HEDEFLER TUTSUN, UMUTLAR GERÇEKLEŞSİN
Madalyanın diğer tarafına nasıl bakmak isterseniz değerlendirmenizi ona göre yaparsınız. Ancak gerçekler bugünü ve yarını yönetmekte karar vericidir. Varlığı hiçbir biçimde yadsınamayan gerçeklik durumu, gerçek olmayan değerlendirmeleri görmezden gelir. Bu durumda; 2017 ülkemiz ve sanayimiz için nasıl…
Madalyanın diğer tarafına nasıl bakmak isterseniz değerlendirmenizi ona göre yaparsınız. Ancak gerçekler bugünü ve yarını yönetmekte karar vericidir. Varlığı hiçbir biçimde yadsınamayan gerçeklik durumu, gerçek olmayan değerlendirmeleri görmezden gelir.
Bu durumda; 2017 ülkemiz ve sanayimiz için nasıl geçti? Türkiye ekonomik, teknolojik, sosyal ve rekabet edebilirlik anlamda gerçek performansını ortaya koyabildi mi? Uluslararası alandaki sıralamalarda bırakın ileriye gitmeyi ülkemiz yerini koruyabildi mi? İlerleme, ekonomik ve sosyal kalkınma ne kadar oldu? Gerçekler ortada…
“Geleceğinizi, geleceğinizden yaratın, geçmişinizden değil”
(Werner Erhard) Geleceğimizi geleceğe odaklanarak yaratmak durumundayız. Ülkemizin gelişimi için belirlenen hedeflere odaklanmak sadece stratejik yönümüzü belirlemek için değil umut dolu ivme kazanmak için de büyük önem taşımaktadır. Ünlü yönetim bilimci Peter Drucker’in dediği gibi “Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin bir önemi yoktur. “ Hedefler bizi varmak zorunda olduğumuz yeri görmemizi sağlar. Hedeflere ulaşabilmek ise stratejik başarının temel unsurudur.
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2014-2018) bu yılın sonunda yerini yeni Kalkınma Planına bırakacak. Birçok önemli ekonomik stratejiyi kapsayan 10. Plan bu son yılında beş yıllık hedeflerini gerçekleştirebilecek mi?
10. Kalkınma Planı dört temel alan üzerine inşa edilmişti:
• Nitelikli insan – Güçlü toplum
• Yenilikçi üretim - İstikrarlı yüksek büyüme
• Yaşanabilir mekânlar- Sürdürülebilir çevre
• Kalkınma için uluslararası işbirliği
Nitelikli insan başlığında kadınlara da özel bir hedef konmuştu: kadınların karar alma mekanizmalarında daha fazla yer almaları, istihdamının artırılması, eğitim ve beceri düzeylerinin yükseltilmesi sağlanacaktır hedefiydi bu. Kadınlar toplumsal eğitimin ve geleceğin etkili sesidir. Toplumda refah seviyesinin artırılmasında ve kalkınmanın sağlanmasında kadın istihdamı önemli bir yapıcı güçtür.
Gerçeklere baktığımızda ise Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Eşitsizliği raporuna göre (2017) Türkiye cinsiyet eşitsizliği konusunda 144 ülke arasında 131. sırada. Kadın istihdam oranında 130.sıralardayız. TÜİK verilerine göre kadınların işgücüne katılma oranları sadece %34, erkek istihdam oranının yarısı. Kadın işsizlik oranı ise erkeklere göre yaklaşık iki kat daha fazla. Genç (15 -24 yaş) işsizlik oranına bakıldığında tablo değişmiyor: Genç kadın işsizlerin oranı %27, erkeklerdeki işsizlik oranı %17dir.
Dört yıl öncesine kadar Alman basını Türkiye’deki kadın yöneticilerin kariyerlerini haber yaparak yönetim katındaki kadınların zirveye daha hızlı tırmandıklarını, yönetici kadın sayısının ve başarılarının etkileyici bir seviyede olduğunu örnek olarak tüm dünya ile paylaşmıştı. Gerçekler ise yine ortada: orta veya üst düzey kadın yöneticilerin oranı %18’den %14’e gerilemiştir ülkemizde. Kadın işverenlerin oranı %8 iken, erkek işverenlerin oranı %20’dir. Ülkemiz vizyoner ve ortak akıl ile hızlı ve çevik hamleler yapmak zorundadır. Ekonomik anlamda çok daha ileride olmak, insan gücü potansiyelini doğru kullanmak, uluslararası itibarımızı artırmak, teknolojik yeniliklere hızlı uyum sağlamak, dijital dönüşümü gerçekleştirmek ve rekabet edebilirlikte sürekliliği sağlamak günümüz dinamizminde ülkemizin ve sanayimizin öncelikli zorunluluğudur.
Dileriz 2018 hedeflerin gerçekleştiği bir yıl olur, umutlarımız artar.