkincil Üreticiler Satış Müdürü Kürşad Aynas ABD ve AB’nin koruma önlemleriyle karşı karşıya kalmaya devam eden Türkiye için şartların giderek zorlaşacağını, başta AB olmak üzere ülkelerin piyasalarını korumak için karbon vergisine yöneleceklerini belirtti. Öte yandan dampingli fiyatlarla satış yapmak isteyen ülkelerin Türkiye’ye yöneldiğini hatırlatan Aynas, Türkiye’nin bu kadar ucuz bir pazar olmaması gerektiğini vurguladı. Devreye alınan ve alınacak ilave yatırımların Türkiye soğuk ve galvanizli sac piyasası üzerindeki ihracat baskısını artırdığını söyleyen Soğuk Hadde ve Galvaniz Üreticileri Derneği (SOGAD) Genel Sekreteri Asuman Gürsoy, Türkiye’ye yapılan dampingli sıcak rulo sac ithalatındaki artışın ise yüksek üretim maliyetleri nedeniyle iç piyasada rekabetçi olmayan fiyatlardan kaynaklandığını ifade etti. Öte yandan Coşkunöz Metal Form’un Satın Almadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mercanlı otomotiv sektörü oyuncusu olarak katma değeri yüksek ürünlerde %15-20 bandında ithal sıcak rulo sac kullandıklarını, söz konusu ürünler olmazsa üretim gerçekleştiremeyeceklerini belirtti. Bir diğer panelist Kocaer Çelik’in Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çakmur, küresel çelik piyasasında kapasitelerin sürekli arttığını ancak ihracat pastasının büyümediğini ifade etti ve korumacılık önlemleri karşısında pastadan pay almak isteyen Türkiye’nin çelik içeren ürün ihracatına (indirekt ihracat) yönelmesi gerektiğini belirtti.
Son oturumlarda konuşan Global Stratejist Prof. Dr. Ahmet Kasım Han “Orta Vade Politik-Ekonomik Fırsatların Analiz ve Yönetimi” başlıklı sunumunda emtia piyasası ve belirsizlikler hakkında yorum yaparken, ABD Merkez Bankası Fed Eski Araştırma Direktörü ve Stratejik Yönetim Danışmanı Erkin Şahinöz Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Türkiye ve dünya ekonomisine yönelik görüşleri ile beklentilerini paylaştı.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.