Dünya çelik sektörü olağanüstü zor bir dönemden geçiyor
Dünya ekonomik krizi her geçen gün etkisini arttırıyor. Ekonomik krizin, esasen Temmuz ayında başlamış olan demir çelik piyasalarındaki düşüşü daha da derinleştirdiği gözleniyor. Demir çelik fiyatlarındaki gerileme ile birlikte, girdi fiyatlarında gözlenen düşüş, baş döndürücü bir helezonik etkinin…
Dünya ekonomik krizi her geçen gün etkisini arttırıyor. Ekonomik krizin, esasen Temmuz ayında başlamış olan demir çelik piyasalarındaki düşüşü daha da derinleştirdiği gözleniyor. Demir çelik fiyatlarındaki gerileme ile birlikte, girdi fiyatlarında gözlenen düşüş, baş döndürücü bir helezonik etkinin ortaya çıkması sonucunu ortaya çıkartmış bulunuyor.
Mevcut veriler, yılın ilk sekiz aylık dönemi itibariyle, hurda ithalatının 2007 yılının Ocak-Ağustos dönemindeki, 11 milyon 676 bin tona kıyasla, miktar yönünden 16 ve değer yönünden 95 oranında artışla, bu yılın aynı döneminde, 13 milyon 546 bin ton ve 7.2 milyar dolar seviyesine çıktığını gösteriyor. Ancak, demir çelik ürün fiyatlarındaki yüksek oranlı artışlar sebebiyle yılın ilk yarısında hızla artan hurda ithalatı, yılın ikinci yarısında hurda fiyatlarında gözlenen 70 civarındaki düşüşe rağmen, neredeyse tümüyle durmuş görünüyor. Bu durum, hurda fiyatlarının 750 dolar seviyelerine çıktığı dönemde, hurda fiyatlarındaki artışın da etkisi ile, 70 oranında artışla imzalanmış bulunan 1 yıllık demir cevheri kontratlarıyla üretimlerini sürdüren entegre tesislerin rekabet güçlerini olumsuz yönde etkilemiş bulunuyor. Benzer şekilde kütük fiyatlarının üzerinde bir seviyede kalmış bulunan pik demirin sektör tarafından girdi olarak kullanılması, cazip olmaktan çıkmış görünüyor. Bu sebeple, yılın ilk yarısında yüksek hurda fiyatları nedeniyle, hurda yerine pik demir kullanılması ve entegre tesislerde, cevher kullanımının arttırılması yönündeki çözümlerin, kademeli bir şekilde yeniden hurdaya yönelme şeklinde yön değiştirme eğilimi içerisine girdiği gözleniyor. Her ne kadar entegre tesislerin 25 civarında azami bir sınırı bulunsa da, kullanım oranlarındaki değişikliklerin arz ve talebi etkileyeceği, temel hammadde fiyatlarındaki değişimlere göre, girdi kullanımında yeni dengelerin oluşacağı ve nihai ürün fiyatlarının da, talepte yaşanacak artışla birlikte, makul seviyelerde dengeleneceği değerlendiriliyor. Mevcut durum itibariyle, sektör kuruluşları neredeyse stoklarında bulunan hurda fiyatları ile nihai ürünlerini satar duruma geldiklerinden, Gerek üretici, gerekse tüketici kuruluşlardaki stokların eritilmesine kadar geçecek süre içerisinde, hurda fiyatlarında iyileşme beklenmiyor.
Stokların eritilmesi amacıyla dünya çelik üretiminde gözlenen yüksek oranlı daralma da, hurda talebini olumsuz yönde etkiliyor. Ancak 2009 yılının ilk çeyreğinde stokların eritilmesi ve dünya ekonomik krizi çerçevesinde talep durumunun ne olacağının net bir şekilde ortaya çıkması sonrasında, yeni fiyat dengelerinin oluşması bekleniyor. Krizin etkilediği bütün sektörlerde olduğu gibi, dünya ve Türk çelik sektörü de, zor bir dönemden geçiyor. Bu zorluk, finans sektörü kadar olmasa bile, diğer sektörlere kıyasla, demir çelik sektörünün ekonomik faaliyetlerini daha ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Bu dönemin, kazasız bir şekilde atlatılmasının, önümüzdeki dönemde, sektörün daha güçlü bir performans sergilemesine imkan sağlayacağı değerlendiriliyor. Yılın ilk yarısında çelik fiyatlarında gözlenen artışların, 1 – 2 ay gibi kısa bir süre içerisinde eski seviyesinin de altına inmesi, sektörde sözlü olarak yapılan alışverişleri de uygulamaya aktarmayı imkânsız hale getirmiş bulunuyor. Son zamanlarda fiyatlarda başdöndürücü bir hızla gözlenen düşüş eğiliminin, tüm alıcıların fiyatlardaki, ticareti anlamsız hale getiren olağanüstü değişikliklerin arkasına sığınarak, siparişlerini iptal etmeye başlamasına neden olduğu gözleniyor. Son iki ay içerisinde, kütük ve nihai ürün satışı yapan pek çok firma, akreditife bağlattıramadığı satışların hiçbirisini gerçekleştirme imkânını bulamamış görünüyor.
Öyle ki, Ağustos ayında 2.55 milyar dolar, Eylül ayında 2.2 milyar dolar seviyesine ulaşmış bulunan demir çelik ürünleri ihracatımızın, Ekim ayında 1.1 milyar dolar seviyesine gerilediği görülüyor. İhracatımızdaki keskin düşüşün, Kasım ve Aralık aylarında da devam etmesinden endişe duyuluyor. Türk çelik sektörü, son derece rahatsız edici olan bu dönemden geçişte, devlet yardımı almasa bile, hurda, kömür ve elektrik enerjisi gibi girdi maliyetleri üzerindeki ilave yüklerin kaldırılmasına ihtiyaç duyuyor. Türkiye’nin ikinci en büyük ihracatçı sektörünün sıkıntıya girmesinin, bir bütün olarak ekonomiyi de olumsuz yönde etkileyeceği hususu da göz önünde bulundurularak, marjinal yaklaşımların bir tarafa bırakılması ve bugüne kadar geciktirilen tedbirlerin, sektörün daha fazla tahribatına imkan vermeyecek şekilde, süratle hayata geçirilmesi gerekli görülüyor.