TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına İstanbul Şubesinin yütüyücülüğünde gerçekleştirilen Ulsulararası Katılımlı VII. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi 22-25 Ekim 2014 tarihleri arasında Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi’nde başladı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yanı sıra, 7 meslek ve sivil toplum örgütü, 11 üniversite ve 15 basın-yayın kuruluşu tarafından desteklenen kongre süresince 34 oturumda 56 adet bildiri sunulacak. 10 konferans, 1 panel, 2 yuvarlak masa toplantısı, 1 ödül töreni, 18 atölye çalışması, 4 kurs ve 5 özel oturum ve forum gerçekleştirilecek. Ayrıca 832 sayfalık bildiriler kitabı yayın dünyasına kazandırıldı.
Kongrenin açılış konuşmasını Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Zeki Arslan yaptı. Zeki Arslan’dan sonra sırasıyla Kogre Yürütme Kurulu Başkanı Şemsettin Işıl, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar, AKDER Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Atılgan, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı açılış konuşmalarını yaptılar. Radyo Programcısı Aynur Karabaş’ın sunuculuğunu yaptığı açılışta Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu bir dans gösterisi gerçekleştirdi.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Arslan konuşmasında;
“Hidrolik Pnömatik Kongresi mesleki çalışmalarımızın en önemlilerindendir. Birincisi 1999 yılında bini aşkın katılımcı ile gerçekleşen Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi’nin yedincisini TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına İstanbul Şubemiz gerçekleştiriyor.
1999 yılından bu yana düzenlediğimiz Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongreleri ile demir-çelik, makina, inşaat, otomotiv, gemi inşa, savunma, gıda, tekstil, kimya, plastik ve ambalaj sanayinin önemli ekipman ve malzemelerini üreten ve ithal eden, projelendiren, mühendislik uygulamalarını gerçekleştiren ve satış sonrası hizmetlerini yürüten hidrolik-pnömatik sektöründe bilginin paylaşımı için etkin bir platform oluşturmak amaçlanmıştır. Umarız kongremiz bu amacı gerçekleştirilmesine hizmet edecektir.” dedi. Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir şubemizin ev sahipliğinde başarıyla düzenlenen Hidrolik Pnömatik Kongresi bu yıl İstanbul’da düzenleniyor. Bu önemli bir yenilik, çünkü: Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana sanayileşmenin hızla geliştiği bölge Marmara bölgesidir ve buranın kalbi İstanbul’dur. İstanbul önemlidir çünkü doğu batı köprüsüdür ve ticaretin de kalbidir. Kısacası ekonominin kalbidir.
Dolayısıyla kongremiz, sektörümüzün en fazla firmasını barındıran ülkenin ekonomik kalbinde yapılıyor. Akademik anlamda da öğretim üyelerinden öğrencisine kadar, mühendislik mesleğini icra eden meslektaşlarımızın da çok büyük bir kısmını barındırması bakımından da İstanbul önemli bir merkez. Kongremizin bu açıdan her kesimden gereken ilgiyi göreceğine ve başarıya ulaşacağına inanıyorum.
Başta sektörümüzün en önemli kurumu olan Akışkan Gücü Derneği (AKDER) olmak üzere kongre hazırlık sürecinde destekleyen tüm kurum ve kuruluşlara, kongre yürütme ve düzenleme kurulu üyelerimize, ve çalışanlarımıza emeklerinden dolayı, bu verimli ve etkin çalışmadan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.”
Kongre Yürütme Kurulu Başkanı Şemsettin Işıl da yaptığı konuşmada;
1999’dan bugüne yaptıkları Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongrelerine 4197’si kayıtlı delege omak üzere 7838 kişinini katıldığını, 213 bildirinin sunulduğunu, 8 panel, 51 atölye çalışması, 3 yuvarlak masa taoplantısı, 9 kurs ve 3 sabah toplantısı gerçekleştirdiklerini anlattı. Kongrelerde 6 bildiri kitabının, 6 paneller kitabının ve 6 kataloğun sektöre kazandırıldığını ifade eden Işıl “bunlardan ülkemizde ilkleri oluşturan ve yayın kurulu başkanlığını da şahsen yaptığım “Hidrolik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri” ile “Pnömatik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri” adlı kitaplar halen Makina Mühendisleri Odasının bu alandaki ilk ve tek kitap olma özelliğini taşımaktadır. Çağdaş bilgi ve teknolojilerin etkin bir şekilde tartışıldığı ve paylaşıldığı bu platformda, kurumlar ve bireyler arasındaki profesyonel ilişki ağları kurulup geliştirilirken bu alandaki tüm yenilik ve gelişmelerden haberdar olma imkanı doğacaktır.” Yaklaşık üç yıllık bir çalışma sürecinin sonunda kongrenin gerçekleştirildiğini, kongre ortamında 4 ayrı dalda tam gün süreli olarak sunulacak olan “Hidrolik”, “Pnömatik”, “Mekatronik” ve “Yağlama Sistemleri” kurslarından bilhassa alanımızla ilgili genç adayların oldukça fazla yararlanacaklarını düşündüğünü, yine bir ilk olarak “Robotik Sistemler” ve “Endüstriyel Otomasyon Sistemleri” konusunda da bildirilerin susnulacağını ifade eden Işıl, sözlerini tamamlarken “kongre delegesi olma bilinci taşıyan ve bu bilinçle çağdaş bilgi ve teknolojiye ulaşmak çabası içinde olan siz değerli mühendislere ve teknik elemanlara, sergiye katılan tüm firmalara, sergiye katılmalarının yanı sıra üstlendikleri sponsorluklarla kongreyi destekleyen firmalara, VII. Ulusal Hidrolik ve Pnömatik Kongresi ve Sergisinde görev alan tüm kişi ve kuruluşlara ve nihayet açılış törenimize katılarak bizlere güç veren ve onurlandıran salonumuzdaki tüm katılımcılara Kongre Yürütme Kurulu olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz.” dedi.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ise özetle şunları söyledi:
Meslek ve meslektaşın korunması, geliştirilmesi ve uzmanlık alanlarımızla ilgili mesleki bilgi birikimi ve örgütsel gücümüzün ülkemizin kalkınması ve halkımızın yararına sunulması, üye sayısı 90 bini aşan Odamızın başlıca faaliyetleri arasındadır.
Meslek-uzmanlık alanlarımız, bağlantılı sektörler ve çoğu hidrolik pnömatikle bağı bulunan; asansörden işçi sağlığı ve iş güvenliğine, tesisattan uçak, havacılık, uzay ve endüstri mühendisliğine, kaliteden kaynağa, makina tasarımından tıbbi cihaz teknolojilerine, otomotiv ve bakım teknolojilerine dek, her çalışma döneminde düzenlediğimiz kongre, kurultay, sempozyum etkinlikleri; meslek içi eğitim ve belgelendirme çalışmaları; teknik mevzuat, onaylanmış kuruluş, akreditasyon çalışmaları; mesleki denetim, bilirkişilik–ekspertizlik, teknik ölçüm hizmetleri; ilgili raporlar ve zengin yayın çalışmaları bu kapsamda yürütülmektedir.
Tamamen bir mühendislik alanı olan hidrolik pnömatiğe ilişkin 13 yıldan beri düzenlediğimiz kongrelerimiz; ürün tasarımından imalata, kullanım alanlarına, satış ve bakım hizmetlerine kadar üyelerimizin sürecin her aşamasında görev yaptığı sektörün geliştirilmesi ve korunması açısından öncü bir rol üstlenmiş ve önemli işlevleri yerine getirmiştir.
Bu sayede sektör içinde iletişimin oluşması sağlanmıştır. Bu alanda çalışan kişi, kuruluş ve kurumlar sektör denilebilecek bir bütünün parçası olduklarını fark etmiştir.
Mühendislik uygulamaları, Ar-Ge, inovasyon ve yerli üretimin önemi anlaşılmıştır.
Sektörün ilk örgütlerinden olan AKDER, kongre platformlarının katkısıyla gelişmiş; yasa, yönetmelik, standartlara yönelik çalışmalar başlamıştır.
Kongrelerin akademik dünyada yarattığı etki ile makina mühendisliği bölümlerinde hidrolik pnömatik seçmeli ders olarak verilmeye başlanmıştır.
Basılı/yazılı eser geleneği bulunmayan bu alanda çok az olan Türkçe yayın sayısı artmış, sektörel yayın hareketliliği oluşmuştur. Bu kapsamda Odamız; 6 adet bildiri, 6 adet sektörel sorunların tartışıldığı panel kitabı yanı sıra “Pnömatik İletim Temel Bilgileri”, “Hidrolik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri”, “Pnömatik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri”, “Basınçlı Hava Tesisatı”, “Basınçlı Hava Tesisatı Tasarımı ve Uygulamaları”, “Kompresörler”, “Hidrolik Pnömatik Türkçe-Almanca-İngilizce Sözlük” adlı kitapları yayımlamış; bunların dışında asansör tesisat, otomatik kontrol ve diğer uzmanlık alanlarımız ve hidrolik pnömatik ile bağlantılı çok sayıda kitap basımı yapmıştır.
Türkiye’nin hidrolik pnömatik sektörünün teknoloji kullanımı ve projelendirme açısından dünyanın gerisinde kaldığı söylenemez. Hatta sistem üretme noktasında oldukça iyi durumda olduğumuzu söylemek mümkündür. Ama üretim açısından aynı durum söz konusu değildir. Bu noktada sektörün ana sorunları; yerli üretim, Ar-Ge, sektörle ilgili teknolojik ve endüstriyel birikim, sermaye/finansman ve kalifiye işgücü yetersizlikleri ile yüksek girdi maliyetleri, ithal ürünlerin yerli üretime göre pazar paylarının yüksek oluşu ve dışa bağımlılık olarak sıralanabilir.
İçinde bulunduğumuz sorunların çözümüne yönelik olarak Türkiye’nin önünde tek seçenek bulunmaktadır. Ülkeyi yönetenler her şeyden önce bütün bu olumsuz gidişin nedeni olan dışa bağımlı, küresel sermaye güdümlü politikalardan vazgeçmelidir.
Yurtiçi tasarruf oranı ve yatırımlar artırılmalı, özelleştirme uygulamalarından vazgeçilmeli, ithalat politikaları gözden geçirilmeli, yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, devletin ekonomideki yönlendiriciliği ve planlamacı bir yaklaşım benimsenmelidir. Dış kredi ve fonlara dayalı yatırım çıkmazı terk edilmelidir.
Eksenine insanların mutluluk ve refahını, sosyal devlet anlayışını oturtan, öz kaynak ve birikimlerimize, bilim ve teknoloji politikalarına dayalı bir sanayileşme ve kalkınma planı uygulamaya konulmalıdır.”
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.