ÇEBİD Genel Sekreteri Mehmet Zeren: Türkiyenin Çelik Boru Üretimi, 2012 yılında 4,05 Milyon Tona Ulaştı
Uluslararası rekabette güçlenmek adına 1996 yılında kurulan Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD)nin çalışmalarını Genel Sekreter Mehmet Zeren ile konuştuk.
Öncelikle Çelik Boru İmalatçıları Derneği’nden bizlere kısaca bahseder misiniz?Çelik Boru İmalatçıları Derneği; Türkiye’de Çelik Boru Sanayi’ni geliştirmek, ulusal sanayimizin ihtiyaç duyduğu kalitede ürünler üretmek ve üreticilerimizi uluslararası rekabette güçlendirmek amacıyla 1996 yılında kurulmuş sektörel bir sivil toplum kuruluşudur. ÇEBİD, Türkiye çelik boru sektörünün tek temsilcisi konumundadır. Derneğimize üye olan 19 seçkin çelik boru üreticisinin gerçekleştirdiği üretim ve ihracat Türkiye toplamının yaklaşık %95’ine karşılık gelmektedir.
ÇEBİD olarak son iki yılda yapmış olduğunuz çalışmaları, yürütmüş olduğunuz proje ve faaliyetleri bizimle paylaşır mısınız?Dernek olarak, üye firmalarımızın ulusal ve uluslararası pazarlarda yaşadıkları problemleri gidermeye çalışarak sektörü bulunduğu konumdan daha iyiye taşımaya çalışıyoruz. Türkiye ve dünya ile ilgili istatistiki bilgileri ve sektörel gelişmeleri düzenli aralıklarla üyelerimize ulaştırıyoruz. Bunun dışında üyelerimizi bir araya getirerek oluşan sinerji ile sektörü geliştirmeye çalışıyoruz.
Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının su iletim hatlarında çelik borulara öncelik vermeleri için yürüttüğümüz çalışmalar var. Konu ile ilgili olarak Devlet Su İşleri ve belediyeler ile görüşmeler yapıyoruz. Ayrıca, bilindiği üzere 2013 yılında yapımına başlaması öngörülen Türkiye’nin de içinde olduğu iki önemli uluslararası doğalgaz boru hattı projesi var, Trans Anadolu ve Nabucco Batı. Konuyla ilgili olarak hem Enerji Bakanlığı hem de ilgili taraflarla koordineli çalışmalar yürüterek projelerde Türkiye’de üretilen çelik boruların kullanılması için çaba gösteriyoruz.
Türkiye çelik boru sektörüne yönelik sık sık anti damping soruşturmaları açılmaktadır. Dernek olarak, açılan soruşturmalarda sektörü güçlü bir şekilde savunmak adına görevli avukat, kamu kurum ve kuruluşları ile koordinasyon içerisinde çalışıyoruz. 2012 yılında Kanada ve Avrupa Birliği tarafından iki ayrı anti damping soruşturması açıldı ve her iki soruşturma da Türkiye adına herhangi bir önlem alınmadan kapatıldı. 2003 yılından bu yana Kanada tarafından uygulanmakta olan bir anti damping önlemi var. Bununla ilgili olarak da bu yıl yapılacak olan gözden geçirme soruşturması için bir çalışma yürütüyoruz. Çalışmalarımız sonucunda bu önlemin de sona ereceğini ümit ediyoruz.
Türkiye’deki çelik boru üretim rakamları, üretim kapasitesi, iç piyasa satışları ve ihracat rakamları hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?Türkiye çelik boru sektörünün fiili kapasitesi yaklaşık 6 milyon tondur. 2012 yılında Türkiye çelik boru üretimi bir önceki yıla oranla yaklaşık % 7,5 artış göstererek 4,05 milyon tona ulaştı. Üretimin 1,83 milyon tonluk kısmı ihraç edilirken kalanı yurtiçinde tüketildi.
Türkiye çelik boru sektörü; üretim kapasitesi, ürün kalitesi ve maliyet yapısı itibariyle ihracat kabiliyeti çok yüksek olan bir sektördür. Sektörde üretilen ürünlerin, küresel ekonomik konjonktüre bağlı olarak, % 50’si ihraç edilmektedir. 2012 yılında Türkiye çelik boru ihracatı bir önceki yıla oranla miktar olarak %15 artarak 1,83 milyon tona, değer olarak ise %5,7 artışla 1,66 milyar dolara ulaştı.
2012 yılında en fazla çelik boru ihracatı yapılan ilk üç ülke Irak, ABD ve İngiltere oldu. Bunların dışında Cezayir, Gürcistan, Azerbaycan, Polonya gibi alternatif pazarlara olan ihracatlarda önemli artışlar meydana geldi.
Ülke gruplarına göre çelik boru ihracatında; Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olan Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye çelik boru ihracatındaki payı %35,9 oldu. 2011 yılında bu oran %44,6 olarak gerçekleşmişti. Bunun yanında, 2011 yılında %14,5 olan Amerika ülkelerinin ihracattaki payı, 2012 yılında %19,4’e yükseldi.
Dünya çelik boru üretim pazarında Türkiye’nin mevcut konumu ve pazardaki etkinliği hakkında neler söyleyebilirsiniz?2011 yılı istatistiklerine göre bir değerlendirme yaparsak; toplam dünya çelik boru üretimi yaklaşık 124 milyon ton olmuştur. Dikişli çelik boru üretimi ise yaklaşık 81 milyon ton seviyelerindedir. Türkiye yüksek kapasitesi yıllık, yaklaşık 4 milyon ton çelik boru üretimi ve ihracat pazarlarındaki tecrübesi ile dünya piyasalarında önde gelen ülkeler arasındadır. Türkiye; Çin, Rusya, Güney Kore ve Japonya’nın ardından dünyanın en fazla dikişli çelik boru üreten 5. ülkesi konumundadır. Türkiye çelik boru sektörü ürün çeşitliliği, kalitesi ve teknolojisi ile bu ülkelerle rekabet edebilecek durumdadır.
Uluslararası piyasalarda Türk üreticilerin rekabet gücü ne durumda? Daha çok hangi ülke üreticileriyle rekabet ediyoruz? Bu rekabet ortamında Türkiye’nin avantajları ve dezavantajları nelerdir?Türkiye uluslararası piyasalarda en fazla Çin, Güney Kore, Hindistan gibi Uzakdoğu ülkeleri ile rekabet halindedir. Bunun dışında çevre ülkelerde İtalya ve Almanya önemli rakipler olarak öne çıkmaktadırlar. Türkiye’deki üreticilerin dünya piyasalarındaki rekabet gücünü etkileyen en önemli unsur değişken bir yapıda olan hammadde fiyatlarıdır. Türkiye’deki çelik boru üreticileri uygun koşullarda hammadde temin edemediği takdirde küresel piyasalarda rekabet etme şansı bulamamaktadır. Rekabet etmekte olduğumuz ülkelerin birçoğu aynı zamanda önemli çelik üreticisi olan ülkeler olduğu için bu ülkelerin firmaları uygun koşullarda kendi ülkelerinden hammadde temin edebiliyorlar.
Türkiye’deki çelik boru üreticileri de Dahilde İşleme Rejimi sayesinde hammaddeyi uygun koşullarda temin ederek rekabet imkanı kazanmaktadır. Türkiye çelik boru sektörünün dış ticarette en fazla uğraştığı problemlerden birisi de ithalatçı ülkelerin uyguladıkları ticaret politikası savunma araçlarıdır. ABD tarafından Türkiye menşeli standart borulara yönelik 1986 yılından bu yana anti damping ve telafi edici vergi önlemleri bulunmaktadır. Bunun dışında, yine ABD tarafından Türkiye menşeli kare ve dikdörtgen çelik boru ve profil ithalatına yönelik 2008 yılından bu yana uygulanan bir anti damping önlemi vardır. Son olarak, Kanada tarafından 2003 yılından bu yana Türkiye menşeli çelik profillere uygulanan bir anti damping önlemi bulunmaktadır. Bunların yanında zaman zaman Avrupa Birliği tarafından açılan anti damping soruşturmaları sektörün ihracatını olumsuz yönde etkilemektedir. Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa gibi gelişmekte olan pazarların hepsine yakın olması Türkiye’deki çelik boru üreticilerin lojistik olarak küresel piyasalarda rakiplerine göre daha güçlü olmasını sağlıyor. Bunun dışında, sürekli gelişmiş pazarlara ihracat yapmanın da etkisiyle uluslararası standartlara uygun kaliteli ürünler üreten üreticilerimiz Uzakdoğu’daki rakiplerine göre bir adım önde bulunmaktadır.

Devlet tarafından sektöre verilen destekleri yeterli buluyor musunuz? Bu konuda yetkili makamlardan ne gibi beklentileriniz var?En önemli ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği tarafından zaman zaman kendi üreticilerini korumak adına keyfi bir şekilde somut delillere dayanmayan anti damping soruşturmaları açılabiliyor. 2012 yılının başında Avrupa Birliği tarafından; Türkiye, Ukrayna ve Makedonya menşeli kare ve dikdörtgen profil ithalatına yönelik bir anti damping soruşturması açıldı.
Örneklemeye seçilen firmaların yerinde incelenmesinden sonra Avrupa Birliği’ndeki şikayetçi firmaların şikayetlerini geri çekmeleri nedeniyle bu soruşturma Türkiye ve soruşturmaya konu olan diğer ülkeler adına herhangi bir önlem alınmadan kapatıldı. Bundan önce de aynı ürünlere 2002 ve 2008 yıllarında anti damping soruşturmaları açılmıştı ve aynı şekilde şikayetçi firmaların şikayetlerini geri almalarıyla sonuçlanmıştı. Bu şekilde açılan anti damping soruşturmaları hem AB ülkelerindeki ithalatçıları hem de Türkiye’deki ihracatçı firmaları olumsuz yönde etkiliyor. Soruşturma süreci hem firmalar için hem de ilgili kamu kurumları için önemli bir maliyet ve zaman kaybına yol açıyor. Dolayısıyla, AB Komisyonu tarafından somut delillere dayanmadan bu tür soruşturmaların açılmasını önlemek amacıyla Ekonomi Bakanlığı’nın Komisyon nezdinde girişimde bulunmasını ve bu sorunun çözümü konusunda desteklerini bekliyoruz.
Bunun dışında ülkemizin kısıtlı olan kaynaklarını daha verimli kullanmak adına kamu kurumlarının ihaleye çıkarken yerli ürünlere öncelik vermeleri gerektiğini düşünüyoruz. Tüm dünyada kalitesini ispatlayan ve küresel pazarlarda Çin, Hindistan, Güney Kore gibi ülkelerle rekabet eden üreticilerimizin Türkiye’de rahatlıkla uygun koşullarda üretim yapabileceği aşikârdır. Bilindiği üzere geçtiğimiz aylarda KKTC Su Temin Hattı Projesi’nin kara tarafında kullanılmak üzere Çin’den dökme demir borular ithal edilmişti. İthal edilen bu borular yerine yerli çelik borular kullanılsaydı proje çok daha ucuza mal edilebilirdi. Bu konuyla ilgili olarak, kamu kurumlarının yerli ürünü tercih etmesine yönelik olarak 2011 yılında yayımlanan bir Başbakanlık Genelgesi var. Tüm kamu kurumlarının yatırımlarında yerli ürünü desteklemeleri hem üreticilerimiz hem de ülkemiz adına faydalı olacaktır.
Üyeleriniz hammadde teminini ağırlıklı olarak iç pazardan mı yoksa ithalat yoluyla mı sağlıyorlar?Türkiye çelik boru üreticileri üretimlerini gerçekleştirmek için yılda yaklaşık 4 milyon ton yassı çelik ürünü temin etmektedir. Hammadde maliyeti toplam maliyet içerisinde çok önemli bir yüzdeye sahip olduğu için üreticilerimiz nerede daha uygun koşullarda bulurlarsa hammaddeyi oradan alıyorlar. İç piyasada yassı çelik ürünlerine uygulanan gümrük vergilerinin de etkisiyle üreticilerimiz genelde yerli üreticilerden hammadde tedarik etmektedir. İhracat piyasalarında ise piyasaların durumuna göre üreticilerimiz Dahilde İşleme Rejimi ile yabancı üreticilerden de hammadde tedarik edebilmektedirler. İthalat yoluyla en çok hammadde temini gerçekleştirilen ülkeler Rusya, Ukrayna ve Avrupa Birliği ülkeleridir.
Bunların dışında eklemek istedikleriniz var mı?Üretimde Avrupa’nın lideri konumunda olan Türkiye çelik boru sektörü, ihracatta dünyada beşinci sırada yer almaktadır. Sektörün rekabetçi gücünün artırılması için gerekli atılımların yapılması ile bundan sonraki en büyük hedefimiz üretimde ve ihracatta dünyada ilk üçe girmek ve 2023 yılı ihracat hedeflerinden sektörün payına düşen 7,9 milyar dolar ihracatı gerçekleştirmektir.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.