Demir Çelik Sektörü Fırtınaya hazır mı?

Uzakta, dört bir yanımızı saran kara bulutları görüyor musunuz? Ara sıra çakan şimşekler, düşen yıldırımlar bize bir şeylerin yaklaşmakta olduğunu söylüyor.

Sadece Türkiye’de değil, dünyanın hemen tüm bölgelerinde, Demir-Çelik sektörü aynı sıkıntıları yaşıyor: Talep eksikliği…

Gelin şimdi dünyaca meşhur, prestijli bir çelik sektörü analisti olan MEPS’in dünya pazarları hakkındaki analizlerine bir göz gezdirelim. Avrupa’daki krizin etkilerinin nerelere kadar vardığını görelim:

Avrupa
Almanya’daki talep son derece düşük seviyelere indi. Fiyatlar, talebi takiben düştü. Fabrikalar, müşteriye ve tonaja göre farklı fiyatlar veriyorlar. Otomotiv hala canlı seyrediyor. Özellikle lüks markaların ihracat rakamları tatminkar; ama diğer sektörler stoklarını azaltmaya çalıştıkları için, yeni sipariş vermiyorlar. Çelik servis merkezleri, çelik üreticilerinden 3-4 hafta içinde yeni malzeme alabiliyorlar, dolayısı ile sadece ve sadece ihtiyaç olduğunda ve ihtiyaç miktarı kadar sipariş veriyorlar.

Fransa’da fiyatlar aşağılara indi. Her ne kadar üreticiler fiyatlar düşmesin diye üretimlerini azaltmış olsalar da fiyatların düşüşünü önleyemiyorlar. Fransa’daki talep zafiyeti Ekim ayından bu yana devam etmektedir. Tüm büyük-küçük tüccar ve çelik servis merkezleri stok azaltmaya çalışıyorlar. Yıl sonuna çok az stokla girmek istiyorlar.

İtalya’da durum hiç farklı değil. Piyasalarda muazzam bir belirsizlik olduğu haberlerini duyuyoruz. Sac kullanan sektörlerdeki yavaşlamaya paralel olarak, üreticilere gelen talepler çok azaldı. Özellikle otomotiv, inşaat ve beyaz eşya sektörleri durmak üzeredir. İtalyan çelik üreticilerinin ihraç pazarları da yavaşlamış durumdadır. Üstüne üstlük, Türk ve Rus çelik üreticileri, İtalyan pazarına girmektedirler.

İngiltere’deki demir çelik sektörü, Avrupa’nın finansman sorunlarından çok etkilenmektedir. Piyasalardaki güven endeksi yerlerde sürünüyor. Stoklar ve fiyatlar belli seviyelere inmiştir. Çelik servis merkezleri, bir miktar satışın olduğunu fakat artık karlı satışların olmadığını belirtmektedirler.

İspanyol çelik tüketimi geçen aylara göre daha da kötüleşmiştir. Çelik servis merkezleri, yeni sipariş vermemekte kararlıdırlar. Üçüncü ülkelerden çok fazla teklif gelmemesine rağmen, İspanyol üreticiler fiyatlarını ciddi biçimde aşağıya çekmişlerdir.

Güney Amerika
Brezilya çelik endüstrisi, 2012 için genel olarak olumlu bir tablo çiziyor. Ancak, ucuz ithal malzemeler, Brezilya’yı da diğer bölgelerle aynı noktaya çekmektedir.

Orta ve Kuzey Amerika
Meksikalı çelik üreticileri, ABD’li üreticilerden gelen saldırgan satış taktikleri karşısında pek çok mamulün fiyatını düşürmek zorunda kalmıştır. İç talep zaten düşük seyretmektedir.

ABD’de fiyatlar Ekim sonu/Kasım başı gibi hızlı bir düşüşe girmişlerdi. Şimdi ise, bazı üreticiler 30-50 USD civarında zamları duyurmaya başladılar. Elbette bu artışlar, bir önceki ayın düşüşlerini telafi etmeyi amaçlamaktadır. Ancak, piyasadaki uzmanlar, bu artışların piyasalar tarafından kabul edileceğinden pek emin değiller; çünkü talep hala düşük seyretmektedir. Çelik servis merkezleri düşen karlardan ve düşük satış rakamlarından şikâyetçiler.

Kanada’da satışlar son dört haftada aşağılara indi. Üreticiler, Aralık başından itibaren geçerli olmak üzere 30-40 Kanada Doları kadar zamları ilan ettiler. Gerekçe olarak, mevcut fiyat seviyelerinde zarar ettikleridir. Maliyetler yukarılarda kalmıştır. Talep orta seviyelerdedir. Dağıtım zincirinde stoklar şişkindir. Üreticiler, fiyatların artık dibe vurduğu ve yukarıya çıkabileceği izlenimini vererek, alımları durduran müşterilerin tekrar piyasaya girmelerini umut etmektedirler.

Rusya ve Ukrayna
Rus üreticilerin üretimlerini kısmaları ve talebe uyum sağlamaları bekleniyor. İç pazarda mevsimsel bir düşüş yaşanırken, dış pazarlardan gelen taleplerde düşüşler yaşanıyor.

Ukraynalı tüccarlar stokları azaltmak için yarış yapmaktadırlar. Stoklara bağlı sermayeyi açığa çıkartarak, likit kalmaya çalışıyorlar. Aralık ayı içinde İlyiç ve Zoporistal’ın fiyatlarını daha da düşüreceği beklenmektedir.

Ortadoğu
BAE piyasalarında, kurban bayramında bu yana beklenen canlanma olmamıştır. Tüketiciler hala alım yapmakta tedirgin davranmaktadırlar. Küresel ekonomideki belirsizlikler, piyasalardaki güven ortamını bozmaktadır.

Güney Afrika
Güney Afrika’da da sıkıntılar vardır. Çelik kullanıcıları, mecbur kaldıklarında sipariş vermektedirler. Boşalan stokların doldurulması için verilen siparişler ihmal edilebilecek bir düzeydedir.

Güneydoğu Asya
Çin çelik sektörü, talebe uygun bir üretim rakamına gerilemiş durumdadır. Çin hükümeti, sıkı para politikasına devam etmekte kararlı olduğunu ifade etmektedir. Dolayısı ile çelik ticaretinin finansmanı için kredi muslukları kapanmış durumdadır. Sektörü canlı tutan inşaat sektörü de, kredi kısıtlamaları nedeni ile son derece yavaşlamış durumdadır. İç ve dış piyasalardan gelen talebin azalması karşısında hem fiyatlar, hem de üretim aşağıya doğru inmeye başlamıştır.

Japonya’da ise iç talepteki hafif artış, dış pazarlardaki düşüşü biraz olsun telafi etmektedir. Ancak, güçlenen Yen karşısında ucuzlayan ithal çelik de iç piyasaya akın etmektedir. Ucuzlayan hammadde maliyetleri ve düşük piyasa güveni nedeni ile fiyatlar aşağı yönde hareketlidir.

Güney Kore’de durum hiç farklı değildir. Talep kırılgan vaziyettedir. Ana müşteriler otomotiv, beyaz eşya ve gemi inşaatı firmalarıdır. Bu sektörlerin üçünde de daralma görülüyor.

Tayvan’da, ana üretici olan China Steel, beklediği son çeyrekteki canlanmanın bu yıl olmadığını ve piyasaların küresel ekonomik durumdan olumsuz etkilendiğini ifade etmiştir.

Türkiye
Türk üreticiler üretim rakamları ile tüketimi bağdaştırmada zorluk yaşamaktadırlar. Mamul çeliğe olan talep, Kurban bayramı sonrasında canlanmamıştır. Tüketiciler hala fiyatları dibe vurmasını ve dengeye oturmasını beklemektedirler. Tüccar ve çelik servis merkezleri de tedbiri elden bırakmadan düşük stok seviyeleri ile ilerlemeyi tercih etmektedirler.

Evet değerli okuyucularım, MEPS’in analizleri ile size bir dünya turu yaptırdım. Yorumları size bırakıyorum.

Gelin şimdi farklı bölgelerdeki fiyatlara da bir bakalım.

Türkiye’deki uzun mamul fiyat artışı, tamamen hurda fiyatındaki artışa bağlıdır. Alıma geçen üreticiler, özellikle ABD menşeli hurdanın fiyatını yukarılara çekmiştir. Yukarıda verdiğimiz küresel talep tablosu, bu çıkışların “arızi” olduğu izlenimini vermektedir. Çünkü, esas olan taleptir.

Saygılarımla,

Can Komar