Avrupa standartlarında otomotiv sacı üretiyoruz, dışa bağımlılığı azaltıyoruz?
Borçelik Genel Müdürü Erkan Kafadar, son dönemlerde yaşanan sektörel gelişmeleri, piyasaların içinde bulunduğu durumu ve Borçelik olarak yapmış oldukları çalışmaları bizimle paylaştı.
Borçelik Genel Müdürü Erkan Kafadar, son dönemlerde yaşanan sektörel gelişmeleri, piyasaların içinde bulunduğu durumu ve Borçelik olarak yapmış oldukları çalışmaları bizimle paylaştı.
2003 yılı ile 2008 yılının son çeyreğine kadar olan dönemde Türk demir çelik sektörü önemli kazanımlar elde etti, sektörde önemli büyümeler yaşandı. Bu büyüme döneminde firma olarak neler yaptınız?
1990 yılında 200 milyon USD yatırım kararı ile Türkiye’nin ilk özel ve ikinci büyük yassı çelik üreticisi olarak kurulan Borçelik, 1994 yılında “Soğuk haddelenmiş rulo sac” üretmek üzere faaliyetlerine başladı.
2001 yılında 140 milyon USD değerinde ikinci faz yatırımına başladık. Bu yatırımımızın birinci adımı olan sürekli sıcak daldırma galvaniz hattını 2003 yılında, ikinci adımı olan “2. Tersinir Hadde“ yatırımını ise 2004 yılında devreye aldık.
ArcelorMittal’den aldığımız lisans ile özellikle otomotivde kullanılan iç ve dış yüzey saclar için, yüksek katma değerli Extragal galvanizleme teknolojisini kullanıyoruz. Türkiye’de otomotiv görünür yüzeyi için sac üretebilen tek firma olarak, otomotiv sektörüne Avrupa Birliği standartlarında sanayi girdisi sağlarken, ülkemizin bu alandaki dışa bağımlılığını azaltıyoruz.
2006 yılı içinde İkinci Galvaniz Hattımızı modernleştirerek, eski “fluks” teknolojisinden indüksiyon ısıtmalı atmosfer kontrollü fırın sistemi ile güncel teknolojiye geçtik. Bu modernizasyon ile ürünlerimizin yüzey görünümü iyileşirken, daha homojen çinko kaplama miktarına sahip ürün özelliği elde edebiliyoruz.
Özellikle yapı, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin ihtiyaç duyduğu, kalın galvaniz sacların üretildiği ikinci galvaniz hattımızda, talep edilen kaplama yüzey kalitesi ve homojenliğinin yanı sıra, kaplama yüzey tutunurluğu da (adezyon) artırılmış ürünler elde edebiliyoruz. Derin sıvama işlemlerinde dahi, kaplama yüzey tutunurluğu sağlarken, kaplama miktar kontrollerini de büyük bir hassasiyetle gerçekleştirebiliyoruz.
Ürün gamımızı, fabrikamıza kurduğumuz Hidrojen Tavı (HICON/H2®) fırınları ile geliştirdik. Bu yatırım ile üretim teknolojimizi modernize ederken üretim kapasitemizi de artırdık.
Tesislerimizde doğalgazdan ürettiğimiz yüksek saflıkta hidrojeni, bu yeni nesil fırınlarda kullanıyoruz. Hidrojenin yüksek termal iletkenliği ve temizleyici özelliklerinden azami şekilde yararlanıyoruz. Ürün çevrim sürelerindeki hızlanmaya bağlı olarak verimlilik artışı sağlıyoruz. Diğer taraftan müşteri beklentilerine uygun gelişmiş ürün yüzey temizlik kalitesi elde ediyoruz. Ayrıca artık başta bake - hardening (fırın sertleşmeli) sınıfı çelikler olmak üzere yeni ürünler üretebiliyoruz.
2006 yılı Temmuz ayında kararı alınan ve 138 milyon dolara mal olan üçüncü soğuk haddeleme ve üçüncü galvanizleme hatları yatırımımız da 2008 Ekim ayında faaliyete geçti. Ana ekipman tedarikçisi olarak Siemens VAI ile çalıştığımız bu yatırımımız ile toplam soğuk haddeleme kapasitemiz yüzde 60'lık bir artışla 1 milyon tondan 1,6 milyon tona ve galvanizleme kapasitemiz de 900 bin tona ulaştı. Böylece Türkiye'nin en modern ve en yüksek üretim kapasitesine sahip galvanizli sac üreticisi haline gelen Borçelik, yeni galvaniz hattında pazar beklentilerine paralel olarak 0,25 -2,00 mm arasındaki kalınlıklarda, 1530 mm'ye kadar genişliklerde, 50-350 g/m2 arasındaki çinko kaplama miktarlarında üretim yapabiliyor.
Devreye giren yeni galvanizleme hattı, siparişleri müşteri segmentleri bazında ayrıştırıp, üretim planlamasında kaplama tipi, kaplama miktarı yüzey kalitesi ve benzeri optimizasyonların daha esnek ve etkin yapılabilmesini sağlıyor, bunun etkileri de hatasızlık ve tam zamanında teslimat olarak müşterilere yansıyor. Borçelik'in yatırım planlamasında dikkate aldığı ve müşterilerine sunduğu en önemli değerlerden biri olan müşteriye özel butik üretim konusundaki esnekliği ve yetkinliği de artmış oluyor.
Yine 2008 yılının neredeyse tamamında çelik fiyatlarında önemli dalgalanmalar yaşandı. Bir bakıma “Ölüm Sarmalı” dediğimiz durum yaşandı. Bu olay firmanıza ve sektöre nasıl yansıdı?
2007 yılının sonlarıyla beraber artan hammadde fiyatlarının baskısı, enerji maliyeti artışları ve Çin’in ihracatındaki yavaşlama eğilimi nedeniyle çelik fiyatlarında daha önce hiç görülmemiş bir tırmanış gözlemlendi. Yıl ortasına kadar benzeri görülmemiş bir artış eğilimi gösteren fiyatlar 2008 yılı Eylül ayından itibaren düşüşe geçti. Çelik fiyatlarında yaşanan değişimler tüm demir çelik üretici, stokçu ve kullanıcılarını olumsuz şekilde etkiledi.
Küresel Finansal durgunluk etkisini geçtiğimiz yılın son çeyreğinde göstermeye başladı. Bu durgunluğu bekliyor muydunuz? Ne gibi önlemler aldınız?
2008 yılının son çeyreğinden itibaren, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de ve sektörümüzde de ekonomik krizin etkilerini yaşamaya başladık. Aslında fiyat dalgalanmalarını krizden bir evre önce yaşamaya başlamıştık ancak global kriz ile birlikte daha derin bir etki oluştu.
Borçelik Türkiye’nin en büyük yassı çelik üreticilerinden biri. Esnek üretim imkanımız var. Bu nedenle büyük bir değişikliğe gereksinim duymadan talepteki daralmaya uyum gösterebildik. Ülkemizin tüm şirketleri gibi biz de ekonomik krize karşı direncimizi artırmak için pek çok önlem aldık. Bunların temelinde de daha sıkı maliyet kontrolü ve daha verimli iş süreçleri yaratmak yer alıyor.
Piyasalar hâlihazırda hem tahsilât sıkıntısından hem de talep azlığından yakınıyor. Özellikle talep neden düştü ve Firma olarak siz ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?
Sanayi üretiminde önemli ölçüde daralma söz konusu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre geçen yıl yüzde 17,8 küçülen sanayi üretimi ocak ayında da yüzde 21,3 oranında daraldı. Otomotiv ve beyaz eşya üretiminde de düşüş yaşanıyor. Ürün tedarik ettiğimiz başlıca sektörler olmaları nedeniyle bu gelişmeler, 2009 yılı performansımız açısından büyük önem taşıyor.
Önümüzdeki dönemler için neler öngörüyorsunuz? Talepte artış yaşanacak mı? Fiyatlar nasıl bir yol izleyecek?
Başta otomotiv ve beyaz eşya sektörleri olmak üzere üretim yaptığımız sektörler aynı zamanda ülkemizin ihracatında lokomotif rol üstleniyor. Dinamik ve maliyetlerini iyi kontrol edebilen şirketler geçtiğimiz kriz döneminde olduğu gibi TL’deki değer kaybını hızlı şekilde ihracat avantajına çevirebiliyorlar. Ayrıca alternatif pazarlara yeni açılımlar söz konusu. Tüm bunlar bize yeni talepler olarak yansıyor.
2008 yılı başından itibaren sadece 1 yıl içerisinde önce 2 katına çıkan sonra 3’te birine inen fiyatları yaşadıktan sonra fiyat tahmininde bulunmayı ve tahmine göre hareket etmeyi sağlıklı bulmuyorum ve tavsiye etmiyorum.
“Borçelik olarak neler yaptık”
Tamamı sektörümüzde ilk olmak üzere, 1997 yılında ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, 1998 yılında ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, 2000 yılında OHSAS 18001 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerini aldık. 2001 yılında TÜSİAD KalDer Büyük Ölçekli Kuruluşlar Kategorisi’nde EFQM Mükemmellik Modeli Ulusal Kalite Başarı Ödülü’nün sahibi olduk. 2003 yılında özellikle otomotiv sektörünün talep ettiği ISO TS 16949 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi’ni aldık. 2006 yılı sonunda ise ISO tarafından, büyük ölçekli şirketler kategorisinde, Çevre Teşvik Ödülü’ne layık bulunduk.
Ayrıca, müşterilerimizin isteklerini dinlememize ve anlamamıza yardımcı olan Müşterinin Sesi (Voice of Customer) uygulamamız sonucunda 2007 yılı Haziran ayında ISO 10002 Müşteri Şikayetleri Yönetim Sistemi Belgesi almaya hak kazandığımızı da belirtmek isteriz. Bu belgeyi imalat sektöründe alan ilk kuruluş biz olduk.
2007 yılı sonunda, yaklaşık 2 ay süren ISO 27001:2005 Bilgi Güvenliği Sertifikasyon denetleme süreci, çok başarılı geçen 3 adet denetleme ile tamamlandı ve böylece 3 yıllık bir ISO 27001:2005 sertifikası almaya hak kazandık. Borçelik olarak, konusunda en kapsamlı içeriğe sahip olan bu sertifikanın, Türkiye’deki 13., demir çelik sektöründeki ilk sahibi ve denetleme neticelerine göre Avrupa’daki en iyi üç firmadan bir tanesiyiz.
Bir başka önemli nokta; Borçelik’te Yalın 6 Sigma metodolojisinin 2002 yılından beri etkin bir şekilde kullanılmasıdır. Çalışanlarımızın ve yöneticilerimizin geniş katılımıyla yürüttüğümüz Yalın 6 Sigma projeleri ile iş süreçlerimizi mükemmelleştiriyor, hatalarımızı sıfırlama hedefiyle çalışıyoruz. Bunun sonucu hem ciddi bir verim artışı, hem de müşteri memnuniyetinde önemli bir yükselme oluyor.
2005 yılından bu yana TPM (Toplam Üretken Bakım Yönetimi) modelini benimseyerek üretimde, kalitede, stok ve maliyetlerde oluşan kayıpları azaltmayı, verimi en yüksek seviyelere getirmeyi ve çalışanlarının motivasyonunu artırmayı hedefleyen Borçelik bu konudaki başarılı çalışmaları sonucunda, 2008 yılı sonunda Japon Planlı Bakım Enstitüsü tarafından JIPM Mükemmellik Ödülü'ne layık bulundu.
Tüm üretim faaliyetlerinde çevrenin korunmasına büyük önem veren Borçelik’in çevre etkisini de göz önünde bulundurarak bugüne kadar yaptığı yatırımlar 10 milyon Amerikan Doları’nı aşarak toplam yatırımlarının yüzde 2’sine ulaşmış bulunuyor.
Bugüne kadar birbirini izleyen doğru yatırımlar Borçelik’in, çelik sanayinin güçlü kuruluşları arasında yer almasını sağladı. Stratejik planlarımız doğrultusunda, rekabet gücümüzü ve pazar payımızı artıracak yatırımlarımızı sürdürüyor, teknolojimizi sürekli geliştiriyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.