Veysel Yayan: 2025, Çelik Sektöründe Toparlanma Yılı Olacak!
Veysel Yayan, Demir Çelik TV’ye verdiği özel röportajda, 2024 yılının çelik sektörü için zorlu geçtiğini ancak 2025’te ekonomik istikrar tedbirlerinin gevşemesi, komşu ülkelerde siyasi normalleşme ve iç piyasada yabancı girdi bağımlılığının azalmasıyla sektörün toparlanacağını söyledi. “2025’i daha iyi kapatacağız” diyen Yayan, ihracatta kayıpların telafi edilmesi ve üretimin sürdürülebilir bir seviyeye ulaşması için kritik adımların atılması gerektiğini vurguladı.
Metal Medya
24 Şubat 2025 Pazartesi 18:36
Kallanish Steel Scrap 2025 etkinliğinde, Türk çelik sektörünün önemli isimlerinden Veysel Yayan ile bir araya gelme fırsatı yakaladık. Demir Çelik TV adına gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda, 2024 yılındaki performanstan komşu ülkelerdeki siyasi gelişmelere, ekonomik istikrar tedbirlerinden uluslararası ticaret politikalarına kadar birçok konuyu enine boyuna masaya yatırdık. İşte sektörün nabzını tutan bu röportajın ayrıntıları:
2024’ün Değerlendirmesi ve Beklentilerdeki Fark
Veysel Yayan, röportajın başında 2024’ün genel bir bilançosunu çıkardı. Çelik sektöründe döküm ve denetim cephesinde yaklaşık on puan civarında bir artış yaşandığını belirterek, ihracatta yüzde 26’lık bir yükseliş görüldüğünü söyledi. Bu rakamların ilk bakışta olumlu bir resim çizdiğini ancak sektörün hâlâ geçmiş yıllardaki kayıplarını tamamen telafi edemediğinin altını çizdi. Beklentilerin daha yüksek olduğunu fakat küresel ve bölgesel gelişmelerin istenen sonucu getirmediğini kaydeden Yayan, 2024’ün beklenenden daha düşük bir performansla kapandığını ifade etti.
Ekonomik İstikrar Tedbirlerinin Daraltıcı Etkileri
Yayan, 2024’ün özellikle ikinci yarısında uygulanan ekonomik istikrar tedbirlerine dikkat çekti. Bu tedbirlerin, enflasyonu kontrol altına almak ya da kur dalgalanmalarını sınırlandırmak amaçlı alınmış olsa da sektör üzerinde daraltıcı etkiler bıraktığını vurguladı. Üretim maliyetlerindeki artış ve talepteki zayıflamanın, çelik firmalarının beklentilerini törpülediğini belirtti. Buna rağmen, 2025 yılında aynı tedbirlerin kademeli olarak gevşetilebileceğine dair işaretler olduğunu söyleyerek,
“Ekonomik istikrar tedbirlerinin etkilerinin azalmasıyla birlikte sektörümüz de rahat bir nefes alacak. 2025’te daha iyi bir tablo görmeyi umuyoruz.” şeklinde konuştu.
Komşu Ülkelerdeki Siyasi ve Askeri Gerilimler
Röportajın en çarpıcı bölümlerinden biri, komşu ülkelerde yaşanan çatışmaların ve siyasi istikrarsızlıkların sektöre olan etkisiydi. Irak, Suriye ve Yemen gibi önemli pazarlarda süren savaş hali ve olumsuz siyasi atmosfer, Türk çelik sektörünün ihracatını uzun bir süredir zayıflatıyor. Özellikle Yemen’e yapılan ihracatın neredeyse tamamen durduğunu aktaran Yayan,
“Geçmişte Yemen, ihracatımızın en büyük destinasyonlarından biriydi. Bugün ise orada tamamen durmuş bir ticari faaliyet söz konusu.” dedi. Bölgedeki istikrarsızlığın büyük ölçüde dış ticaret hacmini daralttığını, dolayısıyla 2025’te bir normalleşme ya da barış ortamı sağlanırsa, ihracatta tekrar atılım yapılabileceğini dile getirdi.
İsrail ve ABD’nin Etkisi: Orta Doğu Politikasındaki Değişkenlik
Veysel Yayan, İsrail yoluyla gerçekleştirilen ihracatın da önemli ölçüde etkilendiğini söyledi. Başkan Trump döneminde ABD’nin Ortadoğu politikasının sert bir çerçeveye oturması, bölgedeki ticari dengeleri de sarsmış durumda.
“İsrail’de durulma olacak mı yoksa Trump’ın söylediği hususlar bölgeyi daha da mı zora sokacak, onu zaman içinde göreceğiz.” diyen Yayan, bu belirsizliğin Türk çelik ihracatçılarını temkinli olmaya sevk ettiğini belirtti. Aynı zamanda, Suriye ve Irak gibi ülkelerin yanı sıra Kuzey Afrika pazarlarında da benzer sorunların yaşandığını; siyasi olumsuzlukların azalması durumunda sektörün hızlı bir toparlanma yaşayabileceğini ifade etti.
Avrupa Birliği ve Karşı Tedbir Senaryoları
Röportajın bir başka odak noktası, uluslararası ticaret politikaları ve özellikle Avrupa Birliği’nin olası hamleleriydi. ABD’nin daha önce uyguladığı Sektion 232 gibi korumacı politikaların, AB’nin karşı tedbir arayışını tetiklediğini vurgulayan Yayan, yeni bir başkanlık kararıyla benzer bir durumun tekrar yaşanması halinde Avrupa Birliği’nin de ortak yaklaşımlar benimseyebileceğine işaret etti. Ancak Türkiye’ye yönelik çok sert bir tutum beklemediğini vurgulayarak,
“AB, bu defa sadece karşı tedbir almakla yetinebilir. Türkiye’ye dönük ek engeller konulmayacağını umuyoruz.” sözleriyle temennisini dile getirdi. Bu noktada küresel piyasalarda yaşanan ticaret savaşlarının çelik sektörü üzerinde uzun vadede belirsizlik ve risk yarattığına da değindi.
Yabancı Girdi Kullanımı ve İç Pazar Dengeleri
Yayan’ın özellikle altını çizdiği bir konu ise Türkiye’nin iç piyasadaki tüketiminin hala yüksek oranda yabancı girdiye bağımlı olması. Ülkenin ham çelik tüketiminin 38,2 milyon ton civarında seyrettiğini, ancak bu talebin karşılanmasında bazı ürün gruplarında yüzde 60’a varan oranlarda ithal girdi kullanıldığını hatırlattı.
“İç piyasada yabancı girdi kullanımının kademeli azaltılması, üreticilerimizin maliyetlerini ve rekabet gücünü uzun vadede olumlu etkiler.” diyen Yayan, 2025 yılında bu alanda daha bilinçli adımlar atılmasını beklediğini söyledi.
2025 İçin Umutlu Bir Tablo
Tüm bu başlıklar ışığında Yayan, 2025 yılına dair umutlu bir tablo çizdi. Daraltıcı ekonomik tedbirlerin gevşemesi, komşu ülkelerde barış ve siyasi normalleşme sağlanması, küresel ticaret engellerinin hafiflemesi ve iç pazarda ithal girdilerin payının azalmasıyla, Türk çelik sektörünün önümüzdeki dönemde daha istikrarlı bir büyüme yakalayabileceğini belirtti.
“2024’ü beklediğimiz kadar iyi kapatamadık belki ama 2025’te daha güçlü bir toparlanma bekliyoruz.” sözleriyle de umutlu mesajlar verdi.
Sonuç Değerlendirmesi ve Yansımalar
Kallanish Steel Scrap 2025 etkinliğinde Demir Çelik TV adına gerçekleştirdiğimiz bu geniş kapsamlı röportaj, Türk çelik sektörünün mevcut tabloya ilişkin detaylı bir fotoğraf sunuyor. Veysel Yayan’ın analizleri, sektör paydaşlarının 2025 yılına dair stratejilerini belirlerken dikkate alacağı önemli ipuçları barındırıyor. Bir yanda bölgesel ve küresel istikrarsızlıkların yükü, diğer yanda Türkiye’nin iç pazarda ve ihracatta daha rekabetçi olma hedefi var. Ekonomik istikrar tedbirlerinin sektöre etkisi, ABD ve AB gibi büyük pazarların oluşturduğu korumacı politikalar, komşu coğrafyalarda süren siyasi krizler gibi faktörler, 2025’i şekillendirecek temel dinamikler olarak öne çıkıyor.
Demir Çelik Store bünyesindeki Demir Çelik TV olarak, sektörün nabzını tutmaya ve gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğiz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.
E-posta adresinizin gizliliği korunacak olup, hiçbir şekilde yayınlanmayacaktır.
Kişisel verileriniz, Aydınlatma
Metni kapsamında işlenmektedir.
"ABONE OL"
butonuna basarak Gizlilik
Politikası’nı okuduğunuzu ve kabul
ettiğinizi
onaylıyorsunuz.