Çelik Sektöründe Oyunun Kuralları Değişiyor
Son 40 yıldan bu yana, çelik üreticileri, demir cevheri tedarikini yıllık kontratlar ile sabitlenmiş fiyatlar üzerinden yapıyordu.
Son 40 yıldan bu yana, çelik üreticileri, demir cevheri tedarikini yıllık kontratlar ile sabitlenmiş fiyatlar üzerinden yapıyordu.
Son 40 yıldan bu yana, çelik üreticileri, demir cevheri tedarikini yıllık kontratlar ile sabitlenmiş fiyatlar üzerinden yapıyordu. Entegre tesislerde üretim yapan çelik üreticilerinin, uzun vadeli kontratlarla cevher tedarik etmeleri, maliyetlerin hesaplanması konusundaki kolaylıklarının yanında, otomotiv, beyaz eşya gibi girdi sağlanan sektörlerle daha istikrarlı bir ilişkinin tesis edilmesine de imkân veriyordu.
Ancak son birkaç yıldır, fiyatlarda ortaya çıkan keskin iniş çıkışlar, referans fiyat uygulamasının ne kadar doğru olduğu hususunun tartışmaya açılmasına yol açtı. İlk olarak, cevher fiyatlarının hızlı bir artış eğilimi içerisine girdiği 4-5 yıl önce, cevher üreticileri tarafından, yıllık kontratların 6’şar aylık dönemlere indirilmesi konusu gündeme getirildiğinde, bu istek ‘çok radikal bir değişiklik’ olarak görüldü ve uygulamaya aktarılamadı. Ancak özellikle 2008 ve 2009 yılında yaşanan krizler, kontratların hukuken geçerli olmasına rağmen, zaman zaman fiilen uygulanamayan kağıt parçalarına dönüşmesine yol açtı. Örneğin, ArcelorMittal, 2008 yılının son çeyreğinde, hurda fiyatlarının olağanüstü düşmesini mücbir sebep olarak göstererek, daha önce yüksek fiyatlardan yapmış olduğu bazı hurda alım kontratlarını, tek taraflı olarak iptal etme yoluna gitti. Benzer örneklere, cevher ve kömür ticaretinde de rastlandı. Fiyatlardaki iniş çıkışlar, demir cevheri üreticileri ile çelik üreticileri arasındaki ticarette de aksamalara ve anlaşmazlıklara yol açtı. Bugün gelinen noktada, cevherin ve kömürün 3’er aylık periyotlarla fiyatlandırılması konusundaki bir takım eğilimler yavaş yavaş netleşmeye başladı. Başlangıçta sıkıntıları da beraberinde getireceği düşünülen bu uygulamayı, aslında kendi içerisinde krize karşı sektörün dayanıklılığını arttırmayı ve sektör kuruluşlarının kendi aralarındaki ilişkileri daha rasyonel bir temele oturtacak bir mekanizmanın kurulmasını hedefliyor olması sebebiyle, olumlu bir gelişme şeklinde değerlendirmek gerekiyor.
Esasen elektrik ark ocaklarının temel girdisi olan ve entegre tesislerin de 20’ye varan oranlarda kullandığı hurdanın fiyatları, günübirlik hatta bazen saatlik olarak değişebiliyor. Benzer şekilde, elektrikte de saatlik fiyatlandırmaya geçilmiş bulunuyor. Günlük hatta anlık değişime açık fiyatlarla, elektrik ark ocaklı üreticiler üretimlerini başarılı bir şekilde sürdürebiliyor.
Burada bütün mesele, entegre tesislerin referans fiyat bazında müşterileri ile oluşturdukları altyapıyı, yeni çerçeveye oturtmalarında ortaya çıkıyor. Başka bir ifade ile, girdi temininin 1 yıllık referans fiyattan 3 ay süreli sözleşmelere dayalı bir çerçeveye oturtulması halinde, bu durumun her halükârda 3 ayı geçmeyecek bir şekilde, müşteriler ile yapılacak sözleşmelere de yansıtılması kaçınılmaz görünüyor.
Aslında bu yeni durum, alım satım ilişkilerini adeta talih oyununa çeviren ve kuruluşları risk altına sokan yapının, bir ölçüde rasyonelleştirilmesine ve piyasa koşullarını daha yakından takibine imkân verecek bir sistemin oluşturulması anlamına da geliyor. Bu arada, altyapı yeni duruma göre hazırlanırken, cevher satışlarının da, hurda piyasasında olduğu gibi, giderek daha fazla spot piyasaya yönelmesi ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
İlk anda yarattığı sarsıcı etkiye rağmen, referans fiyatların 1’er yıllık dönemlerden, 3’er aylık dönemlere indirilmesinin, spot piyasa fiyatlarındaki dalga boyunun azalmasına, suni bir şekilde karaborsa oluşmasının engellenmesine ve gerek çelik sektöründe, gerekse çelik ürünlerini kullanan sektörlerde istikrarın oluşmasına katkıda bulunacağı değerlendiriliyor.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.