Sorularımıza geçmeden önce UKUB- Kalıpçılar vadisi projesindeki son durumu ve gelişmeleri bizlerle paylaşır mısınız?
Sektörümüzün ortak hayali olan KALIPÇILAR VADİSİ Projesi’ni hayata geçirmek üzere UKUB Yönetim Kurulu olarak göreve geldiğimiz günden beri çalışmalarımız devam etmektedir.
Yalova Valiliği, Yalova Belediyesi ve Yalova Ticaret ve Sanayi Odası ile yapılan görüşmelerin ardından söz konusu arazinin, KALIPÇILAR VADİSİ OSB kurulması amacıyla UKUB’ a tahsis edilmesi yönünde resmi başvuruda bulunulmuş ve başvurular neticesinde 342.000 m2’lik arazinin UKUB’a tahsis edilmesine karar verilmiştir.
06.07.2012 tarihinde S.S. UKUB Kalıpçılar Vadisi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi’nin kurulması ile kooperatif adı altında başlayan projemiz arazinin UKUB’a tahsis edilmesi ile ihtisas OSB niteliği kazanmıştır.
25.03.2013 tarihinde, Yalova Valisi Sayın Esengül CİVELEK, Yalova Belediye Başkanı Yakup KOÇAL, Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal ÖZEL ve UKUB Yönetim Kurulu Üyeleri’nin katılımıyla Yalova Valiliği’nde yapılan toplantıda müteşebbis heyet üyeleri belirlenerek başkanlığa Yalova Valisi Sayın Esengül CİVELEK Hanımefendi seçilmiştir. Yalova Valisi Sayın Esengül CİVELEK Hanımefendi OSB’nin Müteşebbis Heyet Başkanı olarak projeyi bizzat takip etmektedir.
Toplantıda, kurulacak olan OSB’de UKUB’un %82, Yalova İl Özel İdaresi’nin %6, Yalova Belediyesi’nin %6, Yalova Ticaret ve Sanayi Odası’nın %6 hisseye sahip olması oybirliğiyle kararlaştırılmıştır. Buna göre 15 kişiden meydana gelen müteşebbis heyetin 12 kişisi UKUB üyelerinden seçilmiştir.
Yeni oluşturulan müteşebbis heyet tarafından Yalova Kalıp İmalatı İhtisas OSB Kuruluş Protokolü hazırlanıp imzalanarak bakanlık onayı için T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na 14 Haziran 2013 tarihinde teslim edilmiş olup söz konusu OSB kurulumu ile ilgili olarak 26.07.2013 tarihinde ÇED ‘e tabi değildir raporu alınmıştır. Bakanlıkta onay sürecinde olan kuruluş protokolün onaylanmasının ardından kamulaştırma süreci başlayacak ve arazi alımları süratle gerçekleştirilecektir.
Birlik olarak amacımız, tüm yasal süreçleri bir an önce sonuçlandırarak sektörümüzle birlikte Yalova ve civarının da ekonomik kalkınmasına büyük katkı sağlayacak olan yatırımlara bir an önce başlamak ve Yalova Kalıp İmalatı OSB’yi 2016 yılı sonuna kadar faaliyete geçirmektir.
Bu projenin dışında UKUB olarak yürüttüğünüz güncel projeleriniz hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
UKUB Kalıpçılık Teknoloji ve Ar-Ge Merkezi kurulumu kapsamında yürüttüğümüz çalışmaların ilk adımı olan Ortak Kullanıma Yönelik TMM (Tersine Mühendislik Merkezi) Kurulumu projesi 198.000,00 TL’lik bütçe ile Şubat 2013 tarihinde tamamlanarak hizmet vermeye başlamıştır.
TMM’de üyemiz olan ve olmayan firmalara tarama, modelleme, kalite kontrol hizmetlerinin verilmesinin yanı sıra böyle bir teknolojinin kalıpçılık sektöründe nasıl kullanılabileceğine yönelik farkındalık yaratmak ve bilgiyi paylaşmak adına toplamda 10 okul ziyaret edilerek, toplamda 500 kadar öğrenci ve öğretmene uygulamalı, teknolojik seminerler düzenlenmiştir.
Sonraki adımda ASOM (Endüstriyel Kalıpçılığa Yönelik Ortak Analiz, Simülasyon ve Optimizasyon Merkezi) kurulumu ile ilgili hazırladığımız 673.950,00 TL bütçeli yatırım proje başvurumuz BEBKA tarafından 14.06.2013 tarihinde kabul edilmiş; 26.06.2013 tarihinde sözleşme imzalanarak kurulum çalışmalarına başlanmıştır. A
SOM projesi 12 ayda tamamlanarak üyelerimizin hizmetine açılacaktır. Proje kapsamında, Birliğimizde; endüstriyel kalıpçılığa yönelik ortak analiz, simülasyon ve optimizasyon faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
Proje kapsamında kurulacak ASO M’da sunulacak hizmetler ile ilgili ihtiyaç duyulan, makine, ekipman, yazılım ve eğitim hizmeti alımlarına başlanmış ve personel istihdamı gerçekleştirilmiştir. ASOM’ da üyelerimize 3D Lazer İşleme Sistemi, Plastik Enjeksiyon Proses Analiz Hizmeti, Metal Form Verme Proses Analiz Hizmeti, Basınçlı Döküm (Metal Enjeksiyon) Proses Analiz Hizmeti, Termal Kamera Hizmeti (Kalıp Çalışma Sıcaklığı Optimizasyonu) verilecektir. Projenin tüm UKUB üyeleri ve sektörümüze yararlı olmasını temenni eder, çalışmalarımızın emin adımlarla devam edeceğini belirtmek isteriz.
Yılın ilk üç çeyreğini geride bıraktık. Sizce bu dönem Türk sanayisi, ekonomisi ve özellikle kalıp sektörü açısından nasıl geçti? Yılın son çeyreğinden neler bekliyorsunuz?
2013 yılı ekonomik verileri 2012 yılına kıyasla daha iyi değil. Büyüme düştü, yatırım azaldı, ihracat azaldı. Tüketimin artmış olması pozitif bir veri değil zira satışlar genelde stokların eritilmesi ile karşılandı. Yılın son iki çeyreğindeki döviz artışı ihracat ağırlıklı çalışan firmalarımız için avantaj teşkil etmekle birlikte makine, ekipman ve yazılım konusunda yurtdışına bağımlı olmamız nedeniyle yatırımlar büyük oranda azalmış durumda.
Yılın son çeyreğinde faiz oranlarının artması ile yatırımların biraz daha erteleneceğini düşünüyorum. Kalıp sektörü için değil ama genel anlamda 2014 zor bir yıl olacak.
Kalıp sektörünün hedef kitlesini oluşturan otomotiv, elektrik- aydınlatma, ambalaj, beyaz eşya ve makine gibi sektörlerin genel durumu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Artık herkesin bildiği üzere kalıp sektörünün en önemli müşterilerinden biri otomotiv sanayisidir. Türk otomotiv sanayisinin rekabet gücünü arttıran en önemli unsur hafif ticari araç tasarım ve üretim kabiliyetidir. Bu özelliğiyle Türkiye Avrupa’nın lider ticari araç üretim merkezidir. Ancak ne yazık ki bu sınıf araçların vergi oranlarında yapılan değişiklik ile satış rakamları üretim maliyetlerinden bağımsız yükselmiş ve hafif ticari araç iç piyasa satışları 2013 yılında yaklaşık % 10 düşmüştür. 2013 yılında 2012 yılı dönemine göre kamyon pazarı % 9 oranında azalırken, otobüs pazarı ise özellikle kent içi yolcu taşımacılığı talebindeki olumlu gelişmeler nedeni ile % 121 gibi önemli oranda arttı. Ana sanayinin bu verilerinin yanı sıra dikkate alınması gereken bir başka husus özellikle otomotiv yan sanayi firmalarımızın doğrudan ihracat potansiyelidir. İç piyasa daralsa bile uluslararası standartlarda rekabetçi fiyatlarla üretim yapan birçok küresel yan sanayi firmamız bu sektörün omurgası olmaya devam edecektir.
Bir diğer önemli müşterimiz olan beyaz eşya sektörü yaklaşık 25 Milyon üretim adedi ve 4.2 Milyar Dolar ihracatıyla 2012 yılının Avrupa lideriydi. 2013 yılı büyümesi 2012’ye göre düşük te olsa artan üretim kapasitesi ile liderliğini koruyacaktır.
Beyaz Eşya Sektöründe Türkiye, son yıllarda yaptığı atılımlarla Avrupa’nın en büyük üreticisi konumuna yükselmiştir. Dünyanın önde giden birçok önemli beyaz eşya üreticisi Türkiye’yi üretim üssü olarak belirlemiş ve hem yeni hem de mevcut yatırımlarını Türkiye’ye kaydırmışlardır. Sektörün hızla büyümesinin altında yatan en önemli faktör, gelişmiş ve uluslararası standartlarda üretim yapan, kalıpçılar dahil yan sanayi firmalarının, ana üreticilere sağladığı destek ve kaliteli üretim olmuştur.
Sonuç olarak, beklenen krizden dolayı küresel pazar daralsa bile otomotiv, beyaz eşya, elektrik-aydınlatma ve ambalaj sektörleri sahip oldukları güçlü altyapı, sanayi tedarik zinciri ve esnek hareket edebilen, değişen şartlara hızlı uyum sağlayabilen kobileri ile pazardan daha çok pay alarak büyümeye devam edeceklerdir.
Ülkemizde yaşanan siyasal ve ekonomik gelişmeler, ABD’de yaşanan bütçe krizi ve genel küresel durumla ilgili görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Ülkemiz hiçbir dönemde siyasal veya ekonomik açıdan uzun süreli stabil olmadı. Bizim krizlere karşı anında reaksiyon gösterme, değişen şartlara uyum sağlama kabiliyetimizin gelişmiş olmasının sebebi de bu zaten. Türk sanayicisi krizlere karşı bütün aşılarını yaptırmış durumda. Biz hedefi doğru belirleyip, iyi planlama yapıp, belirleyeceğimiz uygun stratejiler kapsamında çok çalışmaya devam etiğimiz müddetçe bizi kimse durduramaz.
2014 yılı başta kalıp sektörü olmak üzere diğer sanayi sektörleri açısından sizce nasıl geçecek?
2014 yılı hepimiz için zor bir yıl olacak. Ekonomik parametreleri dikkate alacak olursak faiz oranlarının artması yüksek olasılık. Bu durum, hali hazırda yüksek seyreden kurlardan dolayı zaten ertelenmiş olan yatırımların daha da ötelenmesine sebep olacaktır.
Her şeye rağmen ben iyimserim. Türkiye’de küçük ve orta işletmeler üzerine kurulu çok güçlü bir üretim yan sanayisi mevcut. Bu yapı sayesinde ülkemize yurtdışından sürekli iş gelmektedir. Düşük maliyetli uzak doğu ülkeleri artık Türk kalıpçılık sektörü için bir tehlike değildir.
Başta Almanya, iletişim, ulaşım ve kalite sorunlarının yanı sıra git gide artan fiyatlardan dolayı Çin pazarından yavaş yavaş çekilmektedir. Biz rekabetçi olduğumuz müddetçe gelmeye de devam edecek. Ancak, bir gün bizden daha ucuz bir tedarikçinin pazara girebileceğini aklımızdan çıkarmadan rekabet gücümüzü korumak ve yükseltmek için sürekli çalışmalıyız.
Son olarak sektöre ve meslektaşlarınıza dergimiz aracılığıyla iletmek istediğiniz mesajınız var mı?
Meslektaşlarıma tekrar hatırlatmak istediğim önemli bir konu var. Yeni yatırım yapmadan önce verimliliklerini arttırmalarını tavsiye ediyorum. Birçok işletmemizde maalesef kurulu kapasiteler yeterince iyi kullanılamıyor olmasına rağmen yeni projeler alındıkça yeni yatırımlar yapılıyor. Bu yüzden hem yatırım hem de işletme maliyetlerimiz yükseliyor haliyle rekabet gücümüz düşüyor.
Küresel rekabet ortamında, tüm işletmeler benzer fiyatlarla karşılaştıkları için, işletme karlılığının artışı, girdi maliyetlerinin, işletme maliyetlerinin azalmasına yani verimliliğin artışına bağlıdır. Verimlilik oranları ve verimliliğin ölçülmesi, işletme yöneticileri tarafından etkin bir denetim aracı olarak kullanılmalıdır. Bu sayede, teknik konular dışında ekonomik konulara pek hâkim olmayan yöneticiler dahi, gerek teknik gerekse ekonomik sorunları çözebilecek, işletmelerini dengeli şekilde yönetebileceklerdir.
İşgücü, makine, malzeme ve sermaye verimliliğimizi doğru hesaplamak için adam-saat, makinesaat kapasitemizi, toplam yatırım değerlerimizi, amortisman değerlerimizi doğru tespit etmeliyiz.
Gerçekleşen üretim bilgilerini sürekli toplamalı, kayıt altına almalı, kaydettiğimiz bilgileri analiz ederek iyileştirme çalışmaları için veri haline dönüştürmeliyiz. Üretim için tedarik edilen tüm girdileri proje bazında kayıt altına almalı, süratle maliyet muhasebe sistemine geçmeli, aşamalı olarak MRP ve ERP yazılımlarını işletmelerimize entegre etmeli, yalın üretim, 6 sigma çalışma sistemlerini kalıphanelerimizde uygulamalıyız.
Yeni yatırıma ihtiyaç olup olmadığını tüm bu çalışmaları yaptıktan sonra tekrar irdelemeli, teknik hedeflerimizi küresel rekabet koşulları seviyesine yükseltmeli, detaylı araştırma yaparak yapacağımız işe en uygun, en doğru yatırımı yapmalıyız.
Tezgâh yatırımı yaparken, ülkemizde kalıp işlemek için kullanılan CNC tezgâhların yapılan işe uygun seçilmemesi; CAM yazılımlarının, kesici-tutucu takımların uygun seçilmemesi veya doğru şartlarda kullanılmaması; eğitim eksikleri gibi sebeplerden dolayı CNC tezgahlardan yaklaşık % 50 verim alındığı gerçeğini aklımızdan çıkarmayalım.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.