Demir Cevheri Üreticilerinin Sinsi Planı
Birileri, son iki yıldır dünya demir çelik piyasalarının akorduyla fena halde oynuyor. Hammadde fiyatlarında ilginç dalgalanmalar ve buna bağlı olarak tahmin dışı piyasa verileri ortaya çıkıyor. Özellikle son bir yıldır demir çelik piyasalarında neler olacağını öncesinde hiç kimse kestiremiyor. Bunlar…
Birileri, son iki yıldır dünya demir çelik piyasalarının akorduyla fena halde oynuyor. Hammadde fiyatlarında ilginç dalgalanmalar ve buna bağlı olarak tahmin dışı piyasa verileri ortaya çıkıyor. Özellikle son bir yıldır demir çelik piyasalarında neler olacağını öncesinde hiç kimse kestiremiyor. Bunlar rastlantısal ya da gelişigüzel ortaya çıkan gelişmeler değil. Aksine planlanmış ve disiplinli bir şekilde uygulamaya konulmuş politikaların sonuçlarıyla karşı karşıya olduğumuzu bilmenizi istiyorum.
Farkındaysanız son dönemlerde cevherden üretilen ürünlerle hurdadan üretilen ürünlerin arasındaki maliyet farkı giderek açılmaya başladı. İlginç bir şekilde hurda fiyatlarında önemli düşüşler olmazken, cevher fiyatları her geçen gün geriledi. Halbuki dünya demir cevheri üretimi birkaç firmanın tekelinde bulunuyor. Ellerindeki ürünün fiyatı düşme eğilimindeyken üretimi kısıp fiyatları dengeleyebilirlerdi, yapmadılar! Aksine üretimlerini her geçen gün arttırmaya başladılar. Halbuki maliyetlerinde bir azalma yok ve üretimi arttırdıkça fiyatların daha da düşeceğini biliyorlar. Buna rağmen ısrarla aynı çizgide devam ediyorlar. Buna bir de dünya demir cevheri piyasalarında en büyük 2’nci firmanın, en büyük 3’ncü firmayı satın alma durumu eklendi.
Bu ne anlama geliyor? Tekelleşme iyiden iyiye artacak ve izlenilen politikalar daha da sertleşecek. Bütün bunları, dünya genelinde hurda kullanarak elektrikli ark ocağıyla üretim yapan firmaların kökünü kazımak için yapıyorlar. Ark ocaklı tesisler adeta durma noktasına geldi. Özellikle ülkemizdeki uzun mamul üreticileri “Sıfır” karla çalışmaya başladı. Global demir cevheri üreticileri, bu politikalarıyla ark ocaklı tesisleri zamanla kapatmayı veya entegre tesise dönüştürmeyi amaçlıyorlar. Bunu başardıklarında global çelik sektörünün yüzde 90’ı, belki de daha fazlası demir cevheriyle üretim yapar hale gelmiş olacak. Karşılarında da bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda demir cevheri üreticileri!
Asıl film o zaman başlayacak. Cevher fiyatlarını öyle noktalara taşıyacaklar ki; bugünlerde karlarından feragat ettikleri rakamları bir çırpıda telafi edecekler. Bu sebeple tuzağa düşmemek gerektiği kanaatindeyim. Fakat şimdiden bu tuzağı göremeyenlerimiz var. Daha şimdiden bazı sektör temsilcileri “Birleşmeli ve entegre tesislere dönüşmeliyiz” demeye başladı. Peki, yarın ne yapacaksınız? Cevher üreticileri piyasaları ellerine geçirdiğinde yeniden ark ocağına mı döneceksiniz? Şaka gibi… Çözüm milyarlık ark ocaklı tesisleri kapatıp entegre tesise geçmekte değil…
Çözüm; ark ocaklı tesislerde cevher kullanılabilecek teknolojiye geçişte ve katma değeri yüksek mamul üretiminde. Bir diğer çözüm ise yeni Pazar arayışlarında… Yeni Pazar arayışı derken; Türkiye’de inşaat demiri üretip, satmak için yeni pazar aramaktan bahsetmiyorum. “Üretim yapacak yeni pazarlar” bulmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu konuyla ilgili, hatta meselenin buraya gelişiyle ilgili sebepler üzerine önümüzdeki sayımızda bir müşterimizin görüşlerini ve bu görüşlerle örtüşen bir makaleyi sizlerle paylaşacağım. Sağlıcakla kalın…