Yerli otoda teşvik modeli yıl sonunda tamamlanacak
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yerli otomobili teşvik modelinin yıl sonuna kadar tamamlanacağını açıkladı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yerli otomobili teşvik modelinin yıl sonuna kadar tamamlanacağını açıkladı
TÜSİAD YİK toplantısının ardından Ergün, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Doğalgazdaki fiyat artışının sanayi üretimindeki etkisinin sorulması üzerine Ergün, "Kuşkusuz maliyetler üzerinde bir etki meydana getirecektir. Ancak bu üretimin azalması şeklinde bir etki olmaz. Taleple bağlantılı olduğu için sadece maliyetin devreye girmesi üretimin azalması gibi bir sorunu doğurmaz. Ben de şahsen, üretimin azalması gibi bir sonucu doğuracağını düşünmüyorum. Umarım önümüzdeki süreçte doğalgazla ilgili yeni anlaşmalar, indirimle ilgili çalışmalar sonuç verir. Döviz konusundaki son konjonktürel gelişmeler de yerli yerine oturduğunda, aynı şekilde doğalgaz fiyatlarında da daha makul bir nokta yakalanabilir diye düşünüyorum" yanıtını verdi.
"TEŞVİK MODELİ YIL SONUNA KADAR TAMAMLANACAK"
Yeri otomobilin tanımı konusuna da açıklık getiren Bakan Ergün, yerli ürün denildiğinde, sadece Türkiye'deki üretimin kast edildiğini söyledi. Otomotiv Sanayii Derneği'nin (OSD) Bakanlığa, raporunu sunduktan sonra, herhangi bir yatırımcı ile görüşüp görüşmediklerine ilişkin olarak Ergün, "Biz bir çalışma grubu kurduk. Teşvik sistemi gözden geçirilmektedir. Odak proje olarak adlandıracağımız bu tür projeler için ne tür teşvik mekanizmaları oluşturabiliriz. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Girişimciler de ağırlıklı olarak bunu bekliyorlar. Bir otomotiv fabrikası kurulması bir odak projedir. Kim kuracak bunu? Yatırımcılar kuracak. Devlet kurmayacak, özel sektör yapacak. Biz cari açıkla ilgili eksik gördüğümüz alanları odak alanlar olarak, yatırım teşvik sisteminde dikkate alıyoruz. Motor üretimi bir odak projedir. Bununla ilgili teşvikler olmalıdır. Bunlar ne olmalıdır. Buna çalışacağız" açıklamasında bulundu. Ergün, yerli otomobili teşvik modelinin yıl sonuna kadar tamamlanacağını açıkladı.
"YERLİ OTOMOBİLDE MALİYET 5 MİLYAR DOLARLIK BİR TABLO OLMAYACAK"
OSD'nin raporunun bir fizibilite raporu olmadığını, yerli otomobil üretiminde yatırım maliyetinin fizibilite sonucunda ortaya çıkacağına işaret eden Ergün, "Biz OSD'nin çalışmasından yararlanabileceğimiz kadar yararlandık. Bunun nasıl bir maliyetle olacağı ise fizibilite sonucu ortaya çıkacak. Ancak o tablo, herhalde 5 milyar dolarlık bir tablo olmayacak. 3 milyar euroluk bir tablo olmayacak. Daha farklı bir tablo olacak. Bugün bir otomotiv yatırımı kaça yapıyorsa firmalar, hemen hemen o miktarda bir yatırım olacaktır" dedi. Ergün, "TÜSİAD üyeleri arasında otomotivciler de bulunuyor. Yatırım isteğinde olanlar çıktı mı?" şeklindeki bir soruya, TÜSİAD üyelerini göstererek, "Çıkar herhalde" yanıtını verdi.
BÜYÜME YÜZDE 7'Yİ AŞACAK
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin, çok büyük bir sürpriz olmazsa bu yıl sonunda da yıllık yüzde 7 oranını aşarak yüksek bir büyüme gerçekleştireceğini belirterek, “Tabii 2012 böyle olmayacak. 2012, biraz daha farklı olacak. Türkiye ekonomisi yine büyüyecek. Ama yüzde 7 gibi rakamları 2012'de telaffuz etmemiz, dünyadaki gelişmelere bakarsak zor” dedi.
Ergün, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısında, 2002'de göreve geldikleri andan itibaren reel sektörün önündeki engelleri kaldırmaya, özel sektöre içerde ve dışarda yeni yollar açmaya büyük önem verdiklerini vurguladı.
Siyasi ve ekonomik istikrarı sağlamaya yönelik önemli reformlar gerçekleştirdiklerini, bütçe açıklarını ve kamu borçlarını kontrol altına alarak, enflasyon ve faiz oranlarını aşağıya çektiklerini anlatan Ergün, küresel krizde ve sonrasında yaşananlara bakıldığında bugün Türkiye'nin en büyük değerinin ekonomik ve siyasi istikrar olduğunun net bir şekilde görülebildiğini söyledi.
Türkiye, krizde ve sonrasında diğer ülkelerden ayrışarak birçok gelişmiş ülkeden daha iyi performans gösterdiyse, bu başarıda temel faktörün kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe sağlanan disiplin olduğunu ifade eden Ergün, bu yılın seçim yılı olmasına rağmen bütçenin ilk 8 ayda fazla vermesi, hükümetin bütçe disiplinine ve fiyat istikrarına verdiği önemi açıkça gösterdiğini belirtti.
Seçim vaatlerinde hiçbir popülist unsura yer vermeyen bir iktidar partisinin oyların yarısını alarak yeniden iktidara gelmesinin de milletin bu konuda son derece hassas olduğunu gösterdiğini dile getiren Ergün, halkın artık Türkiye'de popülizme destek vermediğini vurguladı.
Türkiye'de reel sektörün özellikle 90'lı yıllarda işini nasıl geliştireceğine odaklanmaktan ziyade, siyasal ve ekonomik istikrarsızlığın risklerini nasıl azaltacağına odaklanmak zorunda kaldığına değinen Ergün, bu nedenle sanayicilerin gelişmiş ülkelerdeki rakiplerine oranla rekabet yarışında istenen seviyeye ulaşamadıklarını kaydetti.
"EN KÜÇÜK TEDİRGİNLİK OLMAMALI"
Şimdi ise sanayicilerin hükümetin uygulayacağı politikalardan dolayı tedirgin olmak yerine kendi işine odaklanabildiğini ifade eden Ergün, şöyle devam etti:
“En küçük bir tedirginlik olmamalıdır. Dünyadaki, ekonomideki, pazardaki gelişmelerin takipçisi olmalıdır. Bunların takipçisi olmak yerine, hükümetlerin yanlış politikalarının zararlarını da üstlenmek zorunda kalmamalıdır iş dünyası... Anlayışımız budur. Bir zarar olacaksa işin kendisinden kaynaklanan bir zarar olmalıdır. Siyasetin iş dünyasının üzerine yükleyeceği, siyasi istikrarsızlığın iş dünyasına ilave yükleri taşımak zorunda değiliz.”
Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 9 oranında büyüdüğünü, bu yılın ilk yarısında da aynı hızlı büyüme sürecini devam ettirdiğini hatırlatan Ergün, “Çok büyük bir sürpriz olmazsa, bu yıl sonunda da yıllık yüzde 7 oranını aşarak yine yüksek bir büyüme gerçekleştireceğiz. Tabii 2012 böyle olmayacak. 2012, biraz daha farklı olacak. Türkiye ekonomisi yine büyüyecek. Ama yüzde 7 gibi rakamları 2012'de telaffuz etmemiz, dünyadaki gelişmelere bakarsak zor” diye konuştu.
OECD ülkeleri arasında, kriz sonrasında işsizlik oranını en hızlı aşağı çeken ülkelerden birinin Türkiye olduğunu anımsatan Ergün, bu yılın ilk yarısında özel sektör yatırımlarında görülen artışın Türkiye'nin güçlü büyüme eğiliminin devam ettireceğini gösterdiğini anlattı.
“YOLUMUZA İMF'SİZ DEVAM ETTİK VE KRİZDEN GÜÇLENEREK ÇIKTIK"
Dünyada yaşanan gelişmeleri ve durgunluk ihtimalini de yakından takip ettiklerine dikkati çeken Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ancak Türkiye, dünyada ne yaşanırsa yaşansın, yaşananları kendi lehine çevirebilecek bir noktada bulunuyor. Bu argümanlara da fazlasıyla sahiptir. Yeter ki ekonomi aktörleri birbirlerine güvensinler. Birbirleriyle istişareye ağırlık versinler. İşlerini geliştirmeye, yeni yatırımlar yapmaya ve yeni ihracat pazarlarını dikkatle takip etmeye birlikte devam etsinler. Küresel krizin ilk sinyalleri alındığında, 'Türkiye'nin bu badireyi atlatamayacağı, muhakkak IMF ile yeni bir anlaşma yapmak gerektiğini' sıkça vurgulayanlar olmuştu. Biz ise ekonomiye ve özellikle özel sektöre, reel sektöre güvendik, yolumuza IMF'siz devam ettik ve bu krizden güçlenerek çıktık.”
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.