ANALİZ: Türk Demir-Çelik Sektörünün 2023 Değerlendirmesi ve 2024 Beklentileri
Global gelİşmeler sektörün performansını belİrleyecek
Global gelİşmeler sektörün performansını belİrleyecek
HAZIRLAYAN: ERKAN ÇAKAN
Türk demir-çelik sektörü 2023’ü üretim ve ihracat performansı açısından kayıpla tamamladı. Küresel etkenlerin öne çıktığı ve 6 Şubat deprem felaketinin etkisiyle ihracatta kayıp yüzde 30’lara üretimde ise yüzde 10’a ulaştı. Sektör 2024 yılına daha umutlu bakıyor. Özellikle 2024’ün ikinci yarısından itibaren global gelişmeler sektörün yönünü belirleyecek. ABD ve Avrupa’da enflasyonun düşmesiyle beraber faiz indirimlerinin başlama ihtimali ikinci yarıda sektörde canlılığı artıracak. Bunun yanı sıra Çin’in üretimini kısması ve yıllık ihracatını 60 milyon ton seviyesinde tutması piyasalara olumlu yansıyacağı öngörülüyor.
Ekonomistlere göre 2024 yılı geçiş ve dengelenme yılı olacak. Küresel ekonomide büyüme yavaş seyredecek ve faiz kararlarının aşağı yönlü revize edilmesi enflasyonda düşüşü sağlayacak. 2024’e dair öngörüler ise ilk altı ay ve ikinci altı ay şeklinde ayrıştırma söz konusu. Yılın ikinci yarısında enflasyonda düşüş sürecinin başlaması sektörlerin toparlanmasını da hızlandıracağı öngörülüyor. Bu doğrultuda sektör bazında da beklentiler bu paralelde ilerliyor. Çelik sektörü de 2024’ün ikinci yarısından itibaren üretim ve ihracat kayıplarını telafi edeceği öngörülüyor.
YÜKSEK VASIFLI ÇELİK ÜRÜNLERİNE YÖNELİK YATIRIMLAR HIZ KAZANIYOR
Son yıllarda, özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektöründe kullanılan yassı ürünlerin üretiminde artış sağlandı. Ayrıca paslanmaz çelik, zırh çeliği, tren tekeri ve ray gibi katma değeri yüksek vasıflı çelik ürünlerine yönelik yatırımlara hız veriliyor. Bu kapsamda bazı firmalar tarafından yeni üretim kapasiteleri devreye alınıyor. Bu ürünlerde sağlanan üretim artışına bağlı olarak ihracatta da kayda değer yükselişler bekleniyor.
Yassı ürün talebindeki canlılık sebebiyle yassı ürün üretimine yönelik kuruluşların mevcut kapasitelerini anlamlı oranda arttırıcı modernizasyon çalışmaları ve yeni yatırımlar gerçekleştiriliyor. Türkiye’de birçok şirket son 5 yılda yatırımlarına hız verdi. Hem yurt içinde hem de yurt dışında çelik alanında yatırım hamleleriyle global pazarda da atağa geçti.
Türkiye demir çelik sektörü 2023 yılına 2022 yılından devam eden talep daralmasıyla girdi. Yüksek üretim maliyetleri ve globalde ekonomik durgunluğun yanı sıra yüksek enflasyon etkileriyle 2023’e başladı. İhracat ve üretim düşerken ithalatta artış kaydedilen bir yıl oldu. 2015 yılından bu yana sektör ilk kez net ithalatçı duruma düştü. Çelik sektörü, başta AB ve ABD olmak üzere ihracat pazarlarında uygulanan korumacılık önlemleri ve küresel piyasalardaki talepsizliğin devam etmesi Çin ve Hindistan’ın ihracatta agresif hareket etmesi sektörün rekabet edebilirliğini olumsuz etkiledi.
GLOBAL GELİŞMELER SEKTÖRÜN YÖNÜNÜ BELİRLEYECEK
2023 yılında yaşanan talep düşüklüğü ve ekonomik etkilerin 2024 yılının ilk 6 ayında devam edeceği görüşü ağır basıyor. Ancak önemli ihracat pazarı olan AB’de ikinci yarıda ekonomisinin toparlanma beklentisi çelikte seyreden talep düşüklüğünü artıracağı beklenmekte. Bunun yanı sıra Çin’in piyasaya etkisinin daha az olacağı öngörüsü de Türk çelik sektörünün 2024 yılında kayıplarını gidermede önemli bir gelişme olarak ifade ediliyor.
ÇİN’İN AGRESİF İHRACAT YÖNELİMİ TÜRK ÇELİK İHRACATÇISININ REKABET GÜCÜNÜ DÜŞÜRDÜ
Özellikle dünya çelik sektörünün 1 numaralı üreticisi Çin’de yaşanan her türlü olumlu-olumsuz gelişmeler ülke ekonomilerini etkilerken sektörlere de yansıması oluyor. Çin’in iç piyasada yaşanan durgunluğu ve emlak sektöründe yaşanan talep daralması Çinli üreticileri agresif bir şekilde ihracata yönlendirdi. Bu da Türk çelik ihracatçılarının rekabet gücünü olumsuz etkiledi. Dünyanın sekizinci büyük ham çelik üreticisi konumundaki Türkiye, Avrupa’da düşen talep, korumacılık önlemlerinin etkisi, artan Çin rekabeti ve oluşan fiyat dezavantajının etkisiyle ihracatta yüzde 30 kayıp yaşarken; nihai çelik ürünlerinde de 2015’ten bu yana ilk kez net ithalatçı konumuna düştü.
UZAK DOĞU ÜLKELERİ YENİDEN İHRACAT PAZARLARINA GİRDİ
Ülkelerin korumacılık önlemleri, Avrupa Birliği’nin uyguladığı kotalar, ABD vergileri ve Kuzey Afrika’dan Mısır, Cezayir gibi ülkelerin net ihracatçı konumuna gelmesi bizim ihracatımızın düşmesine neden oldu. Ayrıca konteyner ve navlun maliyetlerinin düşmesiyle Uzak Doğu ülkeleri yeniden pazara girmeye başladı. Bu avantajımızı kaybetmemiz ihracatı da olumsuz etkiledi. Türk çelik sektörü, 2023 yılında 6 Şubatta yaşanan deprem felaketi, ana ihracat pazarı olan AB’deki talep düşüklüğü, enflasyon ve Rusya-Ukrayna savaşının global etkileri ve iç pazarda durgunluk yaşaması üretimin düşmesine yol açtı.
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞI VE KIZILDENİZ KRİZİ İHRACATI OLUMSUZ ETKİLEYECEK
İsrail-Filistin savaşının ardından Yemen’deki Husiler’in, 2023 yılının son aylarında başlayan Kızıldeniz’de ticari gemilere yönelik saldırıları, Aralık ayının ortasından itibaren yoğunlaştı. Kızıldeniz’de yaşanan bu gerginlik ile beraber, birçok ülke, Körfez ülkeleri ve Uzak Doğu ile olan ticari anlaşmalarda ticaret rotalarını değiştirmek zorunda kaldı. Bu durum tedarik zincirinde aksamalara ve navlun maliyetlerinin artmasına neden olmakta.
Türk çelik sektörünün toplam çelik ürünleri ihracatında, Ortadoğu/Körfez ülkeleri AB’den sonra %24,6 ile ikinci en yüksek paya sahip. Kızıldeniz’deki krizi Yemen başta olmak üzere bu bölgedeki ihracat pazarlarımızı olumsuz yönde etkileyecek.
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan: ÇİB Başkanı Adnan Aslan, “2022’de ihracatımız 20 milyon tonun üzerine çıkmıştı. 2023’ün tamamında ise 14.8 milyon ton seviyelerine yaklaşacak. Normal şartlar altında 2023 hedefimiz 16 milyon ton ve 16 milyar dolar ihracattı. Ancak gerisinde kaldık” diye konuştu. Aslan, 2022’deki 20 milyon tonluk ihracat seviyesine yeniden ulaşılmasının zaman alacağını, 2024 ihracat beklentisinin ise 15 milyon ton olduğunu söyledi.Sektör ithalatının ise 2023’ün ilk 10 ayında yüzde 14,8 artışla 17,6 milyon tona çıktığına dikkat çeken Aslan, “Nihai ürünlerde net ihracatçı konumunda yer alıyorduk. 2015 yılından bu yana Türkiye çelik ürününde ilk kez net ithalatçı konumuna düştük” dedi.
DEMİR ÇELİK STORE’YE değerlendirmelerde bulunan Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, 31 Ekim 2023 tarihinde Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli “ sıcak haddelenmiş yassı çelik” ithalatına yönelik damping soruşturması açılmasının ardından 31 Aralık 2023 tarihli Resmi Gazete bildirimi ile filmaşin ithalatında geçici koruma önlemi uygulanmasına karar verildiğini belirterek, “Bu iki gelişme yurt içi talebin yurt içi üretim yolu ile karşılanmasını sağlayacak.”
“BU YIL ÜRETİMDE 40,4 MİLYON TONA ULAŞABİLİRİZ”
2023 yılının ikinci yarısında devreye giren yatırımların yurt içi tüketimle desteklenmesinin, yeni yatırımların devam etmesi açısından makul bir zemin oluşturacağını söyleyen Yayan, “Mevcut kapasitelerin devreye girmesi ile birlikte, 2021 yılında ulaşılan 40,4 milyon tonluk üretim seviyesinin geride bırakılması öngörülmekte” dedi.
Çolakoğlu Metalurji Satış ve Pazarlama Direktörü Gökhan Erdem:
“SEKTÖRDE EN ÖNEMLİ BAŞLIK KARBON EMİSYONLARI OLACAK”
DEMİR ÇELİK STORE’YE değerlendirmelerde bulunan Çolakoğlu Metalurji Satış ve Pazarlama Direktörü Gökhan Erdem, küresel ölçekte çelik sektörünün en önemli konusu önümüzdeki dönemde de karbon emisyonlarının azaltılması olacağını vurguladı. Bu konuda ülkeler bazında farklı taahhütler ve uygulamalar çalışılıyor ve belirtilen dönemlere her gün biraz daha yaklaşıldığını belirten Erdem, “Türkiye olarak üretim teknolojisinde küresel ortalamalara göre daha iyi bir pozisyonda bulunsak da bu kapsamda bütünsel bir bakış açısı ile önümüzde bizi önemli görevler bekliyor” dedi.
ÖNGÖRÜLEBİLİR VE İSTİKRARLI BİR KUR ORTAMI SEKTÖR AÇISINDAN ÖNEM ARZ EDİYOR
Hammadde ile birlikte enerji maliyetlerinin çelik sektörünün toplam maliyetinin yüzde 80’ninden fazlasını oluşturuyor. Hem hurda ve demir cevherinde hem de enerjide ithalata bağımlı olan sektörde artan enerji ve hurda fiyatları girdi maliyetlerini daha da yükseltiyor. Her iki maliyet kaleminde de dışa bağımlı olduğumuz göz önüne alındığında fiyatlardaki ve kurdaki değişmelere karşı hassas bir sektör. Dövizin aşırı arttığı ve stabil olmadığı ortamların ise bu durumun maliyetlere yansımaları çok ciddi boyutlara ulaşıyor. Bu konuda öngörülebilir ve istikrarlı bir kur ortamı sektör açısından oldukça önem arz ediyor. Sektörde yapılacak yatırımların devamlılığı için bu ortamların sağlanması gerekiyor
Akçelik Genel Müdürü Yavuz Kılıç:
İKİNCİ ÇEYREKTEN SONRA YÜKSELİŞ HIZLANIR
DEMİR ÇELİK STORE’YE değerlendirmelerde bulunan Akçelik Genel Müdürü Yavuz Kılıç ise “Sektör 2023 yılında üretim ve ihracat açısından beklenen büyümeyi gerçekleştiremedi. Dünyadaki ekonomik durgunluk tüm sektörleri olumsuz etkiledi. 2024 yılı ise geçen yıla oranla daha iyi geçeceğini öngörüyorum. Fiyatların daha artacağını ve Çin’in rekabetinin daha az hissedileceği bir yıl olacak. Özellikle ikinci çeyrekten sonra bu yükseliş daha hızlı olacağını düşünüyorum” dedi.
RAKAMLAR
TÜRKİYE’NİN YILLARA GÖRE ÇELİK ÜRETİMİ
• 2019 yılında 33,7 milyon ton,
• 2020 yılında 35,8 milyon ton,
• 2021 yılında 40 milyon ton
• 2022 yılında 35.1 milyon ton
• 2023 yılında 34 milyon ton
TÜRKİYE’NİN SON 5 YILLIK ÇELİK İHRACATI
• 2019 yılında 14,3 milyon ton
• 2020 yılında 12,5 milyon ton
• 2021 yılında 23.9 milyon ton
• 2022 yılında 20 milyon ton
• 2023 yılında 14 milyon ton
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sektör üzerinde etkileri daha baskın olacak
2024 yılında Türk çelik sektörünün üretim metotları hammadde kaynakları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sektör üzerinde etkileri de daha baskın olacak. Hurdanın yeşil ekonomiyle birlikte karbon salımı gibi sebeplerden öneminin daha da artacağı öngörülürken bu kapsamda bazı ülkeler kendi hurdasını iç pazarında tutma gayreti içinde önlemler alıyor. Hurdada ithalata bağımlı olan Türkiye’nin, gelecek yıllarda hammadde de bir sorun yaşamaması için şimdiden önlemlerini alması gerekiyor.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.