Gelişmiş ekonomilerde yaşanan daralmalara ve küresel risklere rağmen Türk demir çelik sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor. Bazı çevreler; bu büyümeyi uzun zamandır küçümsüyor ve riskli buluyor. Hurdaya olan bağımlılık, hammadde yetersizliği ve pahalı enerji bu küçümsemeye ve risk yorumlarına…
Gelişmiş ekonomilerde yaşanan daralmalara ve küresel risklere rağmen Türk demir çelik sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor. Bazı çevreler; bu büyümeyi uzun zamandır küçümsüyor ve riskli buluyor. Hurdaya olan bağımlılık, hammadde yetersizliği ve pahalı enerji bu küçümsemeye ve risk yorumlarına dayanak oluşturuyor. Özellikle yassı çelik sektöründeki kapasitenin önemli bir kısmının atıl kaldığı ve “gereksiz” olduğu dile getiriliyor. Bütün bunlara karşın demir çelik sektörü her geçen gün form grafiğini yükseltiyor. Türkiye, 2012 yılında gerçekleştirdiği 35.9 milyon tonluk ham çelik üretimi ile, 2011 yılına kıyasla, 2 sıra birden yükselerek, yılı dünyanın en fazla ham çelik üreten 8’inci ülkesi olarak tamamlamayı başardı. Türk çelik sektörü, 2011 yılındaki % 17 oranındaki üretim artışının ardından, ciddi bir yavaşlama gözlenmiş olmasına rağmen, 2012 yılında da % 5.2 oranındaki üretim artışı ile, en büyük 10 çelik üreticisi arasında üretimini en hızlı arttıran ülke konumunu elde etti. 2012 yılında, üretim artışındaki keskin yavaşlamaya rağmen, Türkiye’nin elde ettiği performans, % 1.2 seviyesinde gerçekleşen dünya ortalamasından da 4.5 misli daha yüksek bir seviyeyi ifade ediyor.
2011 yılında % 14.2 oranında yükselen Türkiye’nin çelik tüketimindeki artış oranı da, üretime paralel olarak, 2012 yılında % 5.6 seviyesine kadar geriledi. Tüketimdeki yavaşlamada, % 3.1 oranında yükselen yassı ürünlerin tüketimindeki durgunluğun, önemli bir etkisi bulunuyor.
2013 yılını değerlendirecek olursak eğer; 2012 yılına göre çok daha verimli geçmesi ve sektördeki yükselişin artarak devam etmesi bekleniyor. Başta Kuzey Afrika ve AB ülkelerindeki iyileşme belirtileri beklentilerimizi doğruluyor.
