Yerli Sanayici “Kümelenme” modelini sevdi
Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümesi Kuruldu
Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümesi Kuruldu
“Raylı sistem milli davadır” diyerek yola çıkan, ülkenin raylı ulaşım sistemlerindeki her türlü ihtiyacının yerli sanayici tarafından üretilebileceğini savunan raylı ulaşım sistemleri sanayicileri, “iş birliği güç birliği” inancıyla bir araya gelerek, Türkiye’nin ilk bölgesel olmayan, tüm Anadolu’yu kapsayan kümelenmesini hayata geçirdiler. Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümesi’nin hedefi ise; küme üyesi firmalar tarafından, tasarımından üretimine kadar her şeyi ile yerli raylı ulaşım sistemlerini üretebilmek ve oluşturulan yerli markanın bir dünya markası olabilmesi için çalışmak…
Ülkemiz ekonomisinin en büyük sorunlarının başında cari açık problemi geliyor. Bu önemli sorunun çözümü için, en azından cari açık oranının düşürülmesi için de birçok alanda birçok farklı uygulama yapılıyor. Tüm bu uygulamaların vardığı ortak çözüm noktası ise yerli üretimin arttırılması ve ithalatın önünün biraz olsun kesilebilmesi…
İşte bu çalışmalardan biri de raylı ulaşım sistemleri sanayicileri tarafından hayata geçirildi. “Raylı sistem milli davadır” diyerek yola çıkan, ülkenin raylı ulaşım sistemlerindeki her türlü ihtiyacının yerli sanayici tarafından üretilebileceğini savunan raylı ulaşım sistemleri sanayicileri, “iş birliği güç birliği” inancıyla bir araya gelerek, Türkiye’nin ilk bölgesel olmayan, tüm Anadolu’yu kapsayan kümelenmesini hayata geçirdiler. Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümesi’nin hedefi ise; küme üyesi firmalar tarafından, tasarımından üretimine kadar her şeyi ile yerli raylı ulaşım sistemlerini üretebilmek ve oluşturulan yerli markanın bir dünya markası olabilmesi için çalışmak…
Kümenin Kurucu Yönetim Kurulu toplantısı Ankara’da, özellikle kümelenme konusundaki tecrübeleri ve başarılı çalışmalarıyla süreçte büyük pay sahibi olan OSTİM OSB’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıya Küme üyesi 37 firmanın temsilcilerinin yanı sıra, kümelenme oluşumunun hayata geçirilmesinde öncülük yapan Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç, OSTİM OSB Başkanı Orhan Aydın ve OSTİM Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan da katıldılar.
Toplantının açılış konuşmasını yapan OSTİM Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan sunumunda, öncelikle hükümetin yerli üretime verdiği önemi gösteren bazı örnekler verdi. Çelikdoğan, Türkiye’nin milli otomobilini ve markasını üretmesi gerektiğinin Başbakan tarafından dile getirilmesinin, dış ticaret açığının azaltılması ve bunun için ithalatı yapılan katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi gerektiğinin söylenmesinin, bu hususta yeni teşvik paketinin açıklanmasının ve özel projelere daha fazla teşvik desteğinin verilmesinin, 2023 yılı ihracat hedefinin 500 milyar USD olarak açıklanmasının, yerli üretimi desteklemenin artık bir devlet politikası haline geldiğini gösteren en iyi örnekler olduğunu söyledi.
Otomotiv sektörünün bugünkü durumuna genel bir bakış yapan Çelikdoğan, “Otomotiv sektörünün üretim değerleri anlamında sektörün mevcut durumuna baktığımızda takriben 1,3 milyar dolar açık olduğunu görmekteyiz. Sonuç olarak; Türk otomotiv endüstrisinde Türkiye’nin milli markası yoktur, mevcut ürünlerinde de güç paketi %80 oranında ithal edilmektedir. Sektörün ihracatı 20 milyar doları aşmış olmasına rağmen bazı yıllarda dış ticaret açığı vermektedir 20 milyar USD ihracatı olan bir sektör bundan böyle dış ticaret açığı vermemeli, bilakis, Kore firmaları gibi ihracat fazlası vermelidir. Bunun için ne gerekiyorsa yapılmalı ve artık güç gurubu (motor+transmisyon) Türkiye’de imal edilmelidir” dedi.
Otomotiv pazarının, yabancı firmalar tarafından paylaşılmış durumda olduğunu söyleyen Çelikdoğan, Türkiye olarak Milli marka ürünlerimizi çıkarmamızın çok zor göründüğünü, ancak imkansız olmadığını vurguladı. Çelikdoğan şunları söyledi: “Öncelikle RAYLI TAŞIT SEKTÖRÜNDE yerli katkı oranı çok düşüktür. Bu oran ancak %10-20 civarındadır. Bu husus kendi milli sanayimizi geliştirmek için bir şans olarak görülmelidir. Yani en azından bu oran yabancı markalar tarafından kapatılmamıştır. Bu durum şansa çevrilmelidir. 324 adetlik Ankara metro araçları ihalesinde %51 yerli katkı payı şartı getirilmiştir. AB, ABD ve dünya ancak %50 yerli katkı oranı ile (OFFSET) yabancılara üretim izni vermektedir. Dış ticaret açığımız ekonomimizi zora sokabilecek durumdadır. Tüm bunlara rağmen Milli Marka olmaya hazır, tasarımı ve üretimi ile umut vaad eden şirketlerimiz doğmuştur. BOZANKAYA firması Almanya ve Türkiye’de raylı taşıt sistemi parça ve ürün üreticisidir. DURMAZLAR firması tasarımını ve prototipini tamamladığı tramvayını üretmiş ve Bursa’nın 18 adet seri imal siparişini almıştır. RTE İstanbul Ulaşım, tasarım ve üretimini tamamladığı ürününün seri üretim siparişini almıştır.”
Otomotiv sektöründe bulunmayan milli markaların raylı ulaşım sistemleri sektöründe olduğunu söyleyen Çelikdoğan, ayrıca sektörde zora girecek yabancı yatırımcının da olmadığını söyledi. “Türkiye bu fırsatı değerlendirmek zorundadır” diyen Çelikdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “1-2 yıl için yeni ihalelerde %51 şartı aranmalı veya acilen OFFSET (yerli katkı) kanunu çıkarılmalıdır. Bundan böyle 1-5 yıl içerisinde %70-80 katkı oranına çıkacak milli markalarımız hazırdır. Bu konuda 2013-14-15 ve sonrası ihtiyaçlar için bu firmalar ile işbirliği yapılmalı ve özel olarak teşvik edilmelidir. Sağlık Bakanlığı OFFSET’in önemini anlamış ve sağlık sektörü için %50 OFFSET kanununu çıkarmıştır. Savunma Sanayi Müsteşarlığı daha da ileri götürerek alacağı ürünlerde yerli katkı oranını %70’e ve KOBİ’lerin payını %30’a çıkarmıştır.”
İlk defa bölgesel olmayan bir küme kuruluyor
Dünyada örnekleri olmasına karşın Türkiye’de ilk defa bölgesel olmayan bir kümelenme kurulduğunu söyleyen Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç de, 6 yıldır Anadolu’da kümelenme çalışmasını yaymaya çalışırken edindikleri tecrübeleri bu yeni oluşuma aktarmaya devam edeceklerini söyledi. Güvenç “Bizim varmak istediğimiz hedef ortada. Her türlü raylı taşıtın üretimini yapar hale gelmek, ithalatın önünü kesmek, sektörü geliştirerek mezunlarımıza iş sağlamak istiyoruz” diye konuştu. İşsizliğin çözümünün ancak üreten, güçlü bir sanayiyle mümkün olduğunu söyleyen Güvenç, bu anlamda kümelenmenin de çok önemli bir araç olduğunun altını çizdi. Güvenç şöyle devam etti: “Sizin bugün küme üyesi olmanızla olmamanız arasında bir fark yok. İşleriniz yine sürüyor, kümenin herhangi bir yaptırımı yok, gönüllük prensibiyle yürüyor işler, rızanızın olmadığı hiçbir işe girmiyorsunuz. Küme ile ihtiyacınız olan ekosistem oluşturulacak. Bakanlıklara ulaşılacak, sorunlarınız takip edilecek, lobicilik yapacağız. Kümelenme birden bire gelişen bir süreç değil, çalışmalar belki de nesiller boyu yürütülmeli. Kümenin kritik kütleye gelmesi şart. Kritik kütle kümeye dahil olan kaliteli insan sayısı demek, mühendis, işletmeci demek. Ancak sözünü ettiğimiz bu kritik kütleye olaşabilirsek kendi tasarımınızı kendiniz yapmaya başlayacaksınız. Dağınıkken bu kitle yakalanamaz. Bundan sonraki süreçte de Kümeye kontrollü üye kaydı yapılmalı, bu size bağlı. Bu kitlenin çalışmaları sayesinde bir bütünün tasarımını yapar hale gelinecek. Çok güzel hedefler var, kişisel menfaat yok. Kümeniz Türkiye’de kurulan, Anadolu’ya yayılmış ilk küme. Adresi vatanımız. Merkezi yok. Hangi ilde ihale varsa, sorun varsa merkez orası. Adımlarınıza yardımcıyız. Karar sizin, biz sadece tecrübe paylaşacağız. Adımların doğru olmasına çalışacağız.”
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.