İran'a Çelik İhracatında Hedef 2014'te 1 Milyon Tona Ulaşmak
Türkiye’nin toplam ihracatındaki 1.1 milyon tonluk gerilemenin, yüzde 60 gibi son derece yüksek bir bölümünü, İran’a yapılan ihracattaki 700 bin tona ulaşan düşüş oluşturdu. Aynı dönemde, Türkiye’nin İran’a yönelik toplam çelik ürünleri ihracatı yüzde 80 oranında düşüşle, geçen yılın aynı dönemindeki,…
Türkiye’nin toplam ihracatındaki 1.1 milyon tonluk gerilemenin, yüzde 60 gibi son derece yüksek bir bölümünü, İran’a yapılan ihracattaki 700 bin tona ulaşan düşüş oluşturdu. Aynı dönemde, Türkiye’nin İran’a yönelik toplam çelik ürünleri ihracatı yüzde 80 oranında düşüşle, geçen yılın aynı dönemindeki, 845 bin tondan, 170 bin tona geriledi. Dünya çelik sektöründe yükselen kapasite fazlalıklarının piyasalar üzerindeki baskısını artırdığı ve Türkiye menşeli çelik ürünleri ithalatına karşı korumacı tedbirlerin hızla yaygınlaştığı bir dönemde, İran’a yönelik yaptırımların sektörümüzün ihracatına ciddi bir darbe vurması, sektörün üretim performansını da olumsuz yönde etkiledi.
İran’a yönelik müeyyideler kapsamında, batılı ülkeler kendi sattıkları nihai ürünlere herhangi bir sınırlama getirmezken, ağırlıklı olarak Türkiye’nin sattığı yarı ürünlere, ileride nükleer tesislerde kullanılabileceği gerekçesiyle sınırlama getirildi. Oysaki yarı ürünlerin kullanılabildiği bir yerde, nihai ürünlerin çok daha kolay bir şekilde nükleer tesis inşaatında kullanılması imkânı bulunuyor. 2012 yılı verilerine göre, İran’a yönelik toplam 963 bin tonluk çelik ürünü ihracatımızın yüzde 71 oranındaki kısmının yarı mamul ürünlerden oluşması nedeniyle, bu sınırlamalar çelik sektörümüzü derinden etkiledi. Bu konudaki muhtelif girişimlerimize, “konunun incelendiği, niyetlerinin Türkiye’ye zarar vermek olmadığı” şeklinde cevap verildi. Ancak pozitif hiçbir adım atılmadı.
Bu şekilde, sadece çelik ürünlerinde Türki- ye’ye yıllık ortalama 500 milyon doların üzerinde ihracat zararı veren Amerika Birleşik Devletleri’nin, bu yetmiyormuş gibi, inşaat demiri ve boru ürünleri ihracatımıza karşı, objektif verilere dayanmaksızın hem anti- damping hem de telafi edici vergi soruşturması açılmasına karar vermesi, ciddi bir rahatsızlık yarattı. Ocak-ekim dönemi verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2013 yılında, Türkiye’nin İran’a yönelik toplam çelik ürünleri ihracatının, 2012 yılındaki 963 bin ton seviyesinden 200 bin tona, değer açısından ise 727 milyon dolardan 200 milyon dolara gerilemesi bekleniyor. Ancak, İran ile çelik dış ticaretimizdeki gerileme, çelik sektörümüzün tavrından kaynaklanmıyor.
Avrupa Birliği’nin ve ABD’nin tek taraflı ambargo uygulamaları, Türk çelik sektörünü, en az İran’da yerleşik çelik tüketicisi sektörler kadar olumsuz yönde etkilemiş bulunuyor. 2014 yılında İran ile ABD arasındaki yumuşamanın müşahhas meyvelerini vereceğini, ticari ilişkilere getirilen sınırlamaların kaldırılacağını ve çelik sektörlerimiz arasında, serbest ticarete dayalı, ilgili tüm tarafların çıkarlarına hizmet edecek bir ortamın oluşacağını ümit ediyoruz. Bu arada, Amerika Birleşik Devletleri’nin ise, almış olduğu tedbirlerin, sadece hedef olarak seçmiş olduğu ülkeyi değil, o ülke ile ciddi bir ticaret bağlantısı bulunan ülkeleri de olumsuz yönde etkilediğini ve bu durumun ikili ilişkilere zarar verme potansiyeli taşıdığını dikkate alacağını ümit ediyoruz. Bu anlayışla, 2014 yılında yeniden 2012 yılındaki 1 milyon tonluk ihracat seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz.