Çelik İhracatçıları Birliğinden ABDye Mektup
Amerika Birleşik Devletlerinin Meksika ve Türkiye menşeli inşaat çeliği ithalatına karşı başlattığı soruşturmaya taraf olan Çelik İhracatçılar Birliği üyeleri ABD Ticaret Bakanlığına bir mektup yazdı.
Amerika Birleşik Devletlerinin Meksika ve Türkiye menşeli inşaat çeliği ithalatına karşı başlattığı soruşturmaya taraf olan Çelik İhracatçılar Birliği üyeleri ABD Ticaret Bakanlığına bir mektup yazdı.
Amerika Birleşik Devletlerinin Meksika ve Türkiye menşeli inşaat çeliği ithalatına karşı başlattığı soruşturmaya taraf olan Çelik İhracatçılar Birliği üyeleri ABD Ticaret Bakanlığı’na bir mektup yazdı.
Türk çelik ihracatçılarının, ABD’li yerli üreticilerin çeşitli karar verici makamlara yaptığı politik baskılardan duydukları endişeleri dile getirdikleri mektubu okurlarımızla paylaşıyoruz.
Sayın Sekreter Pritzker,
Müvekkillerimiz Icdas Celik Enerji Tersane ve Ulasim Sanayi A.S. (“Icdas”), Habas Sinai ve Tibbi Gazlar Istihsal Endustrisi A.S. (“Habas”), Colakoglu Metalurji A.S. (“Colakoglu”) ve Kroman Çelik Sanayii A.Ş. (“Kroman”) adına, 29 Temmuz 2014’da yapılan ve içeriği 19 Ağustos 2014’de duyurulan tek taraflı toplantıya itiraz etmekteyiz ve Dairenizden bu toplantıya sunulmuş olan materyalleri zamansız ve yersiz oldukları gerekçesiyle reddetmesini talep etmekteyiz. Ayrıca, toplantı sırasında davacılar tarafından sağlanmış olan her tür belge ya da bildirilerin ve Daireniz personelince hazırlanmış olan her tür not, bilgi notu ya da diğer materyallerin de, karar almada meşru temel niteliğinde olan materyallerden ayrılarak, temyiz kapsamında toplanıp muhafaza edilmesini de talep etmekteyiz.
Davalıların, bu toplantının hem zamanlaması hem de içeriği hususunda sıkıntıları vardır. Toplantı Brifingi tamamlanmadan sadece dört gün önce, anti-damping soruşturmasındaki sözlü görüşmeden iki gün önce ve Telafi Edici Vergi sözlü görüşmesinden bir hafta önce gerçekleşmiştir.
Toplantının zamanlaması sorunludur çünkü bu davacılara kendi savunmalarındaki argümanlarına ilişkin ek ayrıntıları karar vericilere sunma imkanı vermiştir; bunlar, kayıtlara geçmiş planlı duruşmalarda bundan sonra kısa süre içinde sunulacak olan argümanlardır. Davalılar, davacılara, aslında resmi duruşmalarda sunulacak argümanlar için “ortam hazırlamak” üzere sektör tanıklarından ek tanık beyanı desteği ile kendi savunmalarına ek yapma imkanı verilmesi şekline itiraz etmektedirler. Örneğin, bu toplantıda, “kaynak yapma özelliği” ya da “Thermex” prosesi gibi hususlara yönelik teknik açıklama sunma imkanı tanınmıştır ki bu hususta, davacılar, yeterli bir tespiti açık biçimde oluşturamamışlardır ve davacılar bunu kayıt dışı tanık sunumları ile halledebilirlerdi. Davalılar, ayrıca, Dairenin yerli sektörün durumu hakkında davacılara bilgi ve argüman sunma imkanı vermiş olmasına da itiraz etmektedirler; çünkü, söz konusu bilgilerin Dairenin hesaplamaları ve tespitleri ile hiçbir ilgisinin olmadığı ortadır ve bu bilgiler sadece kurumu davalılara karşı önyargılı olmaya itmektedir.
Ayrıca belirtmek isteriz ki tespit süreci bu toplantı yapılmadan uzun zaman önce kapanmıştır; lakin şurası açık ki Daireniz, Dairenizin 19 Ağustos tarihli bilgi notuna eklenen fotoğraflar da dahil, toplantı sırasında yeni tespit bilgileri almıştır. Davacıların bu araştırmada değişik argümanlarında ve savunmalarında yeni bilgi sunulmasına ilişkin sürelere yönelik sürekli atıfta bulunmalarının ışığı altında bu bilhassa sıkıntı yaratmaktadır. Çünkü toplantıya ilişkin her hangi bir tutanak ya da diğer ayrıntılı bir kayıt bulunmamaktadır ve davalıların, toplantıda Dairenize diğer her hangi bir yeni bilginin sunulup sunulmadığını öğrenme imkanı bulunmamaktadır. Ancak, Dairenizin bilgi notundaki sınırlı bilgilerden görünen o ki davacılara, hiçbir sınırlamaya tabi olmadan davalardaki kilit hususlara ilişkin bilgi ve argüman sunma imkanı verilmiştir.
Toplantının gerçekleşmesi ve görüşme maddeleri, savunma ve duruşmaların tamamlanmasından uzun zaman sonra 19 Ağustosa.2014 kadar açıklanmamıştır. Toplantı bilgi notuna göre:
“Toplantı sırasında, yerli sektörün üyeleri ve vekil, sektörün mevcut durumunu tanımlamışlar ve iddialarına göre kapalı bir Amerikan inşaat demiri tesisi dışında duran yabancı inşaat demirini temsil eden ekteki iki resmi sunmuşlardır. Ayrıca, bunlar, Dairenin Telafi Edici Vergi soruşturmasında sübvansiyonları ölçmesinin gerektiği biçim ve Dairenin, kontrol numaraları tahsis etmesi, maliyet tahsis etmesi biçimi ve Anti-Damping soruşturmasındaki uygun satış tarihi hususunda soruşturmalara yönelik olarak kayıtlara geçen önceki argümanlarını tekrar etmişlerdir. [Vurgu eklenmiştir]”
Yerli sektör üyeleri ve Davacıların avukatı ile yapılan tek taraflı toplantının bilgi notu, 19 Ağustos 2014
Dairenin bu toplantının gerçekleştiğini duruşmalar tamamlanana kadar açıklamama kararı şeffaflık eksikliğine işaret etmektedir. Bilgi notu duruşmalardan önce verilmiş olsaydı, davalılar, kayıtlardaki bu endişeleri ele alma ve belki de davacıların açıkça elde etmek istedikleri ivmenin bir kısmını etkisiz hale getirme imkanına sahip olabilirlerdi. Davacılar toplantının kendi menfaatlerine işleyeceği beklentisinde olmasalardı, toplantının peşinden koşmazlardı; Daire, en yüksek şeffaflık standartlarına göre bu işlemi gerçekleştirmek isteseydi, toplantının yapılacağı, bu davalardaki duruşmalardan önce bilgi notu ile açıklanmış olurdu; aslında, Daire, böyle hareket etseydi evvela zamansız tespit bilgisi ve kayıt dışı argüman kabul etme gibi bir duruma kendisini düşürmemiş olurdu.
Bu toplantı, işbu soruşturmadaki idari süreç hakkında ciddi sorular gündeme getirmektedir. Davacılara, bu soruşturmanın kritik savuma ve sözlü argüman aşamasıyla aynı zamanda ve ileri sürülenleri çürütme imkanı olmadan Daire huzurunda ikinci bir savunma ve sözlü argümana “hazırlık” unsuruna muadil bir imkan verilmiştir. Davacılar, kapalı kayıt altında ve savunma tamamlanmadan kendilerinden talep edilmeyen bilgi sunmuşlardır. Bunun neticesinde de, bu davadaki davacıların birçok kez talep edilmeyen bilgileri tek taraflı sunumları sürmektedir fakat daha büyük bir endişe konusu ise, bu, davacılara ilk başta böyle bir duruşma imkanı vermemiş olması gereken Dairenin tarafsızlığını tehlikeye atma görünümü yaratmaktadır.
Bir işlemin idari kaydı, geniş olarak 19 USC §1516a(b)(2)(A)’da, “Sekretere sunulan ya da Sekreter tarafından elde edilen [ya da] AFDOCS/11251847.2’ye göre ….. de dahil …idari işlem sırasında… idari makama sunulan ya da idari makamca elde edilen tüm bilgilerin” suretleri olarak geniş manada tanımlanmaktadır; “ Bu başlıkta Kısım 1677f(a)(3) kapsamında tutulması gereken tek taraflı toplantıların kaydı”. 19 U.S.C. §1516a(b)(2)(A)(i); keza bakınız: 19 C.F.R. § 351.104(a)(1) (1999) (“resmi kayıt, işleme ait resmi bilgi notunu, tek taraflı toplantıların bilgi notlarını, tespitleri, Federal Sicil Merkezinde yayınlanan bildirimleri ve duruşmanların tutanaklarını içerecektir.” Kısım 1677f(a)(3) ise, tek taraflı toplantıların kaydedilmesine ilişkin yasal ödevi şöyle tanımlamaktadır:
(3) Tek taraflı toplantılar. İdari makam … şunlar arasındaki her hangi bir tek taraflı toplantının kaydını tutacaktır:
(A) İlgili taraflar ya da bir işlem ile ilgili olarak tespit bilgileri sunan diğer kişiler ve
(B) İlgili işleme ilişkin bilginin söz konusu toplantıda sunulması ya da tartışılması halinde, tespit yapılmasından sorumlu kişi ya da bu kişiye kesin öneride bulunmaktan sorumlu her hangi bir kişi
19 U.S.C. § 1677f(a)(3); Keza bakınız: Kao Hsing Chang Iron and Steel Corp. v United States, Slip Op 01-51 (19 Nisan 2001) Davası; Nippon Steel Corp. - United States Davası, 24 CIT __, __, 118 F.Supp. 2d
1366, 1373 (2000) (ve buralarda bahsi geçen davalar).
Yasama evveliyatı, Kısım 1677’nin “ilgili taraflara en yüksek bilgiye ulaşma imkanı sağlanması” amacıyla kaleme alınmıştır. [Vurgu eklenmiştir] S. Rep. No. 96-249, at 100, reprinted in 1979 U.S.C.C.A.N. at 486. Yasadaki zımni husus ise, bilginin, ilgili tüm tarafların söz konusu bilgiye erişme ve görüş belirtme imkanları olacak şekilde zamanında açıklanması gerektiği fikridir.
Daha da önemlisi, hukuk ve yönetmelikler, yazılı argüman ve duruşmalar için eşit ve şeffaf bir süreci öngörürler. 19 CFR 351.309, 310. Daire, tüm tarafların eşit şekilde iştirak etme hususunda makul bir imkanı olmalarını sağlamak, tarafların gerekli dava işlem haklarına 1 ve İdari Usuller Kanununa uyulmasını sağlamak ve GATT Antidamping Nizamnamesine uymak üzere 2 uzun süredir bu sürece bağlı kalmıştır.
Davacıların taktikleri, haksız bir avantaj elde etmek için bu yerleşik idari usulleri atlamaya yönelik bariz bir girişimdir. Tek taraflı süreci, bazıları davalıların savunmalarını yaptıkları duruşmalarda hazır bulunmayan Daire karar vericileri huzurunda ikinci kez savlarını ileri sürerek temelde “elmadan ikinci ısırığı” almak için kullanmışlardır. Bu süreç, davalıların bilgisi olmadan ya da onlara aksine kanıt sunma imkanı verilmeden gerçekleştirilmiştir. Davanın sunumu için kritik bir dönem olan savunma tamamlandıktan sonra ve sözlü argümandan tam önce gerçekleştirilmiştir. Davacılar ne yaptıklarının tamamen bilincindedirler; Daireyi haksız olarak normal idari sürecin sınırları dışına çıkmaya zorlamaktadırlar ve davalılar görüş belirtmek üzere hazır bulunmadan argüman sunumu yapmaya çalışmaktadırlar. Bu ise, idari usullerin bir ihlali olmaktadır.
Toplantı, zamanlaması, bilgi notunun açıklanmasının zamanlaması gibi bu mahiyetteki olaylar, davalıların sürecin tarafsızlığına olan güvenini ciddi biçimde tehlikeye atma riski taşımaktadır. Davalılara, gayri resmi argüman ileri sürme ve kapalı kapılar ardında kanıt sunma imkanı tanındığında, sürecin bütünlüğü tehlikeye girmektedir. Söz konusu toplantıların yarattığı kusur düzeltilmez çünkü Daire, söz konusu toplantılar sırasında davacılar tarafından kulağına fısıldanmış olan hususları artık “duymazlıktan gelemez”. Işte bu nedenle kritik argüman aşamasında bu tür toplantılara izin verilmemesi gerekmektedir ve somut olayımızda da izin verilmemiş olması gerekirdi.
1 Gerek akademisyenler gerekse de yargı mensupları, usulüne uygun dava sürecinin, adil yargısal karar verme sistemi kapsamında tarafsız ve bitaraf olmayan bir karar vericiyi zorunlu kıldığı yönünde sıkça görüş belirtmişlerdir. Bakınız: Arnett v Kennedy 416 U.S. 134, 171 (1974), Goldberg v Kelley 395 U.S. 254 (1970); Pillsbury v FTC, 354 F. 2nd 952 (5th Cir. 1966) (Kongrenin FTC’nin yargısal yönlerine müdahalesi uygunsuzdur ve yeni karar için talep gerektirir)
2 Bakınız; örneğin, 1994 tarihli Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması Madde VI’nin Uygulanmasına ilişkin Anlaşmada Kısım 6.2 (“Tüm anti damping soruşturması boyunca, ilgili tüm taraflar, menfaatlerinin savunulması için tam bir imkana sahip olacaklardır”) ve Kısım 6.3 (“Makamlar, bunun pratik olması halinde kendi savlarının sunumu ile ilgili tüm bilgeleri görmeleri için ilgili tüm taraflara zamanında imkan tanıyacaklardır”) AFDOCS/11251847.2
Davalılar, Dairenin işbu soruşturmaya yönelik dengeli ve bağımsız bir yaklaşımı sürdüreceği ve kayıtlardaki hususları inceleyeceği ve adil bir şekilde idare edilen bir işlemde baskı taktikleri, yanlış bilgilendirme ve abartıya yer olmadığı hususunu kabul edeceği yönündeki inanç ve ümitlerini korumaktadırlar. Ancak, kayıtlara geçmesi açısından, bu tek taraflı toplantıya itiraz etmekteyiz ve sunulan materyallerin reddedilmesini ve kayıtlardan çıkarılmasını ve toplantıya ilişkin tüm dokümantasyonunun bu olaya ilişkin temyiz incelemesinin gerekmesi halinde muhafaza edilmesini talep etmekteyiz.
Saygılarımızla,
İcdaş ve Çolakoğlu adına Vekaleten Avukat
/s/ Matthew M. Nolan_____
Matthew M. Nolan
ARENT FOX LLP
1050 Connecticut Ave., N.W.
Washington, D.C. 20036
Habas ve Kroman Adına Vekaleten
Avukat /s/ David Simon
LAW OFFICES OF DAVID L. SIMON
1025 Connecticut Avenue, NW
Suite 1000
Washington, DC 20036
Bilgi İçin: Paul Piquado
Ronald Lorentzen
Gary Taverman
AFDOCS/11251847.2
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.