Türk Demir Çelik Sanayinde 2009 Yılındaki Gelişmelerin Değerlendirilmesi
Giriş: Türk Demir Çelik Sanayi 2009 yılında üretimde 4.6 oranında bir azalma göstererek 25.3 milyon ton ham çelik üretimiyle dünya genelinde 10. sırada yer aldı. Çelik üretici bir ülke olarak Avrupa’da da 2.ülke olmayı başardı. Türkiye’nin üretim tonajının yüksek olması, iç piyasa talebi ve ihracat…
Giriş:
Türk Demir Çelik Sanayi 2009 yılında üretimde 4.6 oranında bir azalma göstererek 25.3 milyon ton ham çelik üretimiyle dünya genelinde 10. sırada yer aldı. Çelik üretici bir ülke olarak Avrupa’da da 2.ülke olmayı başardı. Türkiye’nin üretim tonajının yüksek olması, iç piyasa talebi ve ihracat miktarının yüksek olmasından kaynaklanmaktadır.
Yapılan bir takım proses değişiklikleriyle Çolakoğlu ve İsdemir Fabrikaları üretimlerini 12.2 mertebelerinde artırarak, 4.15 milyon ton yassı mamul üretim tonajlarına erişmişlerdir. Eldeki mevcut projelerin devreye girmesiyle gelecek 3 yıl içerisinde Türkiye’nin yassı mamul üretim tonajı 15 milyon mertebesine yükselecektir. Dolayısıyla yapılacak ihracat, dış ticaret açığın kapanmasında önemli bir etken olacaktır.
Türkiye Demir Çelik Sanayi
Türkiye Demir Çelik Sanayi 2001 yılından itibaren kalıcı bir büyüme göstermektedir. Ham çelik üretimi ortalama olarak yıllık 7.42’den fazla bir artışla 14.9 milyon ton’dan 2009 yılında 25.3 milyon ton’a yükselmiştir.
Diğer yandan Türkiye çelik ihracat ve ithalatı geçen 8 sene içerisinde sırasıyla 5.7 ve 4.3 milyon ton artış kaydetmiştir.2002 yılında gerçekleşen net ihracat miktarı 4.6 milyon ton iken 2009 yılında 6 milyon ton olmuştur.
Belirtilecek diğer bir husus da üretilen yassı mamullerin 33’ü ve uzun mamullerin 26’sının ihraç edilmesidir. 2010 yılında Türkiye’nin çelik ihracatı 7’lik bir artışla 17 milyon ton’a ulaşmış olacaktır. Hali hazırda Türkiye’de 3 Entegre Demir Çelik (yüksek fırın-konvertör) tesisi ve 20 fabrika da Elektrik Ark Fırını (EAF) ile üretim yapmaktadır. Şekil 4’te Türk demir çelik sektörünün hammadde ithalatını göstermektedir.
Türkiye’nin 1980 yılı dünya demir çelik sektöründeki payı 0.16 olmuştur. Oysa geçen yıl bu değer 2.07 olmuştu. Türkiye son yıllardaki uzun mamul ihracat talebinin fazlalığı nedeniyle iç piyasadaki tüketiminde azalma göstermiştir. Aynı zamanda uzun mamul tüketimindeki artış yassı ve alaşımlı çelik tüketiminde sırasıyla 11.4 ve 12.2 fazlalık göstermiştir. 1990 yılı başlarında Türkiye’nin 70 çelik ihracatı uzak doğu ülkelerine olmuştur. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki değişiklikler nedeniyle Uzak Doğu’ya 2002 yılında ihracat oranı azalarak 23.5 seviyesine düştü. 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla bu pay kayıtlara 3.8 ve 4 olarak geçti.
Çin’deki demir çelik ithalatı ile oluşan kotalar, petrol satışlarından oluşan gelir ve yeraltı projelerine yeni sermaye yatırımı nedeniyle ,Türkiye’nin İran Körfezi’ne ve Orta Doğu’ya çelik ihracatı 2007’de 44’ten, 2009 yılında 74’e ulaşmıştır.
Ülkemizin 2009 yılında Avrupa Birliği ülkelerine yassı ve uzun mamul ihracatı sırasıyla 965 000 ve 590 000 ton’dur. Keza Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden sonra Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine ihracatı 9.73 mertebesindedir. Şekil 7 ve Şekil 8’de sırasıyla yıllara göre Türkiye’nin demir çelik ithalat ve ihracat değerleri verilmektedir.
2004 yılından sonra kütük ithalatında artış ve ihracatında azalma göze çarpmaktadır. Geçen yıl Türkiye’nin net kütük ithalatı 1.164 milyon ton seviyesindeydi. Diğer bir tabirle ülke iç piyasa çelik tüketimi artmış ve ihracat yüksek katma değerli mahsullerden dolayı fazla olmuştur.
2009 yılında uzun mamul ihracat ve ithalatı sırasıyla 74.3 ve 7.8’dir. Çelik ürünlerin üretimle tüketim arasındaki dengesini korumak amacıyla Türkiye Ulusal Demir Çelik Geliştirme Programı yeniden gözden geçirilmiştir. Burada asıl amaç katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi yönünde yatırıma teşvik edilmesidir. Bu hususta ilk olumlu adım 2006 yılında İsdemir’de atılarak yarı mamul kütüğün yassı mamule çevrilmesi olmuştur. 2008 yılının 2. yarısında sıcak sac üretimine geçilmiştir. Aynı zamanda bazı EAF haiz üreticiler haddehanelerinde üretimlerini uzun mamulden, yassı mamule dönüştürme aşamasındadırlar. Bu hususta Çolakoğlu 2007 haziran ayında yassı mamul üretimine başlamıştır.
Diğer taraftan haddehaneye haiz bazı hadde tesisleri elektrikli ark fırını yöntemiyle çelik üretimi için gerekli adımı atmışlardır. Örneğin Kaptan ve Nursan Demir Çelik Fabrikaları, AEF tesisi kurarak çelikhanelerini işletmeye açmışlardır. Buna ilave olarak Cer Metal 1998 yılından beri çelik üretimi yapan Metaş’ı satın almıştır. Takdire şayandır işletmede olan dünyanın en büyük AEF fırını 320 ton kapasite ve 250 megawatt güç ile Çolakoğlu’na aittir.
İsdemir üretim hattının değişmesiyle uzun mamulden yassı mamule geçişten dolayı güneyde bu bölgede üretim yapan haddehanelerin kütük sıkıntısına maruz kalacağı tahmin edilmektedir. Yeni planlama programı çerçevesinde bu bölgede yeni EAF kurulmasıyla kütük sıkıntısı giderilecektir. Bu hareketle birlikte aynı zamanda Aliağa bölgesinde yeni EAF tesisleri kurulma aşamasındadır. Bunun sonucunda yeni yatırımlarla otomatik olarak gelecek 4 yıl içerisinde Türkiye’de hammadde üretim tonajı artmış olacaktır.
Türkiye’de 2010 yılında çelik üretim 6.72 artış oranıyla 27 milyon’a varacağı tahmin ediliyor. Gelecek 4 yıl içerisinde de toplam 40 milyon ton üretim yapılacağı tahmin edilmektedir. Sonuçta Türkiye’nin kişi başına düşen çelik tüketimi 500 kg olacaktır.
Türkiye’de elektrik ark fırınlarının çelik üretiminde (hurdanın tam şarjıyla) payı büyüktür.Üretimde Satın alma, mühendislik ve hurda temini büyük önem arz eder. Türkiye hurda ithalatı açısından dünyada 1. sırada yer almaktadır. 2009 yılında çelik üretim hammaddesi hurda olarak 15.64 milyon ton hurda Türkiye’ye ithal edilmiştir. Türkiye’de çelikhanelerde tüketilen hurda miktarı 21.4 milyon ton civarındadır. Bunun 20.3 milyon ton’u EAF’da tüketilmektedir.
Bu oranla İslam ülkeleri arasında 1. sırada yer alır. Şekil 11’de son yıllardaki Türkiye’deki pik üretim gidişatı verilmektedir.
Erdemir şirketi (2 adet yüksek fırın) İsdemir (3 adet yüksek fırın) ve Kardemir 3 adet yüksek fırınla Türkiye’nin pik üretim tesisleridir. Kardemir, Erdemir ve İsdemir Fabrikaları sırasıyla 1965, 1937 ve 1970 yıllarında işletmeye açılmışlardır.
Geçen yıllarda Türk şirketleri ihtiyaçları olan 800 000 ton pik kütüğünü şarj hammaddesi olarak ithal etmişlerdir. Burada belirtmekte yarar var; İsdemir’de 4. yüksek fırın da devreye girmiştir.
Geçen yıl Türkiye 7.76 milyon ton demir cevheri ithal etmişti.