ABD'li Yerli Üreticiler Türk Çelik Firmalarına Engel Olmaya Çalışıyor
ABD Ticaret Bakanlığı, aralarında Türkiyenin de bulunduğu Avustralya, Japonya, Hollanda, Birleşik Krallık, Güney Kore ve Brezilyadan yapılan Sıcak Haddelenmiş Çelikten Yassı Mamuller ithalatına yönelik başlattığı anti-damping soruşturmasının ön sonucunu açıkladı.
ABD Ticaret Bakanlığı, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avustralya, Japonya, Hollanda, Birleşik Krallık, Güney Kore ve Brezilya’dan yapılan “Sıcak Haddelenmiş Çelikten Yassı Mamuller” ithalatına yönelik başlattığı anti-damping soruşturmasının ön sonucunu açıkladı. Yerli çelik üreticilerinin yaptığı baskılar sonucu başlatılan davada ABD’li yetkililer Türk çelik firmalarına yüzde 5,24 ila yüzde 7,07 oranları arasında vergi kararı verdi. Ön sonucun hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirten Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, soruşturmada adil bir yaklaşım görülmediğini açıkladı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yerli üreticilerin ABD Ticaret Bakanlığı’na yaptığı şikayet sonucunda 9 Eylül 2015 tarihinde Türkiye’nin yanı sıra Avustralya, Japonya, Hollanda, Birleşik Krallık, Güney Kore ve Brezilya’dan yapılan“Sıcak Haddelenmiş Çelikten Yassı Mamuller” ithalatına yönelik bir anti-damping soruşturması başlatmıştı. ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu incelemeleri sonucunda anti-damping davasının ön sonuçlarını açıkladı. ABD, anti-damping soruşturmasının ön sonuçlarına göre Türk firmaları içinyüzde 5,24ilayüzde 7,07 oranları arasında vergikonulmasına hükmetti.Soruşturmaya konu diğer ülkeler için ise çok daha yüksek vergi oranları kararlaştırıldı.
Ayrıca ABD, aynı ürün içinbaşlattığı telefi edici vergi soruşturmasının ön sonuçlarını 11 Ocak 2016 tarihinde açıklamış ve Türkiye firmalarına teşvik almadıkları dolayısıyla herhangi bir vergi oranı hesaplamamıştı.Türk çelik firmalarının çelik piyasasının serbest ekonomi kuralları çerçevesinde işlediği bir kez daha kanıtlanmıştı.
Soruşturmanın ön sonucunu değerlendiren Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu BaşkanıNamık Ekinci, “Damping soruşturmasında çok önemli metodolojik sıkıntıların varlığını görmekteyiz. Türk çelik sektörünün damping yaptığı iddiası elbette kabul edilemez bir durumdur. Damping marjlarının hesaplanmasında benimsenen yöntemler de aynı şekilde kabul edilemez nitelikte. İhracat ve yerli piyasa satışlarının karşılaştırmasında, fiyatların belirlendiği aynı dönemlerin esas alınması gereklidir. Ancak ABD soruşturmasında böyle adil bir yaklaşım görülmemektedir. Bizim hesaplamalarımıza göre damping çıkmıyor. Demek ki ABD damping hesaplamalarında farklı bir yöntem izliyor” dedi.
Namık Ekinci, “Damping soruşturmalarında teknik olarak, marjhesaplanmasında karşılaştırma dönemi için fiyatların belirlendiği dönemlerin esas alınması gerekmektedir. Bu yaklaşım adil ve makul olandır. Ancak ABD makamları fiili sevkiyatın gerçekleştiği fatura tarihini esas almayı tercih etmektedir. Bu yöntemin iki sakıncası bulunmaktadır. Birincisi, ABD tarafından tercih edilen birden fazla marj hesaplama formülü arasında, olası en dezavantajlı formülü kullanmak için istatiksel bahane elde edilmektedir. İkincisi, fiyatların yaklaşık yüzde 50 değer kaybettiği 2015 yılında, Türkiye sevkiyatları ile ABD sevkiyatları arasındaki net navlun süre farkı süresince düşmeye devam eden fiyatlar, dengesiz bir karşılaştırmaya yol açmaktadır. Bu dengesizlik ile dezavantajlı istatistik metodu birleştiğinde, karşımıza yüzde 5,24 ila yüzde 7,07 arasında bir marj çıkmaktadır. Ancak bu hesaplamalar haksız temellere dayanmakta olup metodolojik olarak da DTÖ kurallarıyla bağdaşmaktan uzaktır. İnancım şudur ki eğer fiyatların sürekli yukarı yönde seyrettiği bir yıl geçirseydik, bu sefer ABD makamları karşılaştırma için fatura tarihi yerine fiyatların belirlendiği tarihi baz alacaktı” diyerek konuşmasına devam etti.
ABD Ticaret Bakanlığı’nın yerli üreticilerin baskıları sonucu yanlı bir tutum sergilediğine ve haksız gerekçeler ile ithalatı engellemek amacıyla soruşturmalar başlattığına değinen Ekinci, “Dünya ticaretine yön veren ve bu ticaretin adil biçimde yürütülmesinde sorumluluğu olan ABD makamlarının bu kararları yerli üreticilerin yoğun baskısı altında aldığına eminiz. Türk çelik firmaları devletten hiçbir teşvik almıyor ve damping yapmıyor. Bizler bunu her davada kanıtlıyoruz. Bu soruşturmada da nihai kararın Türkiye lehine olacağına inanıyorum” dedi.
ÇİB Başkanı Namık Ekinci son olarak sözlerine şunları ekledi: “Öte yandan, Avrupa Komisyonu halihazırda Çin’e yönelik devam etmekte olan yassı üründeki soruşturma çerçevesinde, Çin’in pazar ekonomisi uygulayan bir ülke sayılmamasından hareketle “normal değer” ve damping marjı hesaplamalarında Türkiye’yi “piyasa ekonomisi uygulayan emsal ülke” (analogue country) olarak değerlendirmektedir. Dolayısıyla AB ülkelerinin, aynı üründe Çin’e açtığı bir dava için Türk sıcak yassı üreticilerini emsal olarak kullanmak istemeleri de bu üründe Türkiye piyasasına uluslararası ticarette güven duyulduğunun kanıtıdır. Davada nihai kararın Ağustos ayında verilmesini bekliyoruz ve bu sonucun adil şekilde verilmesi için süreci yakından takip ediyoruz. Ayrıca Amerika makamlarının bu kararı herhangi bir tereddüt oluşturmayacak şekilde titizlikle vereceğine inancımız tamdır.”
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.