1 Kasım Seçimleri ve Öncesinde Yaşananlar
Murat KÖSE / Sorumlu Yazı İşleri Müdürü [email protected] 7 Haziran seçimlerinin ardından bir yazı kaleme almış ve çıkan sonuçlar üzerine değerlendirmeler yapmıştım. Aradan geçen 5 aylık süre içerisinde çok önemli gelişmelere tanıklık ettik. Terör zirve yaptı adeta… Dolar rekor üstüne rekor kırdı.…
Murat KÖSE / Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
[email protected]
7 Haziran seçimlerinin ardından bir yazı kaleme almış ve çıkan sonuçlar üzerine değerlendirmeler yapmıştım. Aradan geçen 5 aylık süre içerisinde çok önemli gelişmelere tanıklık ettik. Terör zirve yaptı adeta… Dolar rekor üstüne rekor kırdı. Gerilim tırmandıkça tırmandı. Ekonomi piyasaları ilk günlerde koalisyon beklentileri sebebiyle nötr kaldı fakat zaman geçtikçe ve koalisyon görüşmelerinde olumlu gelişmeler olmayınca dalgalanmalar başladı. Herkesin bir siyasi görüşü olduğu muhakkak fakat söz konusu ülke ekonomisi ve milli güvenlik olunca objektif olarak meselelere yaklaşmak gerekiyor. Ben de elimden geldiğince 5 aylık süreçte neler yaşandığını objektif olarak ele alacağım…
7 Haziran Seçimlerinin Akşamında Siyasi Parti Liderleri Neler Konuştu?
• Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, geç saatlerde bir balkon konuşması yaptı. Sesi titriyordu… Aynı cümleleri farkında olmadan birkaç kez tekrar etti ve her cümlesinin sonuna “Var mısınız” ekleyerek, seçim mitingindeymiş gibi konuştu. Belli ki çıkan sonuca hazırlıklı değildi. Daha etkili, ülkeye güven aşılayan cümleler kurabilirdi.
• CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise zafer kazanan komutan edasıyla konuştu. Fakat ortada ne bir zafer ne de CHP tarafından elde edilmiş bir başarı vardı. HDP’nin barajı geçmesiyle AK Parti’nin iktidardan düşmesini kendi başarısı olarak görmemeliydi.
• MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli, artan oy oranının vermiş olduğu özgüvenle yanlış bir konuşma yaptı. Daha yapıcı ve umut vadeden, devletin zor zamanlarında “Devlet Burada” mesajı veren bir konuşma yapabilirdi.
Koalisyon Görüşmeleri Sürecinde Kim, Neler Yaptı?
• Ak Parti, daha ilk günden kimseyle koalisyon yapmamaya kararlıydı. Bu kararda hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın etkisi çok ama çok büyüktü. Sadece küçük bir grup koalisyondan yanaydı fakat etkinlikleri yoktu. Devlet Bahçeli, seçim akşamı yapmış olduğu olumsuz konuşmayla Ak Parti’nin ekmeğine yağ sürmüştü zaten… “Görüyorsunuz bu MHP her şeye hayır diyor” bahanesinin temel dayanağı zaten kendiliğinden hazırlanmıştı. Geriye CHP ile yürütülecek göstermelik koalisyon görüşmeleri sürecini inandırıcı bir kimliğe büründürmek kalmıştı. Ne var ki bu pek kolay olmadı çünkü CHP beklenilenden daha da çözüm odaklı davrandı ve olumlu açıklamalar yaptı. Ak Parti buna rağmen günlerce “İstikşafı Görüşmeler” adı altında CHP’yi ve milleti oyaladı. “Anlaşamadık” diyerek süreci sonlandırdı. MHP ile “Adet yerini bulsun” diye bir görüşme ayarladılar. MHP’ye ise sadece 2 teklif sundular. Bunlardan birincisi “Ak Parti azınlık hükümeti kursun, MHP destek versin” idi; haliyle MHP hayır dedi. İkincisi ise “İki aylık seçim hükümeti kuralım ve seçime gidelim” idi; MHP haklı olarak hayır dedi. Üçüncü bir teklif yapılmadı zaten… Yani millete deklare ettikleri gibi “Gelin birlikte koalisyon kuralım, hükümet olalım” demediler. CHP’ye de dememişlerdi.
• CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar olabilmek adına birçok kırmızı çizgisinden vazgeçti…
“Koalisyon için hiçbir ön şartımız yok” diyerek şartları zorladı. Ak Parti’yi köşeye sıkıştırabilme adına çok doğru hamleler yaptı. Lakin MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye yaptığı “Başbakan sen ol” teklifi acemice idi. En azından “Sınıf arkadaşının” buna hayır diyeceğini bilmeliydi. Çünkü HDP’nin içinde olduğu veya dışarıdan desteklediği bir oluşumda MHP’nin olmayacağını düşünmeliydi. Bunun yanı sıra “Yüzde 60’lık blok” sözüyle, HDP ile CHP ve MHP’yi bir arada gören zihniyet yanılgısına düşmekten öteye gidemedi.
• Gelelim MHP’ye… Seçim akşamı yaptığı aceleci ve negatif konuşmasının yanlış olduğunu sonradan anladı fakat iş işten geçmişti. “Hayırcı” damgasını çoktan yemişti. Özellikle “Ver Bilal’i, al iktidarı” sözü, tüm köprüleri yıkmıştı. Sonradan aklı başına geldi, hatta Ak Parti ile yapılan son görüşmeye “Koalisyon Protokolü” ile gitti. Medyaya yansıyan siyah çantada bakanlık dağılımları dahi vardı. 21 bakanlıktan sadece 5 bakanlık talep etmişti. Ama kendilerine bir koalisyon teklifi yapılmadı.
1 Kasım Seçimlerine Kim, Nasıl Hazırlandı?
• Ak Parti 1 Kasım seçimlerine en güzel hazırlanan parti oldu. CHP’yi, HDP ile aynı blokta gösterdi. “Bizi seçmezseniz bunlar HDP ile iktidar olacak” dedi. MHP’yi adeta seçmenin önüne attı. “Her şeye hayır diyor, biz bunlarla nasıl hükümet olacağız” dedi. Batıdaki seçmene “Bizi seçmezseniz kriz olur, fabrikalar kapanır, maaş alamazsınız” dedi. Doğudaki seçmene “Faili meçhuller artar, ‘Beyaz Toroslar’ yeniden ortaya çıkar” mesajı verdi. Bunlara bir de CHP’nin asgari ücret vaadini ve bir takım başka vaatleri ekleyerek başarıyı yakaladı. Hiç kuşkusuz mükemmel bir seçim stratejisiyle başarıya ulaştılar.
• CHP ve MHP’ye gelince; ne miting yapacak enerjileri, ne de seçmeni etkileyebilecek karizmatik liderleri vardı. Kimse kusura bakmayacak; “At binenin, kılıç kuşananın”… Maalesef bu iki lider de ne ata binmeyi, ne de kılıç kuşanmayı biliyor. Birisi milletvekili sayısını 2 tane arttırmış, başarılı oldum diyor. Diğeri “Partimizin tüm organları görevinin başındadır” diyerek daha nice seçim yenilgilerine hazırlıklıyım mesajı veriyor. Bu partilerde sadece lider değişmemeli, topyekûn zihniyet değişmeli… Sonuç olarak millet muhalefet partilerine güvenmedi. Ak Parti’yi yeniden iktidara taşıdı. Kimse bu milleti koyun yerine koymasın… Başarısızlıklarını millete mal etmesinler. Millet nerede, nasıl davranacağını siyasilerden çok daha iyi biliyor, kimse kusura bakmasın. Sağlıcakla kalın…