Türkiye çelikte 2015 yılından sonra ilk kez net ithalatçı oldu
Türkiye'nin çelik ihracatı 2023'te yüzde 30 oranında geriledi. Nihai çelik ürünlerinde 2015'ten bu yana ilk kez net ithalatçı konumuna düşüldü. Sektör, hükümetten artan ithalata karşı önlem bekliyor.
Dünyanın sekizinci büyük ham çelik üreticisi konumundaki Türkiye, Avrupa'da düşen talep, korumacılık önlemlerinin etkisi, artan Çin rekabeti ve oluşan fiyat dezavantajının etkisiyle ihracatta yüzde 30 civarı kayıp yaşarken; nihai çelik ürünlerinde de 2015'ten bu yana ilk kez net ithalatçı konumuna düştü. Zayıf iç talebin de etkisiyle kapasite kullanım oranlarının yüzde 50-55'e gerilediği sektör, ithal ürünlere yönelik ek vergi getirilmesini bekliyor.
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) tarafından 2023 yılına ilişkin düzenlenen değerlendirme toplantısında konuşan ÇİB Başkanı Adnan Aslan, "2022'de ihracatımız 20 milyon tonun üzerine çıkmıştı. 2023'ün tamamında ise 14 milyon ton seviyelerine yaklaşacak. Normal şartlar altında 2023 hedefimiz 16 milyon ton ve 16 milyar dolar ihracattı. Ancak gerisinde kaldık" diye konuştu.
İhracatta yüzde 31,2'lik düşüş
Toplantıda verilen bilgiye göre, bu yılın ilk 11 ayında sektör ihracatı geçen yıl aynı döneme göre gelir bazında yüzde 31,2 düşüşle 13.5 milyar dolara; miktar bazında da yüzde 28,8 düşüşle 13 milyon tona geriledi.
Aslan, 2022’deki 20 milyon tonluk ihracat seviyesine yeniden ulaşılmasının zaman alacağını, 2024 ihracat beklentisinin ise 15 milyon ton olduğunu söyledi.
Sektör ithalatının ise 2023'ün ilk 10 ayında yüzde 14,8 artışla 17,6 milyon tona çıktığına dikkat çeken Aslan, "Nihai ürünlerde net ihracatçı konumunda yer alıyorduk. 2015 yılından bu yana Türkiye çelik ürününde ilk kez net ithalatçı konumuna düştük" dedi.
"İthalattaki artış sektöre zarar veriyor"
İthalatta yaşanan artışın Türk çelik üreticilerine zarar verecek noktaya geldiğini belirten Aslan, tüm dünyada ülkelerin çelik sektörlerini korumaya yönelik politikalar uyguladığını, Türkiye’nin ise hala açık pazar konumunda olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Ülkelerin korumacılık önlemleri, Avrupa Birliği’nin uyguladığı kotalar, ABD vergileri ve Kuzey Afrika’dan Mısır, Cezayir gibi ülkelerin net ihracatçı konumuna gelmesi bizim ihracatımızın düşmesine neden oldu. İhracatımızdaki düşüşte diğer bir etken ise navlun ve konteyner fiyatlarının gerilemesiydi. Bu düşüşle birlikte Uzak Doğu ülkeleri yeniden pazara girmeye başladı. 2022’de konteyner ve navlun fiyatlarının çok yükselmesiyle birlikte sektörde ciddi bir avantaj elde etmiştik. Bu avantajı kaybetmemiz ihracata da yansıdı."
“Üretimde de düşüş yaşanıyor”
Çelik sektöründe üretimin de gerilediğini kaydeden Aslan, 2023'ün ilk 10 ayında sektör üretiminin geçen yıl aynı döneme göre yüzde 8,8 gerileyerek 27.5 milyon tona düştüğünü belirtti. Sektörde kapasite kullanım oranlarının da yüzde 50-55 seviyelerinde olduğuna dikkat çeken Aslan, "Bu düşüşteki en önemli sebepler arasında talepsizlik ve enerji maliyetlerinin yüksekliği var. Kapasite kullanım oranlarının düşük olması sektör adına olumlu gözükmese de, çelik sektörünün sermaye yapısının çok güçlü olduğunu söylemeliyiz" dedi ve ekledi: "Diğer taraftan kapasite kullanım oranları bu kadar düşükken, hem Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığımız ülkelerden hem de farklı ülkelerden çelik ithal ediliyor. Ancak ithalat yapılan ülkelerden gelen ürünler iç piyasadaki dengeleri bozuyor. Bu noktada resmi kurumlara başvurularımız oldu. Yapılacak incelemeler sonucunda bu ithalatlarda bir sübvansiyon uygulandığı ortaya çıkarsa söz konusu ithalata ek vergi uygulanmasını talep ettik. Yaklaşık 1,5 ay önce başvurumuzu yaptık. Sürecin 6-12 ay içinde netleşmesini bekliyoruz."
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.